@yesilcadi
|
8. BÖLÜM:
Çınlamalar vardı. Gözlerimi rahatsız bir şekilde açtım. Yine aynı oda o bana sesleniyordu. Korkuyla bunun hemen bitmesini bekledim. Yine kabus görüyordum. Hemen uyanmalıyım. Ya da görmüyor muydum? Yine o mavi beyaz oda yine maskeli o beni gerçekten buldu mu? En son Kurt vardı Emma vardı. "Seni buldum sonunda?" Yine her zaman ki kafesteydim. Ayaklarım ve kollarımdan ilaç akıyordu. Gözüme doğru o iğneyi ve o aleti getiriyordu. Ağzım kapalıydı. Bağıramıyordum. Terler içindeydim tekrar oluyordu. İğne girmişti bile sıra o aletteydi. Kıpırdanmam hiçbir halta yaramıyordu. Kurtulamadım.
"Bu kadar terlemesi normal mi?" Ses kısık geliyordu. Sanırım uyanıyordum yine aynı kabustan ah evet beni bayılttılar piçler. O değildi en azından. Gözlerimi açmadan onları dinlemeye devam ettim. Düşmanınıza ayak uydurmalısınız ki öne geçebilesiniz.
"Kabus görüyor sanırım." Dean konuşmuştu.
"Onu ilk bulduğumda da böyleydi. Sonra bana saldırdı. Uyanık olduğunu bile anlamadım. Çok iyi rol yapıyor." Önde bir yavaşlama hissettim. Aralarından biri uyanık olup olmadığımı kontrol etti. Umarım felçli halim çabuk geçer. Bana ne enjekte ettilerse öğrenmem gerek. Beni gerçekten ona götürüyor olabilirler. Kötü bir yere götürüyor olabilirler bana ne yapacakları belli bile değil. Onlardan daha çok korktum. Canavar kurt, Mary, arkamdan bana hissettirmeden bayıltan kişi ve Emma. Tek başıma üstelerinden gelebilir miydim? Gelemezdim burası onların yuvası.
"Beni bir balonla kısa süreliğine hırpalayacak kadar da deli." Mary gülmüştü dediğine
"Seni benden başka hırpalayan biri daha olması ne güzel. Balondan sonra öleceğine emindim. Şansı yoktu." Mary'nin kapasitesine dair daha bir halt öğrenemedim. Dean' ı hırpalayabiliyor muydu?
Mary yine kendine fazla güveniyorsun. Ondan daha şanslısın sana hiç öldürme arzusu duymadım."
Konuşması beni ürpertti. Beni gerçekten öldürebilirdi. İçimden güldüm. "Yakışıklı biri tarafından ölümü mü kaçırdım ben çok üzücü." "Bazen senin nasıl onu ve çalışanlarını nasıl aldatıp atlatabildiğine şaşırıyorum." "Niye şaşırdın." "Şu an çok geri zekalı gibi davranıyorsun?" "Ne yakışıklı işte. Galiba şu an onun kolundayım. Çok rahat ve sıcak hissedebilir misin?" Onlar da konuşmaya devam ediyorlardı. Kozlarını paylaşma gibi bir şeydi. Kafam da acıyla inledim.
"Nasıl olur?" Siktir yapacak zamanı buldun zaten. Yavaşça gözlerimi açtım. Yeni uyandığıma inandırmalıydım. Biraz burnumun yakalım. Burnumdan artık kan geliyordu.
"Ne oldu bana başım çok ağrıyor."
"Geri zekalı bir işi beceremedin mi?" Bu adam hep sakin bir şekilde mi sinirleniyor hala çok ürkütücü.
"Hayır dozunda verdim. Uyanmaması gerekiyordu. En az iki saat." Astor'du sesinden tanıdım. Bana hissettirmeden bayıltan oydu. Önümde birini da bayıltmıştı. Nasıl olduğunu anlamadığım şekilde. Neler dönüyor burada?
"Niye yirmi dakika dolmadan uyandı." Yirmi dakika benim için çok uzun inanamıyorum. Ne kullandı? Sanırım çok şey kaçırdım Simon, Emma yanımızda yoktu. İki tanımadığım insan ve Astor eklenmişti. Çoktan karanlık ara sokaklardan geçiyorduk. Neyse ki yürümüyordum prenses gibi taşınıyordum. Bu sefer kafama ben acı vereceğim.
"Onla alakalı bir şey olmalı sana az önce beni kandırıp saldırdığını anlattım. Senin darbene rağmen hala uyanıktı." Mary aptal değil en azından.
Kucağında acıyla hareket ederken tabi ki yalandan burnumun kanadığını fark edince durdu. Beni dik pozisyona getirip başımı öne eğerek bir eliyle beni tutup diğer koca eliyle burnuma baskı yapıyordu. Beşi de durmuş beni inceliyordu. Mary önüme gelip.
"İyi misin?" Beni merak mı etti? "Nasıl erken uyanabildin?" Yanıldım etmemiş. Cevap vermedim kırıldım. Kimse fark etmeden. Burnumda koca el ver nasıl konulabilirim. "Astor yanlış bişiler mi yaptın."
"Sevgilimin bana inanmaması yanlış oldu. Merak etme Mary her zaman ki karışım." Sertti. "Dediğin gibi onla alakalı." Bu salak galiba bana morfin ve engerek karışımı olan bir şey verdi. Beni en uzun bayıltan onlardı. Bunlar ayrılırlar benden söylemesi.
Dean göz devirmişti. Mary sus pus olmuştu. Elimle Dean'nın durması için eline dokundum. Elime bakıp elini çekerek gözlerime baktı. Sinirli bir şekilde elimin tersi ile burnumu sildim ve onlara baktım. Hala kucaktayken bir anda yavaşça indirdi.
"Bana ne yaptınız?" Ayakta durmakta zorlanıyordum. Hala felç etkisi geçmemişti. Başımın ağrısı da cabası. Başım döndüğü için beni indiren kollara tutunarak güç almaya çalıştım. Ona baktığım da hiç bozuntuya vermeden geri çekilmeden bana bakıyordu. Gerçekten diğerlerinden daha baskın bir otoritesi vardı. Benim üzerimde bile otorite kurabilir mi? Beni ürkütmesi de bir otorite değil mi zaten. Cevap verdi.
"Madem uyandın Tom' un yanına gidiyoruz." Soruma cevap vermedi. Cevap vermeyerek sinirli bir şekilde ellerimi kaslı kollardan çekip elektik çıkarmaya çalıştım. Çok düzensiz çıkıyordu. Astora doğrultup onu çarpmak istemiştim. Ama vücudum hala işlevsizdi buna rağmen çarpacakken Dean beni elimden yakaladı. Düzensiz çıkmaya devam ediyordu. Elimden bir şey gelmeyeceğini anlayıp durdurmaya çalıştım. Ama daha da şiddetleniyordu dengem yerinde değildi. Eğilip zorlukla elimi toprağa sürdüm. Dizlerimin üzerine çöküp normal hale gelene kadar ellerimi topraklamaya devam ettim.
"Bana saldırırsan böyle kontrolü kaybedersin." Ben normal olayım bak seni nasıl kazığa oturtacağım.
Dean arkasına dönüp ona bir yumruk attı. Birkaç metre uzağa fırlattı. Bunlar birbirlerini fırlatmayı çok seviyor. Bu sefer Astor sinirlenmişti. Mary aradaki gerginliği atmak için
"İliniz de bir durun ya kızın nasıl uyandığını bile bilmiyoruz kendisi de çok anlatmaya yanaşmıyor. Ki biz de yanaşmıyoruz. Hepimize cevabı Tom verecek." Bana dönüp "Sana da Elizya. Sakin olun sonra her birimiz kimi nerede boğarsak boğalım şu an işimiz var. Sara ve Simon bizden sonra çıkmalarına rağmen bizden önce yetişecekler bu gidişle." Kusmam gerekiyor şu zehri. Anca öyle kendime gelirim.
"Sevgilim doğru diyor. Kızı çabuk götürmeliyiz. Ondan tek haberi olan biz değiliz." Nereye geldim ben böyle. Mizonlar vardı. İçimden bir ses daha birçok bela var diyor. Öldürün beni kurtulayım. Sevgilim demesini bastırarak söyledi kesin bu üçlü arasında karışık bir ilişki var. Dean da mı bizim kıvırcığı seviyor. Kıvırcığa baktım. Benden uzundu saçları bile benden uzun galiba güzel siyah uzun kirpikli gözleri büyüktü. Balık gibiydi. Şekilsiz büyük dudakları olsa da çok güzel görünüyordu. Astor da sevgilisi gibi kıvırcık fakat yeşil gözlere sahipti. Bir yılanı andıryordu. Dean dan boy olarak biraz kısa olsa da uzundu. Kaslar olarak da Canavar gibisin kini daha görmedim ama yine de vardı. O da yakışıklı sayılırdı. O renkli gözlerini oyacağım senin.
Dean olanlardan sabır diliyor gibi bakıyordu. Onu izlediğimi fark edip. "Şok cihazı yürüyebilir misin?" Bir kıkırdama hissetim diğerlerinden Dean arkasına döndüğünde susmuşlardı. Hepinizi kazığa oturtacağım.
"Bana ne yaptıysanız pek yürüyecek gibi değilim. Bunun içinde engerek yılanı var mıydı?"
"Ee-evet var. Nasıl anladın?" Bilmemle şoka uğradı.
"Yılan zehri çok verildi. Artık bağışıklık kazandım diyebilirim" Ah hadi ama acıyarak bakmayın kolay veya zor da olsa hepiniz denek gibisiniz. Dean yanıma doğru eğilip tekrar kucağına aldı. O kucağına alırken keyif çatacaktım. O da şaşkındı bilmeme içten içe biliyordum. Ona denek muamelesi yaptım ama bence herkes acıya aşabilmeli. Ben aştım mı peki? Sanmıyoruz. Özellikle de onu.
"Hadi bir haftamız var buluşmaya. Geç kalmamalıyız." Bir hafta boyunca nereye gideceğiz ki. Hazır ol kızım yolun başındasın. Yorgundum zehirden dolayı. Kusamadığım için yüzümü kollarında olduğum adama gömüp kendimi bıraktım. Gerçekten sıcaktı. Biraz daha hasta numarası yapabilirim sanırım.
|
0% |