@yazarsinem
|
yeni bir gün yeni umutlar yeni hüzünler doğurur... eğe düğünden sonra hiç eve gelmemişti şirketen cıkıp başka otele gidip orda kalıyordu daha ne kadar kacıcaktı gerceklerden... daha ne kadar denizden uzak durucaktı... bilinmez &&&&&karhanlı konağı alışamıyordum bu evede bu evin yaşamınada cok farklıydı herşey cokk hayatım mahvolmuştu kapının calışıyla ayla içeri girdi " deniz yenge" yengemi... Bana deniz diyordu ne ara yenge olmuştum "efendim ayla neden yenge diyorsun" ayla bana bakıp " sen benden 3 yaş büyüksün böyle demem daha iyi olur annem dedi hem" "anladım ne diçektin" dedim hemen ardına "annem artık bu ailenin gelini gibi davranıp kalksın sorumluluklarını yerine getirsin" dedi bişey diyememiştim ayla ise gitmişti artık olan olmuştu yeni bi deniz olmanın vakti gelmişti... masaya yönelip takmak istemedim ağır bileklikleri kolyeyi ve ayak halhalını takıp aşağa indim gülnaz denizi farkeder sert bi ses tonuyla " mutfaga gel benle öğreticeklerim var!" denizi neler bekliyor bilinmez cünkü gülnaz sert ve soğuk bi kadın... deniz adımlarını mutfaga doğru cevirir ve girer mutfaga ilk defa görüyordu ama cok güzel bi mutfaktıı deniz mutfaga incelemeye başlar eski taşlar kulanılmıştı denizi etkilemişti
gülnaz "mutfaga incelemeyi bırakta patatesi soymaya başla sonrada biberleri güzel bi tavaya all soğanları kavur iyice yağa eklemeyi unutma sakın biberleri en son üstüne att onlar pişene kadar patatesleri küp küp doğra içine att salca eklemeyi sakın unutma ha bide dolaptaki domatesi doğra ekle" gülnaz gider deniz "annem bu kadar iş vermedi bana hem ayrıca cok karışık şeyler söyledi inşallah tavayı yakmam yada evi nerdeki malzemeler hah göz önüne koymuş neysekii ne demişti biberimi att ilk önce yoksa sonramı salca ekle dedi kafam böyle şeylere calışmıyor annem olsaydı mutfaga girdim diye döverdi beni annem benim yaa neyse işe koyuluyum " deniz biberleri tüm tüm atar 😅 patetesleri ortadan ikiye keser bidaha kesip içine atar 😅 " oh oldu galiba tuzda atalım" deniz tuzu alır iki yemek kaşığı atar" "hah cok güzel oldu " ayla kitabı koyar kokuyu alır "bu ne be" ayla hızlıca mutfaga gider denizi ve kazanda cıkan dumanı farkeder hızlıca ocağın altını kapatır " napıyorsun sen"! deniz "yemek" ayla "onu bende görüyorum bunun içine salca veya yağayı niye eklemedin hem bu nasıl patetes ve biber koyma şekli annemden hiç yemedin azarı bugün yüceksin benden söylemesi" deniz "annen yaptı hatayı burayı bana vererek" ayla "deniz yenge annem sen öğrenene kadar pes etmiçek ama o sürecte başına cok şey geliçek bence sen bu rahatlığı bırak kafanı ver" nutuk cekmişti resmen bana "sen biliyormusun" diye sordum ayla gözlerini devirerek " sence" dedi anlamıştım biliyordu arkamdaki sesle birlikte irkildim arkamı döndüm gülnaz yaklaşıp yemeğe bakar "bu ne! ben sana böylemi dedim annen hiçmi bişey öğretmedi be kızım yazık ya! vallah yazık!" gözlerim dolmuştu bi yemek için deenmezdi yani haklıydı ama galiba... ayla "annecim nolucak alt tarafı bi yemeğe yağa koymamış" gülnaz "kes sesini burnunu sokma herşeye inan bana şuan sen olsaydın seni keserdim ama deniz yeni geldi sakin olmaya calışıyorum! deniz cabuk onu cöpe dök tezgahı temizle inşallah onu yapabiliyorsyundurr!" deniz mırıldanır "sizin iletişim sorununuzmu var niye bağırıyorsunuz kii" gülnaz "deniz benden tokat yemene az kaldı! ikinci tokadıda yersin sus bana layık olamadın gibide sus!" bi sinirle mutfaktan cıkmıştı ağlamak istiyordum ama ağladım zaman beni teseli ediçek ne bi babam ne annem vardı... ayla "hadi bende yardım edeyim" tebesüm etmiştim en azından ayla iyiydi birlikte mutfaga tertemiz etmiştik Murat baba ve diğerleri gelmişti eğede gelmişmiydi acaba murat "gülnaz ne var yemekte acıktık" gülnaz gelir "şimdi yapmaya başliçam" murat "şimdimi babamın ilaç saati geliyor yemek saatide gecicek bu nasıl düzensizlik gülnaz böyle yapmazdın" gülnaz " ağam bugün denize dedim söyledim yemeği yapmasını ve yapılışını kazanı yakmış tüm tüm atmış herşeyi gercekten napıcam bu kızla bilmiyorum" murat "sıkma canını öğrenir yavaş yavaş beliki annesi böyle şeyler öğretmemiş" gülnaz "o belli zaten de hiçmi eli yatkın olmaz" murat "düzelir boşver eğe hala eve gelmedimi" gülnaz "hayır gelmedi sesinide duymadım" murat " artık iyi bi konuşmanın zamanı geldi" gülnaz " sakın bişey yapma ağam" murat " hadini aşarsa yaparım" gülnaz " Murat gercekten seni anlamıyorum! tartişmiçam ama sakın dokunma ona canını olurum senin" murat gülnaza bakar "şuan güzel bi ortam değil o yüzden konuşmak istemiyorum" gülnaz mutfaga gider "malzemeleri cıkart ayla! sende beni izle kalın kafana sok herşeyi! yarın sabah yemeği sen yapıcaksın benim yardımım olmadan ona göre hazırlan!" deniz bişey demez herkes yemeği yemiştir salonda cay içiyorlardır Fuat " mete ve murat şirkete işler nasıl gidiyor yoklumda eğe geliyormu " murat" eğe gelmiyor baba şirkete ama konuşucam mutlaka onun dışında herşey iyi gidiyor dila ve mert burda yoklar zaten biliyorsun " Fuat olumlu anlamda kafasını oynatır gülnaz " mutfak tamam sen odana gidebilirsin kızım sabah 6 da kalk dedimi unutma " deniz "tm" deniz odasına gider kapıyı örter "oh cok şükür cok yoruldum yaa" deniz üzerindeki takıları cıkartır duşa girer hızlıca duşunu alıp cıkar sacını kurutur " eğe eve girer kapıyı örter murat" eğe! " eğe sesi duyar arkasını döner murat " sonunda geldin eve sana artık evli oldugunu hatırlatmalımıyım " eğe ağzının içine mırıldanır " mecburi bi evlilik... " murat " eğe bi soru sordum! " Fuat " bundan sonra kendine ceki düzen vericektir Murat hem artık sürekli bağırmaktan vazgec zamana ihdiyacı var " murat" biz eğeye gereken zamanı vermedikmi baba " mete." altan all daha cahildir " Fuat " yarın ucak bileti alın karınla ucağa binip Mardine gidin zeydanın evinde bi iki hafta kalın hem mardindeki işleri hallet hem karınla zaman gecir bu güzel bi fırsat olucaktır. gülnaz sen zeydana haber verr eğe sende karına dersin". gülnaz "tm baba" eğe "müsadenizle..." Fuat "müsaade senindir oğlm" eğe odaya girer kapıyı örter deniz eğeye farkeder "oo ağam teşrif etmişsiniz hasretinizden ölüyordum". eğe "hasretimden ölme diye geldim elenda" deniz şaşırır "elandamı" eğe "evet artık senin ikinci adını kulanıcam cünkü o adam o isminle kim bilir nasıl hitap ediyordu ben o adamın kulandığı hiçbişeyi kulanmam söylemem" deniz " senin o adamdan farkın ne" eğe "beni o adamla kıyaslama cüretinde bulunma elbet bir gün o adamla beni kıyasladın için pişman olursun bu arada artık onu unut cünkü o öldü..." öldü.... denizin gözlerinden istemsizce yaş gelir " yalan söylüyorsun! senmi yaptın doğruyu söyle" eğe " hayır ben öldürmedim kimin öldürdünü bilmiyorum ama ölmüş sakın o cani için evimde yass tutup ağlamaya kalkma yoksa o gözyaşların bi acıya dönüşür senin için " deniz " sen bencil adamın tekisin seninle oldugum hergün benim için gözyaşı zaten" bazen sözler zamanı gelince pişmanlığa dönüşür yada bazen acıya yoll acar... eğe umursamaz bi şekilde yataga gecer uzanıp arkasını döner gözlerini kapatır deniz hızlıca banyoya gider sesizce ağlar sesiz gözyaşları yere düştünde yer yarılır cünkü düşüşleri yavaştır ama değdi yer. yarılır o gözyaşları sesiz ağlayan kadının gözyaşları zaman gözyaşlarının izlerini siler o dökülen gözyaşı pişmanlık olur...
|
0% |