Yeni Üyelik
35.
Bölüm

30.BÖLÜM

@yazarpapatya01

Merhabalar canlarımmm.

WhatsApp'da bir kanalımız var arkadaşlar. Katılmak isteyenler, profilimdeki linkten instagram hesabıma girebilir. Ardından da, oraya sabitlediğim linkten, hem whatsApp kanalına hem de kitappad hesabıma ulaşabilirsiniz.

Bölümleri burayla birlikte, hem WhatsApp kanalından hem de kitappad hesabından paylaşıyorum.

Ayrıca WhatsApp'da yaptığımız oylamayla, buradan yine bölümlerin gelmeye devam etmesine karar verildi.

Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayııın.

Geçen bölüm en son bayılmışlardı. Bence sizler, bu salaklar ayıldıktan sonra ne oldu merak etmişsinizdir. Bu yüzden bölüm oradan başlıyor.

İyi okumalar dilerim...

Yazardan:

Ömer başındaki hafif ağrı ile gözlerini hafif araladı. Gözlerine gelen ışıkla gözlerini refleksle tekrar kapattı.

Bu sefer gözlerini hafif açıp, ışığa alışmak için kendisine biraz zaman tanıdı.

Kısık gözleri normal boyutuna geldiğinde, etrafına bakındı. Sağ tarafında yatan Selim'i gördüğünde yüzü hafifçe buruşurken, sol tarafına döndü. O an gördüğü başı sargılı Tomrisle, beynine adeta bir şimşek çakmıştı. Görüntüler tek tek aklına gelmeye başladı.

Askeriye... Çay... Muhammed... Telefon... Selim... Hastane... Tomris... Doktor... Dikiş... Hamile...

BİR DAKİKA! O AZ ÖNCE HAMİLE Mİ DEMİŞTİ?!

Gözleri bir an da irice açılırken, doktorun sözleri beyninde yankılanıyordu. Hızla yerinden doğrulurken, kalkışından dolayı kararan gözlerini umursamadı.

Yerinden kalkıp, uyuyan daha doğrusu bayılan, Tomrise yaklaştı.

Gözleri şefkatle parlarken, başındaki sargı bezine baktı. Gördüğü sargı bezi ile acı çekercesine buruştu yüzü.

Basını Tomrise doğru eğip, alnına tüy hafifliğinde bir öpücük bıraktı. Ardından da kısık sesle fısıldadı.

" Teşekkür ederim Tomris. Kötü bir şeyin olmadığı için ve beni baba olmaya layık gördüğün için çok teşekkür ederim."

Sözlerinden sonra, sıra ikinci durağındaydı. İlk defa Tomristen sonra bir durağı daha vardı. Ve bu durak, onu ağlatacak kadar mutlu ediyordu.

Tomrisin karnına doğru eğilip, oraya da küçük bir öpücük bıraktı. Sesi titreyerek konuştu. Bir yandan da, gözlerinden yaşlar dökülüyordu .

" Ba-bam. Canı-mın en içi. Hoş gel-din bize ba-bam. Sağlıkla gel bi-ze. Seni çok sevi-yorum."

Gözlerinden yaşlar dökülürken, bu seferde başını biraz kaldırıp konuştu.

" Teşekkür ederim Allahım. Beni ba-ba yaptığın için çok teşekkür ederim."

Gözlerinden dökülen hafif yaşlarla, on dakika kadar bebeği ile fısıldayarak konuştu. Onu ne kadar çok sevdiğinden ve Tomris gibi bir annesi olduğu için çok şanslı olduğundan bahsetti. Halası ve amcalarından bahsetti ona. O an, söylediklerini bir tek kendisi ve bebeği bildi ama Ömer, harika bir dayısı olduğunu da söyledi bebeğine.

Ömer duyduğu kapı sesi ile oraya baktığında, gördüğü Gökbörü timi ile dışarıyı işaret edip, sessiz adımlarla odadan dışarı çıktı.

Bir süre dışarıda konuşup, tebrikleri kabul etti. Ardından da büyük ısrarlarla, Gökbörü timini gönderdi.

Odaya geri döndüğünde, gözleri açık bir şekilde tavana bakan Tomrisi gördü. Kapı sesi ile kendisine dönen Tomrisle, hızlıca ona yaklaştı.

" Tomris."

" Ömer."

İkisi de dolu gözlerle birbirlerine bakarken, Ömer hızlı davranıp sıkıca sarıldı Tomrise.

Tomris'de sıkıca Ömer'e sarılırken, ikisinde aklında ve kalbinde, Tomrisin karnındaki bir tanecik bebekleri vardı.

İkili birbirine sıkıca sarılırken, ayılan Selim'den bir ses duyuldu.

" Noluyor lan?"

Kıpkırmızı gözleri ile ayrılan ikili, Selim'e döndü. Tomris yüzündeki gülümseme ile abisine baktı.

" Olan şu ki abicim, dayı oluyorsun!"

Tomrisin coşkulu bir şekilde söyledikleri ile bu hikaye de Feriha rolünü üstlenen Selim, bir daha bayıldı.

Selim'in bayılmasına gülen ikili, Tomrisin fazla gülmesi ile bir tartışmaya döndü. Tomrisin bu kadarı gülmesi ile çocuğun düşebileceğini düşünen Ömerle, bir süre tartıştı Tomris. Daha sonra Ömer'in sözlerine birden doğru olarak buldu ve bir daha uzun süreli kahkahalar atmayacağını söyledi. Sonuçta çocuğunun düşmesinin istemezdi değil mi?

Bir süre sonra odaya gelen doktorla birlikte, yeni anne baba adaylarına bebeği böyle bir şey için düşmeyeceğini anlatması bir hayli zaman almıştı doktorun.

Tabi en sonunda ikna olan ikiliyle, Selim bu sefer haberi aldığında bayılmayacak bir şekilde uyandı.

Ve Selim'e tekrardan haberi söylediklerinde, tarihe geçecek bir olay yaşandı.

Selim ve Ömer birbirine sarıldı...

****************************************************

Mustafa Bey ve Tomris birbirine sarılı bir şekilde dururken, ikisininde gözleri biraz önceki yaşanan duygusal anların izlerini taşıyordu.

Eve gelen üçlünün arkasından, Tomrisin başını gören Mustafa Bey'de hemen gelmişti. Mustafa Bey'in telaşlı bir şekilde konuşmasını, 'dede oluyorsun' diye bölmüşler ve baba kız birbirlerini sarılı bir şekilde uzun bir süre kalmışlardı.

Onlar sarılı bir şekilden dururken, gelen Pusat timi ile ortalık daha da şenlenmişti.

Bu haberle birlikte sarılan Selim ve Nazlı ikilisine ilk defa bir şey dememişti Ömer. Onun gözleri şu an sadece karısı ve onun karnı arasında gidip geliyordu.

Tomrise sarılan Nazlı ile biraz daha ağlaşan ikiliye, Ömer müdahale etmiş ve onları yerlerine oturmuştu.

Salon da herkes bir köşeye dağılmışken, Selim ve Nazlı sohbet ediyor, Ahmet Şebnemle temizlik konusunda ciddi bir şekilde mesajlaşıyor, Murat ve Yasmin geçenlerde gittikleri tatlıcı hakkında mesajlaşıyor, Ali ve Sevda ise birbirine küçük bakışlar atıyorlardı.

Bu süreçte ise Mustafa Bey ve Tomris, birbirine sarılmış bir şekilde öylece oturuyorlardı. Tabi her zamanki gibi bu ortamda Ömer'in bakışları küçük bir an olsun, karısından ayrılmıyordu.

Bu huzurlu ortamda herkesin yüzü gülerken, Ömer'in çalan telefonu herkesin sesini kesti. Ömer cebindeki telefonunu çıkardığında, gördüğü yazı ile ayağa kalktı. 'Komutanım' demiş ve salondan çıkmıştı.

Tomrisin yüzündeki gülümseme solarken, yerinden dikleşti.

Yaklaşık yarım saat boyunca dönmeyen Ömerle herkes meraklansa da, kimse onu rahatsız etmedi.

Bir süre sonra içeriye giren Ömerle bakışlar onu bulmuştu. Ömer ise Pusat timine küçük bir bakış atıp, Selim'in sigara paketini eline alıp kimseye bakmadan, Pusat timi ile birlikte dışarıyı cıktı.

Salonda bir sessizlik olurken, kalan üçlü şaşkınca arkalarından bakıyordu. Daha doğrusu Ömer'in arkasından. Selim çok arada sırada sigara içse de, Ömer kesinlikle karşıydı sigaraya.

Bahçede koltuklara oturan tim, komutanlarının konuşmasını bekliyorlardı.

Ömer çıkardığı bir dal sigarayı yaktı. Gelen koku ile yüzü hafif buruşurken, içemediği sigarayı hemen söndürdü. Bu iğrenç şeyin kokusu bile midesini bulandırıyordu.

Derin bir nefes verip, kendisine bakan timine küçük bir bakış atıp başını dikleştirdi.

" Yeni bir operasyon var. Bu sefer öncekiler gibi değil. Yaklaşık iki ay önce kurulan bir örgüt var. Sebebini bilmediğimiz bir şekilde, çok hızlı bir şekilde büyüme yaşadılar. Ama tahmin edeceğiniz üzere, dış güçlerin gelişmesine yardım ettiğini düşünüyoruz. Yeni ve çok güçlü silahlarla donatılmış bir ordu var karşımızda. Devlet her ilden, özel kuvvet askeri topluyor. Gizli bir saldırı düzenlenecek. Urfa için ise bizim tim seçildi. Timi yönlendirecek kişi Ahmet."

Hepsi şaşkınlıkla kala kalırken, Ömer'in neden böyle olduğunu da anlamışlardı. Ömer her ne kadar timine güvense de, hiçbir göreve sağlık dışında gelmemezlik gibi bir şey yapmamıştı. Ahmet hafif öne eğilip konuştu.

" Komutanım, ben tabi ki görevimi layıkıyla yerine getiririm. Ama göreve siz gelmiyor musunuz mu ki, ben görevi yönetiyorum?"

Ömer derin bir nefes verip, biraz daha dikleşti yerinde. Komutanının söylediklerini, Tomris'ten başka hiç kimseye söylememişti.

" Albay yaşım ve rütbem gereği, operasyonlara eskisi gibi gitmeyeceğimi söyledi. Gitmediğim görevler, ilk başta daha kolay görevler olacaktı. Ama bu görev zor olmasına rağmen, albay gitmememi söyledi. Ahmet, bu görev bir nevi senin sınavın. Timi her koşulda yönetebileceğini göstermen lazım. Ben operasyon boyunca, sizi takip etmeye çalışacağım. Kulaklıktan, zorlandığınız her an benden yardım alabileceksiniz. Zaten kasklarınızda kamera olacak. Yarın sabaha kadar vaktiniz var. Sevdiklerinizle doya doya vaktinizi geçirin. Yarın sabah yedi de, askeriye de olacağız."

Tim Ömer'i onaylarken, Ömer bu seferde Nazlıya döndü.

" Bugün Selimle size izin. İsterseniz dışarıya çıkın, gezin tozun. Sizin kararınız, karışmıyorum."

Demiş ve eve geri girmişti. Ömer'in, Nazlı ve Selim'e izin vermesi bile işin ciddiyetini anlatıyordu. Ve bu timin gerilmesine sebep olmuştu.

Kısa bir süre sonra içeriye gelen timle, Ahmet Şebnemle ve Murat'da Yasminle görüşmek için evden çıkmıştı. Onların ardından Ali ile Sevda birlikte evden çıkmıştı. Evden en son çıkan ise Selim ve Nazlı idi. Onların ardından ise Mustafa Bey'de kalkmış ve kendi evlerine geçmişti.

Evde kalan ikiliyi ise oldukça zorlu saatler bekliyordu...

Çünkü hamileliği ile birlikte ilk defa aşeren Tomris, Ömer için uzun saatlerce direksiyon sallamasına sebep olacaktı.

Ağustos ayında, özellikle 'kış' meyveleri aşeren Tomrisle, Ömer koca Urfayı tavaf etmişti.

Uzun saatler sonunda bulabildiği meyvelerle eve dönerken, kırmızı ışıktayken gördüğü ilan da yazan şeylerle çıldırmıştı. Çünkü ilan da, eve yaz kış fark etmeksizin her türlü sebze ve meyvenin getirileceği yazıyordu.

O andan sonra ise yolculuğun kalanı, Ömer'in muhteşem şivesi ve harika küfürleri ile geçmişti...

Ve soonnn. Bölüm nasıldı canlar?

Baba olacağı için sevinçden ağlayan Ömer 🥲

Ferihalığa doyamayan Selim 😂

Ömer ve Selim sarıldı 😱

Bebeğimizin cinsiyet tahminini önceki bölüm yapmamışım. Bu bölüm yapalım bakalım...

Kız olacak diyenler 🩷

Erkek olacak diyenler 💙

Pusat timi göreve gidiyor. Görev sahnesi yazmam büyük ihtimalle. Çünkü Ömersiz görev yazmak pek içimden gelmiyor 🥲

Ömer biraz geriden geliyor ksvdjxhdj. Hay kuzum niye internetten sipariş vermedin? Böyle delirirsin işte 😅

Finale çok az kaldı... Kesin bir tarih vermeyeyim. Ama bir kaç hafta içinde bitecek maalesef kitap. Sakın sizi unutacağımı düşünmeyin. Söz verdiğim üzere, Tomris ve Ömer'in geçmiş sahnelerini yazacağım. Aynı şekilde istediğiniz çiftlere özel sahneler de gelecek.

Bir sonraki bölüme kadar hoşça kalın canlarım...

 

 

Loading...
0%