Merhabalar canlarımmm.

Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayııın.

İyi okumalar dilerim...

Yazardan:

Aynanın karşısındaki görüntüsünü son kez kontrol etti Ömer.

Gömlek yakalarını da düzelttiğinde hazırdı. Dudaklarındaki keyifli ıslıkla koltuğa attı iri bedenini.

Kafasını geriye doğru attığında, boğazını sıkan kravatla elleri gevşetmek için kravatına gitti.

Sağ eli kravatını tutmuşken, duyduğu adım sesleri ile çakır gözleri kapıya doğru döndü.

Gözlerinin gördüğü beden ile olduğu yerde kalakaldı. Vücudundaki donmanın aksine kalbi yerinden çıkmak istercesine atıyordu.

Derin bir şekilde yutkunurken, kravattaki eli o fark etmeden daha da sıkmıştı kravatı.

Tomris Ömer'e doğru ağır adımlar atarken, Ömer'in yakışıklılığıyla bir an sendeler gibi olmuştu.

O an iki ayrı beden ama aynı kalpten, sessizce şu kelimeler döküldü.

Kesinlikle bu kadar güzel olmak yasaklanmalı...

Kesinlikle bu kadar yakışıklı olmak yasaklanmalı...

Ömer sıkılaştırdığını fark ettiği kravatına hafif açarken, kendisine doğru yaklaşan güzeller güzeli karısına karşı ayağa kalkıp, o da ona doğru bir kaç adım attı.

Dip dibe geldiklerinde, ikisininde ağzından tek bir kelime dökülmüyordu.

Belki sesleri çıkmıyordu ama dillerinin aksine gözlerinin birbirine anlattığı çok şey vardı.

Ömer'in büyük elleri Tomrisin yanaklarını bulduğunda, dudakları de eş zamanlı Tomrisin alnını bulmuştu.

Derin bir buse bıraktığı alından yavaşça ayrıldığında, eş zamanlı olarak ikilinin gözleri de açıldı.

" Çok güzel olmuşsun misket gözlüm."

Tomrisin duydukları ile dudaklarında derin bir tebessüm oluşurken, yanaklarındaki ellere birer öpücük bıraktı

" Sen de çok yakışıklı olmuşsun çakır gözlüm."

Ömer'in gülümsemesiyle gözleri kısılırken, Tomrisin gülümsemesine kayan hayran bakışlarını fark etmedi.

" Çıkalım mı Tomrisim?"

" Çıkalım Ömerim."

El ele evden çıkan ikili, bazı bakışları üstüne toplasa da umursamadılar.

Ömer'in açtığı kapıdan arabaya binen Tomris, kapanan kapı ile eli kalbine gitti. Kalbi biraz daha zorlarsa, bu kadar hızlı atmaktan yerinden çıkacaktı.

Arabaya binip kemerini takan Ömer, hemen Tomrisin bir elini tuttu. Esmer ve büyük elinin arasındaki küçük kalan bembeyaz ele bir öpücük bırakıp, arabayı çalıştırdı.

" Nereye gittiğimizi söylemeyecek misin kocacığım?"

Ömer karısına yandan bir bakış atıp, önüne geri döndü.

" Sevimlilik yaparak beni kandırma lütfen karıcım. Yoksa hemen şu kavşaktan eve geri döneceğim."

Arabanın içinde Tomrisin kıkırtıları yankılandığında, Ömer'in kalp atışları biraz daha hızlandı.

Seneler geçmişti tanışmalarının üstünden ama hâlâ ilk gün gibi hızlı atıyordu kalpleri birbirlerine gördüklerinde.

" Şarkı açayım mı sevgilim?"

" İstersen aç yavrum. Ama bana en güzel şarkı senin sesin geliyor. Yani şarkı açmayıp, bir şeyler anlatsan daha da mutlu olurum."

Tomris alt dudağını dişlerken, yüzündeki gülümsemesini saklayamıyordu.

Mutluydu... Hem de çok mutluydu...

Ömerle olduğu her an mutluydu... Ömer varsa, mutluluk vardı...

Ömer varsa, Tomris vardı...

Bir süre araba da konuşarak, şık restoranta vardılar.

Üç haftalık görevden dönen Ömer, kendisinden bir gün önce görevden gelen karısının yorgunsun itirazlarını dinlemeden hazırlanmasını istemişti.

Bu plan uzun senelerdir aklındaydı. Ama Tomrisin, Şanlı Urfa'ya dönmek istememesi ile nasip olmamıştı.

Şimdi ise bu gece için hiç bir engelleri kalmamıştı.

Arabadan inen ikili, el ele restorana girdiler. Tomris merakla etrafına bakarken, garsonun gösterdiği masaya gelmişlerdi.

Ömer'in çektiği sandalyeye oturan Tomrisle, Ömer de kendi yerine geçti.

Siparişlerini veren ikili, gelen yemeklerini bol bol sohbet ederek yemişlerdi.

Ardından da Tomrisin nereye sorularına cevap vermeyen Ömerle, tekrardan arabaya bindiler.

Kısa bir süre sonra geldikleri balıklı gölle, Tomrisin yüzünde bir gülümseme oluştu.

Ömer'in arabayı park etmesi ile arabadan indiler. El ele tutuşup, balıklı gölün yanından geçtiler.

" Nereye gidiyoruz Ömer? Balıklı göle gelmedik mi?"

" Sabret yavrum."

Bir süre yürüyerek ilerlediler. Ömer girdikleri tanıdık sokakla gülümserken, Tomris ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

" Buraya neden geldik Ömer?"

Ömer bir şey demeden, Tomrisi tam onu ilk gördüğü yere götürdü.

Bakışları bir kaç metre ileride, sanki yıllar önceye tekrardan gitmiş gibiydi.

" Yaklaşık 10 yıl önce tam burada, seni ilk kez görmüştüm."

Ömer'in dediği ile Tomrisin bakışları hızla Ömer'e dönmüştü. Ömer'e hep sormuştu, ilk beni nerede gördün diye. Ama Ömer cevap vermemiş, bir gün göstermek istediğini söylemişti. Şimdi Ömer öyle söyleyince, sanki kafasında bir kaç şey oluşmuş gibi olmuştu.

" Yeni görevden dönmüştük o zaman. Tabi daha o zamanlar iki yıldır askerlik yapan bir çaylaktım. Daha öğreneceğim çok şey vardı. Hâlâ öğreneceğim şeyler vardır elbet. Ama ben o gün daha çok çaylak olmama rağmen, senden aşkı öğrenmiştim. İlk simsiyah beline uzanan saçların dikkatimi çekmişti. Ardından misket gözlerin ve huzurun bir yansıması olan sesin etkilemişti beni."

Ömer Tomrise dönüp, karısının iki elini de tutup tekrardan konuştu.

" O misket gözlerin o an kalbimde deprem etkisi yapmıştı. Tabi hâlâ aynı durumdayım ama neyse. O an kavga etmeniz ve seni üzmeleri beni sinirlendirse de, sesini biraz daha fazla duymak için bile olsun kavganın uzamasını istemiştim. Ama sen o gün benim koluma çarparak, hayatıma girmeden koşarak çıkmıştın."

Bir süre nefeslenen Ömer, Tomrisin kendisine merakla baktığını fark ettiğinde tebessüm etti. İlk defa yaşananları tam ayrıntısıyla anlatmıyordu. Ama Tomris her seferinde büyük bir dikkatle onu dinliyordu.

" Ondan sonra kendime asla gelememiş, uyuduğum her an seni rüyamda görmeye başlamıştım. Vazgeçmek istedim bazen. Bakma hiç öyle. Onca yıl boyunca bir kez gördüğün kızı, rüyalarında görüp karşılıksız bir aşk yaşamak yoruyor insanı. Ama benim her vazgeçme düşüncesi aklımdan geçtikte, rüyalarımda çok kızıyordun bana. Ben de o yüzden hiç vazgeçmedim."

Ömer tekrar duraksayıp, Tomrisin alnına uzun bir öpücük bıraktı.

" Seninle tekrardan karşılaştığımız da ise, aklımda olan bir şey vardı. O zaman yapmak nasip olmadı. Ama şimdi bunu telafi etmek istiyordum."

Ömer elini pantolonun cebine sokup, bir kolye kutusu çıkardı.

Kapağını açtığında, Tomrisin gördüğü kolye ile gözleri ışıldamıştı.

" Söylenenlere göre aster çiçeği bulunduğu yeri güzelleştirirmiş. Belki senin en sevdiğin çiçek değil ama sana en çok yakışan çiçek bu."

Demiş ve kutudan çıkardığı kolyeyi Tomrisin boynuna takmıştı.

Tomrisin elleri kolyeye giderken, daha fazla dayanamamış Ömer'in boynuna atlamıştı.

" Teşekkür ederim Ömerim. Sen bu hayattaki bana gelen en harika şeysin. Seni seviyorum Ömer. Seni çok seviyorum."

" Bende seni seviyorum Tomrisim. Hem de tahmin edemeyeceğin kadar çok."

Eve sarmaş dolaş giriş yapan karı koca, aynı şekilde odalarına çıktı.

Ömer üstündekileri çıkarmadan, boynunda sallanan kravatı ile kendisini yatağa attı.

" Yoruldun mu?"

" Eh işte."

" Oysa ben de bir şeyler yapabiliriz diye düşünmüşt-"

Tomrisin sözü bitmeden yerinden kalkan Ömer, hızla karısını kucaklayıp arkasındaki yatağa atarken konuştu.

" Kesinlikle doğru düşünmüşsün karıcım."

Demiş ve Tomrisin kıkırtıları içinde, yatağa doğru eğilmişti.

Tam Tomris dudaklarını birleştirecekken, Ömer konuştu.

" Sana benzeyen bir kızımız olsun istiyorum. Sence de güzel olmaz mı?"

Tomris duydukları ile bir an da ne diyeceğini bilemese de, peşinden dolanan kendisinin kopyası bir kız ve Ömer'in kopyası bir oğlan çocuğu fikri hoşuna gitmişti.

" Çok güzel olur hem de."

" Neyi bekliyoruz o zaman."

" Ne?"

Afallamıştı bir an Tomris.

" Diyorum ki, çocuk yapmak için çok güzel bir zaman bence. Hım?"

Tomris tebessüm ederken, konuştu.

" Olur, hem de çok güzel olur Ömerim."

Tomrisin sözlerinin bitmesi ile Ömer Tomrisin dudaklarına yapışmıştı.

Uzun bir gece onları bekliyordu...

Evet bir bölüm daha bitti. Nasıldı?

Ömer'in romantikliği benim koca bulma seviyemi arşa çıkardı. Şimdi nasıl koca bulucam 😱

Ömer için emoji satırı 😍😘❤️

Tomris için emoji satırı 🙄😠😷 (Ne kıskanması canım?)

Aster çiçekli kolye istiyom ben. Ama yanında Ömeri de gönderseler fena olmaz yani ehe ehe 😁

Çocuk mu geliyor leeeeennn???

Şimdiden isim önerileri alalım canım. Köşe de bulunsun >>>

Bir sonraki bölüme kadar hoşça kalın canlarım...