Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Teresa Ve Hayatı

@yazarozgekarail

"Merhaba Bayan Lara ben Teresa. Sizden bir ricam olacak ve hatta ricadan çok bir yalvarış. Ne olur ailem sizinle görüştüğümü öğrenmesin. Onlar beni her yerden ve herkesten saklıyor. Eve gelen doktor ve siz hariç beni gören, bilen kimse yok..."


Chris bu satırları okurken neyle karşılaşacağını kestiremiyordu. Hızlıca bir sonraki sayfaya geçti.


"Nedenini gerçekten öğrenmek istiyor musunuz? Kimseye söylemeyeceğinize söz verin."


Chris merakla devam etti.


" Neden bilmiyorum ama size güveniyorum. Bu gerçek gün yüzüne çıkarsa ailem bunu kimin yaptığını bulur. Size bir şey olmasını istemem. Geleyim nedenine; ailem nesillerdir güzelliği kutsal olarak olur. Güzellikleri bozulmasın diye her yola başvururlar. Özel tarifleri var. Bende güzeldim küçükken çok iyilerdi bana karşı ama ben 6 yaşındayken eski evimizde yangın çıktı. Tüm vücudum yanıklar içinde kaldı. Hizmetçimiz ve çocuğu o yangında öldü. Ailesine çok para verdiler ve o ölen çocuğu ben olarak gösterdiler. Çünkü artık güzelliğim kayboldu. Ne yaparlarsa yapsınlar iyileştiremediler. O günden sonra benim Lanetli olduğumu söylediler ve başlarına gelen tüm kötülüklerden beni sorumlu tuttular. Annemle babamın işinde kötü giden bir şey olduğunda veya ağabeyim derslerinden kötü not aldığında da sorumlusu bendim. Bunlar için türlü türlü cezalar aldım. Benim hayatım cehennem gibi. Beni yok etmiyorlar ama iyi de davranmıyorlar. Çünkü onlara öfkelerini çıkaracak biri lazımdı..."


Tekrar tekrar aynı sayfayı okudu ve Chris ağlamaya başladı. "Bu nasıl kötülük bir anne baba bunu kendi çocuğuna nasıl yapar ?" Diye söyleniyordu. Annesi aradığında kendini toparlamaya çalıştı.


" Canım 10 dakikaya evdeyim. Uyumadın değil mi?" Chris'in sesindeki hüznü hissetti ve Chris cevap vermeden


" Ne oldu ağlıyor musun sen?"


Chris ufak bir öksürükle boğazını temizledi.


" Gelince konuşuruz anne."


"Tamam."


Telefonu kapatınca Chris saate baktı. Gece yarısına gelmek üzereydi. Zamanın nasıl bu kadar hızlı geçtiğini anlamamıştı.


Elini yüzünü yıkamaya gitti. Derin nefes alarak aynaya baktı. Bayan Lara neden polise gitmemişti bunu onu ilk gördüğü an soracaktı. Banyodan çıkıp odaya baktığında hiç olmadığı kadar üzgün hissediyordu.


Salona geçip beklemeye başladı. Çok geçmemişti ki annesi anahtarla kapıyı açtı. Lisa kucağında uyuyakalmıştı. Chris'e sessiz ol işareti yaptı ve çantasını gösterdi. Chris hemen annesinin omzundaki çantayı aldı ve diğer omzunda uyuyan kardeşine baktı. Onu çok kızdırsa da özlemişti. Clara Lisa'yı odaya götürdü ve yavaşça yatırdı. Chris elinde kağıtlar ve defter ile bekliyordu. Annesi yanına geldiğinde kağıtlar hakkında bilgi verdi. Annesi de okuyunca gözleri doldu. Diğer sayfalar 4 taneydi ve neler sever gibi klasik tanışma cevapları ile doluydu. Son sayfadaki en son cümle ise neler olabileceğini anlatır nitelikteydi.


" Bu arada dün akşamdan beri ailemde bir şeyler var Bayan Lara henüz ne olduğunu bilmiyorum ama dünden beri bana yemek vermiyorlar ve ne olursa olsun odadan çıkmama izin vermiyorlar. Ben sizin verdiğiniz günlüğüme her şeyi yazıyorum. Bana bir şey olduğunu düşünürseniz günlük size yardımcı olur. Umarım o günlüğü bulmanızı istemem."


Chris ve annesi birbirlerine bakakaldılar. Chris günlüğü sıkıca tutuyordu. Annesi ondan günlüğü istediğinde bir süre kıpırdamadan durdu. Zoraki bir şekilde annesine uzattı.


" İstersen önce ben okuyayım tatlım. Neler yazıyor bilmiyoruz ve senin üzülmene dayanamıyorum."


Chris başını hayır dercesine salladı.


" O beni korkutmaya çalışmıyor sanırım. Yardım istiyor anne ama ne yapacağımı bilmiyorum."


" Ben biliyorum oğlum. Gücümün yetmediği durumlarda arkadaşlarım var ama ne olursa olsun bunu baban duymayacak."


Chris tamam dercesine başını salladı.


Günlüğün ilk sayfasını açtıklarında 2 fotoğraf düştü. Chris alarak incelemeye başladı. İlk fotoğrafta küçük bir kız çocuğu vardı. Elinde pembe bir ayıcık tutuyordu. Ayıcık ile aynı tonda bir elbise vardı. Siyah uzun saçları iki yandan örülüydü. Çok tatlı bir kızdı gözleri mutluluktan parlıyordu adeta. İkinci resimde ise vücudunun yarısı vardı. Gri bir kısa kollu vardı ve açıkta kalan her yerde yanık izleri olan gözlerinde soluk bir bakış ve kısa saçlarıyla genç bir vardı. Hemen hemen Chris ile aynı yaşta gibiydi.


" Bu o!" Diyerek annesine uzattı resmi.


Annesi de inceledi elini fotoğrafta gezdirip gözlerini kapattı.


Bir irkilme ile gözlerini açtı. Chris merakla annesine bakıyordu.


Annesi Chris'in gözlerine bakarak konuşmaya başladı.


" İlk olarak sana bir şey anlatmalıyım. Ruhlarla iletişime geçen, onlarla ilgilenen insanlar var. Onlara medyum deniyor. Benim atalarımda da medyumluk var. Baban ile anneannenin arası bu yüzden açık. Baban inanmıyor ama ben inanıyorum. Benim hislerim eğitim almadığım için çok kuvvetli değil ama az çok atalardan gelen özelliğimiz var. Bu yüzden merak etme bu işi çözeceğim. Gerekirse daha bilgili insanlarla iletişime geçeceğim."


Chris " Yani sen de burada bir şey olduğunu biliyor muydun ?"


" Tabi ki tatlım ve hatta o gece çok yoğun hisler vardı bu yüzden seni kontrol etmek istedim. Bu eve ilk geldiğimiz an hissettim ben."


" Peki bana neden söylemedin anne?"


Annesi üzgünce başını eğdi.


Bir süre daha fotoğrafı inceledikten sonra günlüğü okumaya başladılar.


"Merhaba sevgili günlük. Ben Teresa. Seni hiç bir zaman kimse okumayacağı için her şeyi olduğu gibi yazacağım. İçimi dökebileceğim hiç bir insan yok. Bayan Lara sayesinde sana kavuştum. Çünkü ailemin gözünde benim değil bir kağıt kaleme sahip olmam yaşamama bile ihtiyacım yok. Okumayı ve yazmayı ağabeyim bana annem ve babamdan gizli öğretti. Onlar yokken ağabeyim bana defter kalem getirir öğretir sonra onları alırdı ki ailem görmesin. Bana tek iyi davranan ağabeyim Alex. Neden bana böyle davrandıklarını merak ettiysen söyleyeyim. Ben güzel değilim daha doğrusu küçükken çok güzel ve tatlı bir kızdım ama evde çıkan o yangından sonra her yerim yandı ve güzelliğimi kaybettiğim için ailem beni lanetli olmakla suçladı. Hizmetçimizin ölen çocuğunu benim yerime koyup bu halde kimseye görünmemem için beni öldü gösterdiler. Çok ilginç değil mi ölmememe sevinmeleri gerekirken ailem her zaman benden nefret etti ve o çocuğun yerine benim ölmem gerektiğini söylediler.


Şuan işte oldukları için rahat bir şekilde yazıyorum. Annem ve babam bir reklam ajansında çalışıyor. Yakında annemin bir reklamda oynayacağını öğrendim. Sevindiğim için sarılmak istedik ama o benden iğrenerek dokunmama bile izin vermedi. Ben onları çok seviyorum ama onlar görünüşüm için beni sevmiyor. Sevmemek bir yana canımı acıtıyorlar. Mesela bir kaç gün önce babam iş yerinde bir problem yaşamış. Eve geldiğinde çok sinirliydi ve beni kemerle dövdü. Tek sorumlusu benmişim, benim lanetim yüzünden sorun yaşıyorlarmış. Bunları kimseye anlatamam ki anlatacak kimsem yok. Bayan Lara ile bir kaç kez mektuplaştık ama ona da anlatamam. Ve de onunla nasıl tanıştığımı anlatayım hemen; bir gün annemle babam işten geldiğinde bizim kapıda Bayan Lara ile karşılaşmışlar ve konuşuyorlarmış. Ben onları duymadığım ve çok sıkıştığım için tuvalete gitmek istedim. Odamın kapısı açıldığında giriş kapısı ardına kadar açık ve Bayan Lara ortada beni görebilecek hizadaydı. Onu fark edince hemen kapıyı kapattım ama beni görmüş. Kim olduğumu sordu ve annem " Bir akrabamız yarın gidecek." Dediğini duydum. Onların konuşması uzun sürdü ve ben bu yüzden altıma kaçırdım. Kapıyı kapattıklarında ilk işleri benim odama gelmek önce kapıyı açıp kendimi gösterdiğim için sonra da altıma kaçırdığım için tekrar dayak yedim. Neyse günlüğüm birazdan eve gelecekler onlar gelmeden seni saklamalıyım. Sen artık benim hem arkadaşım hem sırdaşımsın. Şimdilik hoşçakal..."


Chris ve annesi gözlerinden akan yaşları sildiler. Annesi defteri kapattı. Chris okumak istiyordu. Neden dercesine annesine baktı. Annesi


" Şimdi biraz uyumalıyız. Sen okula gideceksin ve ben çok yorgunum. Yarın okuldan gelince Bayan Lara'yı davet eder hem konuşur hem okuruz." Dedi. Chris "Pekala anne. Ben bu gece burada uyuyabilir miyim?"


"Nasıl istersen tatlım. "


İkisi de uyumayacağını biliyordu. Annesi onu öptükten sonra odasına gitti. Chris oturdukları koltuğa uzandı ve sessizce ağlamaya başladı.


Loading...
0%