Gece Londra’nın üzerinde soğuk bir örtü gibi yayılırken, Erasmus değişim programında yer alan Edwina ve Olga, otel odalarında geçmişin gölgeleriyle yüzleşiyorlardı. Odaya giren karanlık, bir sır gibi belirsiz bir şekilde içeri sızdı.

Edwina, pencereden dışarı bakarken, "Buradaki atmosfer beni biraz korkutuyor," dedi, sesindeki titreme belli oluyordu.

"Saçmalama, sadece alışılmadık bir şehirdeyiz," diye yanıtladı Olga, gülümseyerek. Ama gülümsemesi bile gerilimi azaltmaya yetmiyordu.

Birden, kapının gıcırtısı duyuldu. Karanlık bir gölge kapıda belirdi, ve her şey bir anda dehşet dolu bir hal aldı. Bir bıçak, Edwina'nın göğsüne saplanırken, Olga'nın çığlığı odanın duvarlarını sarstı. Kısa bir süre sonra her şey sessizliğe büründü. İki genç kadın, odanın ortasında kanla kaplı yere yığılmıştı.

Ertesi sabah, değişim programındaki öğretmenler yoklamayı almak üzere odalara girmeye başladı. İngilizce öğretmeni Mrs. Carter, Edwina ve Olga’nın odasının kapısına geldiğinde, bir gariplik hissetti. Kapıyı çaldı ama yanıt alamadı.

"Edwina, Olga? Her şey yolunda mı?" diye seslendi. Cevap yoktu. İçinde bir şeylerin ters gittiğini hissetmişti.

Kapıyı zorlayarak açtı. O an gördüğü manzara, gözlerini dehşetle açmasına sebep oldu. "Ne… ne olmuş burada?" dedi, sesindeki panik belirgindi. Hemen polisi aradı.

Polis ve dedektifler kısa sürede olay yerine geldiler. Dedektif Harper, kanıtları incelemek için odanın içerisine girdiğinde, “Bu cinayet, sıradan bir cinayet değil. Çok fazla öfke ve nefret var burada,” dedi. Etrafa dağılmış olan kanıtları inceledi.

"Öncelikle, bu işin ardında bir intikam veya kişisel bir neden olmalı. Bu kadar şiddet, sıradan bir soygunla açıklanamaz," diye ekledi.

Londra Üniversitesi kafeteryasında, öğrenciler kahvaltı yaparken, günün gazeteleri masalara konuldu. "Ne?" diye haykırdı Noah, bir manşeti işaret ederek. “İki Erasmus öğrencisi otelde bıçaklanmış!”

Emily gözlerini büyükçe açarak, “Bu nasıl olabilir? Bunu ilk kez duydum!” dedi. Diğerleri etrafa bakarken, korku ve tedirginlik dolu gözlerle birbirlerine baktılar.

"Geçmişte de bazı cinayetler olmuştu, hatırlıyor musunuz? Nancy ve Maskeli Adam," dedi Lukas. “Bunlar birer tesadüf değil mi?”

“Belki de geçmişteki olaylarla bağlantılıdır,” dedi Olivia. “Bu şehri asla güvenli hissetmiyorum.”

Bir grup öğrenci, olayların ardındaki sırları çözmek için bir gezi düzenlemeye karar verdi. O sırada Noah, “Belki de bu gezide, eski olaylarla ilgili bazı ipuçları bulabiliriz,” dedi.

“Ya da daha fazla tehlike ile karşılaşırız,” diye yanıtladı Anna, sesindeki korku belirginleşmişti. Ama merakları galip geldi ve geziye katılmaya karar verdiler.

Okul tanıtımıyla ilgili bir canlı yayın sırasında, öğrenciler koridorlardan geçerken, bir duvarda kanla yazılmış “Surprise!” yazısını fark ettiler. Kalpleri hızla çarpmaya başladı. “Bu ne demek? Bu bir tehdit mi?” diye sordu Audrey.

“Sanırım bu kampüsün geçmişi bizim peşimizde,” dedi Friedrich, gözlerini kısarak. “Kimse bunu yapmayı göze alamaz. Ama birisi bunu yaptı!”

Son yaşanan olaylar, Patrick ve Sally’nin evliliğinde derin yaralar açmıştı. "Bu olayları daha fazla kaldıramıyorum, Patrick," dedi Sally, gözlerinde yaşlarla. “Bunun sonucunda her şey daha kötüye gidecek.”

Patrick, çaresizlik içinde yanıtladı: “Sally, biz birbirimizi seviyoruz, ama bu cinayetler her şeyin önüne geçti. Ayrılmak zorundayız.”

Ayrılığın ağırlığı, Patrick’in omuzlarını bükmüştü. Bu, yeni bir başlangıç mıydı yoksa son muydu?

Bir partide, Patrick ve Melissa karşılaştılar. Sarhoş olup dans ederken, birbirlerine yakınlaştılar. Melissa, “Yaşananlardan sonra ne kadar zor bir süreçten geçiyoruz, değil mi?” diye sordu.

“Evet,” dedi Patrick, “ama şu an bunu düşünmek istemiyorum. Biraz eğlenelim.” İçindeki boşluğu doldurmaya çalışarak, Melissa ile birlikte oldular.

Gece yarısı, grup eve döndüğünde, korkunç bir manzarayla karşılaştılar. Gloria ve Eddie, kanlar içinde yere yığılmıştı. Gözlerindeki dehşetle birbirlerine bakarak, “Bu nasıl olabilir?” diye haykırdılar.

“Biri buradaydı… Biri hala burada!” diye fısıldadı Emily, elleriyle yüzünü kapatarak. Hemen polisi aradılar, ama içlerindeki korku, onları daha da sarmalamıştı.