@yesilcadi
|
Merhaba Canolar, ikinci bölümde ufaktan karakterimizi tanıyacaksınız ,hafif aksiyon ve gizemli kafa karışıklıkları sizi bekliyor yazım yanlışlarım olabilir. Şimdiden iyi okumalar:)
Bedenimde keskin bir ağrı ile uyandım. Bu ağrılar her zaman alıştığım gibi değildi daha bölgesel çivi saplanması gibi ve şiddeti zayıftı. Neden böyle diye düşünürken kendimle savaş başlatmaya bile başladım. Oysa dün doz almamıştım. Bedenimde ki bu gariplikle yattığım yerde huzursuzca kıvrandım. Uykunun verdiği ağırlıkla olsa gerek gözlerimi açmakta bile zorlanıyordum. Yanımda bir hareketlenme hissetim gittikçe bana yaklaşan bir hareketlenme hazır moda geçmiştim bile eğer ağrılarımın sebebi isen güzel bir laborotuvar beğen. Gelen kişinin üzerimde saçlarını hissedince gözlerimi birden açarak bilekleri ile birlikte onu ters çevirip ellerini arkada kilitledim. Kıvırcık saçlı bir kızdı. Bu kıvırcıklar bana tanıdık gelmişti. Evimde olmadığımı fark etmemde uzun sürmemişti. Demek gece beni bu rutubetli yere getirecek kadar iyilerdi. "Kimsin?" Sorumla birlikte hareketlenerek beni duvara yapıştırdı. Ayağına sert bir tekme atarak onları da kendime esir hale getirdim. "Konuş?" dememle birlikte aldığım kafa darbesiyle geriye doğru savrularak küfür ettim durumdan faydalanarak hızlı hareketlerle elimden kurtulup sağlam bir yumruk geçirerek ona uyguladığım tarifenin aynısını uygulayarak ellerimi arkada birleştirdi.
"Buralı değilsin asıl sen kimsin?" Beni kendisi kaçırmamış mıydı?
"Benimle dalga mı geçiyorsun beni sen kaçırmadın mı?
"Hayır seni kurtardım budala." Bir kahkaha patlattım. Arkamdan derin bir nefes verdi. Ellerinden kurtulmak istemedim o derin nefesin içinde sinirli bir insancık yatıyordu biraz siniriyle oynamak keyif verecekti.
"Sarhoş musun toz falan mı çektin? Ne kullandıysan bende isterim çok iyi kafa yapıyormuş."
"Benim çektiğime emin misin? Sonuçta Balkondan atlayarak intihar etmek isteyen ben değildim." İçimdeki oyun heyecanı bir anda sönüverdi. Evet atladım ama rüyamda, hala rüyada mıyım? Yoksa rüya değil miydi? Bir şekilde öğrenmem gerekiyor. Kızı konuştur.
"Ne oldu sustun? Şimdi buraya nereden geldin söyle bakalım?"
"Teşekkür ederim beni orada bırakmadığın için ben kendimi rüyada sanıyordum."
"Ne rüyası harbiden kafan uçmuş. Gerçeği bile ayırt edemeyecek hale gelmişsin. "
"Gerçekten burayı daha önce sadece küçüklüğümden hatırlıyorum şu an hala rüyada olabilirim." Ellerinin gevşediğini hissettim. Şimdi bir kurtulma çabasına girmeden sakince beklemeliydim güvenini kazanıp gerçeği çözümlemem gerekiyor. Devam ettim.
"Bak saçma geldiğini biliyorum bana da saçma geliyor. Bu durumdan kurtulmamız gerek. Sana ne olduğunu anlatayım. Rüya değilse bile buraya nasıl geldiğimi bilmeliyim."
"Bu beni ilgilendirmez ki burada bir yabancısın ve yabancıların aklından ne geçtiğini öğreniriz. Hem de sadece bir dokunuşla." Dokunuşla demek Kıvırcık onlardan olduğunu bu kadar beli etmemeliydin. Ya salaksın ya da kendine çok güveniyorsun. "Dokunuş derken zihin okuma gibi mi?" "Demek böyle şeyleri biliyorsun. Buraya ait olmadığın dibine kadar belli." "Buralı olmadığıma göre iyi tanıyorsun burayı hangi bakanlığa bağlısınız."
"Ne bakanlığı? Duvarların ötesinden misin? Bakanlığı sadece orda olanlar ve amirlerimiz bilir." Şaşkınlığı ve tedirginliği sıktığı vücudumu daha da serbest bırakmasını sağladı. Duvarların ötesi ne bilmem ama istediğim fırsat gelmişti.
"İkimizin de bilmesi gereken çok şey var. Sana ne olduğunu anlatırım sorduğun her soruya da cevap veririm. Sonuçta konuşma yok diyemezsin."
"Nedenmiş o."
"Sonuçta meraklı birisin. Hem de sadece amirlerinin bildiği bakanlığı öğrenecek kadar."
Sadece kelimesini bastırmam bileklerimi daha çok sıkmasını sağladı. Amirleri olduğuna göre daha işinde toydu. Benim verdiğim göz dağına rağmen inkar etmemesi ise bu işin uzayacağından olmasıydı. Amirlerinden önce benden bilgi almalıydı. Yoksa merakına yenik düşerek yaptığı şeyler elinde patlayabilirdi. Meraklı olması en büyük hatasıydı. Benden şüphelendiği an amirlerine getirmek yerine buraya getirip bilgi almak ve yardımcı olmasından anlaşılabilirdi. Amirlerine gelecek olursak kıvırcı'ğın iş uzatması halinde ikimizden hemen haberdar olacak kadar yetenekli insanlar olmalılardı.
Güvenmediği için beni bağlamasına izin verdim. Ona rüya meselesini anlattım. Simitçiden kıvırcık saçına kadar. Elbette bana inanmadı. Bende artık rüya da olmadığıma emindim. Tek sorunum buraya nasıl geldiğim ve yaptıklarımı öğrenmemiş olduklarını ummaktı. Öğrendilerse de kaçış planımı şimdiden hazırlamalıydım. Bu tabi ki tuzaklarında değilsem geçerliydi çoktan ellerine düşüp bir deneye de mahsur kalmış da olabilirdim. Bu seçenek de bu kızla bitmişti hiçbir şeyden haberi yoktu tabi ben kandıracak kadar rol yaptıysa işler değişirdi. Düşüncelerim birbirleri ile çoktan savaşa başlamıştı. İlk önceliğim bu kızdan bilgi toplayarak ilerlemekti. Amirlerini ne kadar merak etsem de büyük balığa hemen atlamamak gerekti küçükleri yiyerek yol olmalıydım.
Elizya ve Kıvırcık hakkında neler düşünüyorsunuz?
Sizce olaylar bundan sonra nasıl gelişecek Firdevs hanım ;) amirlerin bunlarla alakası ne ?
Fantastik öğelerin ve arkadaşlığın kokusunu aldınız mı?
Tekrar iyi okumalar, yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın. (Bunu yazarken içimden kanalıma abone olup yorum ve beğeni atmayı unutmayın diyen youtuberler geldi.)
|
0% |