Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@yazmakisteyenbiri0

Konuş lan! Niye yaptın niye?! Ne vaadetti o Siktiğimin herifi sana?!"

Babamın dağılan suratına baktım. Karanın attığı yumruğun etkisiyle açılan kaşından kan sızıyordu. Hiddetle konuşmamakta direnen babamın yakasına yapıştı. "Gerçi kime diyorum ki? Kendi evladını öldürüp yine kendi evladının üstüne atan bir kansızsın sen?!"

 

Sinir bozucu bir sırıtış kondu dudaklarına. Zoraki açık tuttuğu gözlerini bana yöneltti. "Sana inanacak birini buldun demek"

Kaşlarım çatıldı. Karanı ittirdim. Bu kezde ben yapıştım yakasına. Dokunmak bile içimi ürpertmişti. "Yalan mı?! Sen öldürmedin mi?! Bir kez de korkak olma! Bir kez de o çok güvendiğin makamının arkasına saklanmadan söyle gerçekleri!"

 

Kaldığı evin odasında gezindi bakışlarım. "Seni hapse göndertecek kimsede yok. Rahatça söyle!"

"Ben öldürdüm. Oğlumu arabayla ezip kızımın üstüne attım!"

Yutkundum

Kızım demişti

İlk defa Kızım demişti!

Yakasını tutan ellerim gevşedi. "Benim suçlu olduğum kadar sende suçlusun"

Babamı buldu bakışlarım. Nereye bağlayacak diye bekledim

 

"O gece çıkarmayabilirdin kardeşini dışarıya "

"İnebilirdin o arabadan. Suçun üstüne kalması birilerinin hayatından daha önemli değil mi? Makam, zevk, para , şan, şöhret daha önemli senin için!"

"Önemli! Oldu mu önemli! Yeni bir çocuk yapabilirim ama makamımı asla!"

Tokat attım.

Evet ben babama tokat attım.

Adımlarım geri geri giderken ağzına gelen kanı tükürdü. Babaya el kalkar mıydı hiç? Ben kaldırmıştım. Duygularım yarıya bölünmüştü sanki. Bir yanım acırken bir yanım acıma , o kimseye acımadı diye haykırıyordu

 

Yüzümü kavrayan elle irkildim. "Tamam... sakin ol... bir şey yok"

Sakinleştirici görevi gören kahve harelerini gözüme diken karanın sesi yatıştırmak istercesine yumuşaktı. "Biraz dışarı çıkmak ister misin?"

İki yana salladım kafamı. "Hayır..." Burnumu çektim. "Daha bitmedi"

 

Cebimden kardeşim Güney'in çorabını çıkardım. Gözyaşım bünyemi zorlasada adımlarımı babama doğru attım. "Bak buna. Bak şuna bak!"

Önüne doğru uzattığım minik kurumuş kanlı çorabı işaret ettim. Bakışları çorabı buldu. "Sen beni nezarethaneye göndermeden önce almıştım. Şu sana attığım tokat varya onun bin misli acı yaşadım ben o gece soğuk duvarlar arasında!.."

 

Yüzünde mimik oynamadı. "Peki ya karanın annesi? Kardeşi? Onlardan ne istedin?!"

Kaşları çatıldı. "Ben sadece görevimi yaptım!"

"Ne görevi lan?!"

Karan salisesinde babamın yakasına yapıştı. "Senin görevin suçluyu haklı çıkarmak mı?! Saklamak mı suçluyu?!"

 

"Orda bir suç ya da suçlu yoktu. Kaza işte "

Karanın parmakları babamın boğazına sarıldı. "Kaza süsü desene şuna! Tek kelime. Tek kelimeyle kurtulacaksın. Viran yaptı de salayım seni şerefsiz!"

Damarları şişen babam büyüyen gözleriyle elini işaret etti. "Karan dur konuşmadan öldüreceksin"

 

Elleri gevşerken istemesede ellerini babamın boğazından çekti. Zorla nefes almaya çalışan babam kızıla bürünen gözlerini Karan'a çevirdi. "Beni burdan sağ çıkartma. Olurda sağ bırakırsan en büyük düşmanın olurum. Canını canınla yakarım"

Canın derken benden kastetmişti. Bu adamın gerçekten bir kalbi yoktu . Artık emindim. Karan silahını babama doğrulttu

 

Namlunun ucuna getirdiği mermiyle eli tetiğe gitti. "Ya gider viran sebep oldu dersin ya da ölürsün Uraz Giray. Dua etki hâlâ seçim hakkı veriyorum"

"Tamam. Tamam söyleyeceğim indir şu silahı "

Onun silah korkusu vardı. Sebebini bilmiyordum ama bir kez annemle konuşurlarken duymuştum

 

Karan yavaşça silahını indirirken duyulan silah sesiyle babamın başının yana düşmesi bir oldu. Gözyaşlarım dahi akmayı keserken bakışlarım boynundan kan fışkıran babamdaydı. Birden yana doğru çekildim. "Bakma güzelim... kaya nerden geldi bu siktiğimin ateşi çabuk bak!.. Ömer arabayı hazırla! Bu işe buranın polisi karışmadan gitmemiz lazım"

 

"Allahı'm ne yaşıyorum ben ya?! Hep senin yüzünden!"

Hümeyranın sesiydi bu. Haklı bir isyandı. Kaya nedense kızın gitmesine izin vermiyordu. O da haklıydı. Peşimizde adamlar varken nereye gidecekti. Evet adamlara izimizi kaybettirmiştik ama her an karşımıza çıkabilirlerdi

 

Nefes alış verişlerim hızlanırken kalp atışlarım karanın vücudunda hissedeceği kadar şiddetli çarpmaya başlamıştı. "Güneş bende kal!"

Karanın sesini duysamda tepki veremiyordum. Dışarıdan yüz ifadem ne hal aldı bilmiyordum ama krize girmiş gibi titremeye başlamıştım. Geçmişin sesleri işleri zorlaştırmak istercesine beynime hükmediyordu

 

"Güneş!.. Güneş bana bak güzelim gözlerime bak. Ben burdayım. Yanındayım"

Karanın endişe dolu gözlerini buldu bakışlarım. "Ben yapmadım"

Ağzının içinde küfür mırıldandı. "Sen yapmadın. Sen şu dünyada tanıdığım en masum insansın Güneş kandemir"

"Abi araba hazır " ömerin sesiydi bu

 

Ayaklarım yerden kesilirken başımın dönmesiyle daha fazla tutamadığım kafam karanın göğsüne düştü. Geniş kollarının arasında savunmasız küçük bir kız çocuğundan farkım kalmamıştı. Tir tir titriyor, kafamdaki geçmişin seslerini susturmaya çalışıyordum. İlk defa böyle birşey olmasının şokunu ben dahil karanda yaşıyor olmalıydı ki kalbi korkmuş gibi hızlı atıyordu

 

"Buna izin vermeyeceğim. Geçmişinle boğuşmanı seyretmiyeceğim" Karanın mırıldanan sesi sanki daha önce bunları yaşamışta benimde öyle olmamı istemiyormuşçasına acıklı çıkmıştı. "Kapıyı aç"

Beni bırakmadan arabaya bindi. Koltuk altlarımdan tutup doğrulmamı sağladı. Yüzümü avuçlarının içine alırken önüme düşen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı

 

"Daha iyi misin?"

"O, öldü mü?"

Küfür savurdu. Aşağı yukarı salladı kafasını. "Kesin viran'ın işi. Konuşacağını biliyordu. Hapse gitmemek için Uraz konuşmadan öldürttü"

Bu sırada araba kayagilinde binmesiyle hareket etti

 

"Kaya. Adamlardan birini kimin yaptığını bulması için görevlendir. Olay yerini gözetlesin"

Önde oturan kaya anında telefonu çıkardı

 

"Müsait bir yerde durur musun?"

Yanımızda oturan Hümeyrayı yeni fark ediyordum. O da benim gibi korkmuş olmalı ki kirpikleri ağladığını gösterircesine nemliydi. Kaşları çatılan kaya aynadaki bakışlarını hümeyraya yöneltti. "Duramaz. Bizimle geliyorsun"

Bu kez kaşları çatılan Hümeyra oldu

 

"Ben Türkiyeye falan dönmüyorum. Durur musunuz?!"

Şoför Koltuğundaki ömer, kayaya sorgulayan bakışlarını yöneltti. Ancak kaya duymamış gibiydi. "Dur diyorum sana!"

Kaya bedenini Hümeyraya çevirdi. Bakışları öylesine kararlıydı ki ben bile ürkmüştüm. "Ailen dahil herkes yerini biliyor. Üstelik burda ortalık karışırken sen de Bizimleydin. Abilerinden kaçsan buranın polislerinden kaçamazsın!"

 

Haklı olduğunu bildiği için sesini çıkartamadı ve huzursuzca oturduğu koltuğa sindi. "Merak etme. Seni o vahşilerin eline vermeyeceğim"

"Vermezsin zaten alırlar"

"Alamazlar"

Havaalanına kadar kimseden çıt çıkmadı

 

🕐🕑🕒

 

"Nolucak şimdi?"

Sıkıntıyla yönelttiğim soru Karanı rahatsız etmiş olacak ki oturduğu koltukta huzursuzca kıpırdandı. "Birşey olmayacak güzelim. Babanı vurdurtan viransa ,ki bence kesin o, oranın polislerini karıştıracağını düşünmüyorum. Kendini kurtardı planlarımı bozdu o kadar. O adamı ya öldürecek ya da polise teslim edecektim zaten. Sadece viranın yaptığını kanıtlamak istemiştim "

 

"Cesedi orda kaldı?"

 

"Viran arkasında iz bırakmaz... Ama bir gün bu gözler viranı o demir parmaklıklar ardında görecek"

 

Hümeyranın yorgun başını kayanın omzunda görünce Kaşlarım havalandı. "Hümeyra ile kayanın arasında tam olarak ne var?"

"Kayanın çocukluk aşkı"

Gözlerim açıldı "harbi mi? Ama kız tanımamış gibi"

"Kaya değişti çünkü. Ama kız hala aynı"

"Sen nerden biliyorsun?"

 

"Kaya benim çocukluk arkadaşım "

İşte buna gerçekten şaşırmıştım. Karan sorgulayan bakışlarımdan merakımı anlamış olmalıydı ki konuşmasını sürdürdü. "Aynı okuldaydık. Hatta bir ara düşmandık. Yani birbirimizi o denli sevmiyorduk. Sonra yaşadığımız bir olayla kan kardeş olduk. Omuz omuza üstesinden geldik herşeyin... hümeyrayı görüp 'ben aşık oldum' dediği günden beri başka hiçbir kıza bakmadı"

 

Vay be

"Sonra Hümeyrayı ailesi okuldan aldı. Kıza resmen hapis hayatı yaşattılar. Bir daha gören olmadı. Kaya görmeyi çok denedi. Defalarca gittiği o kapıdan dövülerek gönderildi. Ondan kızı ailesine vermemekte kararlı"

"Peki kız kayaya karşı birşeyler hissediyor mu?"

"Bence hissediyor. Çünkü kayanın dövülmesine dayanamayıp onu kapıdan kovan oydu"

 

"çok tatlılarrr"

 

"Biz tatlı değil miyiz?"

 

"Bilmem tatlı mıyız?"

 

"Sana sordum "

 

"Ama bunu dışarıdan birisi bilebilir. Ben bizi görmüyorum ki?"

 

Sırıttı. Öne çıkıp uçakta , yan tarafımızda oturan amca ve teyzeye seslendi. "Amcacığım?"

Ellili yaşlardaki amcanın bakışları bizi buldu. "Buyur evladım"

"Biz tatlı görünüyor muyuz?" Bunu söylerken otuz iki diş sırıtmış yanağımı yanağına yaslamıştı

Amcanın gülüşü Yüzünde büyürken uyumak üzere olan teyze heyecanla öne doğru çıktı. "Ayyy maşallah çok tatlısınız! Aynı bizim gençliğimiz gibi fahreddin"

 

"Evet hanım. Maşallah"

"Evli misiniz siz yavrum?" Teyzenin yönelttiği soruyu karan yanıtladı. "Evleneceğiz inşallah teyzem. Birşey çıkmazsa" son kısmı benim duyacağım şekilde mırıldanmıştı

"Oh oh maşallah. Allah bir yastıkta kocatsın evlatlarım "

"Aminn teyzem amin"

İçten kurduğu cümleye tebessüm ettim

 

...

 

Uçak piste iniş yaparken kendi isteğiyle bayılan ömer hâlâ ayılmamıştı. "Ömer?"

Kaya derin uykuda olan ömere seslendi fakat ses gelmedi. Bir kez daha seslendi bu kez de ses gelmeyince okkalı bir tokat attı. Ömer ayağa fırladı

"geldik mi?!"

"Geldik geldik baş belası "

"En püsküllüsünden" diye kayanın ağzına göre karşılık verdi ömer

Bir saniye bile didişmeden duramıyorlardı

 

uçağın merdivenlerinden inerken Havaalanında bizi bekleyen arabaya geçtik. Kayanın bakışları Hümeyranın üzerindeydi. düşük omuzlu siyah bluzun altına giydiği, yine siyah dizinin hemen üstünde eteği, omuzlarına dökülen açık bıraktığı dalgalı saçlarıyla her erkeğin dönüp bir kez daha bakası geldiği duru bir güzelliği vardı. "Endişelenme. Söz kimseye vermeyeceğim seni"

 

Kaya endişesini anlamış olacak ki oldukça yumuşak ses tonuyla yaklaşmıştı

 

"Aşiretimi tanımıyorsunuz. Burda olduğumu öğrenirlerse size dahi zarar verirler. Üstelik vermek istedikleri adam da tehlikeli"

Kayanın çenesi seğerdi. "Sende bizi tanımıyorsun"

Sitemliydi sesi. Ne de olsa kaya onu unutamamış o kayayı hatırlamamıştı

 

Konağa dönene kadar yine kimseden çıt çıkmadı. Bedenler buradaydı ancak kafalar maziden çıkamıyordu. Yaşadıklarımız hepimizi derin düşünsel boşluğa itmişti. Yaklaşık on beş dakikalık sessizliği ömerin sesi bozdu

"Uraz Giray devri kapandı mı yani şimdi? Elimiz boş döndük"

 

"Hiçbir şeyin kapandığı falan yok" Karanın sesi oldukça sert ve kararlıydı. "İstediğimi Uraz giraydan alamamış olabilirim ama bu viranın peşini bıraktığım anlamına gelmiyor. O p!ç annemin , kardeşimin hesabını verecek. Bedelini er ya da geç ödeyecek"

 

"Abi elimizdeki Tek delil Uraz giraydı. Şerefsiz öyle temiz Kaza süsü vermiş ki yıllardır ispatlayamadık" kayanın sesi huzursuzdu. Belkide hümeyrayı düşünüyordu. Vermek istemiyordu. Üstelik hümeyra kayayı hatırlamayarak işini zorlaştırıyordu. "Yıllarımı da alsa ispatlayacam kaya'm"

 

Konağın önünde duran arabadan indik. Kapıda oluşan kız kuyruğuyla kaşlarım çatıldı. Avludan yola kadar uzanan sırada genç ve orta yaşta kızlar vardı. "Bizim konak ne ara Güzellik programına döndü kayacığım?"

Ömer hayretle oluşan kuyruğa bakıyordu. Avluya doğru ilerlerken sıradakilerin bakışları karanı buldu. Kapılar zorla geçmemiz için açılırken masada oturan ve karşısındaki kızın tırnaklarına iğrenerek bakan sultan babaanneyi buldu

 

"Viiiiii ha bu tırnaklarla mutfağa girilir mi hiç! Yarın Birgün bebek olur çizecek misin çocuğun her yerini!.. Git elendin!"

Yüzü düşen kız somurtarak çıkarken ayşenin sesi bakışları üzerimize çekti. "Abiciğim! Öğretmenimmm!"

 

Ayşen yanımıza gelirken karan oturduğu sandalyeden ayşeni kucağına aldı. Sıkı sıkı sararken dudaklarını ayşenin saçlarına bastırdı. "Birtanem"

Ayşen geri çekilirken bu kezde benim kucağıma uzandı. Kollarımı Ayşene açarken sıkı sıkı sarıldım. "Sizi çok özledik öğretmenim"

"Bende sizi çok özledim kuzularım"

 

"Karanım hele gel bakim yanıma"

Karan babaannenin yanına giderken eliyle sırayı işaret etti. "Babaannem bu ne?"

"Senin için"

Kaşları çatıldı. "Benim için mi?"

"He. E baktım senin evleneceğin, kız bulacağın yoktur. Bende kendim bulurum dedim çağırdım kızları!"

Ayşeni sandalyesine otutturdum

"Hızır gibi yetiştin valla. Ben bulamıyorum. Sen seç"

"Hasbinallah! Sanki meyve seçiyor. Babaannem benim yavuklum vardır zaten! Ne ara unuttun?!"

 

Babaannenin kaşları çatılırken karan gelip elimi tuttu ve sıradaki kızlara döndü. "Babaannemin kusuruna bakmayın. Benim dünyalar güzeli sevdiğim var. Şimdi evlerinize geçebilirsiniz" kızlar kıskandıklarını gizleyemeyen bakışlarıyla dağıldılar . "Yes be!!! Biliyordum. Bir gün sizin sevgili olacağınızı Biliyordummm!"

Sevinç çığlıkları atan Ayşene döndüm

 

Utanmıştım. Yanaklarıma toplanan kanla ısındığımı hissettim. Elimi karan'ın elinden çektim. "Karım olacaksın hâlâ utanıyorsun güneşin kızı" Karanın nefesi kulağımı okşarken pis sırıtışı Yüzünde büyüdü. Daha da kızarmamı sağlamıştı çünkü! "Eve gidecem ben!"

"Kaç bakalım Evlenince kaçamazsın nasıl olsa?"

Kayaya yöneltti bakışlarını

 

"Güneşi eve bırak. Hümeyra da onunla kalsın" derken benden müsade beklercesine bakışlarını bana yöneltti. Hızla aşağı yukarı kafamı salladım. "Tabi ki!.. sıkılıyorum zaten evde tek başıma" onay vermemle kaya arabaya fırladı

 

 

... 

 

"Geç hümeyracığım" Kapıyı ardına kadar ittirdim. Hümeyra mahcupça içeriye girdi. "Yengem?" Kolumu tutan kayaya sorgulayan bakışlarımı yönelttim. Önemli birşey söyleyeceğini anlayınca kapıda dikilen Hümeyraya baktım. "Sen geç otur iki dakikaya geliyorum"

İstemeyerek de olsa gitti. "Yengem bu işi halletsen halletsen sen halledersin. Bak biliyorum zor şeyler yaşadın ama benim için hümeyrayı konuştur. Konuştur ve ses kaydı al. Bu kadarını yapman bile onun hayatını kurtarmak demek! Ben biliyorum korkudan söyleyemiyor. Belki sana konuşur"

 

Sesi yalvarır gibiydi. Bu çocuk bu kızı gerçekten seviyordu. Oyyy kıyamam ben kaya'ma. "Tamam kayacığım. Söz deneyeceğim. Yengene güven" göz kırptım. Sırıttı. "Yengem beee!!! İyi ki çıktın karşımıza! Oh yengelerin bir tanesi!"

"Tamam tamam. Yalakaya gerek yok. Haydi git artık. Sizi evde büyük bir felaket bekliyor" dedim babaanneyi kastederek. "Beni zaten zor sevmişti. Şimdi unuttu. Herşey başa saracak" yüzünü buruşturdu. "Hemde böyle yaşlı tribi artı kaynanalık karışımı. Çatışsam daha kolay valla... hadi görüşürüz yengeciğim"

 

"Görüşürüz"

 

Kayanın ardından kapıyı kapattım ve içeride oturan Hümeyranın yanına doğru ilerledim. " duş almak ister misin?.. kendine getirir biraz"

Kafasını salladı. "Olur"

"Gel bakalım " dedim yatak odasına doğru ilerlerken. Dolaptan havlu çıkarıp Hümeyraya uzattım. "Sen duştayken bende sana giyecek birşeyler ayarlıyım" hafif tebessüm etti. "Teşekkür ederim "

"Rica ederim" Hümeyra banyoya geçerken kıyafetleri yatağın üzerine bıraktım ve mutfağa doğru ilerledim

 

...

 

"Niye zahmet ettin?" Hümeyranın sesiyle elimdeki tabağı masaya bırakıp kafamı kaldırdım. "Ne zahmeti canım. Acıktık. Hem birşey yapmadım ki... hadi otur" dedim oturması için sandalyeyi çekerek. "Ellerine sağlık... düzeninizi bozdum. Ama hep onun yüzünden izin vermiyor ki gitmeme!"

"Yok canım ne düzeni bozucaksın? Hem bak banada ev arkadaşı çıktı fena mı?" Doldurduğum çayı önüne bıraktım

 

"Hadi hadi istediğini al tabağına!" Hümeyra tabağına yiyecek koyarken telefonun ses kaydını açtım. Ters çevirip masanın üstüne bıraktım. "Yanlış anlama ama neden polise gitmiyorsun?"

Yüzü düştü. "Gidemem. Hiçbir şey anlatamadan yakalarlar zaten "

"Bizde gelelim yanında "

"Bu işe siz karışırsanız sizin de başınız belaya girer. Birilerini öldürmekten, düşmanlık beslemekten çekinmezler "

 

"Kandemir Aşiretinin sığınağında olduğunun farkında mısın? " hatırlasın istiyordum artık. Kaşları çatıldı. Elindeki çatal tabağa düşüp tiz bir ses çıkardı. "K-kandemir mi?"

Yutkundu. "Bizimkiler sevmez. Hiç sevmez. Burda olduğumu öğrenirlerse olay çıkar. Kan dökülür!" Telaşla ayağa kalktığının bile farkında değildi

 

"Gitmeliyim! Kan dökülür! Dökülmesin yeter! Benim yüzümden birileri ölmesin artık! Ölmesin!!!" Adımları geri geri giderken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. "Tamam sakin ol. Bak kan döküldüğü falan yok! Birşey yok" Sesimi sakin tutmaya çalışıyordum. Atak geçirir gibi bir hali vardı. "Yaklaşma!" Henüz yeni ayağa kalkmıştım. Olduğum yerde durdum

 

"Tamam. Gelmiyorum sakin ol"

Duvarın dibine oturdu. "Yenge!!!!!" Duyulan sesle kapının çarpması bir oldu. Kaya dağılmış saçlarıyla kapının ağzında korku dolu gözlerle bana baktı. Sağlam olduğumu görünce sesli bir şekilde nefesini bıraktı. Hümeyrayı buldu bakışları. Elleriyle saçlarını tutmuş ağlıyordu

 

Önünde diz çöktü. Hümeyra arkasındaki Duvarı unutmuş gibi geri gitmeye çalışıyordu. "Yaklaşma! Git burdan sevme beni! Seni de öldürürler yalvarırım git!" Kaya kaskatı kesildi. Gözleri kızardı. Yutkundu. Hümeyranın nemli Gözleri kayadaydı. "Sevme beni... Beni seven herkes ölüyor sen de ölme... dayanamam"

Kaya tek bir tepki dahi vermiyordu. Aslında biliyordu değil mi? En başından anlamıştı kaya olduğunu

 

Kayaya aşık olduğundan ona zarar gelmesin diye yanında kalmak istememişti. Kaya uzanıp hümeyrayı kendine çekti. "Ölmek de vazgeçmek de yok elma şekeri... korkma artık. Ben varım"

"Bu yüzden Korkuyorum zaten"

Kaya geri çekilip avucunun içine aldığı yüzüne baktı. "Bana güven Hümeyra. Bana güvenmene ihtiyacım var" sesi yalvarır gibiydi. Hümeyra yüzünü kayadan kurtarıp ayağa kalktı

 

"Lütfen beni havaalanına bırak. Gitmek istiyorum"

Kaya hiddetle yerden kalktı. "Hiçbir yere gitmiyorsun!" Hümeyra irkilirken kaya küfür mırıldandı. "Burda seni kimse bulamaz. Bırak seni dışarıda arasınlar. Bir süre burda kal hümeyra lütfen. Bana zaman ver"

Hümeyranın bakışları beni buldu. "Ataklarım tutar. Güneşin korkmasına sebep olurum"

 

"Korkmam. Hem bak benim burda tanıdığım bir psikolog arkadaşım var. Ondan yardım isteriz . Buraya gelir. Belki biraz rahatlamana sebep olur" aklıma gelen şeyle

Kayaya yönelttim bakışlarımı "kayacığım çıkan o gümbürtü kapımdan mı geldi?"

Kayanın eli ensesine gitti. Gözlerine mahcup bir ifade yerleşti . " bağırışları duyunca zile basmak aklıma gelmedi kusura bakma yengem. Hemen hallederim"

 

Aşağı yukarı kafamı salladım. aşık çocuk yahu. Kaya aceleyle çıkarken Hümeyraya döndüm. Mahcup bakışları üzerimdeydi. "Özür dilerim"

"Hiç gerek yok... üzerine geldiğim için ben Özür dilerim. Geçmişinden korkma hümeyra. Korktukça üzerine daha da çok gelir. Onun senin üzerine gelmesine izin verme sen korkularının üzerine git. Kötüyü düşünme. Atlatmak için çözümler üret... Ben çayları tazeliyim soğudular"

 

Bir saate yemeklerimizi yeyip mutfağı toparladık. Tam kendimi yorgunlukla koltuğa bırakacaktım ki zilin sesiyle vazgeçip kapıya yöneldim. "Ahhh yengeciğim ne iyi insandın" acıyarak konuşan ömer içeriye girerken aynı yüz ifadesiyle kaya giriş yaptı. "Ahh ah... ablam gibiydin canım yengem benim be" kaşlarım çatıldı. Ayakkabılarını çıkaran karana yönelttim bakışlarımı

 

"Noluyor ya?! Niye bunlar böyle konuşuyor?"

Karan gözlerini devirdi. "Babaannem yüzünden "

Anlamadığımı ifade eden bakışlar attım. "Evlilik testi yapacak sana"

"O ne be? Öyle bir test mi var?" Kapıyı kapatıp karanın peşinden içeriye girdim. Kendimi yorgunlukla kanepeye bıraktım. "Sultanımız kraliçemizin testi. Acun daha az zorlar öyle düşün yengeciğim "

Ömerin cümlesiyle Kaşım havalandı "diyorsun?" Aşağı yukarı kafalarını salladılar

 

"Bakma sen bunlara abartıyorlar" karanı buldu bakışlarım. "İki soru sorar, tırnaklarına falan bakar, üstüne başına bakar geçirir gerilme sen"

"Abi Allah aşkına... yani sen zeki ve sultanımızı tanıyan adamsın. Sence onda iki soruyla geçiştirecek göz var mıydı?" Diye sordu ömer. "Tamam ama abartmaya gerek yok değil mi ömerciğim?" Karan daha fazla strese girmemi engellemek istercesine konuyu değiştirdi

 

"Kaya, fransada durumlar neymiş öğrenebildin mi?" Kaya oturduğu koltukta öne doğru çıktı. "Tahmin ettiğimiz gibi Polisler olayı duymadan ceset ortadan kaldırılmış. Ancak viranın adamları mı bilmiyoruz" Sıkıntıyla nefes alıp verdi. "Iki adamımızıda etkisiz hale getirmişler. Bir daha haber alamadık" karan küfür mırıldandı. "Şerefsiz çok iyi çalışıyor!" "Abi viran sandığımızdan daha tehlikeli. Tehlikeli değil gibi duruyor ama oldukça zeki. Her işin altından iz bırakmadan sıyrılabiliyor. Tam delil toplamadan atakta bulunmayalım"

 

Kaya sesindeki huzursuzluğu saklayamıyordu. Karan'a zarar gelmesinden korktuğu gözlerinden okunuyordu. Karan Sıkıntıyla tuttuğu nefesini bıraktı. Aşağı yukarı kafasını salladı. Ayağa kalktı. Bakışlarını bana yöneltti. "Siz biraz dinlenin. Biz çıkalım. Ne de olsa yarın sultanımızın testine tabi tutulacaksınız Güneş hanım. İyice dinlenmeniz lazım " Uzanıp boynuma dudaklarını bastırdı. Yanaklarıma toplanan kanı alev almamdan hissedebiliyordum

 

Dudaklarını boynuma sürterek geri çekildi. Gözlerinin ardındaki muzipliği gizleme isteği dahi duymadan göz kırptı. Utanmam hoşuna gidiyordu zalımın ağasının ama onunda utanacağı zamanlar gelecekti

 

 

 

 

Düzenli bir şekilde bölüm atmaya çalışacağım. Takipte kalın. Ayrıca iyi bayramlarrrr😚😚😚

 

Seviliyorsunuzzz canlarımmm desteğinizi eksik etmeyin lütfennn ☺️

 

 

Loading...
0%