Yeni Üyelik
9.
Bölüm

2.Sezon 2.Bölüm: What's Your Favorite Scary Movie?

@yazarruhluadam

O anda çok gerilmiştim. Kim olduğunu bilmediğim biri sahibi olduğum evin telefonundan beni aramıştı. Leo bir anda uyandı ve bana "Ellie ne oldu kim aradı?" dedi. Ben ise şoka uğramış bir şekilde "O evin telefonundan biri beni aradı." dedim. Leo ise bana bakarak "Patrick'i uyandıralım." dedi. Ben ise düşünmeye başladım. Arayan kişinin Ethan olduğunu düşündüm ve bir an içimden Ethan öldü dedim.


Uyuduğum saatler bana işkence gibi gelmişti. Sürekli kabuslardan kabuslara koşuyor gibiydim. Arka arkaya 6-7 tane kabus görmüştüm. Hepsinde neredeyse Nancy vardı ama bir kabus aşırı dikkatimi çekmişti. Bu kabus bir girdabın içinde iken bir kehanetten bahsediyordu.


Rüyalar Alemi: O kehaneti sana devretti içindeki bütün kudretleri ve kötülükleri kendi aracılığı ile sana aktardı. Senin ruhunu o bambaşka bir insanla değiştirdi. Aslında her bir yaran tek tek kendini onarıyor bunu fark etmiş miydin? İşte Aydan Doğan kehaneti buna bir işarettir aslında. Kötülerin celladı İyilerin meleğidir Aydan Doğan.....


Bir anda nefes nefese uyandım. Anlamadığım bir şekilde bilmediğim bir kehanetin bir kısmını bir adamdan dinlemiştim. Ellerim ayaklarım buz kesildi. İlk 15 dakika ne olduğunu kavrayamamıştım. Patrick uyandı ve bana "Ellie.... Ellie iyi misin?" dedi. Bende ağzım açık bir şekilde "İyiyim, peki sen nasılsın?" dedim. Patrick ise daha fazla gerilerek "Ellie, gerçekten iyi olduğuna emin misin?" dedi.


Ben ise artık iyice korkmuştum. Patrick'e "Dün o malum evin telefonundan arama geldi. Patrick Nancy... yaşıyor. Patrick'in yüz ifadesi bir anda değişti. Ve "Ellie saçmalama ben onu kendi ellerimle öldürdüm. Nasıl yaşayabilir? Onu 27 yerinden bıçakladım, boğazını kestim ve silahla vurdum." Ben ise artık çok sıkılmış bir şekilde " O... yaşıyor." diyebildim sadece. Patrick artık iyice gerilerek "Yaşıyor olsa bile ölümü gene benim elimden olacak Ellie." Şimdi iyi düşünelim. Fazla gerilme bugün çok güzel bir gün geçireceğiz. Bugün cadılar bayramı var.


"Korkunç suratlı balkabağı yapacağız yani daha çok işimiz var kalk hadi." Direkt işe koyulduk çünkü arkadaşlarımız arasında küçük bir parti verecektik. Nancy'nin suratına benzer bir pumpkin yapmıştım. En son hayalet surata benzer bir şey yapmıştık. O pumpkin çok ürkütmüştü beni. Çünkü o katliamın gecesinde Ethan'in suratı bu şekildeydi.


Parti zamanı geldiğinde herkesi maskeli olarak görmek beni nedense korkutmuştu... Eskiden çok mutlu olduğumu hatırladım.. Bu kadar çok cinayet beni çok üzmüş ve korkutmuştu... Biran için başım dönmüştü... Adımlarım geriye doğru gitmeye başladı.. Patrick geriye doğru gittiğimi görünce iki eliyle karnımdan tuttu. Bana dönüp "İyi misin?" dedi. Ben korkuyla başımı salladım ama vücudum titremeye başladı. Aklıma o anda hayalet suratlı kişi tarafından karnımdan bıçaklandığım aklıma geldi... Elimi o sırada karnıma koydum... Patrick beni öyle görünce o da korkmaya başladı...


Tişörtümü açıp karnıma baktı... O hiçbir şey görmüyordu ama ben bıçak yarası görüyordum karnımın her tarafında.. Yüzüm bembeyaz kesilmişti... Tişörtüm hala sıyrılmış haldeydi.. Patrick karnıma dokundu.. "Ellie... Neler oluyor?..." dedi. "B..ben kendimi pek iyi hissetmiyorum..


Bir anda yere kapaklanıverdim. Bayağı uzun bir süre sonra uyandın.


Uyandığımda Patrick, Leo ve Jack başımdaydı. Hastanedeydik. Leo uyandığımı fark edince "Ellie iyi misin?" dedi. Ben gülümseyip iyi olduğumu söyledim. Ve sözüme devam ettim. "Kötü bir anımsamaydı. Eski anlar aklıma geldi biran için. Ama daha iyiyim, merak etmeyin." dedim. Bulunduğumuz odanın kapısı açıldı ve bir doktor içeri girdi. Herhangi bir problem olup olmadığını sordu ve son kontrollerini yapıp gitmemize izin verdi. Dışarı çıktığımızda konuşmaya başladık. Jack "Çocuklar kendimize kahve alalım ister misiniz? İyi gelir şimdi." dedi. Hepimiz kabul ettik ve bir kafeden kendimize 4 tane karton bardaklarda kahve aldık. Gecenin ıssız karanlığında yürürken kahvelerimizi yavaş yavaş yudumluyorduk. Ay hiç olmadığı kadar güzeldi... En sevdiğim ay evresidir Dolunay. Apayrı bir güzelliği var bana kalırsa. Bir inci kadar ışıl ışıl ama bir bıçak gibi keskin ve korkutucu... Issız sokaklarda cinayet işlemeye elverişli... Nancy hepimizi derinden etkilemişti. Yaşadıklarımız hiç kolay şeyler değildi. Ama bunu da atlatacağımıza inanıyordum. Bu derin sessizliği Jack bozdu. "Çocuklar merak etmeyin. Bir gün bu yaşadıklarımızı atlatacağız." dedi. Sanki zihnimi okumuş gibiydi. Bende tam aynı şeyleri düşünüyordum...


"Umarım. Bende buna inanmak istiyorum." dedim Jack'e. Leo kahvesinden bir yudum aldı ve konuşmaya başladı. "Birlikte olduğumuz sürece her şeyi atlatacağız merak etmeyin." dedi ve hafifçe gülümsedi. Patrick'in o anda telefonu çaldı. "Affedersiniz." dedikten sonra arkasını döndü ve telefonuna baktı. Bilinmeyen bir numara arıyordu. Patrick bize döndü ve kısa bir süre endişeyle bakındı. O an işlerin hiç iyiye gitmediğini anladım... Leo ve Jack'te "Tekrar başlıyor..." der gibiydi.


Arayan kişinin Nancy olmadığına kendimizi inandırmak istiyorduk... Hepimizin boğazı düğümlenmişti. Jack "Pekala herkes sakin olsun." dedi. Ardından "Leo, siz Ellie ile beraber ara sokaklarda kimsenin olup olmadığını kontrol edin." dedi. Leo sol taraftaki ara sokağa bende sağ taraftaki ara sokağa yöneldim. Patrick, Jack'e döndü ve "Ne yapmalıyız?" dedi endişe ile. Jack ona telefonu açmasını söyledi. Patrick önce yutkundu ardından telefonu açtı. "Alo?" dedi. Karşıdaki kişi hiç istemesek bile Nancy idi. "Merhaba Patrick, beni özlediniz mi?" dedi ve bir süre güldü. Patrick Jack'e döndü ve sessizce "Bu o." dedi. Jack etrafı kolaçan etmek için ayrıldı. Patrick telefona dönüp "Bizden ne istiyorsun?" dedi. Nancy "İçinizi görmek istiyorum, en kanlı haliyle." dedi. Patrick "Senin öldüğünü sanıyordum." dedi ciddi bir tavırla. Nancy ise gülerek "Efsaneler ölmez, şekil değiştirir. Bunu bilmiyor musun?" dedi Patrick'e. Telefon konuşması devam ederken Leo ara sokakta birini gördü ve o kişi telefonla konuşuyordu. Leo Patrick'e baktı ve hala Nancy ile telefonda konuştuğunu fark etti. Leo hemen o kişinin yanına gitti ve telefonu aldı. Adam arkasını döndü ve "Neler oluyor, ne yapıyorsun?" dedi. Leo özür diledi ve telefonu geri verdi. Nancy Patrick'e "Arkadaşlarına söyle beni aramaya çalışmasınlar. Ben her daim sizin yanınızda olacağım. Merak etmeyin." dedi. Ellie sağdaki ara sokakta bir kadın gördü. O kadın da telefonla konuşuyordu. Yavaşça yaklaşıp kadına "Affedersiniz?" dedi ve kadın arkasını döndüğünde onun da Nancy olmadığı anlaşıldı. Ellie özür diledi ve Patrick ile Leo'nun yanına döndü. Nancy "Sizden her zaman bir adım daha öndeyim. Beni asla bulamazsınız." dedi. Patrick etrafına korkuyla bakmaya başladı. Leo "Jack nerede?" dedi. Ellie "O seninle değil miydi Patrick?" dedi. Patrick tam konuşacakken Jack'in çığlıkları duyuldu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı... Karanlık ve ıssız bu gecede Jack'in korkunç çığlığı yankılanmıştı tüm ara sokaklarda...


Nancy konuşmasına devam etti. "Korku filmlerinde hayatta kalmanın pek çok kuralı vardır. Arkadaşınız Jack bu konularda çok acemi sanırım, sizin gibi yani." dedi. Patrick "Ne demek istiyorsun Nancy?" dedi. Nancy söze devam ederek "Bir korku filminde asla ara sokaklara gidilmez, asla yabancı numaralardan aramalara cevap verilmez, asla ekip arkadaşlarından ayrı takılmaya çalışılmaz. Oldukça acemi çocuklarsınız." dedi neşeyle. Ardından "Maalesef Jack kaderini yaşayacak. Hepiniz için son gittikçe yaklaşıyor." dedi. Patrick telefonu kapattı ve ıssız sokakta Jack'in adını haykırdı. Leo ve Ellie de Jack'i aramaya başladı. Ama ondan hiçbir iz yoktu. Herkesin kalbi çok hızlı atıyordu... Hiç olmadığı kadar şiddetliydi... Herkes nefesini tutmuş etrafa bomboş bakınırken arkadan bir ses duyuldu... "Ç-çocuklar..." diye biri fısıldıyor gibiydi. Herkes arkasını döndüğünde büyük bir şokla karşılaştı... Jack'in göğsünde on beşten fazla bıçak yarası vardı ve ağzından kanlar akıyordu. Jack acıyla yere yığıldığında onun arkasında elindeki bıçakla acı acı gülümseyen Nancy göründü. Çocuklar dehşete düşmüştü... "Sürpriz!" diye bağırdıktan sonra Patrick, Ellie ve Leo'nun üzerine doğru saldırmaya başladı Nancy. Çocuklar hızla kaçmaya başladılar. Nancy elindeki bıçağı Leo'nun bacağına doğru fırlattı. Leo'nun acı çığlıklarını duyunca Patrick ve Ellie dehşet içinde arkasını döndüler. Nancy bıçağı hızla döndürüp çıkardı ve Leo'nun kafasını duvar'a çarptı. Leo'nun kafasından kanlar geliyordu. Bilinci kapalıydı. Patrick, Ellie'ye döndü. "Yardım istemelisin, ben onunla ilgilenirim." dedi. Ellie "Asla olmaz, seni burada bırakamam." dedi. Patrick "Ellie lütfen. Ben iyi olacağım. Yardım getirmelisin." dedi. Ellie gözleri yaşlı bir şekilde yardım istemek için hızla koştu. Bulundukları sokakta ne yazık ki telefon çekmiyordu. Bu yüzden polisi arayamadılar. Patrick "İşte buradayım." dedi Nancy'e. Nancy gülümsedi ve "Bu çok eğlenceli olacak..." dedi.


Loading...
0%