Yeni Üyelik
2.
Bölüm

YAZIN İLK YARIŞI

@yesilcadi

BÖLÜM 2: Yazın ilk Yarışı

 

Kader ve tesadüf iki birbirine zıt düşünce. Aslında tesadüfler de bir kaderdir ama tesadüfte kaderin parçasıdır.”

 

 

 

Babam ve halamın illegal işler dışında tek ortak yönleri bana olan ilgi ve sevgileriydi. Benim üzerime her daim düşmüşler benden adım gibi bir insan yaratmak ve işledikleri tüm pisliklerden uzak tutmak istemişlerdi. Adım gibi olduğum doğrudur fakat son harfi eksik şeklinde “Asil ASİ” pisliklere gelecek olursam ne kadar temizliğe dikkat ederseniz edin o kadar boka batardınız. Etrafımda bu kadar pislik içinde temiz kalmaya çabalasak da olmamıştı. Halam ise en azından bir meslek sahibi olmamı istemişti. Ne kadar istemesem de halamdan korktum. Suçlu bir aileden adaleti sağlayan birini istemişti. Kabul etsem de avukatlığı seçmiştim çünkü ben doğrucu bir yalancıydım.

 

Diploma yeminler bol vesaire mezuniyetimizi bunu ayrıyeten başka bir yerde de ailem ve en yakın arkadaşlarım ile kutladık. Hepimizin ailesinin suç ortağı olması ayrı ironiydi. Özgür yazılımdan mezunken, kardeşi Ceren moda okumaya devam ediyordu. Son olarak da bizle yaşayan babamın rahmetli en yakın arkadaşının ve benim en yakınım olan Arda ise okumayı ailesinden sonra bırakmıştı. Hangi bölümü seçtiğini hiçbir zaman öğrenemedik. İstese Özgür saniyesinde öğrenirdi fakat bize söz verdirmişti Arda. Bizde onun bize söyleyeceği ve okula geri döneceği günü iple çekmeye devam ettik ediyoruz.

 

Bu gece bir yıldır okul yüzünden (halamdan korktuğum için) ara verdiğim sokak pistlerine geri dönecektim. Tabi bunu yapacağımdan ailelerimizin haberi yoktu. Onları yalnız bırakıp biraz daha kutlama için dışarı çıkacağımızı belirttik. İzin aldıktan sonra aramızda sadece Arda’nın arabası olması dışında bir sıkıntı yoktu Özgür ve benim arabama ise el konulmuştu ailelerimizin aşırı borcu vardı. Tek gelir kaynağımız Özgürün yazılımdan kazandıklarıydı. Ailelerimiz çete gibi de olsa büyük bir aile sayılırdı. Bu yarışa da para için katılmıştım ve halama olan sözümü bozmuştum. Paraya ihtiyacımız vardı. Hepimizin işler oldukça berbattı ve bizimkiler büyük bir halta bulaşmıştı. Bize önemli olmadığını söyleseler de bu fırtına öncesi sessizlik yakında gelecek büyük bir belanın alametiydi. Belki de zaten o beladaydık ve haberimiz yoktu. Ardanın şoförlüğünde yola çıktık.

 

“Bu ararlar ilk defa neşeliler. Onları huzursuz eden bir şeyler var.” Aynadan arka koltuktaki ben ve Ceren’e bakarak konuştu Özgür’ün bizle bağlantısı arabaya bindiğimiz an telefonuna dönmüştü.

 

“Evet bizden saklıyorlar.” Abisine koltuğuna tekme atarak “Dünyadan abime dünyadan abime.” Birbirlerine girmişlerdi yine Arda sinirli bir şekilde ikisine bakınca normale döndüler.

 

“Sen ne düşünüyorsun Asil bu konu hakkında sence de bir şey saklamıyorlar mı?” Kafam ile onayladım Ardayı.

 

“İlginç bir şekilde çok huzursuzlar.” Hepimiz ne olduğu hakkında düşünceliydik. Hareketlenip çaprazımda olan Özgür’ün omzuna yumruk attım. “Ama mühendisimiz bu konuyu en kısa zamanda çözecektir.” Kolu acıdığı için homurdanmıştı. Ceren ise keyiflenmişti.

 

“Ya bilgisayar ile çözülmeyecek konu ise ne edeceğim Asil Hanım?” Gözlerimi kısarak ona baktım. Haklıydı bizimkiler hala teknoloji ile bir değildi.

 

“Doğru diyorsun ama denemekten zarar çıkmaz.” Bakacaktı.

 

“Ya çıkarsa?” Anlamsızca Arda ya baktım aynadan bana bakıyordu. “Ya zarar çıkarsa bence şimdilik karışmayalım eninde sonunda bize söyleyeceklerdir.”

 

“Emin misin? Sana bile söylemediler.” O da emin değildi.

 

“Değilsem bile kokusu elbet çıkar biraz sabır. Hem bu gece bunları düşünme yarışın var paslandın kız.” Egoist bir şekilde yan yan sırıtıp koltuğa yaslandım.

 

“Pası falan boş ve bu yarış nereden çıktı şimdi kabul etmezdin genelde.” Pis pis sırıttı.

 

“Üzerine bahis oynadım sen de karlı bende karlı.” Ellerini çenesinde ovmuştu.

 

“EE tamam normal bir şey bu.” Hala sırıtıyordu. “Bir dakika be oldu çabuk söyle.” Kolunu çimcikledim.

 

“Aman tanrım adam öldürüyorlar.” Yan yan küçümseyerek ona baktım. “Tamam kızım ya sen yokken yeni bir bahisçi ön plana çıkmaya başladı. Senin onun adamını yenemeyeceğin konusunda bahse girdi benle baya büyük oynadım bu sefer.” Para konusu olunca gözü dönerdi.

 

“Ne kadardan bahsediyoruz?” Gözlerim ışıldamıştı kocaman bir gülüş yüzümdeydi. Para konusu olunca hayat enerjim yerine gelirdi.

 

“250 bin dolar.” Şaşkınca ona baktım. Kimse bu kadar para vermezdi.

 

“Kaç kişi bahse girdiniz ki bu kadar çok.”

 

“Bak işte hiç kaybedeceğini düşünmüyor görüyor musunuz?” ters ters baktım. “Sadece adamın kendisi ile bahse girdim.”

 

“Tehlikeli gibi, neyse ucunda ki para iyi.” Kuşkulanmıştım fakat para severdim. “Adamına bu kadar güvendiğine göre iyi olmalı.”

 

“Aslında adam kendine güveniyor.”

 

“Nasıl?” Özgür araya girdi.

 

“Adam kim bilmiyor. Fırtına lakaplı biri yarışçısından daha iyi olduğunu söylüyorlar fakat daha bizim taraftan biri onu görmedi.”

 

“Lan kim olduğunu bilmediğin biri ile nasıl bahse girersin? Hem sen ne teklif ettin ben kaybedersem.”

 

“Senin ile tanışmak istiyormuş adını duymuş falan bir yemek.”

 

“Nee sende kabul mu ettin.”

 

“Yaa hemen kızma kazanacağını biliyorum. Yoksa kendine güvenmiyor musun?” Beni dolduruşa getiriyordu.

 

“Kazanırım ama tehlikeli olabilir. Kim olduğunu bilmiyoruz? Tanışmak istediğine göre sapık olabilir.” Bir an ciddileşmişti.

 

“Merak etme senin yanında bende gelme şartı ile kabul ettim.”

 

“Sağol ya içime su serptin.”

 

“Kızım kendim ölürüm yine sana zarar vermesine müsaade etmem.” Etmezdi. “Hem tehlike seversin sen.” Dolduruşuna geldiğimi bile bile kabul ettim. “Hadi neşelen Asil tekrar pistin altını üstüne getirdi diyecekler.” Gülmüştüm.

 

“Tamam dediğin gibi olsun şu piste onları gömelim ki sahipleri kendilerini göstersin”

 

“İşte benim kızım be.” Yarışın yapılacağı yere gidene kadar muhabbet ettik.

 

Yarışa bilerek biraz geç gitmiştik önden rakibi çökertmek için ama karşılaştığım rakip benden korkmak yerine beni küçümsüyordu.

 

“Bir kadın ile yarışacağımı bilseydim daha az ücret alırdım.” Beni değil cinsiyetimi küçümsemişti. Uzattığı elini tutmadım. Düz bir tavırla sadece gülümseyerek ona baktım. O da bana pis pis gülümsüyordu.

 

“Bir kadın tarafından yenilince kaybolan gururun için patronundan daha fazla ücret talep edebilirsin.”

 

“VE Asil vurdu gol oldu.” Arda etrafı coşturmaya başlamıştı bile. Arda’nın benim için sakladığı arabam gelirken tüm odağım güzel arabama kaymıştı. Çok özlemiştim. Siyah Supra’mın her yerini inceledim. İncelemem bittiği an arabama bindim. Herkes heyecanlıydı. Adam da şaşkınlığını üstünden atmış ve bana olan bütün kiniyle arabasına binmişti. Benim adım kadar onun da Yırtıcı olan takma adı ile seslenenler vardı. Rakibimin de desteği tam yerindeydi.

 

Yarışın başlaması için Arda’nın yarışı başlatan kızla flört etmesini bitirmesini bekliyorduk. Hiç akıllı durmuyordu. İzleyiciler tepki göstermeye başlayınca kız Arda’ya uzaktan bir öpücük yolladı. İğrenir gibi ona baktım. Bana göz kırptığı an kız işaret vermişti. Yırtıcıyı kendi avım yapmak için yarış başlamıştı.

 

Dip dibe gidiyorduk. Dönüşlerde elbette onu geçiyordum fakat hemen durumu yan yana getiriyordu. Yanıma yaklaşırken açık camından gıcık bir şekilde gülüyordu. İçten içe sinirlenmiştim. Geride kaldığım için değil beni küçümsediği içindi.

 

Ona Asil kızın nasıl avcı olacağını tattıracaktım. Ona göz kırpıp gazı kökledim. Fark atmaya başlamıştım bile bir dönüş sonra kazanmam garantiydi. Dönüşe gelirken anlamış olacak ki arkadan bana bilerek çarptı. Bana yetişmeye çalışmak yerine arkadan çarpmasını hiç beklememiştim. Çünkü en az benim kadar iyiydi. Geçmek yerine zarar vermeyi tercih etmişti. Yüzümü direksiyona çarpmıştım ve çarpmanın etkisiyle sersemledim. Durmuyordu bu fırsatı değerlendirmek yerine çarpmaya devam etmişti. Nerede olduğunu anlamış gibi önüme geçmişti. Dönüşe geldiğimizde ufak bir ara ile önümdeydi. Kaybedemezdim. Evet bazen kaybettiğim olurdu fakat bu pisliğe kaybetmeyecektim. Yanında doğru yetişmiş öne geçme fırsatı kolluyordum bir metre kadar önümdeydi. Sıra ona adını yedirme sırasıydı arabasına bu sefer ben çarpmıştım. Sersemleyen arabayı tüm gücümle itip duvara doğru yaklaştırmıştım. İyice yakınında olduğum arabanın yanına gelirken arabadan eğilip tekerleğine çakıyı soktum. Bana küfür ettiğini duymuştum. Savrulan arabaya bir kere daha geri gidip çarptığımda duvarı boylamıştı. Arabadan çıktığı an bana gelmesini beklemeden yarışı bitirdim. Herkesin heyecandan deliriyordu. Çoktan insanların arasına girip hasarlı arabamdan çıkmıştım. Bizimkiler arabadan pek hoşnut olmasa da kazandığımız paradan hoşnuttuk.

 

Arda ve Özgür araba ile ilgilenirken Yırtıcı sinirle yanıma geliyordu benim de ilk çarptığımda geçme fırsatım vardı fakat dişe diş hıza hızdı. Yanımda öfke ile bittiğinde beni itmişti. Geriye doğru sarsılan ben biraz tırsmıştım.

 

“Sen ne halt ettiğini sanıyorsun.” derken Kendimi toparladım. Yanımda olan Ceren de hemen bizimkilere bağırmıştı. Hızlıca yanıma doğru gelen bizimkilere dönerken Yırtıcı bir an ne olduğunu anlamadan beni kendine döndürüp yumruk atacağını anladığım da çok geç kalmıştım. Refleks olarak gözlerimi kapattım ve yumruğu bekledim.

 

Gözlerim kapalı bekledim bekledim gelmemişti ne olduğuna bakmak için baktığımda biri yumruğu hava da tutmuştu. Simsiyah gözleri ile bana yumruk sallayan herife bakıyordu. Bu adamı hiç buralarda görmemiştim fakat bir yerden tanıyor gibiydim. Yırtıcı korkak gözlerle ona bakıyordu. Adam Yırtıcının kolunu sertçe savurmuştu. Bana bakarken aramıza gelen Arda ile gözlerimi ayırdım. Arda bana yumruk sallayana yumruk geçirmişti.

Loading...
0%