Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@yelizkilic08

Ayla
-"oğlum iyisin dimi?"
Kuzey
-"iyiyim anne iyiyim"

Kuzey odada olanlara göz gezdirir .

Kuzey
-"rüzgar mavi nerde?!"

Rüzgar elinde tuttuğu kuzeyin dosyasını yavaşça odadaki masaya bırakır kuzeye bakmaz. Onlar konuşurken diğerleri koridora çıkar.

Kuzey
-"Rüzgar bana bak ,sana mavi nerde dedim?"
Rüzgar
-"Abi maviyi biz bulamadık , onur abi olayın olduğu yere gelince sadece sen varmışsın ...bide not"
Kuzey
-"ne notu ne yazıyormuş, Rüzgar konuş"

Rüzgar doktor önlüğünün cebinden kenarları yırtılmış bir kağıt uzatır.

'Not;
Kız kardeşim senin ellerinde yandı , sende kız kardeşinin yanışını izliceksin. Yaşattıklarının hatasını çekiyorsun.'

Kuzeyin telefonuna gelen bildirim sesi ortamdaki sessizliği dağıtır.
Kuzey komidyonun üzerindeki telefonu alır. Yabancı numaradan gelen bir video.
Videoda, mavinin bağırarak cama vuruşu,alevler içinde kaldığı an vardır . Sadece on saniyelik bir video kuzeyle rüzgarın mahvolmasına yetmişti.

Rüzgar
-"Abi bune, Kuzey bu ne Mavi ,kardeşim"

Kuzey kolunda takılı olan serumu hızla çıkartır. Ağaya kalkınca acıyan yarasıyla yüzünü buruşturur.Sonra kendini toparlayıp bulunduğu odadan rüzgarla beraber çıkarlar.

Ayla
-"oğlum noldu niye kalktın sen"

Kuzey Aylaya cevap vermeden hemen alt kata inmeye başlar çıkışa doğru ilerlerken kalabalık onlara engel olur.

****

Buray kucağında maviyle arabadan inip hızla hastaneye girer.

Buray
-"SEDYE GETİRİN,SEDYE!"

Etrafta koşuşturan hemşireler hızla sedye getirirler.
Buray kucağındaki maviyi yavaşça sedyeye bırakır . Sedye ilerlerken önce Kuzey, sedyede maviyi görür sonrada diğerleri.

Ayla
-"kızım.."

Yağız
-"bal kabağı"

Maviyi ameliyathaneye alırlar,

~Geride kahrolmuş kalpler kalır.

diğerleri ise arkasından baka kalır.
İlk Tepki veren Ayla olur yavaşça yere çöker ağlamaya başlar .

Ayla
-"Kızım ,benim kızım ne halde"

Mehmette yavaşça karısının yanına çömelir ,dolan gözlerine hakim çıkamaz.
Efe dayanamayıp duvara tutunur.

Hepsi kahrolmuş bir halde kalırlar.
Onların umutları, neşeleri olan kişi şuan umutsuzca içerideydi ve ondan haber alamıyorlardı.

Ayla ayakta polislerle konuşan onuru görür. Herşeyden onu sorumlu tutuyodu eğer mavi onunla gitmedeydi bunlar olmayacaktı.
Oturduğu yerden kalkıp hızlı adımlarla onurun yanına gelir.
Yakasından tutup kendine döndürür.

Ayla
-"SENİN SUÇUN HEPSİ, HERŞEY SENİN YÜZÜNDEN OLDU. BENİM KIZIM SENİN YÜZÜNDEN BU HALDE"

Onur sakin ve alışmış bir şekilde Aylaya bakar. Yanındaki polisler müdahale edecekken eliyle onları durdurur.

Aylanın bağırmasıyla diğerleride o tarafa gelir.
Mehmet hızlıca karısı tutar.

Ayla
-"Bırak beni! Onun suçu hepsi "

Mehmet
-"Ayla saçmalama onur-"

Ayla
-"Saçmalamıyorum , kızımı götürmeseydi bunların hiç biri olmayacaktı.!"

Onur aylanın dediklerine hak verir ama bir yandanda onunda oğlu olduğunu hiçe sayması içerde bir şeyleri parçalar.

Ayla
-"uzak dur kızımdan çık onun haya-"
Efe
-"ANNE YETER."

Efenin bağırması herkesi şaşkına çevirir.
Ayla yavaşça arkasındaki Efeye döner.

Efe
-"Yeter anne yeter. Mavi içeride can çekişirken sen burda gelmiş bağırıyorsun . Ayrıca Onur abinin bi suçu yok suçu olan varsa oda ..."

Efe susar daha devam etmez ,kafasını kuzeye çevirir sadece.
Efe onurla buray konuşurken herşeyi duymuş ,bütün suçun kuzeyin olduğunu biliyordur.
Kaya kuzeyin en baş düşmanıydı . Ona zarar vermeye çalışırken ,en çok zararı mavi almıştı.

Efe hızla arkasını dönüp bahçeye çıkar.
Yağızda arkadından çıkar.

Onur
-"gene herşeyi mahveden sen oluyosun , Ayla hanım."

Onur arkasını dönüp sakin adımlarla hastaneden çıkar.
En çok canı yanan oydu daha yeni kavuştuğu canının parçası olan kardeşini kendi elleriyle ölüme vermiş gibiydi.
Dışarda konuşan efe ile yağızı görür. Hafif uzaktan görünmediği bi yerden dinlemeye başlar.

Efe
-"bi suçu yoktu çünkü abi, hiçbirimiz onu tanımıyoruz nası böyle yargılıyosunuz anlayamıyorum."

Yağız
-"neden seneler önce gitmiş o zaman"

Efe düşündü,sessizleşti.

Efe
-"gitmedi ki ,gönderildi."

Onur arkada şaşkınca kala kalır. Ne biliyordu efe onun hakkında

Yağız
-"Ne ,nasıl?"
Efe
-"onu bende bilmiyorum ama annemin bi nefreti var ona karşı belli değil mi ,şu haraketlerine bak, "
Yağız
-"orası öyle ben bile tanıyamıyorum annemi"
Efe
-"maviyi çok yalnız bıraktık hadi çıkalım, hissediyor o ben biliyorum."

Yağız ve efenin arkasından baka kalır onur. Yağızın ona olan nefretini anlıyodu ama artık değişmişti, artık eski onur değildi.
Onun en büyük şansıda, şanssızlığıda 'anne'siydi.

***

Ayla
-"güzel kızım ,uyan artık, Hadi annem"
Hemşire
-"hanfendi 5 dakika doldu sizi dışarı alabilir miyim?"

Ayla akan göz yaşlarını silip kafasıyla onaylar yavaş adımlarla yoğun bakımdan çıkar.

Yağız
-"nasıl anne uyanmış mı?"

Ayla yavaşça kafasını iki yana sallar.

Mehmet
-"Ayla sen eve git dinlen olur mu bak iki gündür burdasın "
Ayla
-"Neden uyanmıyor Mehmet , koskoca iki gün neden uyanmıyor kızım"
Mehmet
-"doktorlar söyledi hayatım yorulmuş uyutmak zorundalarmış ama durumu iyi dediler"

Ayla yanındaki sandelyeye oturur .

Mehmet
-"Ayla bak serdar geldi ,hadi eve geçin hadi . Hem bak biz buradayız zaten "
Ayla
-"Ya ne gitmesi ya benim kızım ne halde sen bana git diyosun"

Mehmet ayağa kalkmış sinirle konuşan karısına bakar .

Mehmet
-"Ayla lütfen bak-"
Ayla
-" HALA BAK DİYOSUN MEHMET DELİRDİN Mİ? "
Mehmet
-"Ayla sakin ol-"
Ayla
-"OLAMAM SAKİN FALAN ARTIK KAFAYI YİCEM BEN "

Mehmet ayağa kalkıp Aylaya sarılır .Ayla çırpınıp ona sarılan eşinden kurtulmaya çalışır. Mehmet hemşire çağırıp Aylaya sakinleştirici verdirir. Aylaya farklı bir odaya alırlar.

Yağız
-"Rüzgar abim nerde bidaha baksın maviye"
Efe
-"bakmaya gitti zaten"

Yağız oturduğu yerden yavaşça kalkar, Mavinin olduğu yoğunbakımın önüne gelir.Camdan bi süre onu izler.

Yağız
-"bal kabağı yalvarırım uyan, bak sen olmadan gram uyku girmiyo gözüme. Senin yanında yatmayı özledim"

Yağız uzun zamandır engel olduğu göz yaşlarına daha fazla engel olamaz. Elinden gelen tek şey sessizce gözyaşlarıyla maviyi izlemek olur.
Yağız kardeşini izlerken parmaklarının oynadığını görür.

Yağız
-"Haraket etti ,baba Haraket etti ."

Mehmet oturduğu yerden hızla kalkıp yağızın yanına gelir efe ve onurda arkasından.

Onur
-"ben doktora haber veriyim"

Onur hızla onların yanında ayrılıp doktora haber vermeye gider

Efe
-"uyanıcak mavi uyanıcak, dimi?"
Mehmet
-"uyanıcak oğlum uyanıcak mavi ne zaman inadından vaz geçti. Şimdide pes etmez benim kızım"

Koridorda onlara doğru hızlı adımlarla gelen doktor ve arkasındaki iki hemşireye dönerler.

Mehmet
-"Şefik bey kızım uyanıcak dimi?"
Dr.şefik
-"muaniye etmeden Bir şey diyemem"

Doktor ardından hemşireler içeriye girer.
Hemşireler camdaki perdeyi kapatırlar.
Yaklaşık on dakika sonra içeriden çıkarlar.

Mehmet
-"Ne oldu uyanıcak dimi?"
Dr.şefik
-"maalesef,durumu gayet iyi fakat uyanması için erken gibi gözüküyor. Aldığı darbeler ve yanıklar çok fazla biraz daha kendine gelmeye ve dinlenmeye ihtiyacı var Mehmet bey. Görüdüğünüz Haraket büyük bir ihtimalle aldığı ilaçlardan dolayı vücudun gösterdiği refleksler."

Doktor yanan umut ışığını patlatmıştı. Mehmet ve oğulları kalplerinde dolan unutun yerini gene koca bir boşluk almıştı.
Doktor yanlarından ayrılınca sandalyelere geri otururlar.
Yoğun bakım salonunun kapısı açılmasıyla içeriye gürültülü bir şekilde giren kişilere Bakar herkes. Gelen kişi deli kurşun adnandı.
Adnan torununun kaçırıldığını hastane olduğunu duymuş ona haber verilmediği için delirmişti.

Mehmet
-"Baba!"
Yağız
-"dede, Dayı!"

Adnan
-"Siz nasıl bana haber vermezsiniz ?"
Atilla
-"baba konuştuk ya sakin olucaktın"
Adnan
-"sus sen"
Mehmet
-"baba"
Adnan
-"ne baba, benim torunum ne halde siz bana söylemezsiniz"
Mehmet
-"benim kızım hastanedeyken ondan başka kimseyi düşünemedim kusura bakma baba."

Atilla babasının kolundan tutup geri çeker

Atilla
-"baba bir dur, sırası değil"

Yoğunbakım odasından gelen monitorün sesiyle herkes o tarafa döner. Kulakları dolduran ince çizgi ve uzun kesintisiz ses.

Yağız
-"Mavi hayır, bir şey oluyor mavi..."
Mehmet
-"kızım güzel kızım hayıır MAVİİ"

İçeriye hemşirelerle doktor girer ,kalp masajı yapmaya başlar .

Efe
-"mavim bak burdayız biz yapma bize bunu nolur"

Hepsi ağlamaktan kohrulmuş bir şekilde ellerinden hiç bir şey gelmeden sadece kızlarını izleyebiliyorlardı.

Kalp masajı ve elektro şok, hiç biri işe yaramamıştı . Hala uzun düz bir çizgi ve o ince ses vardı.

Efe daha fazla daynamayıp yere çöker koridorda haykırışlar yer alır .

***

Gözlerimi açtığımda kocaman bir ormandaydım. Üzerimde tül bembeyaz bir elbise vardı. Önümde duran tavşana baktım. Tam eğilip dokunacakken koşmaya başladı. Mavi peşimden koşmaya başlar.

Mavi
-"hey küçük tavşan gel buraya"
Mavi önünde kaçan tavşanı kovalıyordur.

Mavi
-"neden kaçıyosun benden?"

Tavşan durup maviye bakar.
Tavşan
-"beni yakalamana daha var çünkü"
Mavi
-"A-a ee sen konuşuyosun nasıl?"
Tavşan
-"burası benim ormanım kızım tabi konuşurum"
Mavi
-"Hakket nerdeyim ben nasıl geldim buraya?"
Tavşan
-"boşver oraları"

Tavşan tekrar ilerlemeye başlar.
Mavi
-"hey dur nereye gidiyorsun"

Tavşan cevap vermeyince Mavide onu takip eder ,bir süre sonra kocaman bir kapının önünde dururlar.

Mavi
-"vay anasını ne büyük kapı, ne var burda"

Kapı hafif açılır ve tavşan içeriye girer

Mavi
-"ben nolucam dur?"

Kapı kapandıktan sonra buharlaşıp gökyüzüne yükselir, yavaş yavaş ağaçlar ve orman yok olmaya başlar.
Sonrası beyaz...

***

Son kalan bir umut ,o ışık tekrar yanmıştı işte. Mavi tekrar döner.

Mehmet
-"yaşıyor kızım yaşıyor"

Onur gördüğü görüntüyle günlerdir ilk defa güler. Yanaklarında kurumuş göz yaşları gerilir.
Herkes derin bir nefes alıp,verir.

Mavi yavaş yavaş gözlerini açmaya başlar.
Adnan
-"Allah'ım sana şükürler olsun"

O sırasıda yoğun bakımın kapısı tekrar açılır. İçeriye giren kişiyle herkes o tarafa döner.

Yağız
-"siktir..."
Efe
-"işte şimdi kavga çıkar."

~~~~~~~

Loading...
0%