@yesilcadi
|
İdam direğinin arkasında idam direğinin yarısı kadar kıllı dev benzeri, hafif yaralarından robot olduğu az çok belli olan yaratıklar vardı. Yarı çıplak olmaları kıllı görüntüleri ile resmen ilkelliğin resmedilme haliydi. Aralarından biri ise elinde bize doğru bakan bir kadınla öne çıkıp, kadını idam etmeye hazırlanıyordu. Kadının suratında korkudan eser yoktu fakat kabul eder gibi bir imaj da çizmiyordu. Sanki kurtulacağını biliyor gibi bir hali vardı. Kim kurtarabilirdi ki? Gözleri bana odaklanırken artık idamın sonuna gelmek üzereydi. Gözlerini benden kesip Sara ve Gül' e dönüp hüzünlü bir şekilde son defa baktı. Gözleri kapanırken, elleri yavaşça boynundan aşağı doğru salınırken artık onun için zaman orada durmuştu. Gül'ün ağlaması şiddetlenirken ağzından sadece "anneeee" kelimesi çıktı. İdam bitmişti. Gül 'ün bağırması ile aşağıda ki sesler tekrardan bize ulaşmıştı. Herkes idam şokunu atlatarak sesler için hazırlığa geçti. Sara küçük kıza iğne yaparak onu kollarında uyuttu. Ona ne bok yedin dercesine bakarak kendim de her ihtimal için siper aldım.
Sara bana doğru "sakinleşmesi gerek kendini koruyabilir misin?" göz devirip ellerimi iki yana açıp sadece parmak uçlarıma entegre edilmiş ve benle bütünleşmiş yapay deri ile ufak ama güçlü elektrik kıvılcımlarını göstererek "her zaman" dedim.
"Mary, sen Ellision le aşağıdan Tom'a ulaştır gerekirse zorluk kullan. Casper sende küçük Ellision ve Gül'ü güvenli bir yere sakla hadi hemen.
Kimin ne yaptığına bakamadan Mary beni kolumdan az önceye göre daha nazikçe tutarak kafası ile yolu gösterdi. Temkinli adımlarla kimseye bulaşmadan gitmeye kalktık. Otuz saniye falan sürdü. Bu kıvırcık ve ben bela var ama bulaşmamak olur mu hiç? Bir kişi karşımızdaydı bile işte fırsat bu fırsat Mary' nin ne halta yaradığını göreceğim diye sevinirken önümüzdeki adam arkasındaki adam tarafından sadece ağzının kapanması ile ne olduğunu anlamadığım şekilde yere yatırdı. Mary de ufak bir gülümseme fark ettim. Adam konuşmaya başladı.
"Sizi kurtarmak benim için bir şeref" diyerek Mary'nin elini tutarak öpmeye kalktı. Sadece kalmak ile yetindi. Mary elini sinirli bir şekilde çekerek. Ne oldu hemen öyle hem gül hem sinirlen.
"Bana bir haftadır görünmeden haber vermeden gezen kişi şeref mi dedi."
"Aşkım lütfen görevdeydim." Aha marulun sevgilisi hıyar wtf.
"Bana söyleyebilirdin. Neyse şu an işim var. Arkamızı kolla kızı Dean görmeden Tom'a götürmemiz gerek." Sevgilisi, kafası ile onaylayarak arkamızdan temkinli şekilde gelmeye devam etti. Altta ise yerimizi bildiren yüksek ses geldi.
"İkini katta sağa doğru gidenleri tutun." Bizi nasıl buldu diye merak ederken Mary hırçınlıkla aşağıya doğru baktı."
"Piç köpek kokluyor bizi." Aşağıdan yine ses geldi.
"Tek koklamıyorum da duyuyorum da Astor iti." Marynin sevgilisi bu sözler üzerine yutkunurken adını çok beğenmiştim kimse ciddi durumlarda beni sorgulamamalı. Yine de kimin seslendiğine bakmak istedim. Şaşırmamam gereken bir durum daha meydana geldi.
Gri ve kirli beyazı çok olan tüylü şeyle karşılaştım. Kafasını bana çevirip bakarken Mary beni hemen geri çekti. "O şey de ne?"
"Şu an kaçman gereken biri. Lanet olsun ki seni hemen fark etti. Neyse halledeceğiz. Astor onu oyala."
"Piç tüm takımı ile gelmiş zor olacak. Acilen üsttekilerin el atması gerek." Tekrar aşağıya bakınca ona benzeyen birkaç tane daha gördüm. Şimdi nasıl kurtulabilirdim bu işten bir heyecan bastı.
"Off hemen Sara nın yanına çık." Aşağıdaki şey hızlı hızlı buraya doğru geliyordu birinci kata zıplarken üstten iri bir adam onu tekmeyle üzerine atladı. Mary ve Astor ses etmeden oraya bakarken durumdan yararlanıp Mary beni de kolumdan tutarak aşağıyı görmemi keserek beni merdivenlere doğru ilerletti. "Hadi çabuk Astor" Astor yanımızdan ayrıldı ve koşmaya başladık.
"Elizya seni hemen çıkarmak gerek eğer olaylara bulaşırsam aşağıya doğru koş ve Tom'u bul."
"Tamam." Sesimi çıkarmayıp hemen kabul ettim. Aşağısı tamamen karışmıştı. Ne olduğunu ve tam net göremediğim o şeylerle uğraşmak mantıksız olurdu.
Mary ile ilerledik. Yolumuzu o farklı türlerden ikisi çıktı. Birbirlerinden farklıydılar ikisi sanki hayvanlar gibiydi insana benzeyen hayvanlar, ya da hayvanları andıran insanlar mı deseydim. Üzerimize yavaş yavaş geliyorlarken biz de onlara doğru yavaş ilerledik bu da artık bu işe bulaştım demek. Ellerimi hazırlarken Mary atağa geçip dizine geçirdi. Çok hızlıydı karşısındaki tüylü şey Mary'nin olağanüstü refleksine karşı gelemeyerek ilk darbeyi atmıştı ki diğerine de aynı hızla diz yerine direk düz tekme salladı. İkisi de aşırı sersemleşmişti. O onlarla uğraşırken arkamdan bileklerimi sıkı tutan kişiye de benim reflekslerim yenik düşmüştü. Bacağına tekme geçirdim fakat Mary'nin gücüne yavaştan şahit oluyordum onun aksine benim tekmem bir halt edememişti ellerimi birbirine sürterek elektriği ayarlayarak kıvılcım çıkardım bunu fark eden arkamdaki kişi ellerimi daha sert sıkıp kıvılcımları kendinden uzak tuttu. Beni Mary den yavaşça uzaklaştırıyordu. Mary diğerleriyle hırpalanırken benim eşgal çok sinir bozucuydu. Elektriğin dozunu arttırdıkça o daha fazla elimi sıkıyordu. Ama artık nafileydi kıvılcımlarını aşmış onu sersemletmişti. Hemen ayağıma topladığım tüm güçle tekme savurup hala elektik saçan parmaklarım ile omzuna dokunarak etkisi hale getirmiştim. Mary de atlatmış olduğu iki kişiyi terk ederek yanıma doğru geliyordu. Arkama biraz uzakta bir ses kopana kadar sanki arkama biri zıplamıştı. Mary hızlıca birbirimizin yanına gelerek arkamı dönmeden beni merdivenlerin olduğu tarafa doğru fırlatmıştı. Tamam bu yaptığı sadistlikti ama beni daha önce atlarken de görüp zarar görmediğimi biliyordu. Tahminim o yöndeydi yani umarım o yüzdendi bilerek de atmış olabilir. Güvenmeyin kimseye. Hızlıca düştüğüm yerden toplanmaya çalışarak ayağı burkuklar gibi yavaş yavaş ilerlemeye çalıştım. Yine de her yerim ağrıyordu. Toparlanmam için birkaç dakika gerekliydi. Zamanım yoktu. Mary'nin dediği gibi acilen Tom'a ulaşmam gerekiyordu. Çok insan dinleyen biriymiş gibi heycanlanmam çok anormaldi. Burada kalıp olayları incelemek şu an istediğim en önemli icraattı. Önüme gelenleri elektrik ve zorluklarla atlatmaya çalışarak sadece bir merdiven indim daha iki merdiven vardı. Halim berbattı. Diğer merdiven için koridorda koşarken Mary yukarda açılan delikten önüme düşmüştü. "Çabuk git." Diye bana bağırsa da arkamı döndüğüm an diğerlerinden daha farklı o gri şey karşımdaydı. Elini bana dokunduracakken heyecandan ne olduğunu bilmeyerek ve senkronize parmak hareketi ile oluşan elektriklerle gözlerimi kaparken sadece "Nereye kayboldu?" diyen belli belirsiz yüksek bir ses vardı. Peki ben var mıydım?
Nasıl buldunuz?
Yeni karakterler.
Kaos ve aksiyonu ne derecede.
Gizem olmasını hep umdum denedik bişiler artık.
|
0% |