Yeni Üyelik
12.
Bölüm

9.Bölüm

@yazarpapatya01

Merhabalar canlarımmm.

Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayııın.

İyi okumalar...

Yazardan: 

Düzenli nefeslerle inip kalkıyorlardı karı koca. İkisininde alnından terler boşalsa da, pek umursadıkları söylenemezdi.

Daha dün, tüm gün ev taşıyıp yorulmamışlar gibi sabah altıda kalkmışlardı.

Şimdi ise vakit buldukça beraber yaptıkları sabah sporunu yapıyorlardı.

Öncelikle evlerinin biraz ilerisin de olan küçük parkın etrafında elli tur koşmuşlar, ardından ise şınav çekmeye başlamışlardı.

Saat yediyi geçmiş, sekize yaklaşıyordu. Esnaflar dükkanlarını açmak için geçerken, gördükleri ikiliye garip bakışlar atsalar da, onlar umursamıyordu.

Çektikleri yüzüncü şınav ile yorgunluk belirtisi göstermeden kalktılar.

" Şimdi ne yapacağız binbaşım?"

Ömer kafasıyla spor aletlerinde ki yüksek demiri gösterdi.

" Sağlamsa şunlara bir bakalım başkomiserim."

Demirin yanına vardıkların da Ömer önceliği Tomrise verdi.

" Dünyanın en güzel kadını önden buyursun."

Tomris, Ömer'e iç çektirecek şekilde gülüp demire tutunarak kendisini yukarı çekmişti.

Vücudu bir inip bir kalkarken, hiç barfiks çeken kendisi değilmiş gibi gayet sakin bir sesle konuştu.

" Eee binbaşım, ne kadar çekmemi istersin?"

" Yüz tane çek bakalım başkomiserim."

Bir süre Tomris barfiks çekmiş, Ömer onu izlemişti. Yüz tane olduğunda kendini demirden aşağıya bıraktı. Sırada Ömer vardı.

Tomris haylazca sırıtıp, kendisine arkası dönük demire tutunmak üzere olan Ömer'in sırtına atladı.

Ömer kuvvetli refleksleri sayesinde, sırtına atlayacağını anladığı karısının bacaklarından tuttu.

Tomrisin her zaman yaptığı bir şeydi bu. Ve ne yalan söylesin onun da çok hoşuna gidiyordu.

Sonuçta sırtında taşıdığı kişi karısıydı ya karısı! Bir taneciği, misket gözlü yareniydi. Tabi ki de gocunmadan taşıyacaktı.

" Hayırdır başkomiserim?"

" Hayır, hayır binbaşım. Siz bordo bereli değil misiniz?"

" Öyleyiz başkomiserim."

" E o zaman, sırtınız da benimle barfiks de çekebilirsiniz."

Ömer alıştığı durumdan memnunca başını salladı.

" Hay hay başkomiserim."

Şu an ne onlara bakan onca insan, ne de nerede oldukları ikisininde umrunda değildi.

Eşleri ile güzel vakitler geçirmek varken, niye başkalarına kafalarını taksınlardı ki!

Ömer, gayet sağlam görünen demire tutunup kendisini yukarıya doğru kaldırdı.

Demirin ikisini taşıdığını görünce, hızla inip kalkmaya başladı.

" Huhuuu! Daha hızlııııı!"

Ömer kahkaha atarken konuştu.

" Demek daha hızlı, öyle mi küçük hanım?"

" Evet daha hızlı. Ha ben yaşlandım, yapamam dersen sen bilirsin."

Tomrisin oyunbaz sesi ile, Ömer hırslı bir gülüş bıraktı.

" Demek yaşlı öyle mi?"

" Evet, doğruyu söylüyoru- AAAAAAAAA!"

Tomrisin sözü bitmeden, demirden atlayan Ömer sırtında ki karısı ile son hız koşmaya başladı.

" HAHAHAHAA DUR ÖMEEEER!"

" Yaşlı mıymışım şimdi söyle bakalım."

" EVET HAHAHAHAA HEM DE DEDE OLACAK YAŞTASIN."

Kahkahaları arasında zorla konuştu Tomris. Tabii ki de kocası gençti. Ama bu kocası ile uğraşmayacağı anlamına gelmezdi. Hem insan 'en çok sevdiği ile uğraşırmış' diye boşuna mı dediler?

" Dede demek! Sana dedeyi göstereceğim ben!"

Demiş ve parktan sırtındaki karısı ile koşarak çıkmıştı.

" Hahhahaha Ömer tamam. Dursana hahahaha Ömeeeer!"

Ömer, Tomrisi dinlemeden evlerine doğru koştururken, ikiliyi görüp ayıplayanlar aynı zamanda onları gülerek izleyenler de vardı.

" Tomris, Ömer?"

Duydukları ses ile duran Ömer arkasına döndüğünde, gördüğü Mustafa babası ile Tomris daha ne olduğunu anlamadan bacaklarından tutarak sırtından atacak gibi yaparak bir an da kucağına almış, ardından ise yere indirmişti.

" Babacım."

Demiş ve sıkıca sarılmıştı Tomris. Nefes nefese kalmış durumdayken, kısa sürede nefesini düzene soktu.

Ayrılıkların da Mustafa Bey ikiliye gülen gözlerle baktı.

" Hayırdır evladım? Sabah sabah nereden buldunuz bu enerjiyi? Daha dün siz taşınmadınız mı? Yatıp dinlensenize."

Tomris hemen kollarını göğsünde bağlayıp, babasına şikayet edercesine eli ile Ömer'i gösterip konuşmaya başladı.

" Damadın beni erkenden spor için kaldırdı baba. Ben yatmak istedim ama izin vermedi."

Ömer kocaman gözlerle şaşkınca karısına bakıyordu. Karısına yatmasını söylemesine rağmen, Tomris inat edip onunla beraber spora kalkmamış mıydı?

Hatta 'buradakiler seni tanımıyor, aç kurtlar coktur. Seni yalnız bırakamam.' dememiş miydi?

Ömer başını iki yana sallayarak, babasına nazlanan karısına baktı.

Anlaşılan hanımefendi bugün nazlanacaktı babasına.

Mustafa Bey, gülerek kızını kendine çekti.

" Demek öyle. O zaman ben bu damada bir kızayım, olur mu babam?"

Tomris uysalca başını salladı.

" Kız baba. Ama çokta kızma."

Son cümleyi babasının kulağına doğru sessizce söylemişti.

Kıyamıyordu kocasına işte. Üzülmesin istiyordu.

Mustafa Bey, Tomrise şefkatle bakıp sahte bir sinirle Ömer'e döndü.

Bu sırada da, Ömer ve Tomrisin evinin bahçesine girmişler ve insanların bakışlarından sık ağaçlar sayesinde kurtulmuştular.

" Sen, niye benim kızımın uyumasına izin vermiyorsun, eşşoğlusu babası hariç?"

Ömer, Mustafa Bey'in babasını lafa katmadığı için, içten bir gülüşle konuştu.

" Kızın kalktı baba. Ben yat dedim beni dinlemedi."

Tomris hırslı bir soluk alarak, babasından uzaklaşarak konuştu.

" Ama baba şu adama bir bakar mısın? Sence ben bu adamı yalnız bıraksam, başına aç kurtlar üşüşmez mi? Bu boya, bu posa, bu yakışıklılığa kim dayanır ki?"

Tomrisin sonunu hülyalı bir şekilde kocasını süzerken söylemesi ile, Ömer gülmemek için dudağını kaşıyıp kafasını başka tarafa çevirdi.

Mustafa Bey tip tip kızına bakıp, sinirle elini kocasına dalmış bakan kızının önünde şıklattı. Onun da modern baba halleri bir yere kadardı. Sonuçta o da bir kız babasıydı.

" Babanın yanında yapma bari kızım! Ben burada tekne kazıntısı gibi mi görünüyorum?"

Mustafa Bey'in son da sinirli sesinin hafif yükselmesi ile Tomris, bir rüyadan uyanmış gibi irkilerek kendine geldi.

" Kusura bakma baba, dalmışım."

Tomrisin mırıldanarak söyledikleri ile Ömer gülmemek için kendini sıkmaya başladı.

" Dalmışmış, hah! Ben kime diyorum ki? Yok benim sinirden tansiyonum yükseldi. Ben eve gidiyorum."

Mustafa Bey homurdanarak giderken, Ömer önüne geçti. Her ne kadar ters bakışlar atan Mustafa Bey'den çekinse de konuştu.

" Kahvaltı yapalım baba, gitme."

Mustafa Bey ikiliye bakıp sahte siniri ile konuştu.

" Yok ben gideceğim. Kocasına dalıp giden kızımın yanında niye durayım ben?"

Tomris hemen babasına sarılıp büzülü dudakları ile konuştu.

" Tamam, gitme baba. Bundan sonra, senin yanında kocama dalmamış bir şekilde bakarım."

Mustafa Bey'in duyduğu sözlerle kaşları çatıldı.

" Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

Tomris, gülmemek için dudağını ısırırken yavaşça babasından geri çekilip konuştu.

" Estağfurullah babam. Benim seninle dalga geçmek ne haddime. Hem ben deniz miyim de dalga geçeyim?"

Ömer sonda duyduğu şey ile yüzünü buruşturdu. Karısının soğuk espri saati gelmişti demek ki.

" Tövbe tövbe! Ben gidiyorum, siz de ne haliniz varsa görün."

Demiş ve söylene söylene karşı eve gitmişti.

İkili adamın arkasından gülerken, karşı evde onları izleyenleri görmüşler ve aynı hızda, hiç gülmemişler gibi yüzlerinde buz gibi ifadeler oluşmuştu.

O sırada onlara selam veren Beyzayı görüp, baş selamı vermişler ve evlerine girmişlerdi.

Duşlarını almışlar, Tomrisin tekrardan başlayan ağrısı ile Ömerden sıkı bir azar yiyip, su torbası ile salona gönderilmişti.

Tomris bacaklarını orta sehpaya uzatmış, bir eli karnında ki sıcak su torbasında, diğer eli kumanda da kanalları değiştiriyordu.

Ömer ise çay suyu koymuş, ardından ise patates soyup kızartmış, onlar kızarırken de muhlama yapmıştı. Çıkardığı kahvaltılıkları da masaya koyduğun da her şey hazırdı.

Tomrisi çağırmak için salona geçtiğin de, onun koğuş ağası gibi oturmasına göz devirmiş ardından ise kumandayı alıp televizyonu kapatmıştı.

" Yaaa niye kapatıyorsun Ömer? Ne güzel televizyona bakıyordum."

" Yeter bu kadar kurtlar vadisi. Herkese racon kesiyorsun zaten. Yakında bana da yapacaksın diye korkuyorum."

" Hah! Sen benden kurtlar vadimi alırsın. Ama benim kapı gibi kız kardeşim Nazlım var."

Ömer gözlerini devirdi.

" Kime ne diyorsam zaten. Ben ikinizi ayırmadığım sürece, cümle aleme raconun âlâsını gösterirsiniz. Neyse kalk hadi sofra hazır."

Demiş ve Tomrisin söylenmeleri ile mutfağa gitmişlerdi. Tam masaya oturacaklarken zil çalmıştı.

" Sen otur yavrum ben açarım."

Demiş ve söylene söylene kapıyı açmaya gitmişti.

Kapıyı açtığında ise karşısında pusat timi vardı.

" Güüü-naaay-dııııın, muhlama mı o? Çekilsene abi."

Murat, Seda Sayan girişi ve k9 köpeği burnu ile hızla ayakkabılarını çıkartıp kokuya doğru ilerlemişti.

Ömer gözlerini devirerek kapıyı iyice açmıştı. Sinirle konuştu.

" Hoş geldiniz de, siz niye geldiniz? Ulan ben karımla yalnız vakit geçiremeyecek miyim?"

Ömer'in dediklerini umursamadan hepsi mutfağa doğru ilerledi. Sonuçta bu Ömer'in her zaman ki haliydi. Kızar, söylenir, bazen de evden kovardı onları ama sonuçta sevdiğini de belli ederdi. O yüzden bu lafları hiç bir zaman takmazlardı.

Ömer'in homurdanışları ile mutfağa geçmişler ve masaya oturmuşlardı.

Tomris, Ömer'in bu haline göz devirip önüne dönmüştü. Dıştan memnuniyetsiz tavırlar sergilese de, kardeşleri geldiği için mutlu olduğunu biliyordu.

" Ayyy Tomrisim-"

" LAAAN!"

" BACIM! Tomris bacım."

Murat'ın bir anda lafı çevirmesi ile masa da gülüşler oluşurken, Murat hepsine kısık gözlerle bakarak Tomrise doğru eğilip herkesin duyacağı şekilde konuştu.

" Sen yokken karargaha yeni gelen yüzbaşının, Ömer abimden numarasını istediğini söylemiş miydim?"

Duyduğu sözler ile Ömer öldürmek istediği Murata dik dik bakmaya başlamışken masa da bir sessizlik oluştu.

Ömer, Tomrisin hâlâ bir şey söylemediğini fark edip ona döndüğünde, gördüğü yüz pek de iç açıcı değildi.

Çenesi kitlenmiş bir haldeyken, gözlerinin içi ve yüzü sinirden kızarmaya başlamış, gözleri seğriyordu.

Ömer kabullenmişlikle başını eğerken içinden dua etti.

' İnşallah salonda yatırmaz'

" ÖMEEEEEER!"

Ömer bu sefer mırıltı ile konuştu.

" Şehit olarak ölmek nasip olmayacakmış demek ki...

Eveet bir bölüm daha bitti. Nasıldı?

Ömer ve Tomrisin barfiks anları?

Mustafa Bey Türk babası olduğunu belli etti jfhhjjfjdsgkh

Hamaratlı Ömerden isteyen var mı? Haftaya bime geliyormuş ghfhjhgjf

Murat yaktın bizi Muraaaat!

Ömerimin, Tomrisin o kadar sinirine rağmen karısı ile yatamazsa derdine düşmesi?

Bir sonraki bölüme kadar hoşça kalın canlarım...


Loading...
0%