@yazbulutlari
|
"Oysa ki sadece yaşamak istemişti"
"Bana cevap ver artık adın artık neyse"
Yine cevap yoktu.Durdu, dudağıma doğru yaklaştı. Bu yaptığı hareketlere bir türlü anlam veremiyordum. Bir iyi bir kötü davranıyordu. Hangi tarafı gerçek tarafıydı.
Kafasını bir diğer tarafa bir öbür tarafa salladı. Kararsız gibiydi.
" Adımı mı öğrenmek istiyorsun "
Bu ani hal değişimleri benim kafamı karıştırıyordu. Kafamı salladım. Ayağa kalktı, masanın yanına doğru gitti. Gözüme ensesinde ki tuhaf bir dövme dikkatimi çekti. Ama ne olduğunu anlamayadan o masanın önüne geçti. Masaya yaslandı.
" Sana söz veriyorum öldükten sonra kulağına fısıldayacağım "
Beni öldürecek madem niye bu kadar iyi davranıyordu, öldürmeye çalıştığı kişiye. Kaşımı kaldırdım. Benim öğrenmek istediğim şey bu değildi, öğrenmek istediğim şey neden burda olduğum. Çıkarttığım giysimi geri giymeye çalıştım, canım yanıyordu.Çıkartmak daha kolaydı. O ise sadece izliyordu beni. Sürekli izlemesi beni rahatsız ediciydi. Sonunda giydim ama kolum galiba bu sefer ölmüş gibiydi. Acısı tarif edilemeyecek kadar beterdi.
" Ölürken daha çok acı çekeceksin "
Gözlerimi kapattım, ölene kadar bunun bu laflarına alışmak zorundaydım, yoksa kendi kendimi öldürmek zorunda kalacağım..
Ayağa kalktım, gitmek istiyorum bu odadan. Benim odam güzel değildi belki ama en azından bu manyak yoktu.
" Hey nereye ben git dedim mi? " Sesini duyur duymaz ayaklarım titremeye başladı. Geri yerime oturdum. Bir insanın sesi nasıl böyle yapabilirdi ki bir insanı.
" Şimdi seninle bir oyun oynayacağız, ben ne sorarsam cevap vereceksin. Sen ben üç soru sorduktan sonra ve eğer doğru ise bir soru sorma hakkın olacak. "
Bu iyiydi en azından neden burda olduğumu öğrenirdim.
" Peki " Sanki başka şansım varmış gibi.
" Ailen ile neden görüşmüyorsun veya ne geçti? "
Ailem.. Sahi onlar neredelerdi, ne yapmışlardı. Beni affetmişler miydi? Yoksa hala her gün ölsün diye dua mı ediyorlar. Ben ikinci seçeneğin olduğundan o kadar eminim ki. Şimdi sevinsinler ölüyorum istedikleri oluyor.Ne yalan söyleyeyim yoklukları acıtıyor.
" Acı çekmem için soruyorsun değil mi? Sırf zevk alayım diye."
" Zeki kızsın. "
Pek işe yaramıyordu ama. Geriye doğru yaslandım. Rahat gözükmem lazımdı, ne kadar rahat olmasamda.
" Ailem, galiba onlar için yokum, onlar oysa bende hala var. Galiba en çokta bu can yakıyor yok sayılmak. Her şeyin yaşandığın da daha 12 yaşında bir çocuktum. Söylesene bana 12 yaşında ki masum bir kız çocuğu nasıl kirli olur? Ben söyleyeyim bir başkası gelip onu taciz ederse. Az önce sordun ya neden yapamadın diye. Yapmazdım herkesin öldürdüğü o kız çocuğunu bende öldüremezdim. Annem ile babama anlattığım da inanmadılar. Sırf dikkat çekmek için yaptığımı düşündüler. Oysa o kadar çok ihtiyacım vardı ki onlara. Uykusuz ve kabuslu gecelerim oldu. Umursamadılar, bu daha çok canımı yaktı. En sonunda polise haber verdim. Olması gereken oldu ama yine suçlu ben oldum ailemin gözünde. Yalancı dediler, sırf sevmiyor diye yaptı dediler. Umursamadım, umursarsam daha çok canım yanacaktı biliyorum. 14 yaşıma kadar bu böyle devam etti. Biliyor musun benim bir kız kardeşim var canımdan çok sevdiğim o ise benden nefret eder. Aramızda üç yaş var. Her neyse 14 yaşımdan sonra her şey beklediğimden daha kötü oldu. Sürekli hareket ettiler, en kötüsü de hangi kıyafeti girersem giyeyim. Böyle şeyler yaparsan işte böyle tacize uğrarsın dediler. Benim suçum neydi ki masum olmak mı yoksa kimsesiz olmak mı? Lise ye geçtiğimde yurtta kaldım, hayatımın en iyi kararı buydu. Güzel bir lise hayatım oldu. Lise bittikten sonra eve dönmek zorunda kaldım. Eve geldiğimde hiçbir şey bıraktığım gibi değildi. Babam gelir gelmez bağırdı çağırdı annemde aynısını yaptı. Ben ise sustum. Ama en çok kardeşimin dedikleri koydu. Hala dün gibi aklımda aynen şöyle dedi" Senin yüzünden senin pis bedenin yüzünden. Sevdiğim çocuk senin kardeşin olduğunu öğrenince beni bıraktı. Sen nasıl ablasın ya. Senin yüzünden acı çekiyorum ben. Annem ve babam sana iyi davranıyorlar.Ben olsam öldürürdüm böyle bir leke bıraktığın için. Öl abla öl anca o zaman affederim seni". Ben sadece onu dinledim o beni öldürmüştü ama ben yapamamıştım. Üniversiteye gittim, arkama bakmadan kaçtım desem daha doğru olur. Hem çalıştım hem okudum çok zordu benim için.Gittikten sonra öğrendim ki kardeşimin sevdiği çocuk meğerse bana taciz eden şerefsizsin kardeşiymiş. O dönem kardeşim trafik kazası geçirmişti. Hastaneye gittim korkarak, uzaktan gördüm iyi olduğunu. Annem ve babam bana yapmadıkları anne ve babalığı yapıyorlardı. Bu beni mutlu etti en azından birimiz aile sevgisiyle büyüyordu. O an anladım o mutlu aile portresine ait olmadığını anladım. Hala fark etmeden aldığım maaşın bir kısmını kardeşimin okul hayatı için harcıyorum. Sırf benim yaşadıklarımı yaşamasın diye. Oysa sadece yaşamak istemiştim ben."
Gözlerim dolmuştu, olanları hala kaldıramıyordum. Unuttum geçti diye hep kendimi kandırıyordum. Oysaki hiç öyle değilmiş. Onun gözlerine baktım, ilk kez acıma duygusunu gördüm. Zevk almıyordu, oysa bunları bilmiyor muydu?
" hmm peki neden çizemiyorsun günlerdir" Bunu da biliyor olamaz değil mi?
" Neden çizemediğimi bende bilmiyorum galiba ilham gelmiyor"
" Son soru Taha' ya aşık mısın "
Bu ne biçim soruydu böyle, bu soruyu sorarak ne anlamak istiyordu.
" Evet aşığım."
Cevabımla sinirlendi, elini yumruk yaptı. Öfkeden deliye dönmüş gibiydi. Ne oldu ki şimdi buna.
" Defol git "
" Ama ben soru soracaktım."
" Umrumda değil defol git "
" Manyak" Diye bağırdım yüzüne karşı. O ise hiçbir yapmadı.
Kapıya doğru yöneldim,son kez ona bakma isteği duydum. O ise ayak ucuna bakıyordu. Dışarıya çıktım, yine etrafta anlamsız şekilde bakan kişiler vardı. Yanlız çıktığımı görünce, bir kaç kişi baya şaşırmıştı.. Olduğum yerde durdum nereye gidecektim ben. Kaçmaya çalışsam elbet biri beni yakalardı. Tutulduğum odaya gitsem neresi olduğunu bilmiyorum. En iyisi biri beni götürene kadar burda durmak.
Maskeli grubun içerisinden, hafif dalgalı saçlara, bana göre boyu uzun ve hafif kiloaya sahip olan bir kız bana doğru yürüdü. Yanıma geldiğinde beni baştan aşağı süzdü.
" İçerde ne oldu"
" Sadece soru sordu bende cevap verdim bu kadar"
Olan biten bu kadardı sadece.
" Emin misin "
Kafamı salladım. Tatlı birine benziyordu sadece katil olmama ihtimalini saymazsak. Beni itti bir anda ne olduğunu anlamadan kendimi az gelsin yerde buluyordum. Kendimi toparladım, kız ise manyağın kaldığı yere girdi. Göz ucuyla baktım kan vardı. Kendine zarar vermiş miydi? Tam manyak bu. Herkes bir anda içeriye doğru girmeye çalıştılar ben geride kalmıştım. Çok az görüyordum galiba kan elinden geliyordu. Göz göze geldik, onca kişi arasında gözleri beni buldu. Neden yapmıştı ki bunu gözlerimi kaçırdım ama o hala bana bakıyordu. Yanıma gelen kız bana fark ettiğini görünce. Bana baktı, yanına doğru gelmeye başladı.
Yanıma geldiğinde o kadar çok sinirliydi ki..
" Ne yaptın."
" Hiçbir şey."
Yüzüme tokat attı, elimle yüzümü tuttum ben ne yapmıştım ki şimdi...
" Bana yalan söyleme pis sürtük."
Gözlerim doldu, yıllar önce nasıl sustuysam öyle sustum. Karşılıkl vermedim. Onun ise hala öfkesi dinmemişti.
" Sen ne yaptığını sanıyorsun Elif, kendine gel. Bu son ikazım sana bir dahaki sefere affetmem bilirsin, kızdan da uzak dur."
Bu ses o manyağa aitti. Sesin geldiği yöne baktım. Elinden hala kan geliyordu ve bunu umursamıyordu..
Adının Elif olduğunu öğrendik kız küfür ederek yanımdan gitti.
" Nur sen ilgileneceksin bundan sonra bu küçük hanımefendiyle senden başkası yaklaşmayacak "
Nur denen kişi, saçları sarışındı be minyatür gibiydi. Nur yanıma geldi kolumdan hafifçe tutup kalacağım yere doğru götürdü. Ama geldiğimiz yere götürmedi. Gideceğimiz yere kadar ne o konuştu ne de ben.
Bu sefer odaya geldiğimizde az önceki manyağın kaldığı oda gibiydi tek farkı duvarları yeni boyanmış gibiydi ve bir de yatak vardı.
Etrafı iyice incelediğimde çocukken kaldığım odaya çok benziyordu. Kıza baktım, yüzündeki maskeyi çıkarttı. Şoka girdim, bunu beklemiyordum. Aynı benim gibi kahverengi gözleri, vardı. Elma gibi yanakları vardı. Acayip derecede güzeldi.
" Ne o şaşırmış gibisin"
" Yani evet bunu beklemiyordum."
" Buradaki herkesin yüzünü görebilirsin ama az önce emir veren kişinin asla o yüzden şaşırma"
"Peki"
Elini uzattı, elini sıktım. Ve bana sarıldı iyice tuhaf oluyordu. Bende sarıldım, çok sıcaktı sarılması.
" Bu arada burası benim odam ama sen kalacaksın bir süre. Merak etme kimse girmez. Özellikle o Elif delisi. Korkma yani"
"Tamam da sen nerede kalacaksın "
" Bulurum bir yer dert değil. Bu arada bir sorunun olursa direkt bana söyle. Burda herkes iyi değildir. Regl falan olursa şu çekmece de ped vardır, kullanırsın."
Kafamı salladım, iyi miydi kötü muydu bilmiyorum.
"Bu arada tatlı dinlemeler sana küçük hanımefendi"
Bu da bana öyle demişti oysa benim bir ismim vardı. Kapıya doğru yöneldi.
"Luna"
"Hı"
"Adım,Luna küçük hanımefendi değil demezsen sevinirim"
" Memnun oldum Luna, merak etme demem."
Çıkıp gitti,az önceki kız gibi değildi. Kendimi yatağa attım. Gayet rahattı, ve güzeldi. Uykum gelmeye başlamıştı, uzun zaman sonra ilk kez bu kadar rahat uyacaktım.
*****
Luna'nın Manyağının Ağzından
" Evet"
Demesiyle o kadar çok sinirlendim ki, sinirimi ondan almamak için kovdum. Çekmece de duran bıçağı aldım, elimin ortasını düz ve derin bir çizik attım. Anca böyle öfkem geçerdi.
Kapı açıldı giren Elif'ti. Elimi görünce öfkeden deliye döndü. Elimi gören diğer üyeler yanıma doğru geldi. Hiçbiri umrumda değildi. Sadece o önemliydi şuan. Gözlerimle onu aradım. Bulduğumda hali hiç iyi değildi korkmuş gibiydi. Uzun uzun ona baktım, gelmek istiyor ama gelemiyor gibiydi.
Elif hızlıca yanımdan uzaklaştı galiba ona baktığımı anlamış gibiydi. Korktuğum şey başıma gelecek. Onları gördüm, Elif küçük hanımefendiye tokat attı tam o an. O ise hiçbir şey yapmadı, çok savunmasızdı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun Elif, kendine gel. Bu son ikazım sana bir dahaki sefere affetmem bilirsin, kızdan da uzak dur."
Elif, uzaklaşmıştı, bana baktı sonra da elime kendimi suçluyor gibiydi.
Nur'a baktım.
" Nur sen ilgileneceksin bundan sonra bu küçük hanımefendiyle senden başkası yaklaşmayacak " Nur burada tek güvenceğim kızdı. Onun ilgilenmesi daha iyi olurdu. Nur kafasını salladı ve yanımdan uzaklaşıp kızı kendi odasına götürdü.
Elif yanıma geldi, kolundan tuttuğum gibi yere attım. Karşımda acı ile kıvranmaya başladı.
Arkama bakmadan odama geçtim, şuan kimsenin sesine teamül edemem. İçeriye Elif ve Kaan girdi. Ben ise onlar yokmuş gibi davrandım. Gözlerimi kapattım onu düşündüm, korkması beni çok etkiliyordu.
Kaan öksürmüş gibi yaptı.
" Ne var olum ne var bir şey yok işte"
" Hiç öyle gözükmüyor"
Bunu söyleyen Elif'ti. İşaret parmağımı ona doğru kaldırarak konuştum.
" Sen bir daha burnunu sokma. Kim dedi kızla konuş diye. Bir daha hata yaparsan affetmem. "
Gözlerini devirdi sevmiyordu, yaşamasını.
" Şimdi çık git hadi"
Emrimi ikiletmeden, dışarıya çıktı. Sonunda rahat bir nefes alacağım. Maskeyi çıkarttım, önüme düşen saçığı elimle geriye attım.
" Kaan, dikkat etde bu manyak bir şey yapmasın."
" Ben dikkat ederim de sen iyi misin? Bu haller ne?
Hâlimde hiçbir şey yoktu, sadece benden başka kimsenin zarar vermesini istemiyorum o kadar. Sorduğu soruyu duymamızlıktan geldim. Çünkü bunun cevabını bende bilmiyordum..
İçeriye Nur girdi, her zamanki gibi güler yüzlüydü. Her seferinde onu çeteye almasaydım diye düşünüyorum.
" Abi, kız benim odamda. Şuanlık iyi sadece fazla korkak o kadar. Ha bi de kız iyi değil çok üstüne gitme."
Bana hep abi derdi, bunun sebebi de hep abisinin olma isteğinden gelen bir şeydi. Kaan ile göz göze geldiler. İksinin arasında ki duyguları anlamamak için aptal olmak gerekir. Ama işte onlar aptal ki asla birlikte olmuyorlar.
" Peki Nur, sen Kaan'ın odasında kalırsın". İkiside birbirlerine baktılar. Sanki hem bunu istiyor hem istemiyor gibilerdi.
İkiside tek kelime etmeden dışarıya çıktılar. Onlar gider gitmez bilgisayarı alıp siteye baktım. Çok fazla ilgi vardı. Kendim için yaptığım site artık benim için olmaktan çıkmış gibiydi. O kadar çok fazla mesaj vardı ki. Tek tek okudum kafam dağılsın. Çoğu önemsizdi. Önemli olanları not aldım. Bu zamana kadar yedi kişinin ismini yazmamıştım. "Son günlerini inşallah mutlu yaşarlar" diye mırıldandım. Saatte baktım baya geç olmuştu. Maskemi taktım, ne kadar da bu çetenin lideri de olsam yüzümü üç beş kişi görmüştü.
Dışarıya çıktığımda, çoğu üye yoktu. Olanlarda işlerini hal ediyordu. Kaldığı yere doğru yürüdüm. Kapının önünde durdum. İnşallah müsaittir. Bu düşünce bana tebessüm ettirdi.
İçeriye girdiğimde uyuyordu, yanına gittim. Saçları önüne düşmüştü, onu geriye attım. Birinin dokunduğunu hissetmiş olacak ki, iyice küçülüp diğer yöne çevirdi kafasını.
Odanın bir köşesinde duran sandalyeye oturdum. Maskemi çıkarttım. İlk kez birinin karşısında maskemi çıkartmıştım, ilk kez ve son kez. Maskemi takmadım.Neden ona bu kadar çaresizim. Şuan karşısında kendisinin katili vardı..
Saatlerce onun nasıl uyuduğunu izledim. Güzel bir portreydi. Sonsuza kadar izler myidim kesinlikle izlerdim.
" Oysa sadece yaşamak istemiştin, ben ise sana ölümü tattıracağım Küçük hanımefendi.. Saatlerce maskesizdim, ve sen bunu bilmeyeceksin hiçbir zaman. Başka bir evrende seni yaşatmayı o kadar çok istiyorum ki. Ama yapamam kendime ihanet edemem. Görüşürüz küçük hanımefendi kendine dikkat et. "
Son kez yanına gittim, bedeninin üzerinde yavaş yavaş parmak ucuyla dokundum tün hücrelim onu istiyorduBu hayatta tek isteğim benim olman o da mümkün değil galiba.
" Hani sordun ya neden burdayım diye seni öldürmemi geçmiş istedi ve ben hiç istemiyorum ama yapmak zorundayım gelecek ise seninle mutlu bir hayat kuracağımdan o kadar emin ki. Oysa sen katilsin, katil olmak için illaki kan gerekmez.
|
0% |