@yazarranaa
|
(Yazardan)
Ülkenin varisi dünyaya gözlerini açalı tam on dört yıl olmuştu. Krallığın kızlara karşı olan önyargısından kaynaklı varisin koridorlarda gezdiği veya konağının dışına çıktığı her saniye sarayda kasvetli bir hava hüküm sürüyordu.
"Kız olarak doğacağına keşke hiç doğmasaydın." Demişti kral. Yıllar sonra bir varisi olmuştu ve bu uğurda hayat arkadaşı kraliçeyi kaybetmişti. Fakat gelgelelim bu durumdan hiç hoşnut değildi. Fikrini soracak olursanız şüphesiz varisin doğmaması ve kraliçenin hayatta olmasını dilediğini söylerdi.
O gün saraya yeni birisi adım atmıştı. Bütün haşmeti ve yakışıklı yüzüyle saraydaki çalışan kadınlar mesh olmuştu. Hiçbirine bakmadı siyah gözleri. Flört etmek için gelmemişti buraya. Siyah dalgalı saçları sıcak yaz rüzgarının etkisiyle uçuşurken genç adam kralın önünde ilk ve son kez reverans yaptı.
"Yeni konsey başkanı." Diye karşıladı kral onu. Habersizdi belki de yeni gelen konsey başkanın bugünden itibaren kendisinden güçlü olacağından. Gözü kara oluşu ve doğuştan gelen hırsı konsey başkanı Louis Blackhood'un en büyük silahı olacaktı. Prenses Emma'yı genç yaşına rağmen bizzat kendisi yetiştirecekti.
Fakat yeminliydi yeni konsey başkanı. Her ne olursa olsun prensese yumuşak davranamazdı.
Ona bu hayatı zehir edecek ve her koşulda işini zorlaştıracaktı. Kendisi 18 yaşında genç bir delikanlı iken kendisine düşman bellediği prenses o gün 14 yaşındaydı.
Fakat düşmanlık yaşa bakmazdı
|
0% |