Yeni Üyelik
14.
Bölüm

𝐴𝑁𝐼𝐿𝐴𝑅𝐼𝑀 𝐷𝑂𝐿𝑈 𝐵İ𝑅 𝑂𝐷𝐴

@yazarroze

 

 

---

 

Belki bir gün seni sevmekten vazgeçeceğim.

(Asena)....

 

Kendimizi dansa kaptırmıştık, etrafımızdaki her şey bizim için durmuştu; sadece ben ve o vardık. Belki delicesine gözleri, bir de benim deli gibi atan kalbim, dahası yoktu. Dokunuşları zaten beni benden alıyordu, ama son anda imkansızlığımız aklıma geliyordu. O nasıl hissediyordu?

 

Şarkı bitmişti ve etrafımız alkışlayan insanların çıkardığı o sesler kaplamıştı. Bitmiş miydi onun gözlerindeki hükmüm? Hemen ayrıldık; halbuki ne çok isterdim devam edebilmek döndüğümde Gökhan gitmişti. Tabi ya, ben ona “midem bulanıyor” demiştim.

 

Ateş de dans ettikten sonra çıkıp gitmişti. Biz de yolda idik, eve gidiyorduk. Pelin benden de sarhoş olmuştu, ikide bir Mir'e bakıp salakça gülümsüyordu evin yanına geldiğimizde indik. Mir, Pelin'i kucağına almıştı. İçeriye girdiğimizde ışıkları açtım, Mir de hemen Pelin'i odasına götürmüştü. Bir dakika, o Pelin'in odasını nereden biliyordu? Yok canım, nereden bilecek; zaten iki oda var. , koridorun sonunda benim odam, direkt girişte olan ise Pelin'indi. Mir, Pelin'i odasına yatırmış, sonra çıkmıştı. Odama girip üstümü değiştirdim. Bugün gecelik giymemiştim, normalde hep giyerdim. Basit bir pijama takımı giymiştim. Giydiğim elbiseden sonra çok iyi ve rahattı. Bu üstümdeki pijamalarla şimdi Türk kahvesi yapmış, balkonda oturuyordum. Elimde sevdiğim bir kitap vardı; filmini de izlemiştim ama okumak bambaşka hissettiriyordu bana. Telefonum çaldığında bilinmeyen bir numara arıyordu. Kapatım açmadım. Bir kez daha çaldığında açtım, "Alo" demiştim ama ses yoktu. Biraz sonra ses geldi: "Merhaba, ben Ateş Bey'in hizmetçisiyim." Dediğinde kitabı kapatıp sehpanın üzerine bıraktım. Devam etti, hizmetçisi: "O iyi değil, sizin adınızı sayıklıyor." Derince yutkundum, benimi sayıklıyordu hemen telefonu kapattım.

 

Biliyordum evinin adresini; o yüzden hemen üzerime montumu giydim, taksi çağırmıştım. Hemen geldi. Evine geldiğimde hemen indim, taksinin parasını ödedikten sonra hızla kapıya koştum. Koruma tam bir şey diyecekti ki ağlayan hizmetçi kadın hızla yanıma geldi: "Çabuk olun Asena Hanım." Hemen kapıyı açtılar. Hemen koştum... Kapı açıktı, ne göreceğimi bilmiyordum ya da ne olacak...

 

Etrafa baktığımda her yer dağınıktı, ne olmuştu böyle? Biraz daha ilerlediğimde duvarın yanına çökmüş Ateş’i gördüm. Hemen yanına gittim, elleri kanıyordu. İçim cız etti; belki onun elliydi kanayan ama benim de yüreğim kanamıştı, dalıp gitmişti uzaklara. Hemen çekip sarıldım.

 

Hiçbir tepki vermiyordu. "Ateş," ağzımdan çıkana denk, elleri belimde biraz daha sıkılaştı. Devam ettim: "Buradayım, Ateş." "Evet, burdasın, burdasın," diye sayıklamaya başladı. Yüzünü ellerimin arasına aldım bir kez daha: "Ateş," dedim. "Gözleri gözlerimi buldu. Devam ettim: "Şimdi yukarı çıkacağız ve seni yatağına yatıracağım." Tepki vermedi, bu evet demek oluyordu. Ayağa kalktım.

 

Onu da zar zor kaldırdım, omzunun altına girdim. "Dayan bana." Çok ağırdı ama ben bu ağırlığı da taşırdım, tipki kırgınlık larimdan biri gibi. Ama bu hiç bir şey değildi. Yukarıya çıktığımızda hemen ilk bulduğum odaya girdim ve girdiğimde gördüğüm şeyle dengemi kaybedecektim. Hızla ellerim onu bıraktı, kaşları çatılmıştı. Onu bıraktığım için gördüğüm şey ise odanın benim anılarım dahil her şeyin burada olmasıydı...

 

Bölüm Sonu, yorumlarınızı bekliyorum efendim. 🥰

Loading...
0%