Yeni Üyelik
38.
Bölüm

33.BÖLÜM

@yazarpapatya01

Merhabalar canlarımmm.

Bölüme geçmeden önce Şehit olan Polis Memuru Şeyda Yılmaz'a, herkes bir dua edebilir mi lütfen? Duanızı ederken diğer tüm şehitlerimizi de dahil edelim. Tüm şehitler adına semaya kalksın ellerimiz.

Bu arada unutmadan söyleyeyim. Savcı, hakim ve avukat olmak isteyen herkes ülkemizin adaletini düşünüp, öyle karar versin olur mu? Çünkü Şehit Şeyda Yılmaz'ı öldüren adamın 26 tane suç kaydı olmasına rağmen, bu sokaklarda rahatça gezebiliyordu.

Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayııın. Çünkü bu kitabın değerini siz belirliyorsunuz :)

İyi okumalar dilerim...

Yazardan (3 ay sonra) (Tomris 7 buçuk aylık hamile):

" Başka zaman bulamadınız çünkü evlenecek! Durdunuz durdunuz, benim hamile olmamı beklediniz!"

Tomris hırsla elbise fermuarını çekmeye çalışırken, birden durup karnına baktı.

" Oğlum sana kızmıyorum, beni yanlış anlama. Benim kızdığım konu, karnımda sen varken elbise arayışına girmem ve düğünde oynayamayacak olmam."

Tekrar hırsla elbise fermuarına abanırken, konuştu. " Senin o dayınla ve halana o kadar kızgınım ki anlatamam. Şurada iki aya doğacaksın zaten. Ondan sonra da bir aya benim lohusalık geçer, sonra da mis gibi bir düğün yapardık fena mı! Şimdi ne senin baban beni oynatacak, ne de ben bu şiş ayaklarla oynayabileceğim."

Homurdanarak son bir güçle, fermuarı çekti. Kapanan fermuarla, rahatlamayla derin bir nefes aldı. Su dalgası şekli verdiği saçlarını omuzlarından salıp, boy aynasından kendine baktı.

( Tam aklımdaki gibi bir şey bulamadım. Ama yine de bu da güzel bence. Siz beğenmezseniz, istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz.)

Üstündeki elbise ile o kadar güzel olmuştu ki. Bu aralık ayında böyle açık bir elbise giymek cesaret işiydi, ama o cesaretli olmayı seven bir kadındı. Hem abisinin düğününde giyinmeyecekti de, ne zaman giyinecekti?

Gözlerinin rengini ortaya çıkaran makyajı, dudaklarına sürdüğü açık renk ruju ve pırlanta kolye ve küpe seti ile hazırdı. Parmakları hamilelikten dolayı şiştiği için, alyansını ve tektaşını takamıyordu. O yüzden parmaklarını boş bırakmıştı.

Kendi görüntüsünü bir maşallah çekti. Anlaşılan söylenenler gerçekten de doğruydu. Kız çocuk annenin güzelliğini alır, erkek çocuk anneye güzellik verir derlerdi. Gerçekten de yüzünde ayrı bir aydınlık ifade vardı sanki. Tabi Ömer'in de gün geçtikçe bu aydınlanan çehreye, hayranlıkla bakması da mutlu ediyordu onu.

Hamilelikten dolayı oluşan şişliklerini bir ara çok kafasına takmıştı. Ama Ömer bu durumu fark ettiği an da, Tomrisle uzun bir konuşma yapmış ve Tomris aklındaki kötü düşünceleri silmişti. Böyle harika bir kocayla da başka türlüsü mümkün değildi zaten!

Üstünü son kez kontrol ederken, odanın kapısı açıldı. Aynadan arkasına bir bakış attığında, yüzü her çeşit sirke satan kocasını gördü.

Tabi bu sirke satan yüzü, karısını görene kadardı. Yüzündeki ifade bir an da aydınlanmıştı.

Ömer, karşısındaki karısı için romanlar yazsa anlatamayacağı güzelliği ile donup kalmıştı. Bu güzellik ve aile için, Allah'a karşı her gün şükür namazları kılsa da yetiyormuş gibi hissetmiyordu.

Yutkunarak Tomris'e doğru bir adım attı. Aklı ve kalbi şu an sadece karısı için çalışıyordu. Ne bugün kız kardeşinin evleneceği, ne de o salak ile evleneceği ile ilgili tüm düşünceler tasını tarağını toplayıp gitmişti.

" Çok... Çok güzel olmuşsun Tomris."

Tomrisin karnına değen bakışları ile, Tomrisin önünde eğilip karnı ile aynı hizaya gelip tekrardan konuştu hızlıca.

" Sen de şu an çok yakışıklısın kesin oğlum. Seni şu an göremiyorum ama bu kadar güzel bir anneden çirkin bir çocuğun çıkmasına imkan yok."

Tomris gülümserken, kocasına takılmak için konuştu.

" Ha yani çocuğumuz çirkin olursa sevmeyeceksin."

Ömer bir an bile düşünmeden konuştu.

" İmkansız! Böyle bir ihtimalin olması için, benim aklım ve kalbimin olmaması lazım. O yüzden böyle ihtimalsiz şeyleri boş yere düşünmüyoruz."

Ömer yerinden doğrulurken, Tomrisin sözleri ile tekrar yere devrilmemek için çabaladı.

" Düğüne az vakit kaldı canım. Nazlı bizi bekliyordur."

Ömer'in evlilik teklifi olduğundan beri düşmeyen sinir seviyesi yine arşa ulaştı.

Onun kardeşi küçüktü bir kere! Hem ne güzel aynı anda üç tane sevgili yaptığı zamanlara geri dönse olmaz mıydı? Ömer ona bile kızmazdı! Yeter ki şu salakla evlenme işini uzun ama upuzun bir süre daha düşünmesindi.

Şöyle bir on yıl daha bekleseler, o zaman Nazlı'nın artan rütbesi ile evlenemezlerdi. On beş yıl sonra ise Tomrisin beşinci hamileliği falan olurdu. Yirmi beş yıl sonra da çocuk evlendirme işi derken, onların düğün yine ertelenirdi. Ondan sonra da olan torun falan derken yine evlenemezlerdi. Ondan sonra da ölürdü zaten Ömer. O olduktan sonra da Nazlı evlenmek istemeyebilirdi. Bu harika bir fikirdi! Hemen bunu Nazlıya söylemeliydi!

Yüzünde bir sırıtma olmaya başladığında, Tomris ters ters kocasına bakıp konuştu.

" Hayır kocacım! Kesinlikle Nazlı'nın rütbesini, bizim çocuğumuzu ve torunlarımızı, ayrıca da Allah gecinden versin ama ölmeni beklemeyecekler. O yüzden biraz daha bu düşünceleri kafandan silmezsen ve bir sorun çıkarırsan, oğlumuz doğana kadar yalnız yatmak zorunda kalacaksın."

Ömer'in her bir kelime de yüzü git gide düşerken, Tomris'in son sözleri yüzünde dehşet dolu bir ifade oluşturmuştu.

" Tomris, o salak abinin bizim düğünümüzde yaptığı onca şey karşılıksız mı kalsın?"

Sanki arada bir kan davası varmış gibi konuşan Ömer'e güldü Tomris.

Tomris Ömer'i ikna etmeye çalışırken, Ömer Tomris uyuduktan sonra odaya girebileceğini düşünüyordu. İntikamını almadan, en önemlisi de kardeşi ile evlenmeyi o herife pişman etmeden uyku uyuyamazdı. Gerçi kardeşi ile evlendiğine pişman olursa, bir de pişman olduğu için pişman ederdi!

**********************************

Nazlı heyecanla gelinliğine bakarken, odadaki dört erkeğin yüzü tonla sirke satıyordu.

Ahmet kardeşinin güzelliğinden dolayı bir şey söyleyemezken, ne yapacağını bilemiyordu. Bebeklikleri bile bir geçen, öz olmayan ama öz kardeşten daha yakın olmuşlardı birbirlerine. Şimdi ise kardeşi kendi ailesini kurmak için bir adım atıyordu. Bu yüzden de onun heyecanını kırmak istemiyordu. Ama ağladığı için kızaran gözleri bile, Nazlı'nın da gözlerinin dolmasına sebep oluyordu.

Murat ve Ali birbirine dayanmış bir şekilde dururken, dakika başı Nazlı'nın vazgeçmesi için türlü türlü bahaneler buluyorlardı.

' Selim abinin boyu uzun.'

' Selim abinin kocası varmış.'

' Selim abi aslında kadın.'

' Selim abi insan değil.'

' Selim abinin götü estetikmiş.'

O son sözden sonra bir süre sessizlik olmuştu oda da. Ama dört erkek kardeşe de mantıklı bir neden olarak gelmiş, Nazlıya tekrar düşünmesi gerektiğini söylemiş ve götünün estetiği bozulabilir demişlerdi.

Ömer karısından gelen, birazdan orada oluruz, mesajı ile cebindeki kırmızı kuşağı çıkardı. Öne doğru bir adım atıp, kardeşinin karşısına geçti.

Hiçbir şey söylemeden, kuşağı üç kere bağlayıp çözdü. En sonunda bağladığında, Nazlı'nın alnına küçük bir öpücük kondurdu.

Geri çekildiğinde Nazlı'ya tebessüm edip, dolmaya başlayan gözleri ile konuştu.

" Yurtta anne baba özlemi çektiğinizde hep bir yol bulmaya çalıştım. Size anne baba özlemi çektirmeyi asla istemedim. Daha ben üç yaşındayken yurda gelen Ahmet kardeşim olmuştu. Hissetmiştim galiba, onun kandan öte candan kardeşim olacağını. Ardından ben altı yaşındayken, turuncu bir bebek gelmişti yurda. Saçların o kadar çok dikkatimi çekmişti ki anlatamam. Her an yanında durmak istiyordum. Biri sana yaklaşsın istemiyordum. Ama o kadar güzel bir bebektin ki, bu isteğimin gerçekleşme imkanı yoktu."

Ömer'in son sözleri ile hepsinin yüzünde bir gülümseme oluşurken, Nazlı şımarık bir tavırla abisine sırnaştı.

" Hâlâ çok güzelim."

" Kesinlikle! Sen hep güzeldin küçük kardeşim. Senelerce, seni üzecek herkesten korumaya çalıştım. Sayısını bilemediğim kadar çok erkekle takıldın ama takıldığın her erkeğin don markasına kadar biliyordum. Bu yüzden sana asla karışmadım. Çünkü her şeyini bildiğim bir erkek sana bir şey yapamazdı. Ama şimdi öyle değil işte. Evleniyorsun ve ben bir şey yapamıyorum. Diyeceksin ki, abi evlenmemi istemiyor musun? Bu öyle bir şey değil kardeşim. Senin mutlu olacağın yol neyse, ben gözü kapalı kabul ederim o yolu. Ama seni bir başkası ile paylaşmak istemiyorum. Sanırım bu yetmiş yaşıma gelsem de yaşayacağım bir şey."

Ömer kardeşine kollarını dolayıp, kızıl saçlarının üstüne küçük bir öpücük kondurdu.

" Önceki ilişkilerin ciddi olmadığı için hiçbir zaman sorun yoktu. Ama bir gün karşımda sevdiğin adamla el ele tutuşup, abi biz evleneceğiz, demen çok koydu yalan yok. Ama şöyle bir şey de var ki, Selim'den başka biriyle evlenecek olsan bu kadar çabuk kabullenmezdim bu evliliği. Bakma sen bizim Selim'le atışmalarımıza. Yıllarca sana olan gizli sevdasını görüpte, o zamanlar onay verdim ben içimden. Seni kimseye hissettirmeden seven, sevdiğin ve sevmediğin her şeyi bilip, sürekli başkaları ile takılmana rağmen seni seven adama saygım oluşmuştu zaten. Ama bu saygı onu sevdiğim anlamına gelmiyor."

Ömer'in sondaki homurtusu ile gözleri dolan beş kardeş sıkıca Ömer'e sarıldı.

" Ben abi olmayı sizle birlikte öğrendim. Yeri geldi bir ekmeği bölüştük, yeri geldi dağda leş bölüştük. Benim anne ve babam Şehit olmuş. Ama siz benim ailem oldunuz ve onların yokluğunun hiç hissettirmediniz bana. Umarım ben de size hissettirmemişimdir. Bir yer de insan anne babayı kaç yaşına gelirse gelsin ihtiyaç duyuyor biliyorum ama eğer birini yanınızda isteyecek olursanız, bir telefon açıp abi gel demeniz yeterli. Ben her zaman sizin yanınızda olacağım."

Bir süre sarılı bir şekilde duran beş kardeş, gelen araba korna sesleri ile birbirlerinden ayrıldı.

Ömer pencereden dışarıya ters ters bakıp, Nazlıya döndü.

" Bunca şey söyledim ama yinede götü estetik Selimle evlenmek istemiyorsan söyleyebilirsin. Hemen şu an düğünü iptal edebilirim."

Nazlı gülerek göz devirirken, dört kardeşte yenilgi ile odadan çıktı.

Kapıda Selim'den uzun soluklu bir para koparma seansı geçirdikten sonra, eve giren Selim ile Nazlı'nın düğünü resmen başlamış oldu.

Bir gün önce Selimle uzun soluklu bir konuşma yapan dört kardeşten dolayı, Selim'in geçmesinde çok fazla sorun yapmadılar. Hepsi kardeşleri adına mutlu ama aynı zamanda da buruk bir hüzün yaşıyorlardı. Evet belki kardeşlerini yine istedikleri zaman görebileceklerdi ama gün sonunda Nazlı'nın gideceği kendi yuvası olacaktı.

Düğün salonuna geçtikten sonra, salonun bir tarafında polis ordusu bir tarafında ise asker ordusu görmüşlerdi.

Eğlenceli müziklerle geçen düğün sırasında, beş kardeş bir horon şöleni sergilemişti herkese. Hatta kendilerini o kadar çok kaptırmışlardı ki, dört erkek kardeşin gömleklerinden düğmeler sökülmüştü. Nazlı'nın ise bozulan topuzu ile tekrardan saçı yapılmıştı.

Düğün bittiğinde ise taze genç çift çok mutluydu. Selim sürekli olarak herşeyin hayal olabileceğini düşünüp duruyor, ve sürekli kendini cimcikliyordu.

Gece sonunda eve geçen çift için mutlu bir sonsuzluk varken, Tomrisin gelen suyu ile eve girdikleri gibi geri çıkmışlardı.

Anlaşılan Ömer'e benzeyen oğulları halasını kıskanmıştı. Selim hastaneye yetişene kadar, yeğeninin neden böyle bir günde doğmak istediği ile ilgili sözler söylemiş durmuştu. Hatta bir ara, Ömer oğluyla konuştuğu için bile yeğeninin erken doğduğunu savunmuştu.

Her şey bir yana o gün dünyaya yeni bir can gelmiş ve Ömer'in Selimle uzun bir süre dalga geçeceği günler başlamıştı...

Veee son. Nasıldı bölüm?

Tomris ve Ömer ikilisini özleyen butonu >>>>

Nazlı ve Selim evlendiiiiiiii 🤩

Selim'in götü estetik 😂

Bence gayet mantıklı nedenler buldular yaa. Sonuçta Selim'in kocası olabilir yani. Bu gayette normal 😅

Evet bebişimiz doğdu. İstediğiniz bir isim var mı 🤔

WhatsApp kanalımı takip ediyorsanız bölümün gecikme sebebini biliyorsunuzdur. Ama bilmeyenler için buradan da söyleyeyim. Ben dershane gibi bir yere başladım aşklarım iki hafta önce. Ben liseyi açıktan okuyan biri olarak, okul gibi olan bir ortama uzun bir süredir girmedim. O yüzdendir biraz garipsedim. Alışmam uzun sürdü. Ama şu an biraz daha ortama adapte olmaya başladım. Bu yüzden de tekrardan bölüm yazmaya başladım. Ama bölüm yazmaya pek bir vaktim olmuyor açıkçası. Sabah erken saatlerde evden çıkıyorum, akşam ezanına doğru eve geliyorum. Otobüste yolculuğu falan derken yoruluyorum. O yüzden kusuruma bakmayın lütfen. Böyle bir gecikme olmasını inanın ki bende istemezdim.

BU ARADA 20'lik çıkarıyorum 😢 Bu nasıl bir acı, bu nasıl bir sınav yarabbim 🥺

O zaman bir sonraki bölüme kadar hoşça kalın canlarım...

 

 

Loading...
0%