@yeagereen
|
Helü my babyss Yıldıza basmayı unutmayın yoksa 🔫🔫🔫 dıkşınlanırsınız [|━|]
Asil sabah büyük bir korkuyla uyanmıştı. Akşam bilincini kaybederken son hatırladığı şey Talya'nın ağlayışlarıydı. Yine mi ağlatmıştı onu? Olmayacak diye söz vermişti halbuki. Talya'nın onu affetmeyeceğini düşünerek içi paramparça olurken yattığı yerden kalkıp kapıya fırladı. Tam o anda önünde durduğu kapı çat diye açıldığında dün geceki kız vardı karşısında. Bir anda gördüğüyle ödü götüne kaçarken içinden bir besmele çekmişti. "Günaydın, bay ayyaş" diye alaylı deli yeşil gözleriyle Asil'in safirlerine dikleniyordu. Sabah sabah nesi vardı bu kızın? Asil Talya'yı sormak adına ağzını açacak olduğunda Miray önce davranıp açıkladı. "Arkadaşın mışıl mışıl uyuyor korkma, top patlasa uyanmaz." Asil kaşlarını anlam vermeye çalışarak çattığında "Bizi neden buraya getirdiniz?" diye sordu. Miray hayretle baktı önündeki herife. Böyle mi sorulurdu? "Özür dilerim sizi bar köşlerinde ayyaş ayyaş bırakmayıp evimde ağırladığım için" "Öyle değil, yanlış anlad-" "Merak etmiyorum, tamam." diyerek kestirip atan Miray Asil'e karşı aşırı negatif duygularla doluydu. Elini kapı kolundan çekip sırtını döndüğünde arkasında bıraktığı adamın suratına bile bakmadan yürümeye başladı. "Düş peşime, haydi." Asil sessizce hırçınlığına anlam veremediği bu kızı takip ederken koridorun ardından merdivenleri inip konuşma sesleri gelen mutfağa ulaşmışlardı. İçeride Aram ve orta yaşlı bir kadın sohbet ediyordu. Geldiklerini görünce kadın masaya tabakları koyup gitmişti yanlarından. Miray ilerleyip masaya oturduğu da Aram tezgahın önünde dikilen Asil'e baktı. "Gelsene lan ne bakıyon öyle dağdan inmiş gibi" Aram her zaman özgüveniyle bir ego kütlesine benzettiği, Magentada ve salonda kızlarla fink atan bu değişiğin şuan böyle çekingen olmasını garipsemişti biraz. Ama bilmiyordu, Talya yoktu. Ondan böyleydi. Asil yavaşça masaya yönelip oturduğunda "Talya ve kendim adına teşekkür ederim." demek mecburiyetinde hissetmişti kendini. Sağ çaprazındaki kıza göz ucuyla baktığında "İş çıkardık size." diye söyledi. Mahçup olduğunu gören Aram ona sorumsuzluğu yüzünden kızacak olduğu şeyleri söylememeye karar verdi. Onun yerine elini omzuna koyup "Oğlum yanında arkadaşın varken kendinden geçecek kadar içilmez, bilmiyor musun sen?" dedi babacan bir sesle. Biliyordu. Hatta Talya'nın o kadar içmesinin sebebinin kendisi olduğunu da biliyordu. Asil'in onlara mahçup olmasının sebebi evlerinde uyanmasıydı. Diğer konu Talya ve onun arasındaydı. "Bir şeyler oldu ve böyle sonuçlandı, tekrar edecek bir husus değil zaten. Talya'nın nerede kaldığını söylerseniz daha fazla rahatsızlık vermeyiz." diyerek ayağa kalkacak olduğunda Aram araya girdi. "Uyanınca gidersiniz" "Uyanmaz o" "Yemek ye öyle gidersiniz" "Olmaz" "Yahu ne acelen var?" "Talya'nın anne babası merak etmişlerdir." "Bi kahvaltı ettirmedin he" Aram pes ederek sandalyesinden kalktığında az önceki merdivenleri çıkmış Asil'in odasının karşısındaki kapıyı göstermişti. Asil odaya girdiğinde Aram da peşinden gitmişti. Lakin gördüğüyle koca bir siktir çekmişti. Dizlerini karnına çekerek iki büklüm uyuyan Talya hırkanın uzun gelen kollarını yüzüne götürmüş kokusunu soluyordu. Hırkanın alt kısmı uyku haliyle kıvrıldığından yukarı kaymış eteği kalçasını hafiften açıkta bırakmıştı. İç çamaşırı görünüyordu. Ancak ten rengi olduğundan Aram anlık bir kalp krizi yaşamıştı. Asil arkadaşının başucuna geldiğinde ona üç beden büyük gelen hırkayla bacaklarını örterken iyimser ifadeler taşımayan safirleri Aram'ı izliyordu. "Gözlerine sahip çık." Aram anında bakışlarını kaçırırken boynunun yandığını hissediyordu. Zaten sıcak havada giydiği boğazlı kazak terletmeye başlamıştı. "Araban kapıda, Miray getirdi akşam." "Eyvallah"
[|━|] [OY VERMEDEN GEÇENLERİ GÖREN BNE] |
0% |