Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bölüm 3

@yelizinizimiste


Konuşmuyor,


Anlatmıyor diye


Hissetmiyor sanmayın.


Kimisi içine atar çığlıklarını.


~Cemal Süreyya


🌸


Düşünür insan, düşüncelerinde boğulur bir deniz misali. Alıştığını sandığı, üzerinden çok suların aktığını düşündüğü düşünceler akan sularla daha fazlası gelir. Öncesini alıp götürmez ancak enkaz bırakır geçmişi silemesede. Düşünce bataklığı bu giren çıkamazdı.


Trabzon'daydı genç kız. Hâlâ arabada gelirken gördüğü rüyadaydı aklı. Uzun denebilecek bir süredir görmüyordu bu rüyaları. Gördüğü bu rüya genç kızın son mutlu anısıydı. Ondan sonra hiç mutlu olamamıştı elinden alınmıştı. Bu düşüncelerinden kurtaran şey karşıdan koşarak gelen kadındı.

~Dilara'nın ağzından

Karşımda bana kollarını açarak koşarak gelen kadını görünce gülmeye başladım. Bende ona kollarımı açarak bekledim. Fadime teyzeyle sarılırken Semih abide söyleniyordu.

"Ana ben senin çocuğunum ya bana bir kere bile böyle sarılmadın aşk olsun ya."

"Sus eşek sıpası"

Benden ayrılıp hem Semih abinin omuzuna vurdu hemde sarıldı.

Semih abiye sarılmasını fırsat bilip yavaş adımlarla önlerine geçmiştim. Ağır geliyordu Fadime teyzenin sevgisi, her gördüğü yerde sarılması, en önemlisi “kızım” diyişi. Yetim ve öksüz olan kalbim kaldıramıyordu. Bir an durup arkama baktım Fadime teyze hâlâ Semih abiye sarılıyordu ve duyduğum kadarı ile özlediğinden ve sevdiğinden bahsediyordu. Gördüğüm rüyanın üzerine böyle bir sevgiyi gördüğümden dolayı gözlerim dolmuştu. Tam önüme dönüyordum ki Semih abiyle göz göze geldik. Anında gözlerimi kaçırıp ilerlemeye devam ettim. Çocukluğuma dair silikte olsa birşeyler hatırlıyordum. Alışmıştım.

“Kızım, acelen nedir?” diyen Fadime teyze ile durdum.

Yüzüme yerleştirdiğim gülümsemeyle ona döndüm.

“Açım Fadime teyzem aç. Şimdi sen içeriye sofrayı kurmuşsundur. Hem önceden gitmezsem Semih abi bana bırakmaz.”

Sona doğru kollarımı bağlamıştım. Karşılık olarak Fadime teyzeden güçlü bir kahkaha geldi. Semih abi ise üzülerek bakıyordu, az önceki yüz ifademi görmüştü çünkü.

“Oy, kuzum. Bilmezmiyim ben bu sıpayı. Sana daha çok hazırladım merak etme. ”

“Ama ben açım hadi.”

Onlara arkamı dönüp eve doğru yürüdüm. Asla böyle değilim Fadime teyzeyi üzmemek için böyle davranıyordum. Bilmiyordu annemin babamın olmadığını sorduğunda veya aradığında hep parayla tutmuştum o kişilerle konuşup görüşüyordu.

Nihayet sofraya oturmuş güzel bir sohbetle yemeklerimizi yiyorduk.

KURŞUN’DAN DEVAM

Bugün yoğundum zaten başım ağrıyordu birde Mineyle uğraşıyordum.

“Mine bak biraz daha konuşursan son konuşman olur. Başım ağrıyor be insaf biraz!”

“Ya, hayatım bak şimdi sen neden ordasın hani bugün işlerin vardı. Birde tatile çıkmışsın bensiz. Bunun hesabını vereceksin.”

“Tatile filan çıkmadım burdan yürütücem işleri ayrıca ben sana niye hesap veriyorum?”

“Bak şimdi sen beni bir daha habersiz bırak gör bak ben sana neler yapıyorum!”

“Bak bunların hepsini Çakal’a söylerim.”

“Öyle birşey yapamazsın hayatım bak seni bu sefer lime lime ederim haberin olsun.”

“Oda yanımdaydı aslında duydumu acaba konuştuklarımızı?”

“Şaka yapıyorsundur balım!”

Dişlerini sıkarak konuşuyordu ve bu bir sonraki adım olarak Adanalı damarım tutmak üzere anlamına geliyordu.

“Yo şaka değil yanımda.”

“LAN SEN BANA BUNU NASIL YAPARSIN, SEN nasıl kıyarsın bana.”

Tam ağlamaya başlayacakken konuştum.

“Yav bi dur hemen niye ağlıyorsun telefonun sesi kısık sanki açıp konuşuyorum. Ayrıca koskoca Kurşun’a açıklama yaptırıyorsun.”

Attığı gür kahkahası ile yüzümde tebessüm oluştu. Ki bunu Çakal bozdu.

“Kız niye ağlıyor lan. Sen mi birşey dedin kıza?”

Kaşları çatılmıştı.

“Çakal ben ne zamandır sana hesap veriyorum. ”

Kaşlarını çatmıştı Çakal, oda seviyordu Mine'yi ama birbirlerine bir türlü açılamamışlardı. Telefonu Mine'nin yüzüne kapatıp uzandım dinlenmem lazımdı bu gece temizlik yapacaktım. Allah'tan bir hafta iş çıkarmayın başımada normal hayatımı biraz düzene sokayım dedim ama yok illa birinin canını alacağım.


Loading...
0%