Yeni Üyelik
40.
Bölüm

4.Sezon 8.Bölüm: Gölgedeki İntikam

@yazarruhluadam

Bölüm, kasabanın sessiz bir gecesine dalarak başlar. Hava karardığında, herkesin uykuda olduğu bir sırada, Ellie ve arkadaşları bir toplantı yapmaktadır. Çevrelerinde geçmişin karanlık sırları ve gün yüzüne çıkmamış sırlar vardır.

Ellie, Patrick, Melissa, Mark, Diego ve Fiona, Ellie’nin evinde toplanmışlardı. Havanın gergin ve kaygılı olduğu bir ortamda, herkes Ellie’nin belirlediği planı konuşuyordu.

Ellie: “Yarın Nancy’nin mezarına gitmeliyiz. Orada neler bulacağımızı bilmiyoruz ama bu katilin ne düşündüğünü anlamak için o mezarı açmalıyız.”

Melissa: “Bu çok tehlikeli. Her şeyden önce, mezarın açılması gerektiği konusunda emin miyiz? Ne bulursak bulalım, bunun sonuçları olacaktır.”

Patrick: “Ama Melissa, bu katil her an tekrar vurabilir. Geriye dönüp bakmalıyız. Geçmişte yaşananları anlayabilirsek, belki bu sefer ne yapacağımızı bilebiliriz.”

Grup, kararı vermekte zorlanıyordu. Gözler, Ellie'nin gözlerinde yoğunlaşmıştı. Geçmişin ve karanlığın gölgeleri üzerlerinde dans ediyordu.

Mark: “Belki de her şeyi gözden geçirmemiz gerek. Elde ettiğimiz bilgiler, katilin peşinden gidebilmemiz için bize yardımcı olabilir.”

Ellie, derin bir nefes aldı ve kafasını salladı.

Ellie: “Evet, doğru. Nancy’nin mezarını açmak, bu korkunç döngüyü kırmamıza yardımcı olabilir. Ama önce, güvenliğimiz için her şeyi düşünmeliyiz. Kimse yalnız gitmeyecek.”

Grup, planlarını tartışmaya devam ederken, dışarıda bir hareketlilik oldu. Ellie’nin telefonundaki uyarı sesi, herkesin dikkatini çekti. Ekranda, tanımadıkları bir numara belirmişti.

Fiona: “Kim bu? Bunu hemen açmalısın!”

Ellie, telefonunu açtı ve mesajı okumaya başladı.

Mesaj: “Hala çok geç değil. Geçmişe dalma. Beni bulmaya çalışırsan, sevdiklerini kaybedersin.”

Ellie’nin gözleri, dehşetle açıldı.

Patrick: “Ne yazıyor? Hemen söyle!”

Ellie: “Biri, geçmişteki olaylara daha fazla dalmamamız gerektiğini söylüyor. Bizi durdurmak istiyorlar.”

Diego: “Bu adam, katil olmalı. Neden şimdi bize böyle bir mesaj gönderiyor?”

Grup, gerilimle birbirlerine bakarken, Ellie’nin aklı geçmişte kalan anılara ve korkulara gitti.

Ellie: “Artık geriye dönüş yok. Eğer bu katili durdurmak istiyorsak, elimize geçen her ipucunu değerlendirmeliyiz.”

Dışarıda bir araba sesi duyuldu. Herkes gergin bir şekilde pencereden dışarı baktı. Bir araç, Ellie’nin evinin önünde durdu.

Patrick: “Kim o? Çık dışarı, kontrol et!”

Ellie, kalbi hızla atarken kapıya doğru yöneldi. Kalabalığın gerginliği içinde kapıyı açtı ve dışarıda bir figür belirdi. Gölgeden gelen bu kişi, tanıdık bir yüz gibi görünüyordu.

Ellie: “Sen… Sidney?”

Sidney Prescott, yüzünde kararlılıkla kapıda duruyordu. Hemen yanına doğru yöneldi.

Sidney: “Evet, ben geldim. Neler olup bittiğini duydum. Yardımınıza ihtiyacım var.”

Ellie ve Patrick, Sidney’nin yanına yaklaştı.

Patrick: “Neden buradasın? Senin için tehlikeli bir durum var.”

Sidney: “Geçmişimle yüzleşmem gerekiyor. Benimle birlikte gelin, bu katil hakkında bildiklerimi paylaşacağım. Geçmişi yok edemeyiz, ama belki de onu durdurabiliriz.”

Grup, gözlerindeki şaşkınlıkla Sidney’e baktı. Bir yandan bu durumun getirdiği karmaşa içinde, diğer yandan geçmişle yüzleşmenin getirdiği tehlikenin farkındaydılar.

Ellie: “Tamam. Ne yapmamız gerektiğini söyle, biz de sana yardımcı olalım.”

Sidney, derin bir nefes alarak gruba doğru yöneldi.

Sidney: “Öncelikle, bu katil kim? Hedefleri ne? Bu sorulara yanıt bulmalıyız. Geçmişle olan bağlantılarımız, bizi bu duruma getirdi. Ama bu sefer, doğru adımları atmalıyız.”

Sidney, derin bir nefes alarak Ellie, Patrick ve grubun geri kalanına döndü. Herkesin bakışları üzerine yoğunlaşmıştı.

Sidney: “Bu katil, sadece bir kişiden ibaret değil. Geçmişte karşılaştığımız her şey, bir planın parçasıydı. Şu an içinde bulunduğumuz durum da bunun bir devamı. Bu yüzden buradayım. Olaylar tekrarlanıyor, ama bu kez farklı bir yönü var.”

Ellie: “Daha önce böyle olaylarla nasıl başa çıktığını biliyoruz, Sidney. Ama bu sefer... sanki bir cemaat gibi organize bir yapıyla karşı karşıyayız. Birileri bu cinayetlerin ardındaki ipleri çekiyor.”

Sidney, Ellie'nin sözlerine başıyla onayladı. Uzun zamandır hissettiği bir şeydi bu. Yıllardır peşini bırakmayan bu dehşetin tek bir kişiden kaynaklanmadığını her zaman biliyordu.

Sidney: “Evet, bu sefer işler daha karmaşık. Her hamlemizi hesap ediyorlar. Nancy James’in mezarının açılması bile planın bir parçası olabilir. Bu adamlar zeki ve her hamlemizi izliyorlar.”

Patrick, gözlerini Sidney’e dikerek başını salladı. Elleriyle masasının üzerinde duran eski dosyalara baktı. Geçmişteki olaylar, anneleri Maureen ve Ellie’nin eski eşi Megan’ın öldürülüşü, her şey birbiriyle bağlantılı gibiydi.

Patrick: “Peki bu katil ya da katiller ne istiyor? Neden geçmişe bu kadar bağlılar? Eğer annemiz ve Megan da bu planın bir parçasıysa, bizimle ne alakaları var?”

Sidney, kaşlarını çatıp ellerini kavuşturdu. Gözlerinde acı dolu bir ifade vardı.

Sidney: “Annelerinizin ölümü tesadüf değildi. Bunu hepimiz biliyoruz. Cinayetlerin amacı sadece intikam değil, daha derin bir şey. Bu katil ya da katiller, bizden çok daha fazlasını hedefliyor.”

Melissa, sessizce dosyalara bakarak Sidney’nin konuşmasını dinledi. Gözleri parladı ve yavaşça söze girdi.

Melissa: “Ya bu bir oyun değilse? Ya bu bir ayin gibi bir şeyse? Ellie’nin bahsettiği o cemaat fikri doğru olabilir. Belki bu insanlar, cinayetleri bir tür ritüel olarak görüyorlar.”

Grup, Melissa'nın sözleri karşısında bir anlık sessizlik yaşadı. Herkes birbirine baktı. Melissa'nın teorisi korkutucu derecede mantıklıydı. Cinayetlerin zamanlaması, kurbanların seçimi ve her bir ölümün ardındaki gizem, sıradan bir katilin ötesinde bir şeylere işaret ediyordu.

Ellie: “Eğer haklıysa... Bu sadece bireysel bir sapıklık değil. Daha büyük bir organizasyon, belki de kültürel ya da dini bir inanç sistemine bağlı bir grup olabilir.”

Sidney, derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Bu düşünce, onun da aklına gelmişti. Gözlerini Ellie’ye dikti.

Sidney: “Eğer bu bir cemaat ya da kült ise, bu işin ardında daha önce hiç görmediğimiz bir karanlık olabilir. Korkunç olaylar yaşadık, ama bu farklı. Bu insanlar inandıkları bir amacın peşinden gidiyor olabilirler.”

Tam o sırada Ellie’nin telefonu çaldı. Oda aniden sessizleşti, herkes dikkat kesildi. Ellie telefonu açtı ve tanımadığı bir numara ekranda belirdi. Ellie’nin kalbi hızla çarpmaya başladı. Telefonu titreyerek açtı.

Ellie: “Alo?”

Telefonun diğer ucundan gelen tanıdık, ama ürkütücü bir ses vardı.

Katil: “Merhaba, Ellie. Yine buluştuk.”

Ellie’nin yüzü kireç gibi oldu. Grup hemen etrafına toplandı. Patrick, telefonu ona vermesini istedi ama Ellie durakladı. Kalbinde bir korku dalgası yükseldi.

Ellie: “Sen... ne istiyorsun?”

Katil: “Hepinizin sonunu görmek istiyorum. Ve biliyor musun, Ellie? O an yaklaşıyor. Her şey yeniden başlıyor. Daha önce anneni ve eşini kaybettin. Şimdi ise daha fazlasını kaybedeceksin.”

Ellie’nin gözleri doldu ama güçlü durmaya çalıştı.

Ellie: “Seni bulacağız. Bu kez durduracağız.”

Katil: “Beni bulamazsınız, Ellie. Ben gölgelerden geliyorum, kanla yazıyorum. Her şeyin başladığı yere dönüyoruz. Hazırlıklı olun. Bu sadece bir başlangıç.”

Telefon kapandı. Oda derin bir sessizliğe gömüldü. Herkes Ellie’ye baktı. Patrick, kardeşinin yanına giderek elini omzuna koydu.

Patrick: “Ne dedi? Ne yapacağız?”

Ellie, derin bir nefes alıp başını salladı.

Ellie: “Bizi hedef alıyor. Geçmişi hatırlatarak bizi zayıflatmaya çalışıyor. Ama yanılıyor. Ne olursa olsun bu sefer sonunu getireceğiz.”

Melissa, gözleriyle gruptaki herkesi taradı.

Melissa: “Hemen harekete geçmemiz gerek. Bu insanlar, bizden bir adım önde olabilir ama onları bulacağız.”

Sidney, Ellie’ye doğru yaklaşarak elini omzuna koydu.

Sidney: “Birlikteyiz, Ellie. Bu kez kazanacağız.”

Tam o sırada dışarıdan bir çığlık duyuldu. Herkes irkilip pencereye doğru koştu. Dışarıda, Ellie’nin evinin yakınında bir kadın yere yığılmıştı. Kanlar içinde olan kadının etrafında kimse yoktu.

Patrick: “Hemen dışarı çıkmalıyız!”

Grup hızla kapıya doğru yönelirken, Ellie durakladı. Arkasında, duvarda bir şey fark etti. Bir not, kırmızı mürekkeple yazılmıştı.

Not: “Gölgeden geldim. Ve tekrar geleceğim.”

Ellie, notu okurken içini bir korku sardı. Katil yakındaydı. Ve bir sonraki saldırı an meselesiydi.

Loading...
0%