@yesil_ve_drewin_me
|
Düğün bitmişti. Biz de Selimle odamıza çıkmıştık. Üzerimi değiştirmiştim. Acayip bir yorgunluk vardı üzerimde. Tam yatağa yatacaktım ki aklıma Selim geldi. O da mı bu yatakta yatacaktı?Ona baktım gülümsüyordu. Merak etme ben yan odada yatacağım. Burası senin odan. İyi geceler. İçim azda olsa rahatlamıştı. Ona iyi geceler deme gereksiniminde bulunmamış direk yatağa uzanmıştım. O da odadan çıkıp gitmişti. Tam dalıyordum ki kapı tıklatıldı. Sabır çektim. Gel! Kapı açıldığında bana boncuk boncuk bakan gözlerle karşılaşmayı beklemiyordum. Küçük adımlarla yanıma geldi. Yatağa zıpladı ve sağ tarafıma kıvrıldı. Gözleri tekrar beni buldu. Ona öylece bakıyordum. Benden izin almadan yatağıma yatmıştı. Sakin ol Defne o daha küçücük bir çocuk. Annen nerde? Burada olduğunu biliyor mu? Kafasını iki yana salladı. Ama merak etme kızmaz yenge. Bir kerecik senin yanında uyuyayım nolur!? Boncuk boncuk bana bakmasana be kızım. Tamam uyu. Ama ses çıkarma çok yorgunum. Şaşkın gözlerle bana baktı. Bende ona Ben masaş olmadan uyuyamam. Bir tane anlatsana yengee. Lütfen. Çok uykum vardı ama bu yeşil gözleri kıramazdım. Pekala ama kısacık. Tamam? Kafasını hızlı hızlı aşağı yukarı sallamaya başladı. Gülümsedim ve anlatmaya başladım. Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir prenses varmış. Prensesin annesi ve babası zorla evlenmişler. Asla anlaşamazlarmış. Ama yenge anneler ve babalar hep mutlu olur. Bozma da dinle. Timam. Prenses bu mutsuzluğu anlar ama takmamaya çalışırmış. Yıllar geçip gitmiş. Kralla kraliçenin huzursuzluğu tüm kraliyeti etkilemey başlamış. Prenses korkmuş. Bu duruma sonunda el atmaya karar vermiş. Almış babasını karşısına konuşmuş.Kral kızını dinliyormuş dinlemesine ama çözüm bulamamışlar. Tekrardan günler, aylar, yıllar geçmiş. Kraliyete bir mektup gelmiş. Mektup kraliöeye ulaşmış. Kraliçe mektubu almış ve okumuş. Mektup sanki zehirli gibiymiş. Kraliçe bir anda ortalığa ateş saçmaya başlamış Nasıl yani yenge dinozor mu bu? Hayır be çok sinirli yani lafon gelişi söyledim onu Ha tamam. Hadi sus dinle. Tamammm. Kraliçeyle Kral büyük bir tartışma yapmışlar. En sonunda ayrılmaya karar vermişler. Kral kraliyetten ayrılmış. Prenseste annesinin yanına gitmiş. Ama bir de ne görsünAnlatamıyordum. Gözyaşlarım ve hıçkırıklarım bana engel oluyordu. Yanımdaki kız bana acır gözlerle bakıyordu. Kalbim ağrıyordu. Bağırsam, çığlık atsam tüm dünya duyardı beni. Annemin kokusuna, babamın desteğine hasret kalmıştı benim vücudum. Onların kavgalarını bile özlemiştim. Annemin nefis yemeklerini. Müge Anlı izlerken ki halini... Ee yenge? Kıza baktım. Anlatamayacaktım elimi yüzümü sildim. Sonu yok bu masalın. Böyle bitiyo. Ama yenge masal böyle olmaz ki. Kapı açıldı tekrardan bir ses yankılandı oda da. Yengen masalı anlatmak istemiyor belki de Yasemin. Hadi odaba git. Yarın yengenle ben anlatırız sana. Hem iki kişi daha eğlenceli olur. Bana baktı onay bekliyordu. Kafamı aşağı yukarı salladım. Kocaman gülümsedi yanağımdan öptü ve kaçarcasına gitti. Gözyaşlarım durmuyoru. Selim ne diyor anlamıyordum. Nefes alamıyordu. Oksijen yoktu. Elim boğazıma gitti. Selim telaşlanmıştı. Elini tuttu bir elim. Gitmesin istedim. Yalnız gitmek istemiyordum bu dünyadan. Göz yaşlarım kurudu bir anda. Etraf soğudu. Selim bana bir şey söylüyordu. Anlamıyorsum. Ağzını da okuyamıyordu. Yasemin gelmişti. Onu gördüm. Ağlıyordu. Elleriyle yüzünü kapatmış duvara yaslanmıştı. Aynı küçükkenki bendi. Annemle babam kavga ederken hep öyle yapardım. Vücudum titremeye başladı. Selin daha da bulanıklaşırken ağzımdan varla yoj arası bir ses çıktı. Belki de son kelimem ki. O da AİLEydi... Mutlu bir aile vana çok görülmüştü şu dünyada. Hiç mutlu olamamıştım. Tek dileğim öbür hayatta mutlu olmaktı...
|
0% |