@yazarozgekarail
|
Chris uyandığında annesi yanında yoktu gün aydınlanmıştı ve mutfaktan güzel kokular geliyordu. Etrafı inceledikten sonra saate baktı. Okula gitmesine daha çok vardı. Yataktan çıktı lavaboya gitti. Yüzünü yıkadıktan sonra aynada bir süre yansımasını izledi. Beyaz yüzü ve morarmaya başlayan göz altları ile "Yeni okulumun ilk günü için harika bir görünüm." diye söylenerek çıktı. Mutfağa geçince annesini esnerken gördü. " Dün gece için özür dilerim. Bir de ben yormak istememiştim ama bilmiyorum babam haklı olabilir." " Olabilir tabii tatlım." Annesinin sesindeki tereddütü hissetti. " Akşam bana bir şey anlayacağını söylemiştin neydi o?" Annesi yavaşça ona doğru baktı ve sus der gibi kaşlarını kaldırdı. Chris anlamayarak tam konuşacaktı ki arkadan babasının sesini duydu." Günaydın hayalperest. Çok acıktık annesi kahvaltı vakti gelmedi mi ?" Kucağında Lisa ile mutfağa gelen babasını görünce anladı annesinin neden öyle yaptığını. "Birazdan hazır canım. Oturun siz." " Ne anlatacakmışsın Chris' e bizde duyalım bakalım." iğneleyici konuşmasından bir gerginlik olduğu belliydi. " Önemli bir şey değil baba." Annesini savunmaya çalıştığı her halinden belliydi. Babasının sert bakışlarını görünce başını öne eğdi. " Chris doğru söylüyor. Önemli bir şey değil. Fazla hayal kurmanın zararları olduğunu da anlatacaktım da uyumak üzereydi bende sabah konuşuruz dedim bu kadar." William pek inanmamış bir bakış ile kahvaltı masasına geçti. Yanına oturan Chris Lisa'ya günaydın öpücüğü verdi. " Evet kahvaltımız hazır. Afiyet olsun. " Pek mutlu bir aile kahvaltısı sayılmazdı. Chris babasının neden işe gitmediğini merak ediyordu ama sormaya cesaret edemiyordu. Kahvaltının ortalarına doğru babasının telefonu çalınca açmak için masadan kalmasını fırsat bilerek annesine sordu. " Babam bugün neden işe gitmedi?" Annesi gözlerini devirerek cevap verdi. " Senin için randevu ayarlamaya çalışıyor ve yeni okulunun ilk günü olduğu için gelip öğretmenlerinle konuşacakmış." Chris' in içindeki korku iyice arttı. Kendi stresi yetmezmiş gibi bir de babasının öğretmenleri ile ne konuşacağını merak ediyordu. Babası masaya geri geldiğinde yüzü gülüyordu. " Okul sonrası için randevunu aldım evlat. Biraz zor oldu ama umarım değer. " Chris cevap vermeden başını sallamakla yetindi. Az yemiş olduğu kahvaltıya daha fazla devam etmek istemedi ve hazırlanmak için odasına gitti. Düz koyu gri okul okul üniformasını giydikten sonra aynaya bakıp iç geçirdi. " Tamda ruh halimi yansıtıyor. Kasvetli." diyerek ailesinin yanına gitti. Annesi masayı toplamış salona geçmiş Lisa ile ilgileniyordu. Babası da odasında hazırlanıyordu. "Babamın öğretmenlerim ile ne konuşacağını biliyor musun anne ?" Annesi hayır dercesine başını salladı. Chris annesinin karşısındaki koltuğa oturarak beklemeye başladı. Çok geçmeden babası salona geldi. " Hazırsan gidelim Chris." " Senin gelmene gerek yoktu baba dün okul yolunu yeterince ezberledim." Babası yandan gülümseyerek " Yolu bilmediğin için gelmediğimi biliyorsun. Hem okulu detaylı bir kontrol edeceğim hem de öğretmenlerin ile biraz konuşacağım." " Ne konuşacaksın ki ?" Babası derin bir nefes alarak sadece " Haydi çıkalım ilk günden geç kalmak istemezsin." Chris bir cevap alamayacağını bilerek ayağa kalktı ve kapının yanındaki askıdan siyah montunu aldı ve giyerek evden çıktılar. Asansör beklerken üst komşusu Lara ile tekrar karşılaştılar. Lara Chirs' e göz kırptı ve gülümsedi. Chris' de ona gülümseyerek karşılık verdi. William Lara' ya doğru sert bir bakış atınca Lara ona tepki vermeden başını çevirdi. Asansöre bindiklerinde Lara Chris'i inceliyordu. William'ın telefonu tekrar çaldı, o konuşmaya başlayınca Lara sessizce " O da okula gitmek istiyordu." Chris anlamadı. Kim dercesine başını salladı. William telefonu kapatınca Lara cevap vermedi. Asansörden indiklerinde otoparka giderek arabalarına bindiler. Lara onların gidişini hüzünle izledi. Okula vardıklarında Chris çok tedirgindi, elleri buz gibi olmuştu. Chris sınıfına çıktığında ders başlamak üzereydi. Matematik ve Sınıf Öğretmeni Bayan Jennifer Daniel gülümseyerek Chris'i sınıfa aldı. Chris' teki tedirginliği hisseden Jennifer kısa bir tanışma sonrası onu daha fazla konuşturmadan öğretmen masası hizasındaki 3. sıraya oturdu. Sıra arkadaşı bugün okula gelmediği için kendini şanslı hissetti. Başlayan ilk dersin bitmesi ardından tenefüste bir kaç kişi yanına geldi. Chris biraz soğuk duruyordu ama yanına gelenler oldukça sıcak kanlıydı. Kısa bir sohbetten sonra ders zili çaldı ve herkes yerine geçti. Sırayla matematik, coğrafya ve tarih derslerini tamamlayarak son dersin gelmesine bir nebze de olsa sevindi. Son dersin bitmesine 15 dakika kala sınıfa nöbetçi öğrenci gelerek Chris'i rehberlik öğretmeninin çağırması ile çantasını alarak odasına gitti. Odaya girerken kapıda öğretmenin ismi dikkatini çekti. " Ellie Brown" İçeri girdiğinde güler yüzle karşıladı onu Ellie. Sakince göstermiş olduğu sandalyeye oturdu. Oda çok ferah döşenmişti. " Merhaba Chris. Ben Ellie. " " Merhaba Bayan Brown." " Ah adımı öğrenmişsin ama ben samimiyeti severim bana sadece Ellie de. " Chris gülümsedi. " Seni neden buraya çağırdığımı merak ediyorsundur. Hemen açıklayayım." Chris omuz silkerek " Tahmin edebiliyorum." Ellie elini çenesine koyarak konuşmaya devam etti. " Bende öyle düşünmüştüm. Baban buraya gelip biraz bilgilendirme yaptı ama ben aileler ile değil öğrenciler ile görüşmeyi daha çok severim. Bu arada buraya gelmeni yanlış anlama rehberlik servisi yanlış anlaşılıyor biz her konuda yardım için buradayız. Bu ders programı olabilir kişisel veya genel problemlerimiz için olabilir ya da tamamen sohbet edip kafa dağıtmak için bile buradayız." Chris " Biliyorum." dedi sadece. " Baban senin önceki okulunda bazı problemlerin olduğunu bu yüzden biraz dikkatli olmamızı istedi sen bu konuda ne düşünüyorsun?" " Benim ne düşündüğümü kimsenin önemsediğini sanmıyorum. Evet biraz zorbalığa uğradım ama o sadece problem yaratan ya da problemin içinde olan bir çocuk istemiyor o kadar. Ben baş edebiliyorum ve hatta psikoloğada gidiyorum ama yine de o benden daha panik halinde. Ama herhangi bir sorunum olursa size geleceğim söz veriyorum. " Ellie Chris'in daha fazla konuşmak istemediğini anlamıştı. " Anlaşılan ilk gün gerginliği yaşıyorsun. O zaman bugünlük burada bitirelim. Sen söz verdin ama ben yinede ara ara da olsa seni görmek istiyorum. Bunun bir sakıncası olur mu?" Chris hayır dercesine kafasını salladı. "Pekala o zaman zaten birazdan zil çalmak üzere kendine iyi bak Chris." " Sizde öğretmenim." diyerek ayağa kalktı ve o an masadaki kitap dikkatini çekti. " Ruhlar Dünyası." Tekrar sandalyeye oturdu. Ellie gülümseyerek gözlerine baktı. Chris utanarak " Ruhlara inanır mısınız Bayan Brown?" " Sadece Ellie ve evet Chris inanırım. Bu dünya sadece bizler için fazla büyük. " Zil çalması ile Chris kapıya doğru baktı. " Eğer konuşmak istersen yarın bana haber ver ben yine seni çağırırım." Chris teşekkür etti ve odadan çıktı. Okulun bahçesi kalabalıklaşmaya başladı ve kapının yanında bekleyen babasını gördü. Yanına giderek " Buradaki tek veli sensin sanırım. İlk gün babası almaya gelmiş izlenimi bırakmak istemem gidelim mi?" " Tabi ki evlat yeni doktorun Simon bizi bekliyor. Diğer doktorun fazla uzak buraya. " Bahçeden çıkarak arabaya bindiler ve psikoloğun muayenehanesine vardılar.
|
0% |