@yazarozgekarail
|
" O da nereden çıktı?" Babası şaşkınlıkla ve gülümseyerek cevap verdi. Ona komik gelmesini anlayabiliyordu çünkü babası böyle şeylere asla inanmazdı. "Soruyu yanlış kişiye sordum sanırım." diye geçirdi içinden Chris. " Hiç, öyle aklıma geldi. Lisa sanki bir şey görmüş gibi korktu da o yüzden emin olamadım." Babası Chris'in in omzuna yavaşça vurarak " Evlat böyle saçma şeylerle zihnini doldurma. O daha 2 yaşında bazen kendi gölgesinden bile korkuyor." Chris başı ile onaylandıktan sonra babası odadan çıktı. Odadaki soğukluk yavaşça dağılmaya başlamıştı ama tamamen kaybolmamıştı. Odadan Lisa'nın sevdiği bir kaç oyuncağı alarak kardeşinin yanına gitti. Clara'ya sarılan Lisa biraz da olsa sakinleşince Chris'e koşarak sarıldı. Elindeki oyuncakları teker teker Lisa'ya verirken göz göze geldiler. Lisa'nın bir şeyler anlatmaya çalıştığına emindi ama anlayamıyordu. Chris ve Lisa'nın sakince oynadığını gören annesi mutfağa giderek yemek yapmaya devam etti ve hazır olduğunda hepsini mutfağa çağırdı. Hepsi sessizce yemeklerini yediler ve Chris annesine mutfağı toplamaya yardım etti. Yardım ederken de babasına sorduğu sorunun aynısını annesine de sordu. " Anne hayalet diye bir şey gerçekten var mı?" Annesi bu soruya şaşırdı. " O da nereden çıktı tatlım ?" " Hiç öyle aklıma geldi." " Tabii ki de hayalet diye bir şey var. İnsanlar öldüğünde ruhları serbest kalır ve diğer dünyaya giderler ama bazıları bir müddet bu dünyada kalır ve biz yaşayanların onları herhangi bir duyu organımızla hissettiğimiz ve var olduğunu bildiğimiz için onlara bu ismi takmışız." Chris' in gözlerindeki korkuyu annesi ilk başta göremedi. " Peki hayaletler bize zarar verebilir mi ?" "Duruma göre değişir. " " Nasıl yani?" " Yani şöyle ki..." Clara bir anda arkasına baktığında eşinin öfkeli bakışlarını görünce sözünü tamamlayamadı. " Çocuğun zihnini böyle saçmalıklarla doldurma Clara. Sen mi söylüyorsun Chris' e bunları?" William'ın sesi çok sert çıkmış olduğu Clara uzatmadı sadece "Hayır." diyebildi. " Neden saçmalık baba? Annem bana bir şey söylemedi. Ben, ben rüya gördüm sadece." " İşte bak kendin söylüyorsun rüya. Hepsi saçmalık. Bir daha bu konularda konuştuğunuzu duymayacağım!" Sesi bir emir tonundaydı adeta. Willam mutfaktan çıktıktan sonra anne oğul sessizce işlerini bitirdi. Salonda toplanan aile Lisa'nın uyku öncesi son şımarıklıklarını izlerken Chris istemeyerek de olsa odasına gitmek için müsaade istedi. Yatma saatine daha vardı ama sessizlik istiyordu. Odasına geçen Chris odaya ilk adımını atmadan önce el yordamıyla uzanarak odasının ışığını açtı. Sanki yaşadıkları gerçek değilmiş gibi her şey gayet sıradan görünüyordu. Okumuş olduğu romanı çantasından çıkartarak yatağına oturdu. Sırtını duvara yasladığında duvarın buz gibi olduğunu hissetti. Sırtına koyu yeşil kılıf takılı olan yastığını koyarak bağdaş kurdu ve kitabını okumaya başladı. Okuduğu kitaba kendini o kadar kaptırmıştı ki annesinin kapısını tıkladığını duymadığı için içeriye girdiğinde yerinde zıpladı. " Korkuttum mu ? Kusura bakma tatlım. Kapını tıkladım ama duymadın uyudun sandım. " " Dalmışım anne, en heyecanlı yeriydi." " Ne okuyorsun bakalım. " " Polisiye ve paranormal karışık bir kitap paranormal şeyler yaşayan bir aile var araştırılırken cinayet olduğu anlaşılıyor dedektif katili yakalamaya çalışıyor felan. " Annesinin derin nefes alışı onu biraz huzursuz etmişti. " Bu dönemde okumak istediğine emin misin ? Seni etkilemiyor mu?" Annesinin neden derin nefes aldığını şimdi anlamıştı. Bozuk olan psikolojisini daha çok bozmasından korkuyorlardı. " Hayır anne. Aksine sevdiğim türde okumak bana iyi geliyor. Hem zaten yarın dersler başlayacak eskisi kadar sık okuma yapamayacağım en azından bunu bitireyim." "Peki sen bilirsin tatlım. Ben Lisa'nın eşyalarını almaya geldim. Hâlâ bu odaya girmek istemiyor. Yeni ev korkusu sanırım. Bu durumu aşana kadar bizim odamızda yatmasına karar verdik. Senin için de bir sakıncası yoksa tabii." Chris muzip bir gülümseme ile " Yani odamda daha geniş bir alanım olacak, gece ağlama sesleri ile uyanmayacağım diyorsun. Bilmiyorum ki buna alışabilir miyim sence?" Annesinin de gülerek karşılık vermesi onu biraz da olsa rahatlattı. Normalde odasında hep yalnız kalmayı istemişti ama şuan gecenin karanlığında yalnızlık hissi huzurdan çok korku yaratıyordu. Clara odadan eşyaları toplarken Chris okumaya devam etmişti. Son bir kaç parça kaldığını fark ettiğinde daha fazla dayanamadı. " Anne babam neden öyle tepki gösterdi?" Annesi anlamamış gibi davransa da Chris anladığını gayet iyi biliyordu. " Önemli değil tatlım daha sonra anlatırım. Sende artık uyumalısın yarın okul var iyice dinlen. " Başını öne eğerek gidişi Chris'in içinde bir şüphe uyandırdı. Annesinin odadan çıkarken ışığı kapatması ile bugün gece lambası almayı unuttukları aklına geldi. İçindeki korku yeniden yüzeye çıkmaya başlamıştı. Kitabını baş ucundaki komodinin üzerine koyup telefonunu eline aldı. Ekranın ışığı ile odayı kolaçan etti. Görünürde bir terslik olmaması bir nebze de olsa içini rahatlatmıştı. Yastığını düzeltip yorganın altına girdiğinde o soğukluğu yine hissetti. Gözlerini sıkıca kapatıp dikkatini dağıtacak şeyler düşünmeye çalıştı. Kitabının yere düşmesi ile korkusu çoğaldı. Panikle telefonunu eline aldı ve fenerini açtı. Kitabı yerde açık bir şekilde duruyordu. Sakince kitabını eline aldı ve açık olan sayfayı inceledi. Bölümün başlığını okuyunca korkudan titremeye başladı. "Ruhu serbest bırakmak için cesedi bulmamız gerek." Dedektiflerin konuşması olduğunu anlamıştı ama kitabın oradan nasıl düşüp de bu sayfanın açılmış olması onu çok korkutmuştu. Acaba annesi haklı mıydı? Kitaptan etkilenerek gerçek ile kabusu mu karıştırmıştı. Kitabın kapağını kapatarak eski yerine koydu ama bu sefer düşmemesi için biraz ileri itti. Telefonunu çevirmesi ile tüm vücudu buz gibi oldu. Karşısında biri vardı. Siyah uzun saçları adeta rüzgar varmış gibi savruluyordu. Gözlerindeki karanlığı kendi içinde hissetmişti. Yüzü şekilsiz bir biçimdeydi. Tüm gücü ile çığlık attığında karşısındaki varlık bir anda kaybolmuştu. Annesi ve babasının panikle odaya girip ışığı açması ile Chris'i sanki bir trans haline girmiş bir şekilde buldular. Babasının onu sarsması ile Chris kendine geldi. Korkudan titreyen bedeni ile " Burada biri vardı. Yüzü yamuktu. Gözleri, gözleri simsiyahtı." Annesi korkuyla elini ağzına götürdü. Babası öfkeyle elini alnına koydu. " Bu saçmalıkların bir gün böyle bir şeye sebep olacağını biliyordum. Çocuğun aklına soktun değil mi Clara? Bak çocuk kabus görmeye başladı. " Chris annesine anlamsızca bakıyordu. " Ben bir şey söylemedim William. O defterleri kapatalı çok oldu. Chris bugün sormasaydı aklıma bile gelmiyordu. " William sakin olmaya çalışarak elini Chris'in omzuna koydu. " Kabus gördün evlat. Yarın okuldan sonrası için psikoloğuna randevu alacağım. Atlatması zor anlıyorum. Biraz uyu dinlen. " diyerek ayağa kalktı. Chris cevap vermedi, annesine bakıyordu. William odadan çıkarken Clara'ya göz ucuyla bakıp " Chris ile neler konuştuğuna dikkat et. İyileşmesini beklerken daha kötü duruma gelmesin." Clara düşünceli bir şekilde başını öne eğdi. Babası odadan çıktıktan sonra annesine babasının ne demek istediğini açıklamasını istedi. " Bence biraz sakinleş söz veriyorum anlatacağım. Gündüz konuşuruz. Ama senin yaşadığına benzer bir hikaye. Uzunca bir hayalet hikayesi. Şimdilik yanında yatayım. " ışığı hızla kapattı ve Chris'in yanına uzandı. Birbirlerine sarıldılar ama bir süre uyumadan öylece etrafı izlediler. Soğuk geçmişti. Birbirlerinin sıcaklığı ve güven duygusu ile Chris bir süre sonra uyuyakaldı. Clara ise geçmiş ile bugün arasında verdiği kavga ile etrafta bir şeyler görmeyi beklercesine karanlığı izledi.
|
0% |