@yesilcadi
|
Merhaba bu benim ilk yazıp wattpad de yayınladığım kitabım. Fantastik, bilim kurgu, dram ve romantik ağırlıklı olması yönünde bir kitap. Kitabımın ilk bölümünü yazarın yani benim ağzımdan tanıtım bölümü gibi dinleyeceksiniz. Diğer bölümler ana karakterlerimiz tarafından anlatılacak ve hiçbir karaktere tam anlamıyla güvenmemenizi öneririm. İlk bölümler daha çok tanıtım gibi olacak bu yüzden kafanız karışabilir dördüncü bölümden sonra aksiyon ağırlıklı daha çok kaos olacak:D İlk bölümlere dikkat edin bir an aydınlanma yaşayabilirsiniz ;)
İnsanoğlu günden güne bilimsel olarak gelişirken birçok iyi ve kötü meseleyi de beraberinde getirdi. İyi yanı her türlü haber kanalı ve sosyal medya da gözler önüne serilirken karanlık tarafı insan duyguları ile birlikte eskiden beri duvarların arkasına saklandı. Cam ve beton duvarlar. Cam duvarların ardında karanlığı görenler ya karanlığı sever, taparlar ya da ondan korkarlar. Beton duvarlara bakanlar öteki taraftaki karanlığı göremeyenler ya körler ya da düşünmeyi bilmeyenlerdir. Körler de fikirsizlerde hissetseler dahi karanlığın baskısına gerek kalmadan kendilerine korkak veya umursamaz maskesi takarak hayata devam eder. İnsan sonuçta tarihin bilinen başından beri hep korku ile yüzleşti baş etmek yerine korkak sıfatı taşımayı kendine daha uygun buldu.
Elizya yine gündem için sosyal medya mecralarındaydı. Gündüz bilim insanı Hannah 'ın konuşma günündeydi ve imza bile aldığı için çok mutluydu. Bu devirde artık bilim insanları daha ünlüydü insanlığı kurtarmışlardı. Elizya'ya göre aslında kendi yarattıkları sorunları çözmüşlerdi. Böyle düşünmekte kendi adına haklıydı bu yolda tüm ailesini kaybetmişti. Onun için bu mahluklar çözümleri bile başlı başına sorundu. Hannah da onunla aynı fikirde olan biriydi. Bu akşam bir açıklama yapmış sonun yine geldiğini söylüyordu. Hala yaratılan çözümlere isyanlar sürüyorken böyle bir açıklama şimdiden protesto, kan ve savaşın habercisiydi. Elizya telefonu kapattı ve dışından konuşmaya başladı. "Bunlara katılacağım biliyorsun. Hayır katılmayacaksın daha yapacak çok işin var. Keşke bunlara hiç gerek kalmasaydı yedi yıl öncede kalabilseydik." Yarın ki protestolardan korunmak ve katılmak için hazırlık yapıp uykunun kollarına kendini bıraktı.
Sokaklarda geziyordu ne ara uyanmıştı da bu kasvetli sokaklara düştü. İlaçları fazla mı kaçırmıştı da uyandığından haberi yoktu diye iç geçirdi. Gezdiği sokak ona çok tanıdık geldi. Yolda ilerlerken bu sokağın ona nereden tanıdık geldiğini hatırlamaya çalıştı. Etrafını incelemeye koyuldu çoktan her yer yıkılmaya bir sürü insan dışarda birbirine girmesi gerekmiyordu protesto neden yoktu? İnsanlar yine mi korku esiri olmuştu? Yine sinirlenerek ve küfür etmeye başladı. İncelemeye devam ederken sokağın üstündeki ekmek heykeli olan fırının kokusu ona nerde olduğunun haberini verdi bunlar küçüklüğünden kalma binalar ve sokaklardı. Bu fırında ekmek sırası beklediği günleri hatırladı bir an ve rüyada olduğunu düşündü. Rüyasında geçmişi görmek onu ailesini görme umuduyla yanıp tutuşmasına neden oldu çünkü ailesi de geçmişte kalmıştı. Düşünceleri çabuk kayboldu hazır fırının önündeyken simit almak istedi. Bu simitçiden simit almak için annesini zorladığı zamanlar aklına geldi. Düşüncelerden sıyrılarak konuşmaya başladı.
Nasıl bir rüyadayım bu çok gerçekçi neyse buna takılmamalıyım şu an açım simit'i gözüm kesti bile ama bu simite sahte bir evrende para veremem annemi zorlayarak sadece almak isterdim. Rüyada nasıl açım ki? Kendinle mi konuşuyorsun evet kendimle. Burada bile kendimle konuşmak ödülü hak ediyor uyanınca kendime ödül vereceğim. Hadi uyandır kendini yüksek bir yerden atla. Ah evet rüyadan böyle çıkılır.
Elizya etrafına yine göz gezdirerek kapısı açık olan rengi gri eskimiş binadan içeri girdi. Atlayacağı yüksek yeri bulana kadar ilerledi ve dairelerden açık olan ilk gördüğü kapıdan girdi. Arkasında birisinin varlığını hissederek arkasına bakmadan yürümeye devam etti rüyada olduğunu sanarak balkona vardığında hiç beklemeden mermere çıktı. Ellerini açıp rüzgar'ı hissederek gözlerini kapayarak kendini binanın arka bahçesine doğru attı arkasındaki kişinin onu yakalamaya çalıştığını hissetti fakat artık iş işten geçmiş çoktan yerde tepetaklak kalmıştı. Yukarıya doğru bakarken acıyı derinlerine kadar hissediyordu. Garip bir his içerisindeydi uyanmak bu kadar acı vermemeliydi. Rüya da böyle fiziksel acı var mıydı ki? Farkındalığa uyanmıyordu sonuçta onun acısı bir başkaydı. Rüyadan çıkmak istemesi de bir farkındalıktı belki de ya da rüya da olduğunu bilmesi. Yavaş yavaş gözlerini kapatırken atladığı balkonda son olarak sadece uzun kıvırcık saçlar gördü.
Bu tanıtım biraz tanımsız oldu okuma sayısına göre bölümleri atacağım. Tekrardan iyi okumalar dilerim.
|
0% |