@yazarruhluadam
|
Yeni bir gün başlamıştı, ama Ellie ve Patrick için bu gün geçmişin karanlık sırlarının aydınlığa çıkacağı bir gün olacaktı. Gözlerindeki endişe ve kaygı, günün erken saatlerinde bile hissediliyordu. Tüm arkadaşları, son yaşananlardan sonra onlara destek olmak için evde toplanmıştı. ELLIE: (gözlerini odanın köşesine dikerken) "Bunların hepsi, Megan'ın ölümüyle başladı. Bu cinayetlerin ardında yatan asıl nedeni bulmalıyız." MAYA: (yüzü endişeli) "Ama kimse bu kadar cüretkar olamaz. Şu anda hepimiz hedef halindeyiz." PATRICK: "Ama kimse Megan’ı koruyamadı. Belki de bunun ardında birisi var. Bizi izleyen biri." Tam o sırada kapı çaldı. Hepsi irkilerek kapıya yöneldi. Ellie, kapıyı açtığında karşında gazeteci Gale Weathers’ı gördü. GALE: (ciddiyetle) "Bunu size söylemem gerekti. Cinayetlerin ardında bir ipucu buldum. Ama çok dikkatli olmalısınız." ELLIE: "Neden buradasın? Neden bizimle görüşüyorsun?" GALE: "Çünkü bu hikaye çok daha büyük bir şeyin parçası. Megan’ın ölümüyle ilgili olan her şey, beni bu noktaya getirdi. Bir bağlantı buldum." PATRICK: "Ne bağlantısı?" Gale, ellerinde tuttuğu bir dosyayı çıkardı ve masanın üzerine bıraktı. Dosyanın içindeki fotoğraflar dikkatlerini çekti. GALE: "Bu, o gece orada bulunan tüm tanıkların ifadeleri ve bir şekilde hepsinin birbirleriyle olan bağlantıları. Aralarındaki ilişkiyi çözmeye çalışıyorum." Ellie ve Patrick, dosyayı incelemeye başladılar. Her sayfada geçmişteki cinayetlere dair detaylar, tanıkların ifadeleri ve gizli bağlantılar vardı. ELLIE: "Bu… bu Megan'ın yakın arkadaşları. Hepsi buradaydı." GALE: "Bir tür gizli cemaatin izini sürüyorum. O günden sonra kaybolanlar veya intihar edenler… Hepsinin arkasında benzer bir zincir var." Ellie’nin içindeki korku, öfkeye dönüşmeye başladı. ELLIE: "Bunları biliyorsan, ne yapmayı düşünüyorsun? Bize yardımcı olabilir misin?" Gale, bir an düşündü ve ardından başını salladı. GALE: "Evet, ama bu işin içine girmek tehlikeli. Artık her an tetikte olmalısınız. Hedefleriniz her yerde olabilir." Tam bu sırada, dışarıdan bir çığlık sesi geldi. Ellie ve Patrick hemen kapıya doğru koştular. Kapıyı açtıklarında, yanlarında Jack ve Maya’nın çığlık atarak geldiklerini gördüler. JACK: (nefes nefese) "Dışarıda bir şey var! Bize saldırmaya çalışıyor!" MAYA: (korkuyla) "Gizli birinin evin etrafında dolandığını gördüm! Bir şeyler yanlış gidiyor." Gale, hemen odanın kapısını kapatıp kilitledi. GALE: "Hızlı olun. Burada kalmak istemiyorsanız hemen bir yere gitmeliyiz." Her biri panik içinde odanın köşesine toplandı. Patrick, cesaretini toplayarak, dışarıdaki durumu kontrol etmeye karar verdi. PATRICK: "Hızlıca arka kapıdan çıkıp ormanın içine geçelim. Bizi takip edebilirler." Ellie, kalbindeki korkuyla birlikte Patrick’in yanına geldi. ELLIE: "Ama orada ne var? Sadece kaçmak yeterli olmayacak." GALE: "Bütün ipuçlarını toplayabilirsek, bu işin arkasındaki kişiyi bulma şansımız var. Ama önce güvende olmamız gerek." Grup, sessiz bir şekilde arka kapıya yöneldi. Dışarı çıktıklarında, karanlık ormanın içine doğru ilerlediler. Tam o anda, bir gölge onların arkasında belirdi. Herkes durakladı. ELLIE: (fısıldayarak) "Kim bu?" Gölge, hızla yanlarına doğru hareket etti. Hızla arka kapıdan içeri giren bir figür, üzerindeki çelik ve kanla boyanmış maskesiyle belirdi. Herkesin yüreği ağzına geldi. KATİL: (soğuk bir sesle) "Merhaba, Ellie. Geçmişe döneceğiz." Grup panik içinde etrafa koşmaya başladı. Katil, önce Patrick’in yanına yöneldi, bıçağını onun karnına doğru savurdu. ELLIE: (çığlık atarak) "Patrick!" Tam o anda, Jack, katilin kafasına bir nesne fırlatarak onu oyaladı. Katil düşerken, Ellie ve arkadaşları hızla uzaklaşmaya çalıştılar. Geriye döndüklerinde, Gale’nin gözlerinde bir alev vardı. GALE: "Hemen buradan çıkmalıyız!" Katil, hala ayakta durmaya çalışıyordu. Gözleri Ellie’nin üzerinde yoğunlaşmıştı. KATİL: "Beni asla unutamayacaksınız. Bu sadece başlangıç." Katil, Ellie ve arkadaşlarının üzerine doğru ilerlerken, gruptaki panik büyüyordu. Ancak bu sefer Ellie, Patrick ve diğerleri pes etmeye niyetli değildi. Hızla düşünmeye başladılar. ELLIE: (gözlerini sabit bir şekilde katilin üzerine dikerken) "Bize zarar vermesine izin vermeyeceğiz. Bir plan yapmalıyız!" Katil, maskesinin ardında kaybolmuş bir ifadeyle, "Beni asla unutamayacaksınız. Bu sadece başlangıç." derken, Ellie’nin gözleri parladı. Artık korkunun yerini öfke almıştı. PATRICK: "Onu durdurmalıyız. Hepimiz birlikte olursak, şansımız olabilir." Gale, katilin dikkatini dağıtmak için bir taş alıp, onu yere fırlattı. Taş, katilin ayaklarının yakınında düşerken, katil o yöne döndü. GALE: "Şimdi! Şimdi saldırın!" Ellie ve Patrick, bir araya gelerek katilin arkasına doğru koştu. Jack ve Maya ise katilin dikkatini dağıtmak için öne çıktılar. JACK: (cesaretle) "Hey! Buradayız!" Katil, hızla Jack’e döndü. Bu sırada Ellie, Patrick ile birlikte katilin yanına geldi. Patrick, bir nesne buldu ve katilin kafasına doğru fırlattı. Katil, hafifçe sendeledi. PATRICK: "Şimdi!" Katil yere düştüğünde, Ellie ve Patrick birlikte onun üzerine atladılar. Gale, çantasından bir bıçak çıkardı ve katilin maskesini çekmeye çalıştı. GALE: "Kim olduğunu bilmemiz lazım!" Ellie, katilin kolunu tutarken, katil çırpındı. KATİL: "Beni durduramazsınız! Geçmişle yüzleşmek zorundasınız!" Ellie, katilin yüzüne odaklandı ve ne kadar korktuğunu hissetti. Ama bu sefer korkuya yer yoktu. Bir anlık cesaretle, Gale bıçağı katilin karnına sapladı. GALE: "Bitti!" Katil, acı içinde geri yattı ve maskesini yavaşça çıkardı. KATİL: (nara atarak) "Sizi bitireceğim!" Ellie, katilin gözlerinde tanıdık bir şey buldu. "Kim olduğunu biliyorum!" dedi. "Bunu yapmaya zorlandın, ama artık sona geldin!" Katil, son bir çırpınışla mücadele ederken, Patrick ve Jack onu tutmaya çalıştı. PATRICK: "Hadi, son bir itme! Hep birlikte!" Sonunda, katil yere yıkıldı ve hareketsiz kaldı. Herkes derin bir nefes aldı. Gale, kalbinin hızla çarptığını hissediyordu. GALE: (korkuyla) "Gerçekten bitti mi?" Ellie, katilin vücuduna bakarken gözleri doldu. "Bu iş burada bitmedi. Ancak bu şekilde geçmişle yüzleşebiliriz." JACK: "Ama kim olduğunu öğrenemedik! Kimdi o?" Ellie, katilin yüzüne tekrar bakarken, zihninde aniden geçmişin görüntüleri belirmeye başladı. ELLIE: "Bilmiyorum, ama belki de bu, katilin kimliğine dair ipuçları verebilir." Katil, son nefesini verirken, "Beni asla unutmayacaksınız…" diyerek gözlerini kapadı. MAYA: "Bu ne demek şimdi? Geçmişle ilgili daha çok şey mi var?" Ellie, avuçlarındaki bıçağa bakarak bir karar vermek zorunda kaldı. "Bunu çözmek için birlikte çalışmalıyız. Ama bu defa daha dikkatli olmalıyız." Grup, yavaş yavaş sakinleşti ve birbirlerine destek oldu. Karanlık bir gölgenin daha geçmesine rağmen, birbirlerine güveniyorlardı. Katilin cesediyle baş başa kalmışlardı, ancak geçmişin gölgeleri hala peşlerindeydi. Ellie, bir gün bu lanetin gerçekten sona ereceğine inandı, ama şimdi, birlikte hareket etme zamanıydı. Katilin düşmesinin ardından, Ellie ve arkadaşları ağır bir nefes alarak geriye çekildiler. Zihinsel ve duygusal olarak bitkin haldeydiler. Herkesin aklında, yıllardır süren bir kâbusun sonuna gelip gelmedikleri sorusu vardı. Günler geçti ve şehirdeki herkes bu trajik olaydan etkilenmişti. Ellie ve Patrick, katilin kimliğini bulmaya çalışmakla birlikte, bir yandan da ölenlerin anısını yaşatmanın yollarını arıyorlardı. Cenaze töreni için hazırlıklar New York Central Park’ta yapılacaktı. Hava güneşli ve hafif rüzgârlıydı. Herkes, sevdiği kayıpların anısına saygı duruşunda bulunmak için orada toplanmıştı. Ellie, Patrick ve diğer arkadaşları, cenaze alanında oldukça üzgün ve melankolik bir havada duruyorlardı. ELLIE: (kalabalığın ortasında derin bir nefes alarak) "Bu, sadece kaybettiklerimiz için değil, aynı zamanda onları unutmayacağımızın bir hatırlatıcısı." Patrick, yanındaki arkadaşlarına döndü. "Bunun bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Geçmişiyle yüzleşen herkes, geleceği daha iyi inşa edebilir." Maya, elindeki çiçekleri yavaşça tören alanına bırakırken, gözleri doldu. "Onlar için en iyisini yapmalıyız." Cenaze töreni, katilin kurbanlarının anısına yapılan bir yürüyüşle başladı. Tüm katılımcılar, ellerinde mumlar ve çiçeklerle yavaşça ilerlediler. Hüzünlü müzik eşliğinde, geçmişte yaşanan kayıplar akıllara geldi. Ellie, annesi Maureen’i ve eşi Megan’ı düşünerek gözyaşlarını tutamadı. GALE: (cesaret verici bir şekilde) "Her bir kayıp, geçmişteki hikayemizin bir parçası. Ama birlikte durduğumuzda, bu hikaye bize umut veriyor." Cenaze töreninin sonunda, bir konuşma yapmak üzere Ellie davet edildi. Kalabalığın arasında gözleriyle destek buldu. Adımlarını atarak sahneye çıktı ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. ELLIE: "Bugün burada, hayatını kaybedenleri anmak için toplandık. Geçmişte yaşanan acıların ve kayıpların gölgesinde, bizlere ışık tutan anılar var. Onların anısını yaşatmak, bizim en büyük sorumluluğumuz." Kalabalık, bu duygusal konuşmanın etkisiyle hüzün dolu gözlerle Ellie’yi dinliyordu. Patrick, Ellie’nin yanında durarak ona destek oldu. PATRICK: "Bu sadece bir veda değil, aynı zamanda bir umut mesajı. Kaybettiklerimiz asla unutulmayacak ve biz her zaman onların anısına sahip çıkacağız." Cenaze töreni sona ererken, herkes katledilenlerin anısına çiçekler bıraktı. Ellie, katilin son sözlerini hatırladı. "Beni asla unutmayacaksınız." derken, ona ve arkadaşlarına meydan okumuş gibiydi. Ama şimdi, her şey geçmişte kalmıştı. Tüm kalabalık, yavaşça dağıldı. Fakat Ellie, Patrick ve diğerleri, bu kayıplardan ders alarak daha güçlü bir birliktelik kurmaya kararlıydılar. MAYA: "Bu defa, geçmişteki hataları tekrarlamayacağız. Birbirimize destek olacağız." ELLIE: "Evet, yeni bir başlangıç yapmalıyız." Herkes el ele tutuşarak birbirlerine destek oldu. Güneş batarken, New York Central Park’ta bir umut ışığı belirmişti. Geçmişin gölgeleri birer birer kaybolmaya başlarken, Ellie ve arkadaşları gelecek için yeni hayaller kurmaya başlamışlardı. Cenaze töreninin ardından, birbirlerine sarıldılar ve bu zor zamanları birlikte aşacaklarını bilerek parka doğru ilerlediler. Bölüm, Ellie’nin gözlerinde beliren bir umut ışığıyla sona erdi. Kayıpları için ağlarken, gelecekteki mücadelelerine de hazır olduklarını hissettiler. |
0% |