@yazarrs
|
SELİN
İşi kabul ettiğimi söylediğimde , Miraç'ın sesi mutlu geldi. Şimdi araba ile beni almaya gelecekti. Hazırlanmam lazımdı hemde acilen Miraç normalde çok hızlı araba sürüyordu. Bir kere onun ile bir yere gittiğimde , az kalsın arabada bayılıyordum. O kadar hızlı yani....
Saçımı saldım. Hafif bir makyaj yaparak kombinimi tamamladım. Korna sesi duydum. Camdan baktığımda Miraçı gördüm. Süt çocuk... Neden bilmiyorum ama ona hep öyle diyordum. Ailesi yoktu o bana hep sadık kalmıştı. Bende ona süt çocuk diyordum. O bana domates kafa veya Selincik diyordu.
Arabanın camından çıkıp gel işareti yaptı. Ona gülümsedim , 'sahte bir gülümseme….' içeri girdim camı kapattım. Omzuma çantamı alıp çıktım. Aşağı indiğimde arabanın önünde durmuş beni bekliyordu. Kapımı açtı ve içeri girmemi sağladı. Bu çocuk bende harbi başkaydı.
Ama ben ona ihanet etmiştim. Ah Selin beynini sikeyim , niye böyle bişi yaptın. Oda koltuğa oturdu. Kemeri takarken bana baktı. " Ee ne var ne yok Selincik "
" Normal , gine aynı boktan hayat sen Süt çocuk? " Oda eh işte hareketi yaptı ve araba yeni iş yerime doğru yol aldı.
Çantamdan yarım kalan kitabımı çıkardım. ' Şehitler ' Bu kitap şehitler hakkında bilgiler ve onların duygu düşüncelerini anlatıyordu. Kitapta ayracın olduğu sayfayı açtım ve göz gezdirmeye başladım.
' Şehitlerde elbet insandır , onlarında aileleri sevdalıları vardı. Fakat onlar bu hayatta en doğru şeyi seçerek bu hayata gözlerini yumdular. Vatanı korumak...
Onlar asla korkmazlar ölmekten , vatanları için canı pahasına savaşırlar. Ama vardırki bazı askerler korkaklar kaçarlar. Peki biz bunlara Asker diyebilir miyiz? Vatanını korumaktan korkan bir kişi nasıl Asker olabilir? biz bunlara asker diyip şehitlerimize onların emeğine saygısızlık etmiş oluruz. '
Bir ses beynimin içinde yankılanmaya başladı Ah tabi telefonum çalıyordu. Miraçda merak etmiş olmalı ki aynadan bana bakıyordu. Telefonun ekranını kendime doğru çevirdim ve onu gördüm. Ya bu böyle habire ararsa olmaz ama. " Efendim?" dedim.
Normalde ona hiç efendim demezdim inşallah anlardı. "Onlardan birisiyle mi birliktesin?" Evet anlamında mırıldandım. Miraç bir bana bir yola bakıyordu. Gözlerimiz birbirini bulduğunda. Tek kaşını kaldırdı. Elimle yok bir şey anlamında geçiştirdim.
Vardığımızda kapıda bir adam uyuyordu. Adam dediğim 20-25 yaşlarında falandı. Miraç onu gördüğünde "Bak Selincik bide bana diyorlar" dedi. Ne dediğini anlamasamda güldüm. Sonra biri daha geldi arabaya baktı. Miraç selam verince oda verdi. Bana baktı... Bu yeşil gözler bana birini andırıyordu ama Allah bilir. Uyuyan güzeli kaldırdı. Kaldırdı derken ensesine bi vurunca. Adam zaten kalkmak zorunda kaldı.
Arabadan indik. Miraç yanıma gelerek. Daha deminki uyuyan adamı gösterdi. Oda bana bakıyordu. " Evet Selincik bu Umut " Elini uzattı elini sıktım. Tanıdık gelen adama doğru dönerek. "Bu da Alaz başımız." dedi. Elimi uzattım bana baktı , tek kaşımı kaldırdım oda aynı şeyi yaptı ve sıktı. Ya bu bana harbi bir yerden tanıdık geliyordu.
Dur bir dakika bayan diyen. Allahın gücü işte. "sen! yedim seni" diyerek çantam ile kafasına vuracaktım ki. Ne olduğunu anlayamadan çantamı tuttu. Bacağım ile vuracakken ise bacağımı yakaladı. Miraç ile Umut bize şaşkınlık ile bakıyordu.
Nedense Miraç'a açıklama gereği duydum. "Bu bana 'bayan' diyen motorlu şerefsiz" son sözümü der demez Umut elini ağzına götürdü. Miraç öldün işareti yaptı. Alaz kolumu çevirerek beni kendine çevirdi yüzümüz arasında 2-3 cm vardı. "Sen ne dedin?" dediğimin arkasındayım. "Şerefsiz dedim" diyerek gözlerimi gözlerinden ayırmadım. Yeşil gözleri ani bir öfke ile parladı.
Ama dokunması hala hafifti. Kulağıma eğildi. Bir şey söyledi. Ve çekip gitti. Ben olduğum yerde dona kalmıştım.
|
0% |