Yeni Üyelik
8.
Bölüm

ÜŞÜYEN RUHUMDU

@yazarroze

 

 

---

 

Annemin ve babamın mezarlarının başında duruyordu ama neden benim varlığımı hissetmiş gibi benden tarafa baktı. Hemen ağacın arkasına saklandım, beni görmemeliydi ama en son o kadının yanındaydı. Anlamıyordum, neden desem bir sebebi yoktu, neden?

 

Hızla koşmaya başladım, beni hata olarak görmüştü. Peki ya neden ayaklarımda derman kalmamıştı? Gök ağlıyordu sanki, gökten düşen yağmur damlası benim gözyaşlarımı saklamak içindi. Dizlerim bu çelimsiz bedenimi taşımayı bıraktı, diz üstü düştüm, yer soğuktu, yağmur yağıyordu :)

 

Hem de gökyüzü çok ağlıyordu, tıpkı benim gibi. Çatığı şimşekler ise aydınlıktı ama zor birinin aydınlığı gibiydi. Üşüyordum ama üşüyen yere çökmüş dizlerim değildi.

 

Ruhum üşüyordu hem de çok. Vazgeçmediğim umutlarım bile bana hata diyordu, tıpkı ateş gibi yolun kenarında diz üstü çökmüş, her şeyin bitmiş bir insandım. Gökyüzüne bakıp çığlık atsam, duyan olur muydu? Gözlerim gökyüzünü bulduğunda bir yağmur damlası çığlığım oldu.

 

Gözyaşlarım ise zaten akıp gidiyordu. Bu yağmur damlası şimşekler benim çığlıklarımdı. Önümde birinin varlığını hissettim, dönüp baktığımda oydu. Ateş, elini bana uzattı. Yağmur yağmaya devam ediyordu; bir ellerine bir de ona baktım, kahverengi gözlerine. Bana elini uzatıyordu yine, benim kurtarıcımdı ama bu bataklıkta.

 

Bir ben batıyordum, o beni kurtaramazdı...

 

Kendim ayağa kalktım, elini geri çekti, yürümeye devam ettim. Araba sesi geldiğinde gitti zannettim ama o arabayla beraber benimle yürüyordu. Ben durduğumda o da durdu; onu mezarlıkta gördüğümden haberi yoktu. O, beni yol kenarında bulmuş gibi yapıyordu, halbuki her şeyden haberim vardı. "Ne istiyorsun, bırak peşimi?Ateş " Bu haldemi"diye sordu, gerçektende çok ıslanmıştım ama ben hataydım, onun için neden hatalarına dönüyordu ki? Hani bu hayatta hatalar bir kere yapılırdı, ben demek ki bir kez hatta olmalıydım; defalarca denilinen ama hiçbir zaman değişmeyen hata "istemiyorum". Yürümeye devam ettim.

 

Bir anda arabaya durdurdu, ben yürümeye devam ediyordum arabadan inip yanima doğru yaklaştı tam birseyler demek için ağzımı açmıştım ki beni alıp omzuna atı. Ben ne olduğunu anlamadan beni arabaya bindirdi, o da arabaya binince kapıları kilitledi. "Bırak beni!" Kilitli kapıyı zorladım, ne istiyordu ki benden? Bıraksın işte, hataydım onun için ne istiyordu; hani hatalar bir kere yapılırdı? Islak saçlarımı omzuma topladım. Ateş "Ne işin vardı orada?" diye sordu. Sustum, konuşmayacaktım. Kalbim arsızdı ki hâlâ onu gördüğünde deli gibi atıyordu. Susturdum ya da kalbimin ritmleri onun tarafından susturuldu. "Bana cevap ver Asena." Gülümsedim, ismimi söylemesi içimde bir şeyleri yakıyordu, tıpkı yanan bir kibrit çöpü gibi. Bunu bende kendimden beklemezdim ama söyledim, "Hatalar bir kere olur." Arabayı kullanırken dönüp bana baktı, gözleri gözlerimi buldu. Ateş "Evet, haklısın, hatalar bir kere olur ama bazı hatalar..." Sustu, gözlerimin en derinine baktı.

 

Devam ettirdim, "Defalarca yapmak istediğimiz ve pişman olmadığımız." Önüne geri döndü, kolyem mezarlıkta kalmıştı, onu almaya daha sonra gidecektim. Neden oradaydı bilmiyordum, soramazdım; neden beni her zaman bilinmezliklere sürüklüyordu? Belki de kendisi koca bir bilinmezliktive ben de o bilinmezlikte kaybolmak isteyen bir kadındım. Sonunda araba durduğunda...

 

Etrafima baktım, beni bilmediğim bir yere getirmişti. "Burası neresi?" Ateş "Evim" diye cevap verdi. Evimiydi, benim burada ne işim vardı ki? Kapımı açtığında ellerimi önümde bağladım. Ateş "İnecek misin?" "Hayır, inmeyeceğim. Ben evime gitmek istiyorum, Ateş bey." Beni kolumdan tutup hiç zorlanmadan arabadan indirdi. "Bırakın Ateş bey!" diyordum ama o beni dinlemiyordu bile; iki katlı lüks bir evdi, etrafta kimse yoktu. Kapıyı açtığında içeriye geçtik, bir kez daha tekrarladım, "Ateş bey, ne işimiz var burada?" Ateş üstün ıslak ve evinde uzak, en yakın burasıydı.

 

Hasta olurdun". Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu; beni düşünmüştü. Kalbime kızdım, belki de ilk defa. Her zaman ilkleri yaşamıştım onunla, istemezdim kırgınlıklarım olsun. Bu ilkler arasında sadece ilk kez birini öpüyor olmam olsun isterdim. "Gerek yoktu, Ateş bey ben giderdim." Ateş "Bence gerek vardı, yoksa hasta olurdun. Hem ne işin vardı senin orada?" Benim ona sormam gereken şeyi o bana soruyordu; madem oyun istiyordu, oynardım. Nasıl olsa gerçekleri öğrenecektim...

 

--- 

 

Bölüm sonu okuyan herkeze teşekürler iyiki varsiniz 😘🥰

Loading...
0%