@yazarruhluadam
|
2.Sezon 7.Bölüm: Güç ve Tehlike Arasında: Kehanetin Pençesinde Aylar geçmiş, yaşanan olayların izleri hâlâ derin yaralar bırakmıştı. Kasaba, Aydan Doğan'ın kehaneti ve ardından gelen olaylarla sarsılmıştı. Patrick, Ellie, Sally ve diğerleri, yaşadıkları kaosun etkileriyle baş etmeye çalışıyorlardı. Patrick: (Ellie'ye bakarak) Ellie, hâlâ bu kehanetin etkisi altında olduğumuzu düşünüyor musun? Ellie: (Kaşlarını çatar) Bilmiyorum, Patrick. Ama Mia'nın söyledikleri... Aydan Doğan'ın gücünü taşıdığımızı söylemesi... Her geçen gün daha fazla anlam kazanıyor gibi hissediyorum. Kasabada, hâlâ Aydan Doğan'ın kaybolduğu ve Mia'nın bu gizemli gücü taşıdığı konuşuluyordu. Kehanetin etkisi altındaki kasaba halkı, korku ve merak içinde bir araya gelmişti. Sally: (Ellie'ye destek olmaya çalışarak) Ellie, belki de bu güçleri kullanarak Aydan Doğan'ı bulabiliriz. Belki de bu kehanetin çözümü, onun izinde olabilir. Ellie: (Kararlı bir şekilde) Evet, belki de doğru. Ama bu gücü nasıl kontrol edeceğimizi bile bilmiyorum. Sally, Ellie ve Patrick, kasabanın dışında, Aydan Doğan'ın son gözlendiği yerlere gitmeye karar verdiler. Mia'nın içindeki Aydan Doğan'ın gücünü anlamak ve belki de kasabalarına huzuru getirmek için bir arayışa çıkmışlardı. Patrick: (Ellie'ye dönerek) Ellie, bu yolculuk zor olacak. Ama birlikte olduğumuz sürece, her şeyin üstesinden gelebiliriz. Ellie: (Gülümseyerek) Evet, Patrick. Birbirimize güvenmeli ve bu gizemi çözmeliyiz. Kasaba halkı ise hâlâ korku içindeydi. Aydan Doğan'ın gücüne sahip olan Mia'nın kasabaya getirdiği değişim, herkesi endişelendiriyordu. Kasaba Sakini 1: (Başka bir sakinle konuşurken) Bu Aydan Doğan'ın laneti, hepimizi mahvedecek! Kasaba Sakini 2: (Korku içinde) Ama Mia, bize yardım etmeye çalışıyor. Belki de bu gücü iyi amaçlar için kullanabilir. Kasabada, Mia'nın güçleri ve Aydan Doğan'ın kayboluşu hâlâ konuşulan ana konulardan biriydi. Herkes, bu gizemi çözmek ve kasabalarını eski haline getirmek için ellerinden geleni yapmaya kararlıydı. Gina: (Jack ve Leo'ya dönerek) Siz iki, kasabaya bu zor zamanlarda yardım etmeli ve birlik olmalısınız. Bu kehanetin etkilerini birlikte aşabiliriz. Jack: (Kararlılıkla) Evet, anneciğim. Birlikte hareket ederiz. Kasabanın dışındaki ormanlık alanda, Patrick, Ellie ve Sally, Aydan Doğan'ın izini sürmeye devam ederken, Mia'nın içindeki kehanetin sırları da gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Yapılan araştırmalar ve toplanan ipuçları, gizemin içinde daha derinlere inmeye yönlendiriyordu. Patrick: (Notları inceleyerek) Bakın, bu harita üzerinde Aydan Doğan'ın görüldüğü yerler işaretli. Belki de orada bize bir ipucu bırakmıştır. Ellie: (Merakla) Umuyorum ki bu izleri takip ederek gerçeği bulabiliriz. Kasaba, hâlâ belirsizlik içindeydi. Ancak, Patrick, Ellie, Sally ve diğerleri, Aydan Doğan'ın kehanetini çözmek ve kasabalarını kurtarmak için bir araya gelmişlerdi. Yola çıkan bu kahramanlar, bilinmeyene karşı cesaretlerini toplamışlardı ve önlerindeki gizemi çözmek için bir adım daha atmaya kararlıydılar. Karanlık ormanın içinde, Mia Sky, Aydan Doğan'ın gizemli güçleriyle dolup taşıyordu. Her adımda, Aydan'ın geçmişten gelen bilgelikleri ve kötülükle savaşan enerjisi, Mia'nın içinde beliriyordu. Mia: (Kendi kendine) Aydan Doğan, sana bu gücü verdiğin için minnettarım. Ama şimdi benim görevim, bu gücü doğru kullanmak ve kasabamızı korumak. Kasaba halkı, Aydan Doğan'ın izini süren Patrick, Ellie ve Sally'yi destekliyordu. Herkes, kasabalarını tehdit eden bu gizemi çözmek için bir araya gelmişti. Kasaba Sakini 3: (Diğer kasabalılara seslenerek) Birlik olmalıyız! Bu Aydan Doğan'ın güçleriyle baş edebiliriz. Patrick, Ellie ve Sally'ye güvenmeli ve onlara yardım etmeliyiz! Karanlık ormanın derinliklerinde, Mia, bir anlamda Aydan'ın rehberliğinde ilerliyordu. Kehanetin gizemi, Mia'nın içinde uyanan bilinçaltındaki imgelerle birleşiyordu. Aydan Doğan (Mia'nın iç sesi): Mia, senin içindeki gücü kullanmalısın. Bu kasabayı korumak senin görevin. Kehanetin gücünü kontrol etmeyi öğrenmelisin. Patrick, Ellie ve Sally, Aydan Doğan'ın izlerini takip ederken, ormanda beklenmedik bir tehlikeyle karşılaştılar. Karanlık ağaçların arasında beliren gizemli bir varlık, onlara doğru yaklaşıyordu. Patrick: (Hazırlıklı olarak) Kim bu? Aydan mı? Gizemli Varlık: (Gizemli bir gülümsemeyle) Benim adım Mia Sky. Aydan Doğan'ın gücünü taşıyan bir ruh. Patrick, Ellie ve Sally, şaşkın bir şekilde Mia Sky'e bakarken, kasabada ise halk, bu gizemli karşılaşmanın sonuçlarını bekliyordu. Kasaba Sakini 4: (Merakla) Ne oluyor? Mia Sky kim? Acaba kasabamıza yardım mı edecek yoksa yeni bir tehdit mi? Mia Sky, Patrick ve diğerleriyle konuşmaya devam ederken, kasaba halkı arasında korku ve umut arasında bir gerilim oluşmuştu. Mia Sky: (Gülümseyerek) Ben, bu kasabaya yardım etmeye geldim. Aydan Doğan'ın gücünü taşıyorum ve bu güçle, kasabamızı korumaya kararlıyım. Patrick: (Düşündükten sonra) Eğer gerçekten yardıma ihtiyacımız varsa, sana güvenebilir miyiz? Mia Sky: (Kararlı bir şekilde) Evet, Patrick. Benim amacım, bu kasabayı kurtarmak ve Aydan'ın gücünü doğru kullanmak. Kasaba, Mia Sky'in gizemli varlığıyla tanışmanın şaşkınlığını yaşarken, Patrick, Ellie ve Sally, Mia Sky'in kasabayı kurtarmak için getirdiği yeni umutla, birlikte daha fazla maceraya atılmaya hazır hale gelmişlerdi. Kasabanın kaderi, Aydan Doğan'ın mirasıyla ve Mia Sky'in içindeki güçle şekillenmeye devam ediyordu. Gina Walker: (Endişeli bir sesle) Jack, Leo, ne oluyor burada? Neden bu kadar telaşlısınız? Jack Walker: (Yorgun bir şekilde) Anneciğim, kasabanın başına gelenlerden haberdar değilsin. Bir seri katil ve doğaüstü olaylarla karşı karşıyayız. Gina'nın yüzü, çocuklarının anlattıkları karşısında bir karışıklık ifadesiyle dolup taşıyordu. Leo Walker: (Ciddi bir ifadeyle) Evet, anneciğim. Bu karanlık güçlere karşı mücadele ederken, bu kasabayı korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Gina Walker: (Endişeli bir şekilde) Oh Tanrım! Neden bana söylemediniz? Ne yapabiliriz? Bu an, ailenin bir araya gelme ve kasalarını koruma kararını almasının başlangıcıydı. Woodsboro'ya dönüşle birlikte, kasabanın atmosferi bir kez daha çığlık filminin karanlık dünyasına bürünmüştü. O gece, Ellie, Sidney Prescott ve Gale Weathers'ın kasabanın gizemli olaylarına karışmasına şahit olmuştu. Kafası karışmış ve duygusal olarak sarsılmış bir halde, Ellie, Sidney ve Gale ile karşılaşmak üzereydi. Ellie, kasabanın eski günlerine döndüğünde, bir yandan travma dolu anılarla yüzleşiyor, diğer yandan da kendisine zarar verenleri durdurma arzusuyla dolup taşıyordu. Sidney ve Gale, beklenmedik bir şekilde kasabaya dönüş yapmışlardı, amaçları ise gizemli olayları çözmek ve Ellie'ye destek olmaktı. Karanlık sokaklarda, Ellie'nin adımları yankılanıyordu. Sidney ve Gale ile karşılaşması an meselesiydi. O an gelip çattığında, Ellie, yüzleşmeye hazır olup olmadığını düşündü. Sidney ve Gale, onu bekliyorlardı, kasabanın karanlık sırlarıyla dolu sokaklarda. Nihayetinde, Sidney ve Gale ile karşılaşan Ellie, geçmişin hayaletleriyle yüzleşmenin ne kadar zor olduğunu bir kez daha hissetti. Üçü, kasabanın karanlık geçmişi hakkında konuşurken, Ellie'nin duygusal bir patlaması gerçekleşti. Sidney ve Gale, Ellie'nin yaşadığı acıyı anlamaya çalıştılar, ancak karanlık olaylarla dolu bir hikayenin ortasında bulunan genç kadının zihnini tam olarak kavramak mümkün değildi. Ellie'nin duygusal yükü aniden ağırlaştı, ve bu yükü Sidney'e yöneltti. "Siz ünlü gazeteci ve hayatta kalmış bir final girls'siniz, değil mi?" dedi hırsla. "Sizinle aynı kategoriye konmak istemiyorum. Siz karanlıkla yüzleşmeyi seçtiniz, ama ben seçmek istemiyorum!" Gale, sakin bir şekilde, "Ellie, senin yaşadıklarını anlamaya çalışıyoruz. Belki de birlikte çözebiliriz," dedi. Ancak Ellie, bu yardım elini reddederek, Gale'e tokat attı. Sidney ve Gale şaşkın bir şekilde geri çekildiler. Sidney, "Ellie, seninle işbirliği yapmak istiyoruz. Bu karanlığı birlikte aydınlatmalıyız," dedi. Ancak Ellie, Sidney'nin yaklaşımına da karşı çıkarak, "Sizinle işbirliği yapmamı beklemeyin. Bu karanlıkla tek başıma yüzleşirim!" diye çıkıştı ve oradan hızla uzaklaştı. Karanlıkta geride bıraktığı Sidney ve Gale, bu genç kadının içsel çatışmalarını anlamaya çalışırken, kasabanın gizemleri daha da derinleşiyordu. Ellie'nin içsel yolculuğu ve kasabanın karanlık sırları, birbirine bağlı hikayeler olarak devam ediyordu. Patrick, Travis'e karşı hala öfke ve hüzün dolu bir gözlerle bakıyordu. Travis, soğukkanlılıkla durdu ve Patrick'in tepkisini bekledi. Koridorların sessizliği, bu iki adam arasındaki gerilimi daha da arttırıyordu. Patrick, Travis'e doğru adım attı ve sert bir şekilde konuşmaya başladı. "Senin yüzünden her şey bu hale geldi. Ailemi, arkadaşlarımı tehlikeye attın. Neden?" diye sordu. Travis, yine sakin bir tavırla cevap verdi. "Her şey plana uygun ilerliyor, Patrick. Senin anlamadığın şey, bu sadece bir oyun değil. Daha büyük bir güç tarafından yönetiliyoruz. Sen sadece bir piyonsun." Patrick, Travis'in cevabına daha da öfkelenmiş bir şekilde karşılık verdi. "Seni affetmeyeceğim. Ailemi ve sevdiklerimi korumak için elimden geleni yapacağım." Travis, alaycı bir gülümsemeyle, "Korumak mı? İşte bu senin en büyük zayıflığın. Korumaya çalıştıkça, onları daha çok tehlikeye atıyorsun," dedi. İkili arasındaki gerilim artarken, bir kavga an meselesi gibiydi. Göz göze geldiklerinde, her iki adam da içlerindeki öfkeyi bastırmak için zorlanıyor gibi görünüyordu. Koridorların sessizliği, bu çatışmanın sonucunu bekleyen bir atmosfer oluşturuyordu. |
0% |