Yeni Üyelik
33.
Bölüm

28.Bölüm

@yazarpapatya01

Merhabalar canlarımmm.

Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayııın.

Bölümü kontrol etmeden atıyorum. Şimdiden bir yanlışım varsa affola.

İyi okumalar...

Yazardan:

" Bağa bir açuklama yapun!"

Nazlı gergin bir sırıtışla abisine baktı. Abisinin şive kayması normal de çok hoşuna gitse de, şu an kendisine kızıldığı için pek de keyif alamıyordu bu şiveden.

" Abi önce bir sakin mi olsan?"

" Ben sakinum zaten! Değil miyum? Tomris sen cevap ver. Ben sakinum değul mi?"

Tomris, Ömer'in seğiren gözlerine ve çenesine baktı. Daha sonra da duyduğu şiveye. Kocası gerçekten de çok sakindi!

" Hayatım biraz daha sakinleşmeyi beklesen daha iyi olur sanki."

Tomrisin sesi oldukça ılımlıydı. Kocası kendisine kızmazdı ama sinirlenirse yine sinirini abisinden çıkarabilirdi. Her ihtimali düşünmeliydi.

" Bekleyecek bir şeyler yoktur! Bu şerefsuz, hesap verecek bağa!"

Salonun bir köşesinde tek başına oturan, ağzı ve yüzü kaymış Selim'i gösterdi eliyle. Selim'i dövdükten sonra, Nazlı Selim'e pansuman yapmıştı. Şimdide Ömer, yan yana oturmalarına bile izin vermiyordu.

Selim bir an da gelen cesaretle yerinden doğruldu. Bu işten alnının akıyla çıkacaktı evelAllah.

" Bilmediğin bir şey yok Ömer. Hem sen, benim Nazlıyı sevdiğimi biliyordun. Ona açılacağımı da biliyordun. Yani bilmediğin bir şey yok. Sadece sevgili olduk, o da bugün oldu zaten."

" NE?"

" NE?"

Nazlı ve Tomris'ten duyulan şaşkınlık nidalarını umursamadılar bile. Tomris ve Nazlı ise büyük bir şaşkınlık yaşıyordu.

Selim'in Nazlıyı sevdiğini, Ömer ne zamandır biliyordu?

Selim'in Nazlıya açılacağına, Ömer nasıl izin vermişti?

" Benum bilmem bir şeyleru değiştirur mu sanaysun sen? Benum kardeşumle sevgili olmanun hesabunu vereceğsun sen! Senden hesap sormak, benum bir abi olarak görevimdur!"

" Abi sen Selim'in beni sevdiğin biliyor muydun?"

Ömer sinirle burun kemerini sıkarken, Nazlıya ters bir bakış attı. Ters bakışlarında bile bir yumuşaklık vardı ama her şeye rağmen. Abi olmak zor işti. Kıyamıyordu kardeşine.

" Asıl abimin Nazlıyı sevdiğini bilmene rağmen, nasıl bana söylemezsen Ömer?"

Ömer'in Tomrise dönen bakışlarında iyice bir yumuşama olurken, şivesi bavulunu toplamış gitmişti çoktan.

" Yavrum ben sen anlamışsındır diye düşünmüştüm. Abine de kızmayayım diye söylemedin sandım."

Fırsattan istifade Nazlıya eliyle kalp işareti yapan Selim'i, gülle gibi yüzüne gelen yastık devirmişti.

Ömer bir yandan Tomrisle konuşurken, fark ettiği olaya hemen engel olmuştu. Keskin bakışlarla Selim'e dönüp, bavuluyla geri dönen şivesi ile konuştu.

" O elini kirdurma bağa ula! Sonra senu dövunce ben suçlu olayrum!"

Demiş ve uzaklara giden şivesiyle, tekrardan Tomrisle konuşmaya dönmüştü.

Selim sabır çekerek, Ömer'e ters ters bakarak konuştu.

" Farkındaysan yanındaki kadında benim kardeşim. Sevdiğim kadının abisi olabilirsin ama ben de senin sevdiğin kadının abisiyim."

Ömer uyuz bir sırıtışla Selim'e baktı, baktı ve muazzam bir cümle söyledi.

" O benum karum!"

Selim yayvan bir sırıtışla Ömer'e bakıp, o da muazzam bir cümle söyledi.

" Nazlı da benim karım olacak."

" YUH!"

" OHA!"

" Ağzuna ettuğumun şerefsizu!"

Demiş ve bir tur daha dayak seansı geçirmişlerdi. Öyle müthiş anlar yaşanmıştı ki, bir ara Selim birkaç tane diş yuttuğuna yemin edebilirdi. Ama yaşadığı acı dolu anlara rağmen, yüzündeki sırıtışı bir an olsun kaybetmemişti.

Ve Ömer bir şeyleri tekrar etmeyi sevmezdi. Ama gerçekten de, adam döverken hiç yorulmuyordu. Bence bunu kanıtlamak içinde, albayın karşısında Selim'i bir kez daha dövebilirdi. Bu harika bir fikirdi!

****************************************************

" Yani Ömer, abimi bu kadar dövecek ne vardı? Hem abim senle beni öğrendiğinde, böyle kötü mü davrandı?"

Tomrisin sözü ile salonda derin bir sessizlik oluştu. Hatta onca dayağı yiyen Selim bile, kardeşine tip bakışlarını gönderdi.

" Yani Tomris onca dayağı ben yedim. Ama benim kafam bile böyle olmadı. O nasıl saçma bir soruydu öyle?"

" Bak işte! O dangalak bile suçunu biliyor Tomris. Hem sen ne çabuk unuttun? Bizim nişanımız da bu herif sırf nişanlanmayalım diye, yüzüklerdeki kurdeleyi biz görmeden çözüp hepsini yutmuştu."

Selim hatırladığı anı ile yüzünü buruşturdu. Gerçekten de öyle bir mallık yapmıştı ama hâlâ pişman değildi. Sadece tek bir pişmanlığı vardı. O da kurdeleyi tek seferde yutmaya çalışmasıydı.

" Yani abi tamam Selim öyle bir şey yapmış. Ama uzatmasan mı artık? Bir hata yaptı. Ondan sonra da size zararı dokunan bir şey yapmadı."

Nazlı bunu dediği anda pişman olurken, Ömer sinirli bir gülüş bırakmıştı.

" Evet abicim yapmadı! Kendisine zararı dokunan bir şey yaptı. Bu mal bu seferde, Tomrisin gelinliğine bağlanılacak olan kuşağı yutmaya kalktı. Ve hastaneye kaldırıldı."

Ömer'in söyledikleri ile yüzü buruşurken, adını anmak istemediği salağa döndü.

" Harbi niye öyle bir salaklık yaptın lan sen? Hayır gidip kuşağı çöpe atmak falan varken, neden yutmaya kalktın?"

Selim gözlerini boş boş kırpıştırdı. Hakikaten öyle bir şey neden yapmıştı ki?

" Ne bileyim? O an en mantıklı şey o geldi."

Selim'in cevabına yüzünü buruşturan Ömer, Nazlıya eliyle o salağın gösterirken konuştu.

" Bu beyinsizle hâlâ sevgili olarak kalmayı düşünüyor musun gerçekten? Böyle akılsız bir varlık, senin zekâ seviyeni de düşürür."

Nazlı yenligiyle omuzlarını düşürürken, başını onaylarcasına salladı.

" Evet abi, hâlâ sevgili olarak kalmayı düşünüyorum. Bunu kaç defa sordun cevabım aynı. Artık sormasan mı?"

Ömer yüzünü buruşturarak ikiliye bakıp, son sözlerini söyleyip Tomrisin elinden tutarak odadan çıktı.

" Benim kardeşimi üzecek adam hiçbir zaman doğmayacak. Yani benim kardeşimi kimse üzemez. Eğer üzecek olursa da katil olmaktan hiç çekinmem. Sakın izin verdiğimi düşünüp de sevinmeyin. Bu şerefsizin bana yaptıklarının, kat ve kat daha fazlasını ona yapacağım. O yüzden korkun benden."

Oda da yalnız kalan ikili gülümseyerek birbirine bakarken, Selim sarılmak için öne atıldı. İşte o an da, koca evde yankılanan bir ses duyuldu.

" O hamsi kollarunu kırmamu istemiyorsan, hemen kardeşumden uzaklaş!"

Selim sabır çekerek gerilerken, Nazlı'da göz devirmişti.

" Sen de o gözleruni devurmeyi kes! Abiye göz devrulmez!"

****************************************************

Ahmet KARA:

" Bu şehre gelirken, hep senin yanına gelebileceğim için sevinmiştim Selvi."

Hafif bir gülümsemeyle, elimin altındaki toprağı sıktım.

" Ailen seni yanlarına istediği için, burada kaldın. Ve ben seni istediğim her an göremiyordum. Seni özledim. Buraya gelince onu daha iyi fark ettim."

Yutkunarak, tekrardan konuştum.

" İlk seninle tanıştığımızda, düşündüğüm tek şey nasıl nişanlı takliti yapabileceğimizdi. Ben temizlik takıntısı biriyim, sen eşyalarını her yere savurmaktan zevk alan birisin. Sen kahkaha etmeyi seviyordun, ben ise herkesin içinde gülebilen biri asla olmamıştım. Zıttık! Her şeyimiz zıttı. Ama zaman geçtikçe iyi anlaşmaya başladık ve ben bu durumdan çok memnundum."

Genzimde bir yumru oluşurken, zorla yutkundum tekrardan.

" Çok iyi bir dost olmuştuk. Her zaman bir arkadaş, kardeş gibi birbirimize yaklaşmıştık. Parmağımızdaki yüzükler, görevden ilerisi asla olmamıştı bizim için. Ama ben sen şehit olduktan sonra, asla bir daha kimseyi sevmeyi denemedim. Hepsini elimin tersi ile ittim. Her ne olursa olsun, sana ihanet ediyormuş gibi hissettim. Ama şimdi kendimi durduramıyorum."

Yüzümde hafif tebessüm oluşurken, gözümden akan tek damla yaşla konuştum.

" Biri var. Çokça deli dolu, lafını esirgemeyen, bir o kadar da güçlü bir kadın. Doktor kendisi. Peşimden ayrılmıyor. Gerçi ben de pek şikayetçi sayılmam. Aksine, o yanımdayken tam gibi hissediyorum kendimi. Ama sana ihanet düşüncesi aklıma geldiği için, ona da bir adım atamıyorum. Benden gitmesinden korkuyorum ama başka bir şey de yapamıyorum. Sence ne yapmalıyım Selvi? Ona yaklaşsam, onu sevsem sana ihanet olur mu?"

Başıma gökyüzüne kaldırmış bir işaret beklerken, elimin üstüne düşen tüyle gülümsedim. Hayattayken, bir şey de kararsız kalsam kalbimden geçeni yapmamı söyler ve bana bir tüy verirdi. Tüyün sırrını asla söylememişti ama şu an bu önemli değildi.

" Teşekkür ederim Selvi. Kalbimden geleni yapacağım."

Biraz daha konuşup şehitlikten çıktığımda, rotam belliydi.

Şanlıurfa Şehir Hastanesi...

Evet bir bölüm daha bitti. Nasıldı?

Ömer'in bu şive işi aşırı iyi değil miiii 🤤

Selim ve kurdele fantezisi 😂

Yanlız Ömer'in kanal bir tek Tomriste çekmiyor. Düşmekten dizlerim yara bere içinde 🫠

Evet Selim için kötü günler bitti. Daha kötü günler başladı nihahahahahahaha 😈

Ömer'in intikam sahneleri için istek varsa, buraya alalım >>>>>>>

Ahmet sonunda bir adım atacak. Sizce neler olur???

Bir sonraki bölüme kadar hoşça kalın canlarım...

 

 

Loading...
0%