@yazarozgekarail
|
Chris uyandığında güneş daha yeni doğuyordu. Gökyüzünün kızıllığı gecenin korkusunu ve karanlığını bölüyordu. Derin bir nefes alarak üzerinden kaymış battaniyesini boynunun altına kadar çekti. Ne zamandan beri üzeri açıktı bilmiyordu ama çok üşümüştü. Titreyerek uykuya dalmaya çalıştı. Bir süredir kabus görmeden uyanmadığı için kendini garip hissediyordu. ''Zaten kabusu gece yaşadım.'' diye kendine söylenerek yatağında döndü. İçindeki ürperti yine gelmişti sanki. Arkasına bakmaya korkuyordu. Kendini tekrar uyumaya zorladı ama başarılı olamadı. Her geçen dakika onun için saatler gibi sürüyordu. Ve o an sesi duydu. Hırlamayla karışık bir şey söylüyor gibiydi ama ne dediğini anlayamadı Chris. Gözlerini sıkıca yumduğunda odadaki soğukluk iyice artmıştı. Chris yatağın içinde titrerken bir anda kapı açıldı.Kapının açılmasıyla odadaki soğukluk bir anda dağıldı ama hâlâ etkisi sürüyordu. Odaya gelen annesi ve kardeşi oldukça mutlu bir şekilde Chris' i uyandırmak istemişlerdi.Onların geldiğini anlayan Chris ağlamaklı bir sesle " Neden bu kadar erken kalktınız ? Güneş daha yeni doğuyor. " diyerek yatakta doğruldu. Lisa' nın odadan kaçmasıyla annesinin şaşkın bbakışları ile göz göze geldi.. "Öğlen olmak üzere Chris iyi misin?"Chris etrafına baktığında odasının tamamen aydınlık olduğunu gördü. Zamanın bu kadar çabuk geçtiğini anlayamamak onu hem korkuttu hem üzdü. Ellerini başının arasına alarak ağlamaya başladı. Annesi usulca yanına oturdu ve elini Chris' in omzuna koyarak " Her şey düzelecek tatlım. İnan bana. Sadece seninde biraz çabalaman gerekiyor. " Chris ıslak gözlerle annesine baktı. Cevap vermeyi düşündü ama hemen vazgeçti. Neyin gerçek neyin kabus olduğunu algılayamayacak kadar yorgun hissediyordu. Babasının seslenmesiyle ikisi birden odadan çıktı. Chris lavaboya giderken babasının meraklı bakışlarını görmezden geldi. Annesi kahvaltıyı bile hazırlamıştı ama Chris uyumadığına emin olduğu halde nasıl onları duymadığını ve zamanın nasıl o kadar hızlı geçtiğini düşünerek elini yüzünü yıkadı ve mutfağa ailesinin yanına gitti. Lisa Chris'i görünce sevinç çığlıkları attı ve yeni başlayan konuşmasıyla " Abi!" Dedi tatlı sesiyle. Chris Linda'nın yanağına bir öpücük kondurdu ve yanına oturdu. Herkes sessizce kahvaltısına başladı. Annesinin babasına olan bakışlarından bir şeyler konuşacaklarını anladı ama onlar konuşmaya başlamadan o da hiç bir şey söylemedi.Kahvaltıları bitmesine az kala babası ufak bir öksürükle boğazını temizledi. Chris' e bakarak " Nasılsın oğlum?" "İyiyim baba sen nasılsın?" " Seni daha iyi gördüğümde bende daha iyi olacağım." Chris tamam dercesine başını salladı ama babasının derin nefes alışından konuşmanın yeni başladığını anladı.Babası ellerini cenesinin altında birleştirdi ve ciddi bakışıyla Chris'i izlemeye başladı.Chris tabağını bitirmişti ama ne konuşacaklarını merak ediyordu. Kısa bir bekleyişten sonra babası tekrar söze girdi. " Bize anlatmak istediğin bir şey var mı?" Chris ne demek istediğini anlamıştı ama bu konuda konuşmak istemediği için cevabı uzatmaya çalıştı. Ama eninde sonunda konuşulacaktı bunu çok iyi biliyordu. " Ne hakkında baba?" Babası tekrar derin nefes aldı. Annesi ise sanki hiç nefes almıyor gibiydi. " Kaza hakkında?" Soru gibi sormuştu babası. " Anlatılacak bir şey yok her şeyi polislere ve defalarca psikoloğuma anlattım. Size anlattıklarını biliyorum. Neden sürekli sorup duruyorsunuz?" Sesi biraz öfkeli çıkmıştı. Kendine hakim olamıyordu. " Chris, kaza olalı 3 ay oldu. 3 aydır kimseyle görüşmüyorsun, okula gitmiyorsun. Herkese kaza değildi diyorsun ama hiç bir şey anlatmıyorsun. Raporla halletmeye çalışıyoruz ama bugün son. Yarın sömestr tatili biter bitmez yeni okuluna gitmeni istiyoruz. Sen oradan uzaklaş diye her şeyimizi bırakıp buraya taşındık. En azından bize gerçekte neler olduğunu anlat." Bu sanki bir emir gibiydi. Chris " Ben size taşınalım diye bir şey demedim ki. Bunu ben istemedim ve bu yüzden sorumlusu ben değilim. Farkındayım artık okula başlamam gerekiyor. Çok geri kaldım." Chris başını kaldırmadan konuşuyordu ama babasının sinirlendiğini hissediyordu. 3 aydır sürekli ona anlatması için ısrar ediyorlardı ama Chris konuşmak istemiyordu. Ailesi okulda herkesin onu sevdiğini herkesle iyi geçindiğini düşünüyordu - okuldaki kendilerine slass diyen zorba ve zengin grup hariç ve ailesi bunu bilmiyordu.- Chris bunu bozmak istemiyordu.Lisa huzursuzlanarak annesinin kucağına gitmeye çalıştı.Chris babasına doğru bakmaya korkuyordu. " Tamam. Biraz daha bekleyelim bakalım. Ama şunu bil evlat. Biz farklı şeyler duyuyoruz. Ve bunların doğru olup olmadığını söyleyecek olan sensin. Bu yüzden her ne olduysa bir an önce anlat ve bizim içimizdeki endişeyi yok et." Hızlıca masadan kalktı ve mutfaktan çıktı. Chris, annesi ve Lisa sessizce duruyordu.Gözleri dolan Chris çaktırmamaya çalışarak gözlerini sildi. "Bize gerçekte neler olduğunu anlamatmazsan sana yardımcı olamayız Chris." Annesinin sesi artık sakin değil gibiydi. Bundan daha fazla kacamayacağını anlayan Chris " Peki, tamam anlatacağım." Annesinin gözlerindeki parlamayı görünce üzüldüğünü hissetti. Ailesini üzmek istemiyordu ama onun okulda ne kadar zorbalığa maruz kaldığını bilseler çok üzüleceklerdi.Annesi kahvaltı masasını toplarken babası tekrar Chris'e seslendi. Babası onun odasında bir şeyler yapıyordu.Chris hemen babasının yanına gitti. Babası elinde tamirat malzemeleri ile pencerenin önünde duruyordu. Chris'in geldiğini duyunca ağırca ona döndü. ''Pencereni kontrol ettim evlat. Herhangi bir çatlak yok ama ben yine de her şeyi sağlamlaştırdım. ''''Teşekkür ederim baba.''' Babası odadan çıkarken Chris cesaretini toplayarak '' Ne duydunuz baba?'' ''Bence sen bunu biliyorsun evlat.'' Chris başını olumsuz şekilde salladı. '' Konuşmaya hazır olduğunda ben de sana anlatacağım.'' Babasının sesi anlaşma yapar gibiydi. Chris '' Ne zaman isterseniz konuşabiliriz ama bana kızmayın olur mu ? Ben sizi üzmek istemedim.'' Babası '' Haydi salona gel, annenin de bilmesi gerekir.'' Chris başını ''Tamam .'' anlamına gelecek şekilde salladı ve babasının peşinden odasından çıktı ve salona doğru gitti.
|
0% |