@yazarozgekarail
|
Chris " Bu stres ne kadar daha sürecek?" Diye düşünürken yolun çabuk bittiğini anlamamıştı.
Arabadan indiklerinde büyük bir binanın girişinde doktorun adı yazıyordu. Babası yolu göstermese de bulabilirdi ama babasının ben biliyorum tavırlarına ses çıkarmadı. Doktorun kapısına vardıklarında 1 kişinin beklediğini gördüler. Bekleme salonunda renkli koltuklarda otururken babası etrafı izliyordu. Chris doktorla ne konuşması gerektiğini düşünüyordu.
Beklemekten canı sıkılmıştı ve çantasından romanını çıkarttı ve okumaya başladı. Aklına gece gördüğü bölüm geldi. Sayfaları hızla karıştırarak aradı ama bulamadı. Daha detaylı incelemeye başlamıştı ki sıra onlara geldi. Asistanın adını seslenmesi ise kitabı çantasına geri koydu ve doktorun yanına gitti. Doktor gülümseyerek oturması gereken sandalyeyi gösterdi. Chris itaatkar bir şekilde oturdu. İlk konuşan doktordu.
" Evet Chris, nasılsın?"
" İyiyim. Siz nasılsınız?"
Doktor yine gülümsedi. Bilgilerini okudum, bazı şeyler hakkında bilgim var. Sen yinede anlatmak ister misin? O zamandan beri kendini nasıl hissediyorsun?"
Chris biraz düşündü. Buraya geldiğinden beri yaşadıklarını anlatmalı mı emin olamadı. Ailesine verdiği sözü hatırladı.
" Buraya taşınana kadar iyiydim. Açıkçası bir kaç gündür kabus mu gerçek mi emin olamadığım şeyler yaşıyorum. "
Doktor anlıyorum dercesine başını salladı ve bir kaç not aldı.
" Peki nasıl şeyler bunlar ?" Chris duraksadı. "Emin değilim. Sesler duyuyorum. Özellikle geceleri. "
" Bilinç altında olanlar yüzeye çıkıyor olabilir. Ailen ilaç kullanımı için onay vermiyor ama bu durum artarsa az dozda olsa başlamamız gerekebilir. İçinde tutup kimseye söyleyemediğin şeyleri bana anlatabilirsin, biliyorsun bunlar aramızda kalıyor. "
Chris aralarında kalmadığına emindi ama bu doktora daha çok ısınmıştı.
" Yaşadığım ve söyleyemediğim şeyleri aileme anlattım zaten. Okulda gördüğüm zorbalık beni buralara getirdi ama onlar beni etkilemiyordu ailem etkilediğini düşündü ama ben öncesinde de hep kendi halindeydim hiç bir zaman çok sosyal bir çocuk olmadım. "
Doktor not almaya devam ediyordu.
" Peki görmemen gereken bir şey görmüşsün. Korkmadın mı?"
Chris olumsuz bir şekilde dudak büzdü.
" Sanmıyorum, internette daha kötüleri mevcut ve benim gördüğüm sadece suda çürümeye başlayan bir cesetti. Tabi adam için üzüldüm genç biriydi ama beni etkilemedi." Doktor tekrar başını salladı. Chris'in net bir şekilde konuşması ve kendini ifade etmesi hoşuna gitmişti bir şey sakladığını düşünmüyordu.
" Pekala eklemek istediğin bir şey var mı?"
" Hayır, bunlardan başka söyleyecek bir şeyim yok. Şuanlık."
" Tamam o zaman. Bir sonraki randevunu önümüzdeki ay aynı güne verelim. Bakalım nasıl gidiyor ona göre bir karar veririz belki de sonlandırırız ne dersin?" Chris buna sevinmişti. Onaylar şekilde başını salladı.
" Her zaman bana karşı dürüst olmanı istiyorum Chris. Unutma her şey senin açık sözlülüğüne ve çabana bağlı. "
"Tamam, teşekkür ederim. "
Doktorun onayı ile odadan çıkan Chris babasının meraklı gözleriyle karşılaştı. Bu sefer daha heyecanlı görünüyordu.
Neler olduğunu, nasıl gittiğini sorarak arabaya gittiler. Eve varmaları da uzun sürmedi. Burada heryer birbirine yakındı sanırım yada merkezi bir yerdelerdi. Burası hakkında bir şey bilmediğini fark etti ve bunu araştıracağını düşündü.
Eve vardıklarında her zamanki gibi Lisa'nın dağıttığı evi ve annesinin bitmek bilmeyen sabrıyla onunla ilgilendiğini gördüler. Chris annesini çok seviyordu. Bu kadar yorulduğunu görmek onu üzüyordu ama bugün annesinde daha farklı bir şey vardı. Gözleri şişmiş ve kızarmıştı.
William meraklı bir şekilde ne olduğunu sordu. Clara bakışlarını yavaşça yanında duran oğluna çevirdi. Chris odasına gitmesi gerektiğini anladı. Ağır adımlarla odasına gitti ama kapı kolunu tuttuğunda içinde bir ürperti oluştu. Sanki minik bir elektrik çarpması yaşadı ve hızla elini çekti. Kapı açılmıştı yavaşça açılan kapıdan içeri baktı ama değişen hiç bir şey yoktu. Bir kulağı anne ve babasında odaya girdi ama kapıyı kapatmadan okul üniformasını çıkartıp eşofmanlarını giydi. Kıyafetlerini olduğu gibi yatağına bıraktı.
Lisa kapıya gelmiş içeriye girmeden aralıktan bakmaya çalışıyordu. Chris giyindikten sonra Lisa'nın orada olduğunu fark etti. Kapıyı açtı ve yere diz çöktü. Lisa'ya gelmesini işaret eden şekilde elini salladı. Lisa kucağındaki pembe tavşanını sıkıca kavradı. Odayı tamamen görebiliyordu ve doğruca Chris'in kıyafet dolabına doğru bakıyordu. Geriye doğru bir kaç adım attı. Chris dolapta bir şey olmadığını kanıtlamak için ayağa kalktı ve dolaba yaklaşmaya başladı. Elini dolaba uzattığında o ürpertiyi tekrar yaşadı. Lisa'ya korkmaması gerektiğini göstermeye çalışırken kendisi korkuyordu. Chris'in eli dolaba biraz daha yaklaşınca Lisa yarım yamalak konuşması ile " Abi, hayıy. Ham."
Dedi. Chris Lisa'ya başını çevirince dolabın titrediğini gördü. Hızla odadan çıktı ve Lisa'yı kucağına alarak doğruca salona gitti. Chris'teki paniği gören ailesi konuşmasını kesip onlara doğru baktı. Lisa ağabeyine satılmıştı. "Ne oldu oğlum?" Annesi titreyen sesi ile soruyordu.
" Bir şey yok anne. Kıyafetlerimi koyarken dolap sallandı da dengesizlik var herhalde Lisa yaklaşmasın diye hızlıca geldik. Sen nasılsın neyin var?"
Clara, William'a doğru baktı.
" Anneannen rahatsızlanmış ve onun yanına gitmem gerekiyor. Babanla onu konuşuyorduk. Biliyorsun bir kaç gün sonra babanın da şehir dışında toplantısı var. Ben seni de götürmek istiyorum ama okula daha yeni başladığın için nasıl yapacağız onu düşünüyoruz."
Chris gerçekten çok üzülmüştü. Uzun süredir anneannesi ile görüşmüyorlardı. Babası ile arasında geçen bir tartışma sonrası irtibatı kesmişlerdi ama annesi ara sıra da olsa görüşüyordu.
" Ben başımın çaresine bakarım beni merak etmeyin. Babamın işi zaten 3 gün sürecekti değil mi baba ? "
Babası başını salladı onu yalnız bırakmak istemiyorlardı ama yapabilecekleri başka şey yoktu.
Annesi çantasını hazırladı ve Lisa'nın eşyalarını toplamak için Chris'in odasına gitti. Birazını zaten odada uyumadığı için toplamıştı geri kalanlarıda almaya geldiğinde oda yine soğuktu. Chris'in korkmaması ve eşinin böyle şeylere karşı olduğu için içindeki ürperti ve tereddütü sakladı. Dolabın önünden geçerken bir tuhaflık hissetti. Dolaba dokunduğunda kendini çok garip hissetmişti. Chris'in söylediği aklına geldi ve dolabı hafifçe ittirdi. Sallanmıyordu. "Tuhaf." Diyerek almış olduğu eşyaları çantasına koydu. Babası otobüs biletini ayarlamış 3 saat Sonra gideceklerini haber veriyordu. Chris korktuğunu belli etmeden Lisa ile oynuyordu. Akşam yemeklerini yemek için mutfakta toplandıklarında hepsi durgundu. Sakince yemeklerini yediler ve yolculuk saatini beklediler. Annesi bir iki günlük yemek yapmıştı. Saati geldiğinde annesi giyinmiş hazır bekliyordu. Annesi Chris'e sıkıca sarıldı. Chris karşılık vererek onu kucakladı. Lisa'nın sarı bukle saçlarını severek öptü ve babasının onları götürmesini izledi.
Evde yalnız kalma hissi korkunç geliyordu "Şuan da korkuyorsam babam gidince ne yapacağım?" Diye düşünerek evi turladı. Lisa'nın yerde bırakmış olduğu oyuncakları topladı. Uykusu gelmişti babasını beklemeden odasına gitti. Baş ucundaki komodinde bir gece lambası gördü. Üzerini değiştirmek için girdiğinde yoktu buna emindi. Altında da bir not vardı.
" Oğlum bugün senin için almıştım. Umarım artık rahatça uyursun. Seni seviyorum annen..."
Chris gece lambasını taktı ve ışığını kapatarak yatağına girdi. Şuan oda normal sıcaklıktaydı. Bugün gece böyle olur diye içinden dua ederken uyuyakalmıştı.
Uyandığında henüz sabah olmamıştı. Korku ile sıçrayarak uyandı. Sanki biri ona dokunmuştu. Etrafına baktı ama kimse yoktu. Kabus olduğunu düşünerek geri yattı. Oda yine soğumuştu. Gece lambasının ışığı bir anda titremeye başladı. Elektriksel bir arızaya benziyordu. Chris'in içine yine bir ürperti doldu. Gece lambası söndü.
Chris hızlı hızlı nefes alarak yorganın altına girdi ve gözlerini sıkıca kapadı. Odada bir tıkırtı oldu. Sakin kalmaya çalıştıkça daha çok korkuyordu.
Boğuk bir ses duydu. Ne dediğini anlamaya çalışarak dikkatle dinledi.
"Yardım et!" Ses sürekli tekrar ediyordu.
Chris korkudan titremeye başladı.
İçinden sürekli " Bu bir kabus." Diyip duruyordu.
Bir anda ses kesildi ve oda yavaş yavaş ısınmaya başladı. Chris cesaretini toplayarak yorganı kaldırdı ve havanın aydınlanmaya başladığını gördü. Koşarak yataktan çıktı ve mutfağa gitti. Bir bardak su doldurarak titreyen elleri ile içmeye çalıştı. Mutfak masasına oturdu ve düşünmeye başladı.
|
0% |