Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@yelizkilic08

Kötü zamanlar, sağlam insanlar tanıtır.
Kötü laflar ve hakaret sadece sağır kulaklara ulaşır.
Alınamayan her nefes sıkılan bir boğaza bağlı,
Ve sen boğazındaki ellerin sahibini tanıyorsun.

~~~

Mavi
-"EFEEE TELEFONUMU GERİ VER"

kahkaha atarak merdivenden aşağı inen efeye baktım.
Dünden beri sürekli benimle uğraşıyordu en son kafasından tutup pencereden salladırıcam bu çocuğu.
Onur abim ve buray evde değildi işleri varmış hayır yani merak ettiğinden değil de bir söyleyebilirlerdi.
Defne yengem arasla bahçede oyun oynuyorlardı. Bense yorulup odama çıkmıştım. Tabi efe izin verirse dinlenicektim. Oflayıp bende aşağı indim.


Mavi
-"efe bak çok şımardın ver şu telefonumu artık"
Efe
-"nedenmiş o"
Mavi
-"hani benim ya o vermen için yeterli sebep değil mi?"
Efe
-"benimle film izlemeyi kabul edersen olur."
Mavi
-"ah, tamam düzgün bir şeyler aç ama"

Efenin yardımıyla koltuğa oturdum. Ege'de bana yardım ettikten sonra film ve hangi ara patlatmış olduğunu bilmediğim mısırları alıp geldi.
Açtığı film komedi ve dram karışıktı.
Üstümde olan battaniyeyi bacaklarıma çektim, kafamıda efenin omzuna yasladım. Bu aralar sadece sessizlik istiyodum. Aradan yarım saat geçtikten sonra yanımdan bir horlama sesi geliyodu.
Kafamı çevirip efeye baktım ağzı iki karış açık horluyodu. Ona gülüp kumandayla filmi kapattım. Yanında ileri kayıp efenin
Açılmış üstünü battaniyeyle kapattım.
Koltuktan kalkıp zor olsada tekerlekli sandalyeye bindim.
Sanki susamış gibiyim ya, salondan çıkıp mutfağa gittim.
Bu evde neden kimse yok ya.
Ee Bardakda yok burda kafamı kaldırıp yukarıdaki rafa baktım. Ee ben buraya nasıl ulaşıcam ayağa kalkamıyorum ki.
Belkide kalkabiliyorumdur.
Ayaklarımı tekerlekli sandalyeden aşağı sarkıttım. Hadi mavi yapabilirsin.
Tezgaha sıkıca tutundum. Ağırlımı ellerime verip kendimi kaldırdım.
Sıkıca kapadıpım gözlerimi açıp etrafa baktım kalkmışım başarmışım ayaktayım.

Derin bir nefes alıp mutfaktaki penreden dışarıya baktım. Özlemişim be böyle durmayı. Ee şimdi bardağı nasıl alıcam kafamı geri çevirip sandalyeye baktım fazlasıyla uzağa gitmişti. Hadi mavi yaparsın tek elimi kaldırıp bardak almaya alıştım ama hesaba katmadığım bir şey vardı. Tezgah ıslaktı. Elim kayınca daha ben tutunamadan geri doğru düştüm. Düşmeyle gözlerimi sıkıca kapattım.
Ama garip bir şekilde yere çakılmadım. Gözlerimi yavaşça açtım buray beni tutmuştu. Bu çocuk sadece beni kurtarmak için mi hayatıma girmişti.

Buray
-"bu dünya için fazla sakarsın galiba"
Mavi
-"ahh, dimi birazcık öyleyim galiba"
Buray
-"ben senin mi özel koruman mı olsam zaten hayatım seni kurtarmakla geçiyor"
Mavi
-"ne alakaa canım abartıyosun sende"
Buray
-"abartıyorum öyle mi"
Mavi
-"eee böyle mi durcaz"

Buray biraz yüzüme yaklaştı.

Buray

-"ne o bir kızardın sanki"
Mavi
-"baş aşağı duruyorum ondandır"

Burayın eli sırtımdan kayınca boynuna sıkıca sarıldım.

Mavi

-"düşüceeem"

Tam o anda şuan olmaması gereken tek şey oldu.

Onur

-"LAN NOLUYOR BURDA?"
Aras
-"öp öp öp"

Abim ,yengem ve aras içeriye girdiler. Abim sinirli sinirli bakarken Aras ellerini birbirine vurarak bağırıyodu.

Buray beni hemen mutfak masasının yanında olan puflara oturttu.

Mavi

-"abi gerçekten göründüğü gibi değil"
Buray
-"evet abi, yok öyle bişi"
Onur
-"Nasıl bir şey yok lan "
Mavi
-"abi bak ben su içmeye inmiştim, bardak alamayımc ayağa kalkmaya çalışıp düşüyodum. Buray beni tuttu bu işte."
Buray
-"evet aynısından"

Abim hiç tatmin olmamış gibi baktı. Hala sinirliydi.

Defne abla hemen arası onur abinin kucağına verip yanıma geldi.

Defne
-"sen iyisin dimi, bir şey olmadı biyerine?"
Mavi
-"yok iyiyim, düşmedim zaten"
Defne
-"hadi gel odana çıkalım"

Yengem burayın yardımıyla beni sandalyeye oturdum mutfaktan çıktık.

Abim şaşkınca yengeme bakıyordu. Kadınlar gücü arkadaşlar bakmayın öyle.

••••

Mehmet
-"Ayla kapıyı açar mısın artık lütfen?"

Günlerdi odasından çıkmamıştı ayla. Kızı olmadan oda yoktu. Kızı onun için her şeydi ve şuan ona zarar vermesinden en çok korktuğu insanın yanıda güvendeydi.

Kuzey, oda hastaneden sonra ortalıkta yoktu. Yaptığı hatayı ne kendire yedire bilmişti nede kabullenebilmişti.

Yağız,o her gece gizlice mavinin yanına gider uyurdu. Yalnız uyumayı sevmedi kardeşi ona ilaç gibi gelirdi. Şimdi ise uykusuzluktan sarhoş gibiydi. O gideli asla uyuyamamıştı.

Mehmet zaten mahvolmuştu aile dağılmış ve bir baba olarak toplayamıyordu. En çok kendini suçluyordu olanlardan.

Anlayacağınız ev Mavi olmadan cehennemdi. Evin neşeside huzuruda o kızdı.

Rüzgar
-"Yağız nereye?"
Yağız
-"işim var"

Yağız siyah kapşonlusunu kafasını kapatarak evden çıkar.

Rüzgar mavinin dosyasını kendi üstlenmişti. Yürümesi için elinden geleni yapıcaktı. Fizik tedavi için doktor ayarlamıştı bile. Sadece gidip konuşmak kalmıştı.

•••

Mavi
-"ya ben yiyebiliyorum, bak ellerim tutuyo hala"

Ellerimi havaya kaldırıp efeye gösterdim. Tutturmuştu ben yedircem diye.
Tam bişey söylicekken ağzıma giren kaşıkla lafım yarım kaldı. Mecburen yemeği çiğnemek zorunda kaldım.

Efe
-"çok konuşuyorsun mavili bazen az sus"
Mavi
-"ne demek az sus ya se-"
Bir kaşık daha, onuda hızlı hızlı çiğneyip yuttum.
Mavi
-"Efee ver şu kaşığı ba-

Bi kaşık daha en sonda pek edip sustum.
Arasın kahkahası yükseldi.

Aras
-"beyde beyde"

Efe diğer tarafında oturan arasın ağzınada bi kaşık yemek verdi.

Mavi
-"sende ye ama tabağın duruyor"
Efe
-"ben yerim sen ye yeterkide"

Efeye bakıp gülümsedim. Onun bu davranışları içimi ısıtıyodu. Ya o olmasaydı böyle bir ihtimali bile düşünemiyordum.
Aklıma gelen şeyle gülümsemem soldu.

Efe
-"noldu?"
Mavi
-"..hiç, sende yede yemeğini bahçeye çıkalım."

Efe bir şey olduğunu anlamıştı. O her şeyi anlardı. Sofrada abimlerr belli etmemek için zorla gülümsedim.
Yemekten sonra efeyle bahçeye çıkıp birlikte puflara oturmuştuk. Bir süre ikimizde konuşmadık sessizliği efe bozdu.

Efe
-"anlat bakalım"
Mavi
-"neyi?"
Efe
-"o canını sıkan şeyi"

Durdum. Baktım. İçimden geçiridim. Canım yandı.

Gözlerimin dolduğunu hissettim.

Efe
-"mavi kötü bir şey var ve ben korkuyorum "
Mavi
-"korkman gereken bir şey değil"

Sesim titriyodu.

Efe
-"ama kötü bir şey, ne o mavi?"
Mavi
-"yarın 1 Ekim, dans gösteri günümüz şu İtalya seçmeleri için"
Efe
-"ne..."
Mavi
-"ve ben yürüyemiyorum, değil dans etmek hereket bile ettiremiyorum. Kendi başıma bir şey yapamıyorum. Ben yıllardır buna hazırlanıyorum. Her şeyimdi o yarışma benim hayatımı belirlicekti, şimdiyse-"

Ağlamaktan daha fazla konuşamadım. Efe sıkıca sarıldı. Kafamı omzuna yasladım kendimi ona bıraktım. Bir an olsun tüm yükümü bırakmak istedim.


Efe
-"yapma mavi bunu kendine"

Ağlamam dahada şiddetlendi.
Efeden ayrılıp tekrar konuşmaya başladım.

Mavi
-" Ne yapmiyim mesela Efe. Ya benim hayatım bitti. Bu kadardı daha nası devam ediyim. Hayallerim yok artık. Altı yaşımdan beri çalıştım. Her şeyimi verdim o Dans için şimdiyse kaderime boyun bükmek zorundayım. Bu muydu herşey hani vardı mucizeler heh. Öyle anlatmıştı babam. Hep bi mücize vardı Efe."

Dahada konuşcak ne nefesim nede gücüm kalmıştı. Canım o kadar yanıyodu ki. O alevlerin içinde yandığımı bir daha hissettim.
Kendimi efenin kollarına bıraktım.

Efe

-"özür dilerim mavi elimden bir şey gelmediği için bir şey yapamadığım için özür dilerim kardeşim."

Suçun yoktu ki Efe kaderimdi bu. Her şeyim benim yüzümdendi.

Ama söylemedim ona konuşamadım. Şuan kapıda bizi izleyen onur abiyle defne ablanında farkındaydım. Ama yanımda birini daha hissetmemle efeden yavaşça ayrılıp o tarafa baktım.


İki üç adım uzağımızda Yağız duruyodu.

Mavi
-"abi."

Ağlamıştı , uyumamıştı. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Rengi bembeyazdı.

Yağız
-"balkabağı"

Yanıma gelip sıkıca sarıldı. Bende aynı şekilde sarıldım. Sanki buna ihtiyacı varmış gibi kokumu çekti içine. Vücudunun gevşediğini hissettim.

Mavi
-"Yağız nolmuş sana?"
Yağız
-" sensizlik dokundu galiba"

Dediği şeyle gülümsedim ama o çok ciddiydi.

Yağız
-"bir daha gitme sakın tamam mı, ben bidaha kaldıramam bunu?"

Yağız zor konuşuyordu. Gözleri gidiyordu.

Mavi
-"Yağız sen iyi misin?"
Yağız
-"iyi..iyiyim"
Mavi
-"Abi zor nefes alıyosun, Efe?"

Efe yanımdan kalkıp yağızın diğer tarafına geçti. Yağızın gözleri kapanmaya başladı bana yaslandı.

Mavi
-"Abi noluyo abi. Korkuyorum Yağız"

Yağız bana bakıp gülümsedi. Neden yaptın böyle bir şey.

Gözleri kapandı kafası omzuma düştü.

Mavi
-"ABİİ!"
Efe
-"abi aç gözünü kurban oliyim"

Onur abim koşarak yanımıza geldi. Yağızı omzundan alıp nabzına baktı.

Efe
-"hasta, kalp hastası ilaçlarını almamış"

Onur yağızı kucağına alıp arabaya koştu. Efe'de peşinden koştu. Bense olduğum yerde kaldım. Zaten gidemicektim bu halimle. Gidemedim olamadım yanında.
Nasıl almazdı ilaçlarını ya neden.

Gözümden süzülen yaşların hattı hesabı yoktu. Kollarımda Yağızı öyle görmek korkunçtu. Özür dilerim abi ben istesemde yanında olmadım.

Herkes gitti geriye biz kaldık, enkazda savaşanlar. Ne kimse gördü ne kimse duydu. Bende söylemedim içimdeki yıkılan koca bir şehri...


~~~~

Loading...
0%