Yeni Üyelik
1.
Bölüm

BİRİNCİ BÖLÜM; BAŞLANGIÇ

@yazbulutlari

 

 

"RUHUNU HER GÜN ÖLDÜRMEK ZORUNDA KALANLARA İTHAFEN"

 

"Bazen sadece insan yaşamak ister,acısız bir şekilde. Acılar bizi bir yerden sonra büyüttür evet ama fazlası ölümdür. "

 

Sabahın köründe kalkıp, yola koyulmuştum. İş yerim oturduğum yere çok uzaktı. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen İstanbul her zamanki gibi kalabalıktı. Kalabalığı seviyordum, sanki kayboluyor gibiydim.

Telefonum çaldı, kesinlikle arayan biricik sevgilim Taha'ydı. Eğer o değilse diğer kişileri kabul etmiyorum. Ama şuan açamam işe yetişmem lazım. Daha sonra ararım.

 

Taksi çevirmem lazımdı yoksa, benim için iyi bir iş günü olmazdı. Çoğu taksi durmadan gitti, boş olmalarına rağmen. Nefret ediyorum bunlardan alsan ne olur ki yani!

Tam pes edeceğim sıra bir taksi durdu. Bu iyi oldu. Hemen taksiye bindim. Gideceğim adresi söyledim. Başını sağlamakla yetindi. İnsan konuşur hiç olmadı bakar yani. İnsanlar neden kendini üstün görüyor başkasından. Saçma hemde çok saçma. O konuşmuyorsa ben hiç konuşmam. Arkama yaslandım.

  

Telefonu elime aldım, tahmin ettiğim gibi Taha'ydı. Aradım ama açmadı galiba göreve gitmişti. Mesaj attım. Keşke anında cevap verse ama mümkün gibi gözükmüyor. Off çok sıkıcı.

 

Taksi bir anda fren yaptı, ne olduğunu bile anlamadım. Az kalsın hastanelik olucaktım.

 

" Ne kadar tuttu abi "

 

Hiç cevap vermedi vallahi sinir eder insanı. Çantamdan cüzdanımı çıkarttım. Parayı alıp, taksiciye uzattım. Almaya bile tenezzül etmedi. Ya sabır!!

Parayı arabanın ön koltuğuna görsün diye koydum.

 

"Üstü kalsın" dedim bir sinirle.

 

Taksiden indim, bir daha binersem ne olayım. Kolumdaki saatte baktım nerdeyse tam zamanında gelmiştim. İstanbul'da zaten dakik olmak ayrı bir işkence.

 

İçeri girdiğimde hemen hemen herkes çalışmaya başlamıştı. Benimki geç kalanlar,geç kaldığını belli etmemek için çalışmaya başladılar. Benimde çalışmaya başlamam lazımdı. Masamım olduğu yöne doğru yürüdüm. Omzuma bir el hissedince arkama döndüm bu Yağmur' du. Benim burda tek anlaştığım insan. Yağmur kısa boylu sarışın yuvarlak yüzü sahipti. Ela olan gözleri ayrı bir çekicilik katıyordu. Onun gibi gözlerim olmasını çok istiyordum açıkçası.

 

" Kızım sen neredesin, bak sana diyorum gel benimle yaşa. N'olur kabul etsen. Ölmezsin yani. "

Gözlerimi devirdim. Bana sürekli bunun gibi şeyler diyordu. Bense her zamanki gibi kabul etmiyordum.

 

" Biliyorsun Yağmur daha önceden konuştuk bu konuyu. Her defasında bu soruyu sormaktan ne anlıyorsun. Ne zaman pes edeceksin. "

 

" Hmm sen kabul edene kadar. Ayrıca niye kabul etmiyorsun onu da anlamıyorum ya. "

 

Kabul etmemenin sebebi Taha'ydı. Taha ile çoğu zaman birlikte yaşıyorduk, yaşadığımız ortamda bir başkasını istemiyordum.

 

" Peki sen bilirsin "

 

Gülümseyip yanımdan ayrıldı bende gider gitmez masama geçtim. Masam her zamanki gibi topluydu. Dağınık bir masa düşünemiyorum. Elime siyah ince uçlu kalemi aldım. Ne çizsem acaba??

 

Benim için çizmek zor değildi, sadece çizmek istediğim şeyi bulmak zordu. Küçükken hep böyle kendimi dünyanın üstünde, dünyayı çizmeyi hayal ederdim. Saçma bir hayal kabul ediyorum. Ama hayallerde bile küçük bir an mutlu olmak bile güzeldi.

 

Derin nefes aldım, aklıma bir şey gelmiyordu. Eğer bugünde bir şey çizemezsem galiba yanlış bir meslek seçtim demekti. Kalemi kağıdın üzerine bir kaç şey çizdim. Ama istediğim gibi olmuyordu. Ya çizgileri yamuk oluyordu ya da yeterince iyi değildi. Delirmeme az kaldı. Kalemi biraz sert bir biçimde kağıdın üzerine koydum. Olmuyordu sanki bir şey eksik gibiydi, ama o ne bilmiyorum.

 

Son kez bir şeyler çizmeye başladım. Ama daha çok karalamaya dönmüştü. Sanki ilkokul çocuğu hatta anasınıfı öğrencisi yapmış gibi duruyordu. Bu sefer pes ediyorum bir şey çizmiyorum aynı diğer günler gibi.

 

Çantamda duran telefonu aldım. Yapacak bir şey yok gibiydi şuan. Biraz internette gezindikten sonra Taha' dan mesaj geldi. Sevinmiştim. Mesajı okudum hemen. Görevde olduğunu o yüzden cevap veremeceğini yazmıştı. İnşallah bir şey olmazdı. Polis olmak zor olsa gerek. Ama bence polis eşi olmak daha zor ya. Sürekli kaygı endişe ve stres dolu bir hayat. Allah herkesin yar ve yardımcısı olsun. Ne diyeyim ki başka.

 

Telefonuma bildirim geldi. Acaba Taha' dan mı? Hemen bildirime baktım. Yüzüm düştü yine o saçma sapan siteden gelen bildirimdi.

 

Sitenin adı AR-Pakur du. Son zamanlarda popüler olan bir siteydi. Sitenin amacı ise öldürmek üzerineydi. Sistem şöyle işliyordu. Sen ölmesini istediğin kişinin adının soyadını yazıyorsun. Ama öncelikle siteye üye olman gerekiyordu bunun içinde çok uçuk fiyatlarla üye olabiliyordun. Ay da bir iki kez ücretsiz üye alıyordu. Ve en kötüsü öldürdükleri kişilerin, nasıl öldüğü gösteriliyordu. Bana ilginç gelen ise milyonlarca kişi bu siteye üyeydi. Bazıları meraktan bazıları ise öldürtmek için siteye üye oluyordu. Hiç bir devlet bu site hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyordu, ve önüne geçemiyordu. Çığ gibi büyüyor ve gittikçe ölümcül olmaya başlamıştı.

 

Gelen bildirimi sildim, umrumda değildi. Derin bir iç çektim. Konuşmam lazımdı beni anlayan birisiyle. Ama şuan o kişi yoktu yanımda. Onu çok özlüyordum.

 

********

 

Saatlerdir ofiste boş boş oturuyordum, yapacak pek fazla bir şey yoktu zaten. Saatte baktım, az kalmıştı bugünlük işimin bitmesine. Hemen eşyalarımı topladım. Bugün de bir şey yapamadık, neyse daha yarın var.Yağmur'a baktım, yoktu. Galiba çıkmıştı, bende çıksam iyi olur. Ayağa kalktım, yavaş adımlarla ilerledim. Son kez masama baktım, tebessüm ettim.Ofisten dışarıya çıktım, asansöre bindim.

 

Dışarı çıktığımda karşımda Taha ve elinde bir demet kırmızı gül vardı. Taha biraz fazlasıyla bana göre uzundu, tahminen boyu 185 falandı. Siyah saçları beyaz tenine çok yakışıyordu. Sivri çenesi gerçekten en belirgin özelliğiydi. Kahverengi gözleri ise baktıkça huzur veriyordu.Beni görünce, tebessüm etti. Koşarak yanına gittim, sarıldım. Kokusunu içime çektim, her zamanki gibi çok güzel kokuyordu.

 

" Güzelim, özledim seni."

 

" En çok ben özledim. "

 

Elindeki çiçeği bana uzattı, aldım. Çok güzel görünüyordu. Taha'ya baktım dikkatlice yorgun görünüyordu.

 

" Taha, bir sorun yok değil mi "

 

" Merak etme güzelim herkes iyi. "

 

" Ben seni merak ediyorum sen iyi misin?"

 

" Bende iyiyim, sadece şu sıralar biliyorsun şu saçma sapan site ile uğraşıyorum. Yine rahat durmuyorlar,piçler"

 

Kaşlarımı çattın, yanımda böyle kelimeler kullanılmasını sevmiyordum. Bunu bildiği için Taha yanağını öptü.

 

" Özür dilerim."

 

Gülümsedim.

 

" Affedildin bile. Şey çok yorgun değilsen sinemaya mı gitsek? Bak yorgun değilsen dedim yorgunsan başka zamanda gideriz"

 

" Seni bu yüzden çok seviyorum. O kadar çok anlayışlısın ki. Çok yorgunum güzelim, bana gidelim olur mu? "

 

Kafamı tamam şekilde salladım. Evi yakın sayılırdı en azından benim evime göre. Yürümeye başladık, boyu benden uzun olduğu için, sarıldım.

 

" Ben daha çok seviyorum seni "

 

Gülümsedi, çok uyumlu bir çiftik. Sadece fazlasıyla sakin bir hayatımız vardı. Bu da bizi gayet mutlu ediyordu.

 

Bir sokağa girdiğimizde, kavga vardı. Taha hemen yanımdan ayrılıp ayırmaya gitti.

 

" Güzelim uzak dur olur mu?"

 

" Tamam" demekle yetindim. O sırada kavga baya şiddetli olmuştu. Korkuyordum Taha' ya bir şey olacak diye. Kısa ve yapılı olan bir çocuk, uzun sarışın olan çocuğa vurdu, vurması ile beraber neredeyse yanıma düştü. Yanımdaki dükkana girdim burası güvenli gibiydi. Taha' ya baktım, gayet sakindi.

Arkamdan bir ses duydum, sese doğru baktığımda kimse yoktu. İleri doğru yürüdüm. Yürüdükçe karanlık oluyordu, içerisi.

 

Kolumdan biri tutunca bağırdım, kafamı çevirdiğimde maskeli biri vardı. Taha'ya baktığımda yoktu. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

 

Kulağıma doğru eğildi.

 

" Yolun sonuna hoşgeldin küçük hanımefendi..."

 

 

Loading...
0%