@yazarsinem
|
rumi karşısındaki vilaya bakar kalbi eve girme diyordu... herzamanki gibi aklıyla hareket edip yüzleşiçekti herkesle ve hayatının şokunu yaşayacaktı belkide...
rumi adımlarını sayarak kapıya yaklaşır... zile basar
elvan "bi iş göstertmiyorlar"
adnan "söylenmeyi bırak kapıyı aç elvan belki serseri oğlun aydındır"
elvan kapıyı acar " rumi"
rumi " ann-e"
elvan " annen değilim senin cık git burdan"
adnan iki elini arkasına alıp birbirine birleştirir " hapisten cıkmışın rumi bey ve yanlış eve geldin seni afettme yoları kapandı ben senin yerinde olsam intihar edip canıma kıyardım cünkü senin yüzünden ölen masum cocuklar ve bi aile öldü ve silahla kurşunladın o adamın mezarının başına git silahı kendine cek...
rumi " baba ben o adamı vurdum için pişman değilim"
adnan rumi ye yaklaşır iki yakasını tutar "o kirli diline baba ismini alıpta kirletme"
arem babasını itmeye calışır
adnan farkeder geri cekilir "arem oğlm..."
arem rumiye sarılır
rumi areme bakar sacını okşar gözündeki yaşı siler yere cömelir
arem beden diliyle konuşur
rumi şaşkınlıkla areme bakar
rumi ayağa kalkar " baba areme noldu"
elvan "senin eserin arem artık konuşamıyor onun hayelerini aldın ondan rumi ama bu saf ve temiz kalpli cocuk yinede senden vazgeçmiyor rumi keşke ölseydin keşke!"
rumi annesine bakar iki gözünden yaş gelir " neden benim yüzümden"
elvan rumi nin önünde diz ceker ayagına kapanır ağlayarak "nolur git uzaklara git nolur bugün senden bişey istedim sadece gitt bizden uzak dur hayatımızı mahvetme!"
rumi geri cekilir... areme bakar sacından öper arkasını dönüp hızlı adımlarla yürür...
rumi siyah şapkayı kafasına gecirir taksiye biner "bara götür"
taksici arabayı calıştırır sürer
rumi olanları düşünür "hayat bana bi oyun oynadı ve sıra bende kimsesiz tek başına bi yola girdim ve beni o yola itenlerden intikamımı ağır alıcam eliza karan ilk başta senden alıcam o intikamı herşeyi bile bile sustun bu kalbe lanet olsun ki seni sevdi bu kalp artık siyah 🖤
sürücünün geldik uyarısıyla irkilir ve parayı uzatıp arabadan iner kartı gösterip bara girer etrafa bakar aydını farkeder
*** aydın " cok güzelsin bu gece Benim evime gidelimi"
rumi aydına yaklaşır kolunu tutar "yürü allahın cezası"
aydın " sen kimsin!"
rumi öfkeli şekilde derin nefes alıp verir iki adama işaret yapar
adamın ikisi gelir "buyurun efendim"
rumi "şu gevzeği benim evime götürün sakın adnan vilasına götürmeyin"
adamlar aydının iki kolundan tutar "tm efendim "
aydın " bırakın ya ne güzel eyleniyorduk"
rumi "hadi! götürün"
rumi aydının arkasından bardan cıkar ve yürür sakin adımlarla...
"rumi hep kimsesizdi... hep en şansızıydı kader hep ona oyun oynadı yoksa hayatmı demeliyim... şu dünyada en kötü görünen insanlar en iyi insanlardır vede en iyi insanlar en kötü insanlardır dünya iki yüzlüdür insanlarmı demeliyim işte rumi nin hayatı şimdi başlıyor... acı ama gercek hayatı "
**** **** eliza sümbülün odasının kapısını calar" canım kızım benim niye morelin bozuk masada canın sıkındı bişey söylemek istemedim okulda bişeymi oldu "
sümbül." hayır anne sadece babamı özledim ben "
eliza" baban işte kızım... "
sümbül" bana yalan söyleme her gün böyle diyorsun "
eliza" kızım yavrum yapma böyle "
sümbül" anne beni yalnız bırak ders calışıcam "
eliza kalkar" tm kızım... "
eliza kendi odasına cıkar kapıyı örter gözünden yaş gelir cekmeceyi acıp ilacını içip suyu yudumlar aynada bi kez daha caresizlini yalnızlını ve kimsesizliyle hayatın zorluklarıyla yüzleşen kızı görür o ayna onun en büyük nefretiydi ne zaman kendine baksa nefret kusuyordu ama o aynadan asla kacamıyordu cünkü o ayna onun gerceklerini yüzüne vuruyordu... ilaçlar ise onun sakin kalmasını sağlayan tek şeydi hergün her gece o ilaçlara mahkumdu... gözyaşlarını sildi gecelini giyip yataga gecti
~gecelermidin insanı ağlatan yoksa insanlarmıdır ağlamak için geceyi bekleyen~
~~~ yeni bir gün yeni caresizlikler yeni acılar...
rumi " hadi kalk beyfendi yeter bu kadar!"
aydın " birazdaha uyumalıyım git başımdan"
rumi " öylemi o zaman git babanın evinde uyu haydi"
aydın gözlerini acar düşünür kalkar "rumi sen hapisten ne zaman cıktın"
rumi "günaydın aydın bey"
aydın rumi ye sarılır
rumi " cıvıma"
aydın "o kadar sevindimki abi cıktına canım abim "
rumi tebesüm ederek " bence sen seni kurtaracak birinin hapisten cıktı için sevindin"
aydın " ne alaka ya bu arada yine beni kurtardın teşekür ederim"
rumi " kendine ceki düzen ver artık aydın hayatının her tarafında ben olmiçam elbet bir gün bende gidiçem..."
~~~~ aydın kahfaltı masasına gelir oturur rumi ye bakar " abi hapiste naptın merak etim yani hapisten cıkınca neden gelmedin..."
ruminin gözleri dolmuştu yine "hapiste bana ihanet edeni düşündüm " aydın "elizayımı"
rumi elindeki catalı sıkar " aynen öyle ben onu düşündüm her gün ondan nefret ettim... hapise girmeden önce gece düşündüm hep niye biliyormusun o karangımda yıldız ışık gibiydi ama hapiste düşündüm zaman acılarımın sebebiydi delirmemin sebebiydi... o benim katilim"
o benim katilim...
aydın bişey diyemez...
rumi aydına bakar "şimdi sıra bende areme noldu..."
aydın " konuşmayı bıraktı... senin hapise girmen onun konuşmasını bitirdi... gözlerimin önünde alevler içinde bağırıp çağıran cocukların bağırışları ona konuşmayı unuturdu... senin yüzünden abi"
rumi "sendemi aydın..."
aydın "yalanmı abi! 3 cocugun ölümüne sebep oldun oda yetmemiş gibi annelerini öldürdün"
ruminin hızlı kalkışıyla sandelye yere düşer "ben yapmadım ben yapmadım ben yapmadım..."
rumi iki eliyle kulaklarını kapatır "ben yapmadım! hayır ben yapmadım! onlar onların sebebi sorumlusu ben değilim..."
deliriyordu yine... suclanıyordu korkuyordu rumi hala 5 yaşında gibiydi ne zaman korksa suclansa deliriyordu.... onu delirtiyorlardı
aydın hızlıca kalkar eğeye sarılır "tm tm... sen suclu değilsin.."
rumi aydını hızlıca geri iter aydın duvara savrulur rumi hızlıca evden cıkar...
|
0% |