Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. Bölüm

@yazmakisteyenbiri0

Hızla tekmelediğim ahşap kapı sallanırken kulağı tırmalayan sesler yükseldi. Açılmayan kapıyı tekmeledim bir kez daha.

Nihayet açılırken yine o iri yarı koruma çıktı karşıma. Kaşları yine çatıktı

 

"Ne var be?! Ne tekmeliyorsun kapıyı?!"

 

"Viranı çağır"

 

"Ağam yok evde"

 

"Sallama lan! Evde olduğunu biliyoruz pabucumun ağasının"

Kayanın sesinden öfke akıyordu.

 

"Olsada çağırmıyorum"

Adam kapıyı kapatacakken içeriye sızdım

 

"Çık dışarı Viran Asrınoğlu!"

Ben git gide karan'a mı benzedim?

 

"Napıyorsun lan manyak karı?!"

Bağıran iri yarı korumayı buldu bakışlarım. "Sende ne misafir düşmanısın be!.. korkma yemeyeceğim Konağınızı"

 

Adam belindeki silahı çıkarıp bana doğrulttu. Kaya , ömer ve hümeyrada aynı anda silahını çekip adama doğrulturken yankılanan silah sesiyle yerimde sıçradım. Adamın acı dolu çığlığı kulakları tırmalarken elindeki silah yeri buldu. Hümeyra bağırarak elindeki silahı attı

 

"Ayyy!!! Ben vurdum galiba!!"

 

"Yenge naptın senn?"

Ömerin yüzünden akan şaşkınlık hepimizde mevcuttu. Hümeyra adamın silah tutan elini vurmuştu!

"B-bilmiyorumm... silahlar çekilince panik yaptım... ateş edicez sandım!"

Hümeyra birkaç adımda adamın yanına gitti

 

"Ay çok özür dilerim... bakayım elinize"

Adamın eline uzanacakken kaya anında tutup kendine çekti. "Her bulduğun adama dokunma hastalığın mı var senin?! Adamı vurdun birde bakayım diyorsun"

 

Etrafımızı saran adamlarla küfür savurmak istedim. "Noluyor burda?"

Viranın sesi ona bakmamı sağladı.

Bize doğru gelen adamın karşısındaki yerimi aldım. "Yaptığın hainlikleri temizlemeye geldim"

Dudağının kenarı sadistçe kıvrıldı

 

"Sandığımdan daha cesursun öğretmen Hanım "

 

Silahımı çekip alnına dayadım.

"Eğer babamı sizin vurdurduğunuzu söylemez, karanı içerden çıkarmazsanız bu kadar adamınıza rağmen sizi alnınızın ortasından vuracak kadar cesurum hemde..."

 

Pis sırıtışı Yüzünde büyüdü. "Karanın size neden aşık olduğu belli oldu. Aşık olunmayacak gibi değilsiniz"

Bakışları ve sözleri fazla manalıydı.

"O iğrenç bakışlarını yengemin üzerinden çekmezsen seni sikip elli beş parçaya bölerim Viran!"

Kayanın sesi fazlasıyla ürkütücüydü

 

Viranın bakışları ciddileşti. "Karan Kandemir babası gibi çürüyene kadar içerde kalacak! Kandemirlerin devri bitti artık!"

"Lan senin o sesini sikeyim!"

Kaya Viranın üstüne atlayacakken ömer kayayı tutup engelledi

 

Bakışlarım neden avluda olduğunu anlamadığım benzin kutularını buldu. Gidip Ömerin cebinden çakmağını çıkardım. Arada bir sigara içtiğini görmüştüm. Çakmağı açıp alevlerken Silahımı kutulardan birine yönelttim

 

"Sıkıysa karanı çıkarma... Bu koca konağı başına yıkarım Viran Asrınoğlu"

Ciddi olduğumu anlayan yüzündeki ifade yerini korkuya bıraktı.

Benzin kutusuna bir el ateş ettiğimde patlayan kutudaki benzin etrafa saçıldı. Yutkundu. Adamları kıpırdanmaya başlamıştı

 

"Delirdin mi sen be kadın?!"

 

"Onu kararın belirleyecek... Bende Bilmiyorum"

 

Yüzündeki endişe siyah gözlerine yansımıştı. Bir kutuyu daha patlattım. Konağı yakmaya yetecek kadar benzin vardı artık. "Abi indireyim mi kadını?!"

"Sıkıyorsa?"

Ömer ve kaya silahlarını Viranın adamlarına doğrultmuştu

 

Viran elimi yakalayıp Çakmağı almaya çalışırken silah sesleri yükseldi havaya. Boşta kalan dirseğimi karnına geçirdim. Elimi yinede bırakmamıştı pislik, üstelik şu an acıdan bileğimi sıkıyordu

 

Çakmak tutan elimi çekiştirdim. "Bıraksana be!"

Biraz daha çekiştirirken birden gevşeyen parmaklarıyla elimdeki Çakmak fırlayıp benzinin döküldüğü yeri buldu. Ortalık dakikasında alevlenirken Viran küfür savurdu

 

Hızla içeriye koşarken kafamda hissetiğim namluyla donakaldım. "İşin bitti kadın "

Tanımadığım ses viranın adamlarına ait olmalıydı

"Asıl senin işin bitti" Hümeyranın sesinin ardından patlayan silahla kafama dayanan namlu kaydı

 

Adam yere serilirken hümeyra elindeki silahı adamın üstüne attı.

"Ayyy katil oldumm!.. ama senin için oldum. Yarısını sen üstlenmelisin cezanın!"

Etraf duman altı olurken adamın üstünden aldığım silahı eline tutuşturdum

 

"En sonunda paylaşırız. Daha çok var"

 

"Ne?! Ben daha da adam yaralamam "

 

Kendisine doğru gelen adamın Bacağından vurup onu da yere serdi. Daha az önce ben adam yaralamam dememiş miydi?

"Ahh! Beni niye vuruyorsun?! Yangını söndürmeye gidiyordum!.. ahhh!"

Vurduğu adam yerde acıyla kıvranırken hümeyra dudağını dişledi

"Ayyy ne bileyim ben? Öyle koşarak gelince..." bakışları beni buldu

"al işte Verme elime silahı! Valla bu gidişle paylaşsakda ömür boyu çıkamiyacağız hapisten!"

 

Ağlamaya başladı. Yangının, çatışmanın ortasında ağıt kopardı. "Şimdi çalış sonra ağlarsın!"

Kolundan tutup iyice yayılan alevlerden uzaklaştırdım. Göz gözü görmeyen alanda Kayanın sesi doldu kulağımıza

"Hümeyra! Yenge! Neredesiniz?!"

 

Görüş açıma giren Kayanın yanına gittim. Bakışları bizi bulurken rahatlar gibi bıraktı nefesini. Ağlayan hümeyrayı bulan bakışları serteldi. "Lan sen yine mi ağlıyorsun?"

Aşağı yukarı kafasını salladı hümeyra. "Çok adam yaraladım... hatta ölmüş bile olabilirler! Bittim ben kaya çıkamayacağım hapisten!"

 

"Yok hapis falan! Ağlama bak bana geliyorlar sağdan soldan hümeyra!"

 

"Kaya? Sen mi elliyorsun lan götümü?"

Ömerin sesi girdi araya.

"Ne elliyeceğim lan senin götünü?"

"Kim lan o zaman bu ırz düşmanı?"

Ömer arkasına döndüğünde poposuna dayanan namluyla gözleri açıldı. Namluyu dayayan adamın eli tetiğe giderken hızla silahını attırıp tek yumrukta adamı yere serdi ömer .

 

"Irz düşmanı! Namluyu dayayacak başka yer kalmadı sanki"

 

Ortalık alev altı olurken meydan fazlasıyla dağınık ve kalabalıktı. Karanın adamları da peşimizden gelmiş olmalıydı. Kapıya doğru koşan viranı buldu bakışlarım. Hızla peşine düştüm. Kayanın sesi duyulsada arkamdan durmadım. Dışarıya çıktığımızda karşıdaki serrayı buldu bakışlarım

 

Ne işi var bunun burda ya?

 

Etrafına bakınan serraya seslendim. "Serra! Durdur şu adamı!"

Afallayan bakışları kaçan viranı bulurken anında cebinden çıkardığı törpüyü viranın bacağına attı. Nasıl olduysa bacağına saplanan törpüyle Viran yerde yuvarlandı. Hızla gidip yerde yatan adamın üstüne atladım. Elimle çenesini tutup bana bakmasını sağladım

 

"Nereye kaçıyorsun lan?! Birde ağa olacaksın! Korkak herif!"

 

"Kızım sen ne yaşıyorsun ya?" Serrayı buldu bakışlarım. Yanan bahçeye dikmişti gözlerini. "Valla bende bilmiyorum. Mıknatıslar bile benim kadar çekim yapmıyordur. Asıl senin ne işin var burda?"

 

Bakışları beni buldu. "Gündemdesin. Annen öyle işini bitirmeye falan geldim diyince anında atladım geldim"

Hızla boynuma sarıldı. "Çok şükür iyisin. Çok korktum güneş "

"Hanımlar bölüyorum da şu an bacağımın üstündesiniz"

 

Benden ayrılan serrayla Virana yönelttim bakışlarımı. "Ben yaptırdım deyip karanı ordan çıkartınca gidersin hastaneye"

Dudakları sadistçe kıvrıldı.

"Karanı ordan çıkaracağımı da kim söyledi?"

Kaşlarım çatılırken elimi bacağındaki törpüye götürdüm. Hafifçe sağa sola çevirdim

"Bana bak Viran zaten buraya geldiğimden beridir şiddet delisi oldum. Sana zarar vermekten de kendimi hiç alıkoymam!"

Yüzü acıdan kasılmıştı

 

"Yok ya benim hayatım nolucak öğretmen Hanım?"

 

"Onu yapmadan önce düşünseydin lan!"

 

hümeyranın sesiyle bakışlarım kapıyı buldu. Kaya hümeyrayı omzuna almıştı. Üstleri toz , kan ve is içindeydi. Tam bir savaştan çıkmış gibi...

 

"Ya kaya bıraksana!"

 

"Bırakmayacağım bırakınca elin adamlarını vurup vurup 'ay özür dilerim dur bir bakayım yarana ' diyorsun! Siktiğimin adamları da hiç hayır demiyor!" Katil edeceksin beni hümeyra katil!"

 

"Değil misin zaten?!"

 

"Değilim! Yaralıyorum ama öldürmüyorum "

 

Yanımıza geldiklerinde Kayanın bakışları viranın bacaklarında oturan beni buldu. "Lan! Yenge ne işin var adamın üstünde! İnsene!"

 

"Keyfimden oturmuyorum herhalde kaya! Tutamam kaçar diye oturuyorum!"

Anında hümeyrayı sırtından indirip yanımda bitti. Viranın üstünden kalkarken Kayanın bakışları viranın bacağındaki törpüdeydi. "Siz kadınlar ne tuhafsınız? Ama helal"

Viranı yerden kaldırıp ellerini arkasında birleştirdi.

Serraya yönelttim bakışlarımı

"Serra itfaiye çağır. Söndürsünler yangını fazla büyümeden"

 

Allahtan sadece bahçedeki masa ve sandalyeler tutuşmuştu. Viranın adamları müdahale ediyordu.

"Ömer nerde?"

Yönelttiğim soruyla Ömerin sesinin duyulması bir oldu

 

"Lan bıraksana beni!"

Viranın adamlarından biri Ömerin ayaklarından tutup etrafında döndürüyordu.

"Bak midem bulandı diyorum. adam gibi dövüşemiyor musun lan sen! Adi herif! Bak kusacam!"

 

"Fırlatacak adamı " Serra anında saçındaki sivri dişleri olan saç tokasını çıkardı. Birkaç adım yaklaşıp adamın kalın bileğine tokayı attı. Arkadaşım diye demiyorum kozmetik katilidir. Bileğine saplanan tokayla adam acıyla Ömeri bırakırken küfür savuran ömer ayağa kalktı. Adamın yüzüne indirdiği tekmeyle yanımıza geldi

 

"Ömer arabayı getirir misin?"

 

"Hemen yengem "

 

"Bırakın beni! Kimi kaçırdığınızın farkında mısınız? Viran Asrınoğluyum ben"

 

"Bende piç adamın tekisin demedim zaten" içinden geçenleri dökmüştü kaya. Virana yönelttim bakışlarımı

"Kaçırmıyoruz ödünç alıyoruz"

Viranın siyahları Kayanın üstündeydi. "Sokakta kalacak bir adam için Bunları söylemen ne kadar doğru?"

 

Kayanın elleri viranın yakasını buldu. Tam kafa atacakken Kayanın arkasındaki yerimi alıp kafasını tuttum. "Lan?" Bakışları beni buldu

"Yenge Napıyorsun?"

Ellerim güçlükle kafasını tutarken "Kafa atmanı engelliyorum "

"Niye?!"

 

Kafasını bırakıp önüne geçtim. "Karakola götürüyoruz adamı kaya! Darp izimi olsun?!"

Söylediğim şeyle istemsizce bıraktı yakasını. Bir kaç adımda yanında bittim. Elimi bacağındaki törpüye götürüp çektim. Acıdan yüzü kasılırken törpüyü serraya uzattım. "Al şu suç aletini Serracığım"

 

Gelen arabaya binip karakolun yolunu tuttuk

 

🕐🕧

 

"Bana bak lan! Ben yaptırdım demezsen yemin ederim polis var demem gebertirim seni!"

Kayanın sesinden öfke ve tehdit akıyordu.

Karakola girdiğimizde bir polis bize doğru geldi. "Karan abi nezarethanede kaya abi"

"Bize memur lazım kardeşim. Gerçekleri anlatacak birini getirdik "

 

Polis bizi memurun odasına doğru yönlendirdi. Bizi gören polis memuru ayağa kalkarken kaya koltuğa otutturdu viranı. Elini omzuna koyup hafifçe sıktı uyarı vermek istercesine. "Anlat bakayım Gerçekleri viran ağa "

 

"Anlatacak Birşeyim yok. Fotoğraflarda kim görünüyorsa suçlu odur "

 

"Senin yalanını siksinler!"

Ömeri ilk defa bu kadar sinirli görüyordum

"Peki o Fotoğraflar senin eline nasıl ulaştı?"

Yönelttiğim soruyla bakışları beni buldu. "Benim heryerde adamım var diyelim öğretmen Hanım "

 

"Peki siz nasıl viran beyin yaptığından emin olabiliyorsunuz? Ben yapmadım diyor" Polis memurunun sesi kayayın huzursuzca yerinde kıpırdanmasına neden oldu. "Tarafsız olup işini yap memur" sesi ikaz doluydu.

Elimi telefonuma götürüp karanın adamlarından birini aradım

 

Virana doğru attım adımlarımı. Açılan telefonla viranın duyacağı şekilde eğildim kulağına. "Viran anlatmamakta ısrarcı. Nazlı elinizde mi?"

Kaşları çatıldı. Yüzü gerildi.

"Evet Güneş hanım "

"Bitirin işini "

Tabikide nazlıya zarar verdirmezdim. Yalnızca karanın adamlarına parkta oynayan Nazlıyı alıp ayşenin yanına götürmelerini istemiştim

 

Bakışları anında beni buldu. "Yapmazsın"

 

"O kadar emin olma. Sen acıdın mı küçücük bir çocuğa?!" Ayşeni kastetmiştim

 

"Öğretmensin sen!"

 

"Sende güya ağasın! Gaddar ağa yoksa katil mi demeliyim?!"

 

Anlatacak gibi oldu ama vazgeçti. "Ben yaptırmadım. Suçlu fotoğrafta görünen kişidir"

Benim kalbim parçalanmıştı. Hırsları uğruna yeğenini ölüme sürüklemişti. Tabiki Nazlıya birşey olmayacaktı ama viran bunu bilmiyordu. Telefondan yankılanan silah sesiyle Adımlarımı geriye doğru attım

 

Siyah hareleri kızıla dönmüştü. "Bunu sana çok pis ödeteceğim öğretmen Hanım!"

 

Sinirlerim tavan yapmıştı. "Sen busun işte! Aklı yalnızca intikam almakta olan, Hırsları için yeğenini ölüme sürükleyen bir adam! Ama merak etmeyin ben siz hariç hiç bir canlılın canına kastetmem!.. Karan haksız yere , ben gerçek katil olarak girerim içeriye!"

 

Afallamıştı.

 

Gözyaşlarım arasında çıktım odadan. Şu hayattaki tek şansım sevdiğim adamdı. Onu da kendini adam sanan benden almıştı. Nezarethanenin yolunu tuttum. Benim için açılan kapıdan girdim. Bankta , başını öne eğerek oturan karanda dolaştı bakışlarım

 

Henüz gireli bir saat olmuştu ama saçları dağılıp alnına dökülmüştü. Parmak boğumlarında Kan vardı. Duvarları yumruklamıştı. Geldiğimi fark eden bakışları beni buldu. Ayağa kalkmadan üzerimde dolandı bakışları

 

Benim halim ondan kötüydü. At kuyruğu yaptığım saçım gevşemiş, dağılmıştı. Üstüm toz ve is içindeydi. Anında kalktı Ayağa. Demir parmaklıkları tutan ellerimin üstüne koydu ellerini. "Noldu sana?! Kim yaptı bunu?!"

Cevap veremedim. Gözümden akan yaşlara engel olamadım...

 

"Ağlama ağlarsan yıkarım burayı!"

 

"Kurtulacaksan eğer ağlıyorum yık "

 

"Karan?"

"Hı?"

"Ben sanırım yanına gelecem "

"O ne demek Güneşim?"

 

"Ortalığı birbirine kattı demek " Arkadan duyulan ses virana aitti. Viranın arkasında kaya, hümeyra, Serra ve ömer geldiler yanımıza. Aynı anda içeriye yüzü gözü dövülmekten dağılan bir adamla polisler girdi. Karanın kapısını açıp çıkabilirsin derken getirdikleri adamı attılar içeriye

 

Noluyordu ya? Viran anlatmamakta ısrarcıydı. Ne olmuştuda vazgeçmişti hemen?

Polisle birlikte çıktık dışarıya

 

Bahçeye geldiğimizde karşımdaki yerini aldı viran. "Ben eve gitmeden Nazlı konakta olsun öğretmen hanım. Aksi takdirde sizden daha fazla dağıtırım ortalığı "

 

"Keşke onu sizden alıp sahip çıkabilsem"

Kaşları çatıldı. "Ben varken kimseye düşmez Yeğenime sahip çıkmak!"

"Sahip çıkmak hırsları için yeğenini ölüme terk etmek mi?!"

 

Sinirle arabasına binip uzaklaştı. "Nazlı ne alaka güneş?.." Karanın bakışları her birimizin kanlı ve tozlu üzerinde gezindi. "Alt tarafı bir saat ayrı kaldık! Ne bu savaştan çıkmış gibi?!"

"Hümeyranın adamın elini vurmasıyla başladı... yengemin konağı yakmasıyla bitti abi" diye kısaca özet geçti ömer

 

"Konağı yaktı? Konak yaktı?"

 

İnanamıyormuş gibi tekrarlıyordu karan. Dudağının kenarı kıvrıldı. "Güneş sen beni geçtin sanki?.. şu Nazlı meselesi ne peki?"

"Adamlarından birine Nazlıyı Ayşenin yanına götürmelerini istedim. Kaçırmış gibi. Viranın hassas noktası yeğenidir diye düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. Kendi öz yeğenini ölüme terk etti...

Nazlı o adamın elinde güvende değil karan!"

 

Karanın rengi atmıştı. Yutkundu. "Hadi arabayı getirin de gidelim artık "

 

Ömer hızla arabayı getirmeye gitti

 

⏳️

 

"Viran nasıl ikna oldu konuşmaya? Oldukça kararlıydı "

 

Yönelttiğim soruya kayadan geldi cevap. "Konuşmadı ki. Vurdurduğu kişi fransız polisler tarafından yakalanmış. Bugünde uraz Girayın cenazesiyle cezasının verilmesi için Türkiyeye göndermişler. Viran ne kadar para verdiyse artık satmadı adam. Şahsi münasebetlerinin olduğunu, kendisinin vurması gerektiğini söyledi. Böylelikle de karan ağam aklanmış oldu"

 

Aklıma gelen şeyle gözlerim açıldı. "Ne yani şimdi babamın cenazesi burda mı?"

"Evet"

Sorgulayan gözlerle bakıyorlardı. "Benim yapmadığımı anneme kanıtlayabilirim. Belki o gece babamın yanındaki kadın da gelir cenazeye "

"Ne zaman şu siktiğimin adamının cenazesi"

Karan istemesede benim için kabul etmişti

 

"Birazdan"

Kayanın cevabıyla Ömeri buldu bakışları

 

"Cenazeye sür ömer "

 

Ömer anında yönünü değiştirdi

 

🕐🕑🕧

 

Boş mezarın başındaki kalabalıkta gezindi bakışlarım. Arasında birkaç tanıdık yüz olsada çoğunu tanımıyordum. Annem patlayan flaşlar eşliğinde birkaç gözyaşı dökmeye çalışıyordu. Güney öldüğünde de böyle birkaç gözyaşı dökmüştü. Açıkçası şu hayatta flaşlar arkasında bir kez olsun ağlamamıştır

 

Ağacın arkasında saklanarak ağlayan kadını buldu bakışlarım. "Orda... gelmiş!"

Bağırmamla Ömer , saklandığımız araba kapısının ardından öne doğru uzanmaya çalıştı.

"Hani nerde?"

"Az yavaş lan! Hayatında hiç mi ağlayan kadın görmedin?!"

 

"Hayatımda ağlayan kadın gördüm de böyle gizli saklı iş yaptığımızı görmedim kardeşim. Hep baskın yapıyoruz. Gizli iş bünyede hasar yaptı"

Kadının bakışları gözlerimi bulurken kaşları çatıldı. Tanımıştı. Adımları geri geri giderken arkasını dönüp koşmaya başladı

 

"Kaçıyor!" Hızla peşine düştüm. Arkamdan koşan adımları duyuldu kulağıma. Kalabalığı yarıp kadına doğru koştum. "Dur! Kaçma!"

Duyulan düşme sesinin ardından Ömerin sesi doldu kulağıma. "Allahım ölmeden girdim mezara! Hemde bir piçin mezarı! Kaya çıkar lan beni burdan !"

 

"Gel Allahın cezası gel" Muhtemelen mezara düşmüştü. Kadınla aramdaki mesafe kapanmak üzereydi. Elimi saçlarına uzattım. Kadın acıyla durmak zorunda kalırken bana bakmasını sağladım. "Nereye acaba? Anlatacaksın gerçekleri"

"Bırak beni lütfen!"

"Niye gerçekleri anlatmak iki çocuğun hayatını bitirmekten daha mı zor?"

 

Kadını cenaze alanına doğru sürükledim. Babamı gömdükleri mezarın başında diz çöktürdüm. "Hande?"

Annemin Dudaklarından dökülen kelime şaşırmama neden oldu. Tanıyor muydu?

"Oğlun Güneye biz çarptık "

Hande denen kadın vicdan azabı çekercesine hıçkırıklara boğuldu

 

"Güneye uraz çarptı. Bende vardım yanında. Ama bilerek yapmadı. Çok sarhoştuk!"

"Yinede inebilirdiniz! Babam çocuğuna bakabilirdi! Sen onu durdurabilirdin!" Diye yılların bana verdiği acıyı gözyaşlarım içinde kustum kadına. Annem daha fazla dayanamayıp dizlerinin üzerine çöktü

 

İlk defa hıçkırarak ağlıyordu. "Sen bana bunu nasıl yaptın?! Arkadaşımdın sen benim! Nasıl sustun oğlumun ölmesine! Nasıl izledin kızımı kapının önüne koymamı! Sen benim yuvamı dağıttın!.. uraz ve sen beni çocuklarımdan kopardınız!"

 

İşte şimdi herkes gerçekten ağlıyordu. Serra anne ve babasının onu doğduğu gibi sokağa atmasına... hümeyra, anne ve babasının zulümlerine... annem, sahip çıkamadığı çocuklarına... Ben, kaybettiğim Herşeye...

 

Serra ve Hümeyra anında yanımda bitip kollarını omuzlarıma sardılar. Kaybettiklerim kadar, kazanmıştımda. Aradan yıllar geçse bile kazanma ümidini yitirmeyen herkes bir gün kazanmanın hazzını yaşayacak, yeniden çiçekler açacaktı

 

Kaya hümeyra yine ağlıyor diye sabır çekiyordu. Karanın yoğun bakışları üzerimdeydi. Güçlü olmamı seviyor ve istiyordu. Ağladığımı görmek istemesede biliyordu rahatladığımı

 

Annemi arkada bırakıp arabaya doğru ilerledim. Eğer içinde annelik duygusu kalmışsa, gelip beni bulurdu zaten

 

Umarım kalmıştır...

 

 

 

 

Loading...
0%