Tekrar onura dönüp baktım.
O bana değil kapı tarafına bakıyordu. Evi gergin Bi hava sarmıştı.
Derin Bi nefes olup kendimi olucaklara hazırladım.
Abim içeri girdiğinde direkt bana baktı. Bende kalıp direk ona sarıldım belimden tutup sıkıca sarıldı oda. Özlemiştim şerefsizi.

Mavi
-"abimm"
Kuzey
-"güzelim iyisin dimi"
Mavi
-"hıhı gayet iyiyim"
Kuzey
-"Alla alla öyle mi"

Kuzey abim gülerek burnumu sıktı, bende ona güldüm arkamda hissettiğim bakışlar gerileme sebep oldu. Kuzey abim de onur abime baktı. Onur abimle hiç böyle yakın değildik. Onun o bakışları içimi acımıştı eliyle kuzey abimin oturması için koltuğu işaret etti ikisinde karşılıklı oturdu. Ben ayakta kalınca ikisine baktım.

Mavi
-"Ee ben Bi mutfağa gidim"

İkiside aynı anda kafalarını salladılar onların bu hallerine gülümsemeden edemedim. Salondan mutfağa geldim çalışanlar kahvaltı hazırlıyorlar.
Mutfakta olan boydan camda Buray'ı gördüm bahçedeki sandalyelere oturmuş sigara içiyordu.

Mavi
-"ben iki tane kahve alsam"
Elif
-"tabi mavi hanım hemen"

Kahveleri beklemeye başladım. Kahveler olunca alıp hemen bahçeye çıktım.

Mavi
-"sıkılmışa benziyosun"

Buray hızla bana baktı, sonrada elimdeki kahvelere birini ona uzattı hafifçe gülümseyip kahvenin birini aldı.
Buray
-"daha dikilcek misin otursana"

Yanındaki sandalyeyi çekip oturdum üzerimde etek olduğu için az biraz donmuş olabilirdim.

Mavi
-"kaç yıldır onur abiylesin"
Buray
-"kendimi bildim bileli"
Mavi
-"kaç yaşındasın ki şuan"
Buray
-"22"
Mavi
-"abim kaç yaşında"
Buray
-"32"
Mavi
-"oha, ciddi misin"

Şaşkınca buraya baktım. Gülerek kafasını salladı.

Mavi
-"onur abi şirkette çalışıyor dimi"

Buray bişey söylemedi bana baktı garipçe.

Mavi
-"ne oldu, nerde çalışıyor onur abi?"
Buray
-"şeyde"
Mavi
-"ya söylesene"
Buray
-"asker, kıdemli üsteğmen"

Dahada şaşkınca baktım, şuan ağzım Bi karış açık buraya bakıyordum.
Aklıma babamın yaptığı işler geldi. Kaçak silahlar, depolar, depodaki adamlar.

Buray
-"ne oldu, niye bu kadar derin düşüncelere daldın"
Mavi
-"ııı bişi yok biranda öyle söyleyince sen, beklemiyordum yani Sen peki, sen sadece onur abiye yardım mı ediyorsun?"
Buray
-"hayır bende onur abimle aynı işi yapıyorum"
Mavi
-"ne güzel"
Buray
-"üşiceksin burda, geç artık içeri"
Mavi
-"geçerim birazdan sıkıldım içeride"
Buray
-"soğuk ama burası hasta olucaksın"
Mavi
-"istemiyorum dedim ya sana"

Buray garipçe bana baktı. Altında bişeyleri öğrenmek istiyormuş gibi Bi haller vardı.

Buray
-"niye Bi anda bu kadar sinirlendin"

Sakin ol mavi öğrendiğin gibi sakin ol öyle davran derin Bi nefes aldım sonra gülümsedim.

Mavi
-"yoo sinirlenmedim, sadece içeride abimler konuşuyordu o yüzden girmek istemedim"
Buray
-"anladım"

Uzun Bi süre oturduktan sonra gelen sesle ikimizde arkaya döndük

Kuzey
-"mavi buraya gel"

Oturduğum yerden kalkıp abimin yanına gittim

Mavi
-"noldu abi?"
Kuzey
-"gidiyoruz"
Mavi
-"gidiyo muyuz?"

Kuzey abimin arkasında olan onur abiye baktım. Sinirliydi İkiside çok sinirliydi.

Kuzey
-"evet, gidiyoruz eşyaların varsa sonra aldırırız yürü"
Mavi
-"abi ne oluyo?"
Kuzey
-"bişey olduğu yok abicim Hadi"

Abim elimi tuttu bende onunla birlikte yürüdüm. Arkamı dönüp onur abiye baktım sinirle buraya bişeyler söylüyordu.

Arabaya bindik abim sinirle arabayı sürmeye başlamıştı.
En iyisi şuan sessiz kalmaktı.
Abimin telefonu çalmasıyla ortadaki sessizlik kalktı.

Kuzey
-"efendim"
(...)
Kuzey
-"eve geçiyorum, sonra kaya"
(...)
Kuzey
-"kaya sakın dedim, mavi yanımda"
(...)

Abim telefonu kapatıp sinirle telefonu fırlattı.

Kuzey
-"KAHRETSİN"
Mavi
-"abi noluyo"
Kuzey
-"mavi torpidoyu aç"

Hızla abimin dediklerini yapmaya başladım, torpidoyu açtım

Kuzey
-"oradaki silahı al"

Önce şaşkınca abime baktım.

Mavi
-"silahı mı aliyim?"
Kuzey
-"evet mavim hadi"

Silahı elime aldım.

Kuzey
-"şimdi... "

Arabanın önünü kesmeleriyle abim arabayı durdurdu etrafımızı siyah arabalar sarmıştı.
Korkuyla nefes almaya çalıştım.

Kuzey
-"arabadan ne olursa olsun sakın inme o silahla kendini koruyacaksın, içimde tam 14 mermi var. Dikkatli kullan"

Abim bana dönüp gülümsedi

Kuzey
-"sana öğrettiğim gibi"
Mavi
-"ama abi olmaz şuan olmaz yapamam ben..."
Kuzey
-"zorundasın, şuan zorundasın mavi"

Elimde titreyerek tutduğım silaha baktım abim arabanın kapısını açtı. Hızla kolunu tuttum.

Mavi
-"Abi gitme yalvarırım"
Kuzey
-"özür dilerim mavim seni çok seviyorum bunu sakın unutma tamam mı?"

Gözyaşlarımı tutamazken hızla kafamı iki yana salladım istemiyodum
Gitmesini, eğer şuan giderse geri gelemicekti çok belliydi şuan onun ölüme gitmesini izleyemezdim. Kolunu yavaşça benden çekti arabadan inip kapıyı kapattı. Arabada sadece kendi nefes alışverişimi duyabiliyorum.
Abim adamların tam karşısında durdu. Bağırarak konuşuyorlardı. Elimdeki silahı sıkıca kavradım. Başka çarem yoktu, ama seçenekler vardı telefonumu çıkartıp onur abimin numarasına girip mesaj attım

Mavi
. Konum.
'Abi tehlikedeyiz kaya denilen Bi adam önümü kesti, yardımın lazım acil, lütfen hızlı ol'

Telefonu arka tarafa yere attım orda kırılmicana eminim. Abime baktım.
Etraftaki tüm korumalar abime silah doğrultmuş karşısındaki adam gülüyordu abimde çok rahat gözüküyordu taki adam dönüp bana bakana kadar
Tek duyduğum 'kardeşinde öyle'
Dediği şeyle abim adama yumruk attı. Bu adamda deli cesaretimi vardı. HERKES SANA SİLAH DOĞRULTUYOR ABİ DELİRDİN Mİ
Korumalar abimi iki taraftan tutup daha fazla vurmasına izin vermediler.

Karşısındaki adam rahatça belimden silahı çıkarttık abimin kafasına doğrultu.

Mavi
-"Abi, Hayır! "

Hızla arabanın kapısını açtım, çıkan sesle tüm gözler bana döndü. Abim omzunun üzerinden bana baktı. Kafasını iki yana salladı. Yavaşça kapıyı kapattım.
Zorunda kalmaktan nefret ediyordum. Şuan böyle Bi durumda sadece bu lanet olası arabanın içimde oturuyordum. Adam kocaman Bi kahkaha attı. Sesi boş ormanda yankılandı yanında korumasına döndü bişeyler söyledi, abim öne atılıp adamın üzerine atlamaya çalıştı. Ama kollarından tutan adamlar ona engel oldu. 2 tane korumanın buraya doğru geldiğini görünce elimdeki silahı belime sıkıştırdım. Adam kapıyı açtı.
-"in aşağı!"

Cevap vermeden sadece ona baktım. Direk bu salağın dediğini yapıca değildim.
Koruma kolumdan tutup aşağı çekiştirmeye başladı.
Ayağımı kaldırıp karnına ttüm gücümle tekme attım. Adam iki seksen yere uzandı. Üzerinden atlayıp diğer adamın tutmasına izin vermeden koşmaya başladım. Koşarken abime son bir kez bakıp ormana doğru koşmaya başladım.
-"KOŞUN PEŞİNDEN, SAKIN KAÇMASIN"
Duyduğum sesle daha hızlı koşmaya başladım. Taki arkamdan gelen silah sesiyle kalbime ağır Bi ağzı girmişti. Abim ona bişey olmuştu, onu vurmuşlardı.
-"Gel buraya "
Arkamdan bağıran adamla tekrar koşmaya başladım.
Murat
-"Nereye kadar kaçıcaksın"
Mavi
-"siz siktir olup gidene kadar"

Daha fazla hızlandım. Yaklaşık on dakika koştuk tan sonra nefesimin kesilmeye başladığını hissettim. Sahi nereye kadar kaçıcaktım, daha fazla dayanamayıp durdum, arkama baktım. Kimse yoktu kendimi Bi tane ağacın arkasına attım sırtımı ağacın gövdesine yasladım. Siktir, ilacım yoktu yanımda ne yapıcaktım şimdi. Kafamı ağaca yaslayıp dizlerimi kendime çektim. Dolan gözyaşlarımı artık tutamadım. Nefesimi kontrol etmeye çalıştım. Ama imkansız görünüyordu. Ağaca dayanarak zorla ayağa kalktım. Kendime Bi kurtuluş yolu bulmalıydım. Ayağa kalkınca gelen silah sesiyle yere düştüm, omzumdan vuruldumuştum. Ağzımdan çıkan çığlık ormanda yankılandı. Diğer elimi omzuna atıp kanayan yere bastırdım. En son gördüğüm şey beni taşıyan adamlardı.
Sonrası karanlık...

~~~~~