Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@yazmakisteyenbiri0

HoŞgeldiniz canlarımmm...


Takip edip destek olursanız çok mutlu olurumm


!!!UYARI!!! 


ŞİDDET İÇEREN ÖGELER BULUNABİLİR


Çalan alarmın sesi beynimde yankılanırken gözlerimi açmadan komidinin üzerindeki telefona elimi uzatıp alarmı kapattım. Tam uykuya tekrardan dalacakken aklıma gelen şeyle birden gözlerimi açıp yatakta doğruldum. Uçuşum var!!!


 


Hızla yataktan çıkıp lavaboya doğru ilerledim


 


***


 


Elimdeki bavulu zorla aşağıya getirdim. arabaya yaslanarak bekleyen taksici ,yanıma gelip bavulu aldı ve bagaja koydu. Derin nefes alıp arabaya bindim. taksicide yerini alınca arabayı çalıştırıp hareket etti


 


***


 


Havaalanına geldiğimde bavulumu indiren taksiciye teşekkür edip içeriye doğru ilerledim


 


Duyduğum anons sesiyle adımlarım hızlandı. elimdeki bavulu güçlükle taşıyordum. Bu kadar ağır olacak ne vardı sanki?!


 


Zorla uçağa geldiğimde gözlerimle koltuk numaramı taradım. yaşlı bir amcanın yanında olduğunu görünce amcaya gülümseyip pencere kenarındaki yerime geçtim ve kemerimi taktım


 


***


 


Sarsıntıyla açtım gözlerimi. bakışlarımı pencereden dışarıya çevirdim. İndiğimizi görünce kemerimi açıp ayağa kalktım


 


Aşağıya indiğimde etrafa göz gezdirdim. bavulumu aldım ve bekleyen taksilerden birine doğru ilerledim


 


evimin önüne geldiğimizde bavulumu alıp içeriye geçtim. İkinci kata kadar zorla getirdiğim bavulu kapıyı açıp içeriye doğru sürükledim. üç gün önce gönderdiğim üzeri örtülü eşyalarıma baktım. Yerleşebilmek için iki gün önceden eşyalarımı göndermiştim. İşe koyulmadan önce duş almak için banyoya doğru ilerledim


 


***


 


Elimdeki kahve fincanını sehpaya bıraktım ve gidip koltukların üstündeki örtüleri kaldırdım. Koltukları itekleyerek yerlerine koydum. Nihayet istediğim gibi yerleştirdiğimde sesli bir nefes verip doğruldum. Kahvemi elime alıp birkaç yudum aldıktan sonra tekrar yerine bırakıp duvara monteli olan televizyona doğru ilerledim. Onunda örtüsünü çıkardıktan sonra diğer odadaki kitap kolisini alıp salona geçti


 


Koliden çıkardığım kitapları rafa dizdiğimde sade ama şimdilik tamamlanan salona göz gezdirdim. İşimin bitmesine mutlulukla gülümseyip kahvemi aldım ve balkona çıktım. Gece olduğu için fazla gözükmüyordu ama ilk görev yerimin Mardin olmasının verdiği heyecan büyüktü


 


Kahvemdeki son yudumu aldıktan sonra mutfağa doğru ilerledim . Fincanı tezgaha bırakıp yatak odasına geçip uzandım


 


1 gün sonra


 


...


 


At kuyruğu yaptığım saçımı elimle düzelttim ve geri çıkıp aynadaki yansımama baktım. Hazırlığımın bittiğini görünce heyecanla çantamı alıp çıktım


 


Tek bir insanın bile görünmediği yoldan geçerken kaşlarımı çatıp durdum. "Yani okulun evimden uzak olduğunu biliyordum da, ben kayboldum galiba ya?!"


Bakışlarımı etrafta gezindi. Karşıda biraz uzakta okulun çatısını görünce"sonunda!" Diye bağırdım. Adımlarımı hızlandırıp okula doğru ilerledim


 


Nihayet okulun bahçesine giriş yaptığımda duyduğum fren sesiyle kendimi yerde bulmam bir oldu. "Ah! Kim bu gözü kör ya?!"


Kürsüdeki müdür dahil bahçede olanların bakışları beni bulmuştu


 


Elimi sirkeleyip ayağa kalktım ve bakışlarımı üzerimde gezdirdim. Üstüm başım toz içinde kalmıştı. Hızla üstümü sirkeledim. Bakışlarımı hâlâ kapısı açılmayan arabaya çevirdim. Siyah filmle kaplı camlar yüzünden hiçbir şey göremediğimde kapının yakınına doğru gittim. "Hey! İnsene! İnemezsin tabi!" Diye bağırdım. "Gıcık herif ya?! İnmeye bile yeltenmiyor! İnsan inip çarptığım kişi nasıl acaba diye bakar! Gerçi alışkanlık haline getirdiyse...!" Diye bağırırken kapı açıldı


 


Siyah takım elbiseli, uzun boylu gözünde gözlük olan bir adam karşımda durdu. "Bu ne biçim araba kullanmak ya?! Az kalsın eziyordunuz! Koskoca beni görmediniz mi acaba?!"


işaret parmağıyla gözündeki gözlüğü burnunun üstüne indiren adam baştan aşağıya beni süzüp koyu kahve gözlerini gözüme dikti


 


"Pardon, küçük Hanım" dediğinde küçük kısmına vurgu yapmıştı. "Görmedim"


Kaşlarım çatıldı. "Bakmadan kullanıyorsanız"


""Kusura bakmayın karan bey, güneş hanım okulumuzun yeni öğretmeni. Dolayısıyla sizi tanımıyor" diyen müdürün sesiyle Kaşlarımı çatıp yanıma gelen müdüre baktım


 


"Bir dakika ya! Ne demek kusura bakmayın?! Kim olduğu yaptığı şeyi değiştirmez! Asıl ben kusura bakıyorum"


Adamın dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı. "İsterseniz odama geçelim karan Bey" diyen müdürün sesini işittiğimde gözünü üzerimden çeken adam, burnundaki gözlüğü tekrar gözüne takıp okula doğru ilerledi


 


Değişik herif! "İyi dersler çocuklar! Diyen müdür yardımcısının sesiyle okula giren minik kalabalığın arasına karıştım


 


Sınıfımı bulmaya çalışırken "hoşgeldiniz Güneş Hanım. İsterseniz yardımcı olayım" diyen müdür yardımcısını takip ettim


 


"iyi dersler" giden müdür yardımcısının ardından sınıda girdim


Masaya doğru ilerledim, çantamı bırakıp ortada durdum. "Günaydın çocuklar. Ben yeni sınıf öğretmeniniz Güneş Giray" diye kendimi tanıttım ve en ön sırada oturan kızların yanına doğru ilerledim. "Tanışmaya seninle başlamamızı ister misin?" minik kız gülümseyerek ayağa kalktı ve kendini tanıtmaya başladı


 


***


 


Tek tek bütün öğrencilerle tanıştığımda çalan zilin sesiyle birden dışarıya koşturan çocuklarla afallamıştım. "Müsait misiniz Güneş Hanım" diyen müdürün sesinin geldiği yöne çevirdim bakışlarımı Aşağı yukarı kafamı salladım "Ayşen diye bir kızımız var. Mardin ağasının kızı. Küçük yaşta geçirdiği kaza sebebiyle tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Ayrıca dışarıya çıkamama fobisi oluştu. Kaza olduktan sonra bir daha kimse onu dışarıya çıkartamadı. Tayini çıkan öğretmenimiz Sinem Hanım evine gidip ders veriyordu, Ancak o gidince görevi üstlenecek kimse kalmadı"


 


Dediğinde yutkunup başımı salladım. "Tabi, elimden geleni yaparım" müdür gülümseyip küçük bir kağıt uzattı. "Burda adresi yazıyor çıkışta uğrarsınız" gülümseyip kağıdı aldım


 


Müdür kolay gelsin deyip giderken elimdeki kağıdı çantaya koydum. İçeri zilin sesini duyunca çantamdaki kalemleri çıkarıp masanın üzerine koydum


 


...


 


Çıkış ziliyle çoktan toplanan çocuklara görüşürüz deyip bende toparlanmaya geçtim.


..


 


Müdürden aldığım adrese göre evimin yakınlarında bir yerde olmalıydı. Tam köşeyi dönecektim ki


Karşıma çıkan üç tane köpekle küfür savurdum. on saniye kadar bakıştıktan sonra üzerime doğru gelen köpeklerle koşmaya başladım. Peşimden havlayarak gelen köpekler yüzünden daha da hızlı koştuğumda açık olan bir evin kapısından içeriye daldım. Hâlâ peşimden gelen köpeklerle ani bir refleksle karşıdan gelen adamın kucağına atladım


 


Havlayan köpekler bana uzanmaya çalışırken adamın omzundan tutup daha da çok havaya kalkmaya çalışıyordum. "Ya! Bir gidin be!!! Benim etim ne budum ne?!!"


duyduğum gülme sesiyle Kaşlarım çatıldı. Beni tutan adama çevirdim bakışlarımı. karan denen adam olduğunu görünce Kaşlarım daha da çok çatıldı. Gülerek bana bakan adamın elinden kurtulmaya çalıştım "ya bıraksana beni!"


 


"Valla kucağıma atlayan sensin" "tamam şimdi de inmek istiyorum!" Diye Karşılık verdim. Beni yere indirdiğinde buranın çalışanı olsa gerek köpekleri kovalamıştı.


arkamı dönüp ilerlemeye başlayacağım esnada karan denen adamın Sesiyle durdum


"Nereye?" Kaşlarımı kaldırıp adama baktım. "Size ne?" bana doğru yaklaşan adam "kardeşimin öğretmenliğini yapmiyacak mısınız öğretmen hanım"


 


Aklıma gelen şeyle parmağımı karan denen adama doğrulttum "sizin kardeşiniz mi?" Derken sesim olduğundan kısık çıkmıştı. Kafasını salladı "benim kardeşim" Gözlerimi kısıp adama baktım "öğrencim için kabul ediyorum kaba değişik adam!" Diye cırladım "Bende onun için istiyorum zaten küçük değişik öğretmen Hanım" derin nefes alıp verdikten sonra"izin verirseniz öğrencimi görebilir miyim?"


Arkasını dönüp ilerlediğinde bende peşinden gittim


 


Oldukça büyük bir konakta olduğumu merdivenlerden çıkarken fark etmiştim.


Karan denen adam kapıyı tıklattı. Hemen ardından içeriye girince bende girdim. Pencerenin kenarında oturan siyah saçlı, ela gözlü minik kızın bakışları bize buldu.


"abiciğim, yeni öğretmenin Güneş hanım geldi" bana bakan minik kıza gülümseyip yanına gittim


 


Önünde diz çöktüm ve elimi kıza uzattım "merhaba ben yeni öğretmenin Güneş" gülümseyerek minik elini uzatıp elimi tuttu. "Köpeklerden kaçıp abimin kucağına atlaman çok komikti" deyip güldüğünde kaşlarımı kaldırdım "Herşeyden de haberimiz var" biraz kıza doğru yaklaşıp kısık sesle konuştum


 


"Senin bu abin varya, aşırı kaba ve değişik bir adam!"


minik kızın gülen bakışları abisini buldu.


"evet, Sinem öğretmenim bırak abimin kucağına atlamayı, korkudan yanında konuşamıyordu bile" dediğinde gülümseyip ayağa kalktım


 


"Oldu! anlaştık biz seninle. O zaman dersimize yarın başlarız tamam mı?" Kız aşağı yukarı kafasını salladı. Odadan çıktığımızda merdivenlere yöneldik


 


"Ömer! Öğretmen hanımı evine bırakın" diye bağıran Adamın sesiyle bakışlarımı yanımda gelen adama doğru çevirdim. "Gerek yok. Yakın zaten" bir anlığına kaşları kalkan adam birşey sorucak gibi oldu ama geri vazgeçti. Dışarıya çıktığımda o manyak köpekler gitmiş mi diye etrafa göz attım. Birşey olmadığını görünce ilerledim


 


***


 


Açık bıraktığım saçımı elimle düzelttim. çantamı alıp çıktım


 


Okula geldiğimde, içeriye girip sınıfa doğru ilerledim. sınıfın ortasında koşturan öğrenciler beni görünce yerlerine geçtiler. Selam verip masaya geçtim ve defteri doldurmaya başladım


 


en arka sırada birşeyle uğraşan öğrenciyi görünce kaşlarımı çatıp yanına doğru ilerledim. Kucağındaki horozu görünce gözlerim açıldı. "Erkan, horozu neden sınıfa getirdin?" çocuğun bakışları beni buldu "karısını yedik öğretmenim, canı sıkılmasın diye getirdim" dediğinde şaşkınla çocuğa bakıyordum


 


Horoz kanatlarını açıp üzerime doğru atlarken çığlık atıp horozdan kaçtım. Sınıfı çığlıkla karışmış kahkaha sesi doldururken peşimden gelmeye devam eden horoz yüzünden sandalyeye çıktım. Horoz açık olan pencereden gittiğinde, kapı birden ardına kadar açıldı. Hayretle bana bakan müdür yardımcısıyla yavaşça sandalyeden indim


 


"Bir sorun mu var Güneş Hanım? Çığlık seslerini duyunca bakmak istedim" yalancıktan gülümsedim "yok, bir sorun yok" diye geçiştirdim. Müdür yardımcısı iyi dersler deyip giderken sınıfa döndüm"erkancığım özellikle sana diyorum, bir daha hayvanlarımızı sınıfa getirmeyelim lütfen! tamam mı?" gülen çocuk kafasını salladı


 


Elime kalemleri aldım ve derse geçtim


 


***


 


Konağın önüne geldiğimde kapalı kapıyı ittirdim. Kapı açıldığında bahçede kum torbasına vuran yarı çıplak adamı görünce Kaşlarımı çattım. Yanında siyah takım elbiseleriyle bekleyen adamlardan biri adama yaklaşıp birşeyler söylediğinde karan'ın bakışları beni buldu. Bakışlarımı aşırı kaslı vücudundan çekmeye çalıştım "gelebilir miyim karan bey?"


 


"Gelebilirsiniz Güneş Hanım" yanındaki adamlarından aldığı kazağını üzerine geçirdi


"Ayşen odasında mı?" Aşağı yukarı kafasını salladı. Hızla Merdivenlere yöneldim ve Ayşen'in odasına doğru ilerledim


 


Kapı açıldığında bana bakan minik kıza gülümsedim. Geçmem için yol verdiğinde içeriye girdim. Aşırı Loş bir odaydı. Ayşen'e döndüm. "Dersimizi bahçede yapalım mı ne dersin?"


yüzü düşen kıza doğru ilerledim. minik kız bir dakika bekledikten sonra "bahçede değilde balkonda olsa?" Gülümseyip olur anlamında kafamı salladım


 


Kızı ilerleteceğim sırada önüme çıkan karanla durdum. Kaşları çatılan adam "Nereye?" Diye sordu "dersimizi balkonda yapıcaz" diye cevapladım. Kaşları kalkarken hızla önümüzden çekildi


 


Balkona geldiğimizde- zaten burası da dışarı kadar vardı maşallah-Ayşeni masaya yaklaştırdıktan sonra bende yanına oturdum. Tedirgin olduğunu görünce başımı hafifçe havaya kaldırdım. Derin nefesler alıp verdim ve bakışlarımı bana bakan Ayşen'e çevirdim. "Başını havaya kaldır" dediğimde anlamamış gibi bana bakmaya devam ediyordu


 


"Hadi ama ben senin öğretmeninim dediğimi yap!"


başını havaya kaldırdı. "Şimdi gözlerini kapat, ve havayı içince çek" gözlerini kapatıp derin nefesler alıp verdi. Bende onunla birlikte aynısını yapmaya devam ettim. Bahçede sırıtarak bizi izleyen karanı görünce kaşlarım çatıldı


 


Bakışlarımı Ayşen'e çevirdim "hazırsak derse geçelim mi?" hızla kafasını aşağı yukarı salladı


 


***


 


"bugünlük bu kadar yeter. Yarın kaldığımız yerden devam ederiz" dedim ayağa kalkarken. Ayşenin arkasına geçtim ve odasına doğru ilerletmeye başladım. Odasına geldiğimizde önüne geçip diz çöktüm


 


"Görüşürüz minik dostum" ayağa kalkıp dışarıya çıktım


 


Avluya vardığımda bana bakan adamın yanına doğru ilerledim. "Ayşeni hiç dışarıya çıkarmayı denediniz mi?"


"korktuğu için üstelemedim"


"Oysaki Ayşen biraz üzerine gidilse dışarıya çıkmaya oldukça meyilli bir çocuk" adamın bakışları yüzümde gezindi


 


"O sizin insanların üzerinde bıraktığınız etkiye bağlıdır"


Kaşlarım çatıldı. "Neyse görüşmek üzre karan Bey" dedim ve çıkışa doğru ilerledim "Görüşmek üzere öğretmen Hanım"


 


***


 


Nefes nefese yürümeye devam ettiğimde, duyduğum bağırma sesiyle kaşlarım çatıldı. Sokağı döndüğümde Köşeye sıkıştığı her halinden belli olan karan bey ve ona silah doğrultan genç bir adamla kaşlarım çatıldı. Ayı gibi olan korumaları nerde bunun ya?! genç adam karanın üstüne doğru gidip yumruğunu karanın yüzüne geçirdi


 


Karan sendelerken bunu fırsat bilen çocuk, arkası arkasına yumruklarını indirmeye başlayınca gözüm yerdeki büyükçe taşa kaydı. Eğilip zorla taşı yerden kaldırdım ve çocuğa doğru koştum. Beni fark eden çocuk "lan!" Diye bağırdı. elimdeki taşı çocuğun ayağına attım. Çocuk ayağını tutup tek ayak üzerinde zıplamaya başladığında bırakmak zorunda kaldığı silahı yerden aldım ve karanın üstüne attım


 


"Eşkiya mısın sen çocuğum?! Hayır birde gündüz gündüz! İnsan gece yapar be!" çocuğun bakışları arkama kaydı. Birden koşmaya başladığında yanımdan esen rüzgarla İri yarı koruma Ömer'i çocuğun peşinden koşarken gördüm. "İyi misin abi?" Diye soran ikinci korumanın sesiyle yerde oturan karanı buldu bakışlarım.


 


"Sen deli misin?" Diye sordu bana uzaylı görmüşçesine bakarak. Kaşlarımı çattım "hayatınızı kurtaran birine böyle mi karşılık veriyorsunuz?"


"elinde silah olan adama taşla mı koşulur?" Diye çıkıştı Kaşı kalktı "üstüne üstlük çocuğa birde akıl veriyorsun! "Gündüz mü yapılır? İnsan gece yapar diye"


"aman be! Sana yardım edende kabahat! Sahte kabadayı kılıklı herif! Hem böyle işler genelde gece olur!" Dediğimde duyduğum sesle kafamı çevirdim


 


Kolunun altına az önceki çocuğu sıkıştırıp gelen Ömerle kaşlarım çatıldı. Ayağa kalkan karan'ın önüne çocuğu attı ve ensesinden tutup kafasının kalkmasını sağladı. "Getirdim şerefsizi abi!" Dediğinde bir anlığına karanın bakışları beni buldu. Sonra tekrar ömere döndü ömer ne dediğini bakışlarından anlamış olucakki "pardon ağam" dedi. Küfür etmesine kızmıştı


 


Yanımdaki öbür korumaya doğru yaklaştım. İşaret parmağımla omzuna dokundum. "çocuğa napıcaksınız?"


"Valla ağam ne derse o öğretmen hanım" diye cevap verdi. Bakışlarım Karanı buldu


çocuğun üstüne doğru gidiyordu tam elini çocuğun çenesine götürecekken aklına birşey gelmiş olacak ki durdu


 


Bakışlarını bana çevirdi. Beş saniye kadar baktı ve tekrardan Ömer'e döndü. Kafasıyla çocuğu götürmesi için işaret verdi. ömer çocuğu hızla yerden kaldırıp ilerletti.ne yapacaksa artık ? Benim yanımda yapmıyor. Kolumdaki saat hafif öttüğünde bu saat başı demekti ve ben derse geç kalmıştım!!! Hızla koşmaya başladım"eyvah! Derse geç kaldım!"


 


...


 


"Görüşürüz öğretmenim" diyen Ayla'ya gülümsedim çantamı omzuma takıp çıktım


 


***


 


Konağın önüne geldiğimde, tam kapıyı açacakken içeriden başkası tarafından açıldı. sabahki çocuk yüzü gözü kanlar içinde karşımda , korumanın desteğiyle ayakta duruyordu. Kaşlarım çatıldı "sen daha burda mısın?!" Çocuk baygın gözlerle bana baktı. zorla yürüyerek çıktı "Hoşgeldin öğretmen hanım" diyen korumanın sesiyle bakışlarım karşımdaki adamı buldu"ağan ne güzel biliyormuş senin öyle " dedim içeriye girerken


 


Kapıyı kapatan koruma sırıtarak "Allah var işini iyi bilir" dedi. Bakışları gülmeyen beni bulduğunda kendi de gülmeyi bıraktı. "Hoşgeldin değişik öğretmen hanım" diyen karan'ın sesiyle bakışlarımı bana doğru gelen adama çevirdim. "Pek hoş bulmadım ama neyse" dedim ve merdivenlere doğru yöneldim


 


Kapı Ayşen tarafından açılırken bana bakan kıza gülümsedim "yollarım gözleniyor gibi?"


minik kız gülümseyerek kafasını salladı. Arkasına geçtim"dersimize bugün de bahçede devam etmeye ne dersin?"


Bakışlarını kaçırdı


"napmaya çalıştığınızı biliyorum öğretmenim. Ama boşa uğraşmayın. Balkona veya bahçeye çıksam bile, dışarıya çıkamam"


 


yüzüm düşerken Önünde diz çöküp elini tuttum. "Boşa olduğunu bilsem uğraşmam zaten Ayşen. Gözlerindeki çıkma hırsını gördüğüm için yapıyorum bunu" ayağa kalkıp tekrardan arkasına geçtim ve balkona doğru yol aldım. Merdivenlerin başına gelince inmeye çalıştığımızı gören karan yanımıza geldi


 


Ayşeni kucağına alırken bende sandalyeyi indirdim. Bahçedeki masaya geçtiğimizde Ayşe'nin yanına oturdum. Nefes alış verişleri hızlandığında uzanıp elini tuttum. "Önce bir nefes egzersizi yapalım" aynı anda nefesler alıp vermeye başladık


 


Biraz daha rahatlayan Ayşenle çantamdaki malzemeleri çıkarıp masanın üzerine koydum. "Şimdi derse geçmek için hazırız" dediğimde kalemi elime aldım


 


***


 


"Verdiğim ödevleri yapmayı sakın unutma" dedim ayağa kalkarken. Minik kız kafasını salladı. gülümseyip kapıya doğru ilerledim. Ömer kapımı açtığında, başımla selam verip çıktım


 


***


 


Kapıyı açıp içeriye girdiğimde, üzerimi değiştirmek için yatak odasına doğru ilerledim


 


Defalarca çalan kapının sesiyle koşturarak kapıya doğru gittim


Bir buket lale ile karşımda duran kargocuya afallayarak baktım"Güneş hanım mı?" Diye sorunca Kaşlarımı çatıp kafamı salladım. "Bu size gönderilmiş" dedi elindeki çiçeği bana uzatırken. Çiçeği elime aldım iyi günler deyip giden kargocunun arkasından kapıyı kapatıp içeriye doğru ilerledim


 


çiçeği sehpanın üstüne bırakıp notu elime aldım


"Bunu hayatımı kurtardığınız ve Ayşene umut olduğunuz için gönderdim. Gerçekten teşekkür ederim değişik öğretmen Hanım" afallayarak elimdeki karta bakıyordum


 


Sehpanın üstünde duran çiçeği elime aldım. çiçeği vazoya koymak için ayağa kalktım. "Bu adam da bana değişik diyor da kendi benden değişik! Yüzüme teşekkür etmiyor, arkamdan çiçek gönderiyor!" Diye Söylenirken aklıma gelen şeyle kaşlarım çatıldı "bu adam benim evimin adresini nerden biliyor ya?!"


 


Diye düşünürken elimdeki çiçekleri vazoya koydum. Çiçeği sehpaya bıraktım ve yatak odasına doğru ilerledim


 


 


Loading...
0%