Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Yaşayarak İnanmak

@yazarozgekarail

William eve geldiğinde gece yarısını çoktan geçmişti. Çantasını kapının yanına bırakıp yavaşça eşine ve çocuklarına baktı. Chris'in alnına dokundu, ateşi olmadığını görünce biraz rahatladı. Salona göz attıktan sonra Chris'in odasına geçti. Odanın gerçekten soğuk olduğunu fark etti ama yorgunluk ile kendini yatağa attı.


Tam içi geçecekti ki üzerinden battaniyenin düşmesi ile kendine geldi. Bu kadar hızlı bir düşüş yaşamamıştı daha önce sanki biri tarafından çekilmişti. Etrafına baktı fakat kimseyi göremedi. Yorgunluktan hayal görüyor olarak düşündü ve yere düşen battaniyeyi almak için yataktan yere eğildi. Oda o kadar soğuktu ki ağzından duman çıktığını hissediyordu. Yoğun bir titreme sardı. Tam battaniyeyi tutmuştu ki yerde bir gölge fark etti. Hemen başını kaldırdı ama etrafta kimse yoktu. İçindeki tereddütle battaniyeyi uzanıp aldığında kolunda bir acı hissetti. Hızlıca tekrar örtündü ve uyumaya çalıştı. İçindeki huzursuzluk iyice artmıştı. Mutfağa gidip bir bardak su içti kolunu karanlıkta bir yere çarptığını düşündü ama çarpacak bir alanda yoktu önemsemeden odaya geri döndü. Battaniye yine yerdeydi ama o giderken düşürmediğine emindi. "Neler oluyor?" Diye söylenerek yatağa girdi. Uykusu kaçmıştı ama uzanmak istiyordu. Ne kadar vakit geçti bilmiyordu ama gökyüzünün karanlığı kırılmıştı. Bir süre uyuyakaldı. Clara'nın seslenmesi üzerine sıçrayarak uyandı. " Sakin ol. Uyandırmak istedim sadece. İyi misin ? "


William uykulu bir sesle " Gece düzgün uyuyamadım. " Clara meraklı bir sesle " Niye ki ?" Diye sorunca "Bilmiyorum, yorgunluktan saçma sapan şeyler gördüm." Clara bir cesaretle " Chris'te burada uyurken öyle şeyler görüyormuş."


William alaycı bir ses tonu ile " Bizimkinin yaşamadığı şey yok zaten. Bu arada nasıl oldu iyi mi?" " Biraz daha iyi. Senin koluna ne oldu?"


William koluna bakınca bir an şok oldu. Uzun kollu kıyafet olmasına rağmen kolu yırtılmış ve kolunda kırmızı bir el izi vardı. Hızlıca yatakta doğruldu. " Buda ne?" Diye bağırınca Chris yanlarına geldi. Babasının kolunu görünce " Teresa yapmış olabilir mi ?"Diye annesine sordu.


Annesi ona kaşlarını kaldırmış bir şekilde bakarken William "O da kim ?" Diye sordu öfkeyle. Clara ve Chris cevap vermeden William konuşmaya devam etti." Ne oluyorsa hemen anlatın!" Clara derin bir nefes aldı ve " Anlatacağım, inanmayacağını biliyorum. Bunun için bazı şeylere şahit olman gerek. "


William ne demek istediğini anlamıştı ve öfkeyle yataktan kalktı. " Yine mi başladık Clara. Yeter artık! Bu hayalet konusunu kapattık sanıyordum! Ne zaman annenle görüşsen böyle oluyor işte. Hayalet diye bir şey yok! Bu saçmalıkları atın aklınızdan bu sizi son uyarışım!" Lisa babasının bağırma sesinden korkarak Chris'in kucağına atladı. Clara açıklama yapmaya çalıştıkça William daha çok öfkeleniyordu. "William dinle, bu evde bir cinayet işlenmiş ve kanıt olarak elimizde bir delil var. Ama ruhu sıkıntıda. Önce onu kurtarıp günlüğü polise vermemiz gerekiyor." William öfkeyle Clara'nın üzerine yürüdü. " Ne saçmalıyorsun sen ? Ben bir daha duymayacağım diyorum senin dediğine bak!" Clara'nın gözleri doldu. Chris bunu görünce " Sen ister inan ister inanma baba ama bu doğru. Ananem ve arkadaşı gelecek ve bunu durduracak." William daha çok öfkelenerek bir yandan "Siz bana sormadan böyle bir şeye nasıl karar verirsiniz?" Diye bağırarak Clara'ya tokat atmak için sağ elini kaldırdı ama bir anda hiç kımıldamadan olduğu yerde kaldı. Elini ne indirebiliyor ne hareket ettirebiliyordu. "Ne oluyor böyle?" Dediği an kendini havada buldu. Havada asılı bir şekilde çırpınıyordu. Canı yandığı belliydi. Clara ve Chris'in çığlıkları evde yankılanıyordu. Bayan Lara sesi duyarak kapıya geldi. Chris panikle kapıyı açar açmaz içeri girdi. William'ı havada asılı görünce "Teresa hayır! Lütfen !" Diye haykırınca William bir anda yere düştü. Gövdesini ovalıyor bir yandan lanet okuyordu. Odadaki her şey sallanmaya başladı. Chris Lisa ile salona geçti ama sesleri duyabiliyordu, ağlamaması için bir yandan kardeşini oyalıyordu. William ayağa kalkamadı. Kalkmaya çalıştığında görünmez bir darbe alıyor olduğu yere yıkılıyordu. Bir anda sallantılar durdu ve William'ın vücudu kas katı kesilip titremeye başladı. Clara bir yandan annesini aramaya çalışıyordu.


" Alo tatlım."


" Anne çabuk gelin William'a bir şey oldu. O havada asılı kaldı yere düştü ve kalkamadı. Şuan vücudu kriz geçiriyor gibi titriyor ne yapacağız?"


" Tahmin etmiştim. Biz şuan sizin eve yakın bir oteldeyiz. Her şeye hazırlıklı olmak için erken geldik ve aramanı bekledik. Hemen geliyoruz. Bu arada sen sana verdiğim tılsımlı taş kolyeyi William'ın boynuna tak ve onu o odadan çıkartın."


Clara kekeleyerek " Tttammam." Dedi ve çantasından kolyeyi alıp koşarak kocasının yanına gitti. Kolyeyi William'ın boynuna geçirdi. Titremesinin azaldığını görünce Bayan Lara'dan yardım isteyerek onu odadan sürükleyerek çıkartmaya başladılar.


Her hareketinde Willam inliyordu. Çok geçmeden kapı çaldı ve Clara hızla kapıyı açtı. Annesi, arkadaşı ve yanında genç bir kız karşısında duruyordu. Hep beraber içeri girdiler. William'ı yerde yatırmışlardı. Onu o halde görünce genç kıza Lisa'yı işaret ederek. "İlgileneceğin prenses bu Angel. " sonra etrafa bir göz gezdirdi. " Onların burada olmaması gerekiyor. Ama siz bu işin içindesiniz Lisa harici herkes burada kalacak. " Dediğinde Bayan Lara " Benim evim üst daire oraya gidebilirler." Diyerek anahtarını Angel'a uzattı. Angel teşekkür ederek cebindeki oyuncağı Lisa'ya gösterip ilgisini çekerek onu kucağına aldı ve Bayan Lara'nın dairesine çıktı.


Clara'nın annesi Agatha William'ın baş ucuna yere oturup bir şeyler söylemeye başladı. O konuştukça William kendine geliyordu.


William tamamen uyandığında korku ve panikle etrafına bakıyordu. Clara "Artık inanıyorsun değil mi ?" Sorusu biraz aşağılayıcı ses tonundaydı. Willam sadece başını sallayarak cevap verdi. " Bu şekilde yaşayarak öğrenmen kötü oldu Willam ama bazı şeylere inanmak için yaşamak gerek. Şimdi bir seans yapmamız gerek ki acı çeken ruhun ne istediğini öğrenelim. Eğer inanmıyorsan Lisa'nın yanına gidebilirsin ama inanıyorsan burada kalman gerek. Sana bu kadar öfkeli olduğuna göre belki sen varken daha kolay çözülür. "


William ağlamaklı ses tonuyla Agatha'ya bakarak " Pekala, kalacağım. Görmek istiyorum."


Agatha hızlıca ayağa kalktı ve etrafına bakındı. William'a kalkmasını işaret ederek tekli koltukların ortasında duran dikdörtgen orta sehpayı salonun ortasına koydu. " Bu işimizi görür. " Bu arada Dina yanlarında getirdikleri çantadan malzemeleri çıkartıyordu.


Agatha Dina'yı işaret ederek " Arkadaşım Dina. Sadece arkadaşım değil bir nevi ortağım. Birbirimizden çok şey öğrendik. " diyerek ona gülümsedi. Dina' da gülümseyerek karşılık verdi.


Dina masanın ortasına Oujia tahtası yerleştirdi ve etrafına bir şeyler söyleyerek mumlar yaktı.


" Herkes masanın etrafına toplansın." Dediğinde sırayla hepsi masanın etrafında dizlerinin üzerine oturdu. Willam ile Clara yan yanaydı. "Şimdi el ele tutuşup gözlerinizi kapatın ve biz açın diyene kadar ne olursa olsun açmayın. Herkes el ele tutustuğunda Clara William'ın ellerinin buz gibi olduğunu hissetti. Diğer tarafında Chris vardı. Onun elini tutunca kendini daha iyi hissetti.


Agatha sırayla tek tek baktı. Hepsinin gözündeki korkuyu görebiliyordu.


" İlk kim farketti bu durumu?" Sesi çok ciddiydi. Chris ürkek bir biçimde "Ben anane." Dediğinde Agatha üzülmüştü.


" O zaman seans boyunca sen daha aktif olabilirsin. Belki bizimle iletişime geçmek istemeyebilir. Hazırsanız başlıyorum. Gözlerinizi kapatın. "


Loading...
0%