Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Özgürlük

@yazarozgekarail

'' Şimdi ne yapacağız?'' Bu sefer Dina'da korkuyordu. Ya tekrar birine bir zarar gelirse diye. Agatha ''Bana ayak uydur yeter. '' diyerek kol çantasından bir çan çıkardı. Çantayı yere bıraktıktan sonra sağ elinde havaya kaldırarak ritmik bir şekide 3 kez çaldı. Sessiz ve anlaşılmaz bir dilde bir şeyler mırıldandı. Dina sadece bekliyordu. Çan sesi sanki odanın içinde dönüyordu, bir yankıdan daha fazlasıydı. Ses tamamen kesildikten sonra Agatha konuşmaya başladı. '' Sevgili Teresa bize de öfkelisin biliyorum ama bizim tek amacımız seni kurtarmak, özgürleştirmek. İşler karışınca panikle büyük bir hata yaptık. Kurtaracağız derken seni bağladık. Odadan çıktın ama özgür değilsin. Bunu telafi etmemize izin ver. Varlığını hissetmemiz lazım.''


Bir süre beklediler ama herhangi bir şey olmadı. Agatha tekrar konuşmaya başladı.


'' Öfkelenmekle çok haklısın, bu dünya sana iyi ve adil davranmadı. Sana bunu yapanlar cezasız kalmayacak.'' Tam o anda korkunç bir kahkaha sesi duydular. Onu hissedemiyorlardı.


'' Bak sana bunu kanıtlayabilirim. Buraya gelmeden önce Polis Merkezi'ne uğradım. Oradaki dedektiflerin başı Dedektif Dave sizi biliyormuş. Daha doğrusu abini, o yetkili değilken abin seni kurtarmak için gitmiş. Şuan ailenin adresini buldular ve oraya gidiyorlar. ''


'' Onlar benim ailem değil!'' Sesi daha korkunç bir hal almıştı. '' Özür dilerim öyle demek istemedim. Bak burada evrakları var.''


Dina'ya çantasını işaret etti. Dina hızlıca çantayı eline aldı ve içinden bir kaç kağıt çıkardı. Şaşkındı hayalete evrak göstermenin ne yardımı olabilir diye düşünüyordu. Kağıtlar havada uçuşmaya başladıkça varlığını çok net hissetmeye başladılar. '' Teresa sen özgür olmak istiyor musun?'' Agatha'nın sesi çok narin çıkmıştı. Kapı tıklanıp Sam'in sesi duyulana kadar varlığını net bir şekilde hissediyorlardı. Sam kapıyı açmadan dışarıdan seslendi. '' Biraz acele etseniz iyi olur hanımlar birazdan bir aile gelip yakınlarını almaya gelecekler şimdilik oyaladım ama heran geri gelebilirler.'' Agatha sinirle kapıya baktı. Tekrar konuşmaya hazırlanırken '' Özgür olmak bana ne katacak ? Ben intikam istiyorum!'' Teresa kulağının dibinde hissetti ve yerinden sıçradı. '' Bu dünyadaki intikamın senin daha fazla acı çekmene sebep olacak bunu biliyorsun ve hissediyorsun. Bırak bu dünyada cezalarını çeksinler mutlaka ruhları ile karşılaşacaksın işte o zaman özgür bir ruh olarak intikamını alacaksın çünkü onlar yaptığı kötülüklerden arınana kadar hapis kalacaklar.''


Bir tepki bir yanıt beklediler ama hiçbir şey olmuyordu. Agatha ilk adımı attı ve çantasına uzanarak oujia tahtası bir kaç tılsım ve tütsü çıkarttı. Dina'nın yardımı ile yerleştirdiler ve bağdaş kurarak yere oturdular. '' Şimdi bize varlığını tekrar hissettirirsen seni kurtarabiliriz.'' Sakince beklerken karşılarında siyah dumandan oluşan bir siluet belirdi. Bu bir tamam demekti. Agatha Dina'ya bakarak onu tekrar etmesini işaret etti ve oujia tahtasına dokundu. '' Seninde temasın gerek.'' Siluete bakarak söylemişti. Siyah dumanlar tahtanın etrafında dolanmaya başladığında Agatha ve Dina peş peşe kelimeler söylemeye başladı. Onlar söyledikçe siyah duman dağılıyor beyaz bir ışık hüzmesi oluşuyordu. Tüm siyahlıklar yok olana kadar ritmik bir tonda söylemeye devam ettiler. Işık hüzmesi büyüdü ve patlama gibi etrafa yayıldı. Karşılarında duran sanki canlı bir insan gibiydi. Yaralarının izi ile gözlerini kapatmış onlar gibi bağdaş kurarak oturan bir kız çocuğuydu.


Agatha titreyen sesi ile '' Ah Teresa.'' Diyebildi. Gözlerini açan Teresa'nın yüzündeki huzuru görebiliyorlardı. Dina'nın gözünden süzülen yaşlar onun da dikkatini çekmişti. Elini uzattı ve Dina'nın gözyaşını sildi. Varlık ve yokluk arasındaki duyguyuu hissediyorlardı. Teresa ondan kalanların olduğu dolaba hüzünle bakınca Agatha '' Söz veriyorum onlarıda ait oldukları yere götüreceğim. Biz senin ailen sayılırız artık. Gerçek sevgi dolu bir aile ne yapacaksa aynısını yapacağım.'' Teresa yavaşça Agatha'ya baktı. Gülümseme ile '' Teşekkür ederim.'' dedi ve sanki biri onu çekiyor gibi yukarı havalandı. Hareket ettikçe görüntüsü siliniyordu. En sonunda yok oldu ama arkasında bıraktığı huzuru hissettiriyordu. Hızlıca eşyalarını toparladılar ve morgdan çıktılar. Yüzlerindeki rahatlamayı gören Sam işlerin yolunda olduğunu anladı. Yine o önde Agatha ve Dina arkada ilerlediler. Sam'in kafeteryaya yöneldiğini görünce teşekkür etmek için peşinden gittiler. Kafeteryanın en sakin olan açık alanına gittiler. Yağmur başladığı için dışarıda kimse yoktu. Sam merakla onlara bakıyordu. '' Artık o özgür. Hiç kimseye zarar veremez. Ama ona söz verdim kalanlarını teslim almak istiyorum.'' Sam rahatlamış olduğunu derin bir ''Oh!'' çekerek hissettirdi ama biraz düşündükten sonra cevap verdi. '' Böyle bir şeyin olabileceğini pek sanmıyorum çünkü yaşayan bir ailesi var -ne kadar kötü olsalar da- onlar ancak teslim almazlarsa bir ihtimal. Tabii önce nerede olduklarının bulunması ve ifadelerinin alınması gerek.'' Agatha kollarını göğsünde birleştirdi. '' Sence gerçekten bunu yapacaklar mı? Sen bile söylerken inanmadın Sam. Hem onlar bulundu belki sana haber vermemişlerdir. Buradan 100 km uzaklıkta bir kasabadalar. Arkadaşların onları almaya gittiler. ''


Sam şaşkınlıkla '' Sen nereden biliyorsun ?'' Diye sorunca Agatha gülerek '' Bizimde habercilerimiz var. Yardımcı olduklarımız bazen bize yardım edebiliyorlar.'' Sam'in şaşkınlığı henüz geçmemişti ki telefonu çaldı. Agatha'nın söylediklerinin aynısını söyledi ve telefonu kapattığında '' Bu nasıl olabilir?'' Diyebildi. Her şeyi öğrenmenin bir zamanı var sen bunu boşver benim söylediğime odaklan.'' Sam gözlerini sağa sola yavaşça çevirip derince düşündükten sonra '' İlk önce polis merkezine gidip Dedektif Dave ile görüşmem lazım. Size ulaşabileceğim bir numara verirseniz gün içinde sizi ararım.'' Dina hemen kendi telefonunu çıkardı ve numarasını yazması için Sam' e uzattı. Sam minnettar bir şekilde numarasını yazdı ve kendi telefonunu çaldırarak kaydetti. Omuzundaki telsizden nöbet değişimi için merkezden yeni kişilerin geldiğini duyunca '' Evet bayanlar benlik başka bir şey yoksa gitmeliyim. Daha katılmayı istediğim bir sorgu olacak dinlenmeliyim.'' Gülümseyerek uzaklaşırken Dina dayanamayarak arkasından seslendi. '' Sen bize çok yardımcı oldun. Bizimde sana yardım etmemiz gereken bir şey olursa utanma,korkma ara.'' Sam geri dönerek '' Teşekkür ederim.'' Dedi ve gitti. Agatha merakla arkadaşına bakıyordu. '' Bana öyle bakma inanmıyorum diyordu ama içinde tanıdık bir korku bir his vardı. Bunu onu ilk gördüğümde anladım ve o yüzden kendi numaramı verdim senin ona sanki onu dövecekmişsin gibi bakışlarından çekinipte anlatamaz diye. Göreceksin en fazla 2 3 gün içinde arayacak.'' Agatha sıkılgganlıkla '' Dalga geçerse döverim tabii ama şaka bir yana bende bir şeyler hissettim ruhunun derinliklerinde çok yarası var. Umarım arar.'' Dina dudaklarını büzüp umarım dercesine başını eğdi. Biraz daha hava alıp huzurla yağan yağmuru izleyip William'ın odasına çıktılar. Odada kapıda bekleyen memurlar vardı. Onları içeri almadılar panikle hemşirelere ne olduğunu sordular. Doktor yanlarına geldiğinde yaklaşık 45 dakika önce bir kriz geçirdiğini sonrasında birdenbire uyandığını ve bilincinin yerinde olduğunu anlattı. Bu demek oluyordu ki ifade veriyordu. Doktor William'ın durumunun bu şekilde devam ederse akşam üzeri normal odaya alacaklarını ve ailesinin onu görebileceğini söylediğinde Birbirlerine sarıldılar ve bakışlarında Teresa'nın özgürleştiği zamanla denk geldiğini bildiklerini belirttiler. Agatha Clara'yı arayıp iki mutlu haberi verdi ve normal odaya alınma vakti gelene kadar Dina'nın yanında kalacağını haber verdi. Clara sevinç çığlıkları ve gözyaşlarıyla dualar edip telefonu kapattı. İki arkadaş sonrasında olacakları düşünerek beklemeye koyuldular.


Loading...
0%