Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Seans

@yazarozgekarail

Agatha yanan mumları kontrol ettikten sonra el ele tutuşma halkasına o da dahil oldu. Gözlerini kapatarak önce farklı bir dilde bir şeyler mırıldandı. Daha sonra yüksek sesle " Teresa burada mısın?"


Sessizlikle beklediler. Herhangi bir yanıt yoktu. Tekrar yüksek sesle " Teresa sana yardımcı olmak için buradayız. Buradaysan bir işaret ver."


Biraz bekledikten sonra hâlâ yanıt yoktu. Agatha derin bir nefes alarak tekrar konuşacaktı ki Chris ondan önce davrandı. O da yüksek sesle " Teresa sana yardım etmek istiyoruz. Günlüğünü okuduk. Çok acı çekmişsin. Acını dindirmek istiyoruz. Buradaysan bir tepki ver." Herkes şaşkınlıkla bekliyordu ve o an odadan bir ses geldi.


"Tak,tak,tak!" Sanki biri odanın kapısına vuruyordu. Agatha sessizce Chris'e " Benimle de konuşmak isteyip istemediğini sorar mısın? Ona göre söylemen gerekenleri sana söyleyeyim. " Chris gözlerini açmadan "Tamam." Dedi.


Yine yüksek sesle " Teresa ananem ile de konuşur musun ? O benden daha bilgili daha çok yardım edebilir."


Herhangi bir yanıt vermedi. Agatha Chris'e onun Ouija tahtasını kullanarak onlarla daha rahat iletişime geçebileceğini söyledi. Chris aynı şekilde tekrarladı. Tekrar odadan sesler gelmeye başladı. Bir şeyler devriliyor gibiydi ama tahtada herhangi bir şey yoktu. Chris sinirle konuşmaya başladı.


" Tabi ya ailesi o ölmeden önce ruhunun da odada kalması için lanet okumuş. Bununla bir alakası var mı anane? " Agatha biraz şaşırmıştı " Olabilir mi bilmiyorum. Ama denemeye değer. Herkes gözlerini açsın seansa odada devam edeceğiz. " Herkes sakince gözlerini açtı ve söylenenlere uyarak masayı odaya taşıdılar. Odaya girdiklerinde odadaki soğukluk çok fazlaydı. Hepsi titremeye başladı. Tekrar salondaki hallerini alarak Agatha'nın konuşmasını beklediler. Agatha salonda yaptıklarının aynısını yaptı ama yine cevap alamadı. " Tahmin ettiğim gibi. Bizimle konuşmak istemiyor. Chris burada sana büyük bir sorumluluk düşüyor. Onu asla sinirlendirmemen gerekiyor. Ne istediğini ruhunun nasıl serbest kalacağını sor. "


Chris tekrar "Tamam." dedi.


Yüksek sesle konuşarak " Teresa sana nasıl yardım edebiliriz? Bize söyle." Bir anda masa titremeye başladı. Agatha herkese "Gözlerinizi açabilirsiniz. Ama yinede tetikte olun sakin olmaya çalışın. " diye emir verir tarzda konuştu. Masanın titremesi durduğunda bir anda yön aparatı yerinden fırladı ve William'ın boynunun yanından geçerek duvara çarptı. Herkes korku ile yerinden sıçradı. Kolyesinin koparak düştüğünü hissetmeyen William titremeye başladı. Oujia tahtası olduğu yerde sağa sola hareket etmeye başladı ve ardından 5 parça halinde kırıldı. Agatha yaşadıklarını kavrayamıyor ne yapacağız dercesine arkadaşına bakıyordu.


Chris " Böyle ıvır zıvırlara gerek olmadığını söylüyor. O istediği zaman istediği kişiye sesini duyurabilirmiş ve hatta daha fazlası. "


Sesindeki panik çok fazla belli oluyordu.


" Ona nasıl yardımcı olabileceğimizi sor tekrar." Agatha sakin olmaya çalışıyordu.


Chirs sorusunu tekrarladı.


" Teresa sana nasıl yardım edebiliriz."


Ufak bir kıkırdama sesi duyuldu.


Hırlamayı andıran bir sesle " Bana yardım mı etmek istiyorsunuz ?"


Chris bir an titremeye başladı. Ses sanki tam arkasında gibiydi. Ensesinde soğukluğu hissetti. Ananesine doğru baktı. Herkesin duyduğunu sanmıştı. Agatha '' Tatlım ne söylediğini söylemelisin ya da bizimde duymamıza izin versin. ''


Chris tam ağzını açmıştı ki William inleyerek iki büklüm oldu. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken tekrar bir ses duyuldu. Bu sefer herkes duymuştu.


'' Aynı ona benziyorsun!'' William tekrar bir darbe almışcasına inledi. Agatha '' Teresa lütfen, kimseye zarar verme. Biz sana yardım etmek istiyoruz. '' Dediğinde bu sefer kahkaha sesi duydular.


Hava kararmak üzereydi. Masadaki mumların titreyen alevinden etrafa saçılan ışık yetersiz kalıyordu. Bayan Lara bir anda ''Oradaki de ne?'' diyerek yerinden sıçradı. Hepsi o yöne döndüğünde siyah bir siluet karşılarında duruyordu. Havada asılı gibiydi ve uzun siyah saçları rüzgarda savruluyor gibi duruyordu.


Agatha '' Seni görüyoruz ve duyuyoruz. Sadece sana yardım etmek için buradayız. ''


'' Lanetlere inanır mısınız?'' Hırlamalı ses odada yankılandı.


'' Tabii ki. Lanetini kaldırmak için ne yapmamız gerek.''


'' Bedenim bu odada kaldığı sürece bende buradayım.''


Chris hızla yerinden kalktı ve dolabını ittirmeye başladı. Agatha öfkeyle '' Ne yapıyorsun ? Chris buraya gel. Halkayı bırakmayın dedim. Onu bu halka ile davet ettik ve yine bu halka ile daveti kapatabiliriz!'' Chris duymazdan gelerek dolabını ittirdi ve duvar kağıdını kaldırmaya çalıştı. William'ın öfkeli bakışlarını hissedebiliyordu. '' Bedenini kurtaracağım!'' Chris'in durmadığını gören William bağırmaya başladı. ''Bir kez olsun söz dinle Chris! Hepsi senin yüzünden başımıza geldi!''


Bir anda her şey tekrar titremeye başladı. Duvarlar çatlıyor, bütün eşyalar olduğu yerde titreyerek yerlerinden ayrılıyordu. William ittirilmiş gibi geri düştü. İstemsizce hareket ediyor kalkmaya çalışıyordu ve ayakları yerden kesildi. Tekrar havada asılı duruyordu. Agatha bağırmaya başladı. ''Size onu kızdırmayın dedim! Dina daveti kapat.''


Dina bir şeyler mırıldanarak mumları söndürmeye çalışırken Clara Chris'i durdurmaya çalışıyordu. '' Söz veriyorum hemen polisi arayacağım. Lütfen dur Chris, babana bak!''


William havada nefes almaya çalışarak bir yandan çırpınıyor bir yandan kendini kurtarabilmek için boşluğa saldırıyordu. Hırlamalı ses daha netleşerek '' Senin gibiler yüzünden bu haldeyim. Sende ona benziyorsun. Babam gibisin! Babam gibisin! '' son cümlesini tekrarlayarak daha çok güçleniyor gibiydi.


Dina mumları söndürdükten sonra etraf iyice kararmış herkes birbirini zor görüyordu. Chris babasının halini görünce ağlayamaya başladı. William'ın nefesi tükenmek üzere gibi güçlükle hareket ediyordu. Chris yerde babasının tılsımlı kolyesini gördü ve hemen alarak babasının yanına gitti. Kopuk olan yere düğüm atıp zıplayarak babasının boynuna geçirmeye çalışıyordu. '' Teresa lütfen o benim babam ne olur bırak. O beni seviyor.''


William bir anda yere düştü bu sefer tamamen baygındı. Chris bunu fırsata çevirerek kolyeyi babasının boynuna taktı. Dine ve Agatha hızlıca anlaşılmayan bir dilde bir şeyler söylemeye başladılar. Duyulan ve gittikçe yükselen tiz bir çığlık hepsinin kulaklarını tıkamasına sebep oldu. Korku ile panik arasında savaşan Clara polisi aradı. Ne olduğunu anlatırsa dalga geçip gelmeyeceklerini düşünerek eşinin darp edildiğini ambulansa da ihtiyaçlarını olduğunu söyledi. Hepsi William'ın başında toplanmış uyandırmaya çalışıyordu. Bayan Lara '' Ona ne oldu? Teresa nasıl durdu?''


'' Bir nevi kovduk sayılır.'' Agatha 'nın tereddütü Bayan Lara'yı endişelendirmişti. Çok geçmeden polis ve ambulans geldi. Polis ile beraber eve giren sağlık ekipleri gördükleri manzara karşısında şok olmuşlardı. William'ın baş ucuna çöken sağlık çalışanı nabzını konrtol etti ve emredercesine bağırdı '' Nabzı çok düşük! Acil ambulansa taşıyın!'' Dina ona eşlik etmek ve evdekilere haber verebilmesi için ambulansla gitti.


Polis memuru ifadelerinin alınması için onları karakola götürmeden önce burada ne olduğunu sorarken Chris hariç hepsi susmuştu. '' Duvarda dolapta bir ceset var. Ruhunun serbest kalabilmesi için oradan çıkartmalıyız.'' Gülümseyen polis memuru inanmadığını belli ederek aralarında en büyük Bayan Lara 'yı seçerek sorusunu tekrarladı.


'' Burada ne olduğunu doğru bir şekilde anlatabilir misiniz hanımefendi. ''


'' Çocuk haklı. Eski komşularımdı, şüphelendim ama elimde kanıt yoktu artık var.'' Memur Sam derin bir nefes alarak omundaki telsizden başları olan Dedektif Dave'e ulaştı ve durumu kısaca özetledi. Evin nerede oluğunu soran dedektif o gelene kadar kimsenin oradan ayrılmamasını ve söyledikleri yeri açmalarını emretti. İki polis memuru Chis'in gösterdiği duvardaki duvar kağıdını sökmeye başladı. Clara Chris'e sarılarak ağlıyordu. Duvar kağıdını söktüklerinde altında gerçekten dolap olduğunu gören memurlar pek şaşırmışa benzemiyordu çünkü bir çok ev sahibi görüntüden rahatsız olunmaması için bunu yapıyordu. Buradaki tek fark dolabın kapakları ve çevresi çimento ile kaplanmıştı. Clara'dan bunu kazıyabilmeleri için malzeme olup olmadığını sorduklarında Clara takım çantasını getirdi. '' Bunun içinde varsa vardır.'' Ellerindeki titreme memurun gözünden kaçmayarak kurcalamaya başladı. Sam '' Şanslıyız ki işimize yarar şeyler var.'' Diyerek kendisi tornavida ve çekiç alıp arkadaşına spatula verdi. Onlar kazımayı yarıladıklarında Komiser Dave içeri girdi. İçeri girmeden önce kapıdaki meraklı komşulara evlerine girmesini söyledi.


Odaya girince kendisini tanıttı. Memur Sam '' Efendim biz size haber verirdik dolabı henüz açmadık.''


Komiser Dave '' O zaman hızlıca açın.'' Diye sert çıkınca işinin başına döndü. Dedektif Dave bu arada tüm detayları öğrenmeye çalışıyordu. Günlükten bahsedilince cebinden çıkarttığı eldivenlerin takarak delil torbasının ağzını açtı ve günlüğü içine koydu. Sam '' Efendim açıyoruz.'' Dediğinde dikkatler o tarafa döndü. Sam Bayan Lara'nın sessizce dua edişini fark etti ve içinde bir şey olmadığına emin olarak hızla bakmadan dolabın kapağını açtı.


'' Lanet olsun ! Sam bu ne?'' Yanındaki memurun tepkisi ile Sam ve diğerleri dolaba yaklaştı ve içerisinde kemikler olduğunu gördü.


'' Bunlar insan kemiği!'' Sam şaşkınlıkla bağırarak söylediğinde Chris ve Clara daha şiddetli ağlamaya başladı. Dolap ve eşyalar sallanmaya başladığında Agatha boşluğa konuşurcasına '' Sana yardım edeceğimizi söylemiştim Teresa.'' Dedi. Çok sürmeden sarsıntı durdu. Komiser Dave oldukça sakin ve sanki biraz huzurlu gibiydi.


'' Buraya olay yeri inceleme gönderin hemen!'' Dedektif Dave 2 memurunu orada bırakarak Chris,Clara,Agatha ve Bayan Lara'yı ifadelerini almak için karakola götürmesi gerektiğini söyledi. Clara Lisa'yı anlatıp polisler eşliğinde ona eşyalar ayarlayıp teslim ettikten sonra binadan çıktılar ve Polis arabasına bindiler.


Loading...
0%