Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@yesiller_askina

NOT: Kitap acemice yazılmıştır. Yazım hataları veya mantık hataları varsa şimdiden özür dilerim. İyi okumalar dilerim.

--------------------------

 

Turan ile hastanede ki banklardan birine oturmuş Yıldız'ın gelmesini bekliyorduk. Esra Erol'a gelenlere özenerek test yaptırmak istedi. "Yok yok bu kızın saçma düşünceleri beni deli edecek." Turan'ın konuşmasıyla ona dönüp gülerek cevap verdim. "Hadi ama sadece eğlenmek istiyor, yani merakta ediyor belli ki. Bırak merakını gidersin." Turan'da gülerek kafasını salladı.

Biraz daha orda öyle otururken hastane kapısından hoplaya zıplaya gelen Yıldız'ı görmemizle ayaklandık ikimizde. Tam yanımıza gelince konuşmaya başladı. "Testi verdim 3 saate çıkacakmış."

"Umarım senin bu peder saç ektirmemiştir." Hastanenin bahçesinde gülmeye başlamıştı ikisi, onların gülmelerine dayanamayıp bende gülmeye başladım. Ayak üstü bir sohbete başladık hemen

Çok geçmeden Yıldız'ın karnı guruldayınca hepimiz acıktığımızı fark ettik. Konuşulanlara bir yandan gülerken bir yandan da motorların yanına gidiyorduk. Güle eğlene motorların yanına gelmiştik. "O saç ektirme konusuna gelirsek eğer, babam ameliyattan korkuyor oğlum ne saç ektirmesi."

Konuşmaları böyle devam ederken motoruma binip kaskımı takmıştım arkama da Yıldız bindikten sonra motoru çalıştırdım. Turan'da motoru çalıştırdıktan sonra sessiz bir şekilde hastanenin bahçesinden çıktık.

Her zaman gittiğimiz bir kafe vardı. Yine oraya gelmiştik. Kafe aslında bizim başka bir arkadaşa aitti. İçeri girince kasada bizim abi olarak gördüğümüz Burak abi vardı görünce selam verip gözümüze kestirdiğimiz boş masalardan birine oturduk. Yanımıza gelen garsona siparişleri verince Yıldız hemen bana dönüp konuşmaya başladı.

"Valla size bir şey diyeceğim inanamayacaksınız." Derin bir nefes alıp verdim. "Umarım bu yine o saçma erkek muhabbetlerinden değildir." Yıldız göz devirip kafasını iki yana salladı. "Ay hayır, bu daha bir garip. Erkek konusu değildi benzetme konusu diyeyim." Biraz durup düşünüyormuş gibi yaptı. "Ama yalan yok bir erkek sürüsü vardı üff Allah'ım o neydi öyle."

Turan hemen ona döndü. "Hani erkek muhabbeti değildi lan?" Bir kere bile şaşırtmıyordu Yıldız. "Ay durun bir ya. Konu erkek değil konu o erkek sürüsünün önünde yürüyen Okyanusun kopyası." Kaşlarımı çatmıştım. Ben ne alakaydı şimdi. "Ben ne alaka Yıldızım."

"İşte bende dedim ki Okyanus ne alaka. Ne ara çoluk çocuğa karıştı dedim." Biraz şaşırmıştım şahsen ama pekte dikkatimi çekmemişti. "Ben biliyordum abi. Okyanusumuzun bir ikizi var." Yıldız ve Turan'ın karşısında oturuyordum uzanıp Turan'ın kafasına bir tane yapıştırmıştım.

"Neyse işte arkada dört beş tane falan erkek vardı, birde onların yanında da bir kız vardı. Tahminen bizimle yaşıt falandı ama o nedir öyle ya, uzaktan bile iğrenç bir izlenim veriyor." Yıldız bunu derken biraz tiksinmiş gibiydi. Kız umurumda değildi sadece kadının bana benzemesi kafama biraz takmış olabilirim.

Önümüze gelen yemeklerden yemeye başladık. Bir yandan yemek yerken bir yandan da başka konular hakkında konuşuyorduk. Yemekler bittikten sonra masanın üstünde duran telefonuma bakmıştım daha zamanımız vardı. Boş tabakları almaya gelen garsona içecek siparişini de vermiştik.

Siparişler bir süre sonra gelmişti. Onları içerken bir yandan da konuşmaya devam ediyordular. Ben ise Yıldız'ın dediklerini düşünüyordum. Yıllardır ailemin benden sakladığı gerçeği biliyordum. Bunun üzerine küçük yaşta bir araştırmaya girişmiştim. Ne yazık ki bir sonuca varamamıştım hâlâ.

Gözümün önünde bir el sallanınca düşüncelerimden uzaklaşıp onlara baktığımda ne var dercesine kafamı salladım. "Deminden beri sana bir şeyler anlatıyoruz Okyanus. Ne oldu daldın gittin hemen."

Omzumu silkip kafamı salladım. "Bir şey yok. Siz ne demiştiniz?" Yıldız ve Turan birbirlerine bakıp geri bana döndüler ve aynı anda konuşmaya başladılar. Anında bi duraklama olup konuşmak için birbirlerine zaman tanıdılar. En sonunda Turan konuşmuştu.

"Bugün yine yarış varmış öyle duyduk. Gidecek misin?" Salih abi sabah beni arayıp söylemişti. İlk başta hevesliydim ama nedense şimdi pekte bir hevesim kalmamıştı. "Haberi almıştım sabah, patron arayıp söylemişti ama bilemiyorum canım pekte istemiyor."

İlk defa kendi isteğimle yarışa katılmayacaktım. Salih abi hoş karşılardı bunu. "Bir sorun yok dimi Okyanus? Çünkü sen genellikle katılmamazlık etmezsin." Kafamı olumlu anlamda salladım "Bakarız ya akşam olsun da." Konuyu kapatmak isteğimi anladıklarında başka konu açıldı ve ona devam edildi. Bu sefer ben de dahil olmuştum konuya.

Hastaneye gitme saati yaklaşınca kalkıp kasaya gittik. "Yeminim olsun bu sefer yine o kapıdan ayaklarınızı götünüze vura vura kaçarsanız yarışı da unutun, ısmarlayacağım yemekleri de unutun." Yıldız bana yağ çekmeye çalışır gibi yılışık yılışık gelip sarılmıştı. "Ya yavru kuşum biz ne zaman sana hesap kitledik ya?" Sahte bir sinir edası takınarak kaşlarımı çattım. "Hayır Yıldız asıl ve doğru soru şu: Ne zaman bana hesap kitlemediniz?"

Çevreme bir göz attığımda Turan'ın sinsice kapıya doğru ilerlediğini görmüştüm. Yıldız'ın kollarından kurtulup Turan'a doğru ilerleyip ensesinden tuttum ardından da konuşmaya başladım. "Ulan hergeleler sizin yüzünüzden cebimde para kalmadı lan. Bu sefer sende hesaplar Casus."

Onu ensesinden tutmuş bir şekilde kasaya getirdim ve zorla hesabı ona kitledim. Valla ne yalan söyleyeyim başkasının parasını yemekte ayrı güzelmiş.

Yüzümde gururlu ve mutlu bir gülümsemeyle kapıdan dışarı çıktım. Bu sefer benim yerime Turan'ın o pamuk elleri ceplerini bulmuştu.

Motorların yanına vardığımızda yine aynı şekil binip şehirde biraz turlamaya başladık. Ardından ezbere bildiğimiz o hastanenin yolunu tutup sessiz bir şekilde hastanenin otoparkına girip motorları park ettik.

Kasklarla hastaneye girmek biraz garip olacaktı. Ne kadar bu şehrin insanlarına güvenmesem de kaskları motorlarda bırakıp hastaneye doğru ilerlemeye başladık. Bu sefer hep beraber hastaneye girip doktorun odasının bulunduğu kata çıktık.

Doktorun katına geldiğimizde bir kalabalık vardı doktorun kapısının önünde. Çevremize göz attığımızda yanımdaki Yıldız beni dürtmeye başladı. "Bak sana söylediğim aile bu işte." Fısıldayarak konuşuyordu aynısını Turan'da duymuştu. Yıldız'ın çaktırmadan gösterdiği yere baktık ikimizde.

Aile ile göz göze gelince, gülümseyip hafif bir baş selamı verip bizimkilere geri döndüm hemen. Turan ise aval aval bakmaya devam ediyordu. Ensesine vurup bana bakmasını sağladım.

Hastane fazlasıyla doluydu. Oturacak bir yerde olmadığı için doktor kapısının yanına yaslandık Turan ile. Yıldız ise karşımızda heyecanlı bir şekilde yerinde hafif zıplıyordu bir şeyler diyordu ama kafam Yıldız'da değildi.

Karşımda Yıldız'ın bahsettiği kadınla bakışıyordum ve yanında ki adamla. Göz temasını bir türlü çekememiştim. Herkes herkese tam benzemezdi ama benim yirmi yıl sonraki halime benziyordu kadın. Acaba bulmuş muydum?

Bu döngüden kurtaran karşımızda ki aileydi. Hiç birimiz ekrana bakmayınca erkeklerden biri Yıldız'ın adını seslenmişti. Yaslandığım duvardan ayrılarak ekrana baktım. Bizimkilere dönüm kafamı salladım.

Yıldız heyecanlı bir şekilde odaya doğru ilerlerken Turan ve bende odaya girmek için hareketlendik. "Kız heyecandan dansöz olacak." Turan'ın salak saçma konuşması ortamdaki heyecanı ve gerginliği atmıştı. Hep beraber kıkırdayarak odaya girdik, doktora bir selam verip doktor masasının önündeki koltuklara oturmuştuk.

Doktor konuşmaya başlayınca dikkatimizi doktora verdik. "İlk öncelikle hoş geldiniz gençler." Kafamızla selam verip hoş bulduk nidaları döküldü dudaklarımızdan.

"Bu testi yaptırmanızda bir neden var mıdır Yıldız Hanım?" Bu sefer Turan ile olan bakışlarımız Yıldız'a döndü. "Yani sadece merak, aileme benzemiyorum özelliklerimiz çok ters." Bunu bizde fark etmiştik ama Turan ve Yıldız pek üstünde durmamıştı. Sadece ben düşünmüştüm bu durumu. Şimdi ise gerçekleri öğrenecektik.

Doktor anladığını belirterek kafasını sallamıştı. "O zaman gerçekleri öğrenelim isterseniz." Hepimize bakınca bizde refleks olarak birbirimize bakmıştık ve aynı anda kafalarımızı salladık. Doktor gülerek önünde bulunan bilgisayara bakıp bir kaç dosya açtı.

Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Evet.. Yıldız Peksöz %99.9 Ali Peksöz'ün öz kızı değildir." İşte bu hiç olmamıştı. Kafamı hemen Yıldız'a çevirdiğimde buruk bir gülümseme vardı dudaklarında ve gözleri dolmuştu.

Turan ile bir kaç saniye bakıştıktan sonra hemen Yıldız'a sarıldım ben sarıldıktan sonra ağlamaya başlamıştı titriyordu omuzları. "Yıldız'ım, kuzum bak bana." Yıldız'dan ayrılıp yüzünü ellerimin arasına aldım. "Her şey düzelecek bebeğim. Hadi kalk dışarı çıkalım temiz hava alalım."

Yıldız'ın ağlaması şiddetleniyordu hemen koluna girip kaldırdım. Turan'da şoktaydı ama belli etmemeye çalışıyordu o da bizim arkamızda kalkıp bizi takip etti. İkimizde doktora teşekkür edip oda dan çıkmıştık.

Diğer aile aynı yerlerinde oturmaya devam ediyordu. Çıktığımızda ise bize bakıyorlardı. Sonra onlarda ayaklanıp odaya girdiler. Kim olduklarını öğrenmek için bende ekrana baktım. "Ada Kandemir." Yazıyordu. Boş bir vaktimde onları araştırsam iyi olacak.

----------------------------------------------------

Şuan benim evime gelmiş salonda oturuyorduk. Aile evinden 16 yaşımdayken ayrılmıştım. Yıldız ise kendi evine gitmek istememişti, ailesine ise benim evde minik bir eğlence düzenlediklerini bir kaç gün burada kalmak istediğini söylemişti. Ailesi beni tanıyordu ve seviyorlardı onun için bir şey demeyip onaylamışlardı.

"Yıldız ışığım bir kaç gün burada duralım iyi hoşta bu böyle devam etmez, eninde sonunda ailenle yüzleşmelisin." Turan'da benim dediğimi kafasıyla onaylayınca konuşmaya başladı. "Güzelim onları da dinlemelisin. Belki geçerli bir açıklamaları vardır." Yıldız yüzümüze hiç bir duygu barındırmayan gözleriyle bakmaya devam ediyordu.

"Bunun nasıl bir açıklaması olabilir ki." Bir süre sessiz kaldıktan sonra Turan ocağa çay koyacağını söyleyip mutfağa adımlamıştı. "Okyanus 20 yıl az değil hani ne bilim alttan alttan belli etselerdi bir şeyleri keşke." Nedense kendimi çaresiz hissediyordum, en yakın dostum acı çekiyordu, ailesi bildiği insanlar onun öz ailesi değildi. Bir yandan haklıydı da benimde zamanında çok canım yanmıştı.

"Peki o zaman, bu daha fazla sürmesin 20 yılın yalanını ortaya çıkardık madem, yarın gidip Peksöz ailesi ile yüzleş." Yıldız, sehpanın üzerinde duran temiz peçelerden birini alıp burnunu sildikten sonra konuştu.

"Yapamam Okyanus, cidden yapamam. Ben senin kadar cesaretli değilim." Sıkıntıyla oflayıp konuştum. "E kuzum biz seni yalnız bırakmayacağız ki. Turan ve bende senin yanında olacağız." Yıldız'ın gözleri parlıyordu bu lafımdan sonra. Yerinden kalkıp hemen yanıma gelip bana sarıldı, bende kollarımı ona sıkıca sarıp saçlarını öptüm.

Turan bizim bu halimizi görünce vestiyerdeki yıldızın sarı terliklerini kafamıza fırlatmıştı. "Heey onlar senden bile daha değerli seni Casus köpek!" Turan alınmış gibi kollarını önünde birleştirip Yıldız'a küsmüş gibi davranıyordu. Yıldız benden ayrılıp hemen Turan'ın yanına gidip sıkıca boynuna sarılmıştı. Tabii bu sadece bir kaç saniye sürdü, hemen uzaklaştı.

"Iyy leş gibi sigara kokuyorsun Turan yaa! Yine mi içtin o zıkkımdan?" Turan suç işleyen küçük çocuklar gibi olmuştu anında. Ben ve Yıldız sigaradan nefret ederdik. Turan ise bundan dolayı yanımızda hiçbir zaman sigara içmezdi ve alkolü de öyle sadece arada bir Turan ve diğer arkadaşlarla içmeye giderdik.

Yıldız bana dönüp bir istekte bulunacağını belli edercesine bana bakıyordu. "Hadi hadi söyle. Ne isteyeceksin Yıldız ışığım?" Yıldız bu konuşmamdan cesaret almış olacak ki hemen yanıma gelip oturdu. "Şey diyecektim, kafa dağıtmak için yarışa gitsek olur mu?" Derin bir nefes alıp bir Yıldız'a bir de Turan'a bakıyordum. İkisi de çok istekli duruyordu, sehpanın üstünde duran telefonu mu alıp saate baktım ardından hemen Salih abiyi aradım.

Bir kaç çalışta açmıştı. "Bir şey mi oldu Okyanus'um?" Salih abi benim ilk ve tek abim olarak kalacak her daim, kimseyi onun gibi göremem. "Ha şey, hayır Salih abi bir şey olmadı sadece yarışta bana da yer var mı diyecektim." Salih abinin oradan bir kaç hışırtı geldikten sonra konuşmaya başladı.

"Bekle güzelim, ben bi' bizim çocuklara söyleyeyim hemen seni sıraya koysunlar, zaten bir boş yer vardı diye hatırlıyorum." Bana da bir boş yer olması güzeldi çünkü bugün Yıldız için orada olacaktım. Onun sakinleşip, rahatlaması lazımdı. "Çok sağ ol Salih abi."

Yıldız bu tür yarışları sevmezdi ama benim olduğum yarışlar istisnaydı tabii. Hızdan korkmazdı ama yasa dışı ve tehlikeli olduğundan hep endişelenirdi.

"Bugün bir kaç tanıdık sizi hastanede görmüşler güzelim, bir sorun yok öyle değil mi?" Ne yaparsam yapayım, nerede bulunursam bulunayım Salih abi her şeyimden haberdar oluyordu. Her yerde gözü ve kulağı vardı bu adamın. "Ben sana sonra anlatırım Salih abi." Biraz daha konuştuktan sonra yarışın adresini ve saatini aldıktan sonra kapattık.

"E hadi hazırlanın gidiyoruz." İkisi de bu duruma sevinmişlerdi koşa koşa odalarına çıkmışlardı. Evet odaları bile vardı bu evde. E koltukta ya da yer yatağında yatacaklarına odaları olsun daha iyi yani. Bende yerimden hemen kalkıp hazırlanmak için odama çıktım.

Üstüme lacivert tişört altıma da siyah kot giymiştim. Saçlarımı salık bırakıp masadan cüzdanımı, arabanın anahtarını alıp çıkmadan da siyah kot ceketi alıp oda dan çıkıp aşağı kata indim. Geldiğimde ikisi de hazırdı. Onlara bakarken çapkın bakışlar atmış olmalıyım ki Yıldız cilveli bir şekilde yanıma gelmişti. "Ay hayatım hadi çıkalım." Demesiyle kahkahalarımız yankılanmıştı evin içinde. "Ay kendimden bi' an tiksindim ya." Gülerek evin kapısına adımlamıştık.

Büyük bir siteden dubleks bir ev satın almıştım. Bize anca yetiyordu bu ev. Asansöre binip zemin kata indik. Sitenin bahçesi de fazlasıyla genişti. Herkesin ihtiyaçları kolaylıkla sağlanıyordu.

Bahçede park halinde duran arabaya binip yola çıktık. Salih abiyle konuşmamız sırasında rakibimin buralarda yeni olduğunu söylemişti. Genellikle aynı kişilerle çıkardım piste ama bu kişi yeni gelmiş. Bu sefer çekişmeli gidecek gibi. Az buçukta heyecan vardı içimde.

----------------------------------------------------

Yarışın olacağı mekana gelmiştik. Bugün de her zamankisi gibi kalabalıktı. Arabayı park etmek için boş bir alan bulunca hemen oraya park ettim. Zaman kaybetmemek için hemen arabadan inip yolda gördüğümüz buranın korumalarından birine kendisinin nerede olduğunu sordum.

"Hey, koçum baksana bana." Adam bana döndü hemen, kim olduğumu tanıyınca ellerini önünde birleştirip konuştu. "Hoş geldiniz Mavi Hanım. Patron sizi şurada bekliyor." Deyip parmağıyla üstünde çadır olan bir yer gösterdi. Kafam sallayıp teşekkür ettim o da başını sallayıp yanımdan ayrıldı hemen. Bizde adamın gösterdiği yere doğru ilerledik.

"Keyifler yerinde bakıyorum da." Konuşurken Salih abinin yanında olan boş sandalyelerden birine oturdum hemen. Ben oturunca Yıldız ve Turan'da oturmuştu.

"E duydum ki benim güzelim geliyormuş, nasıl keyifsiz olabilirdim ki?" Dudaklarımda bir tebessüm oluştu ve oturduğum yerden ona sarıldım, ben ona sarılınca o da hemen bana sarılıp saçlarıma ardı ardına öpücükler kondurdu. Bir süre sonra Salih abiden uzaklaşıp konuştum. "Bizim çocuklarda çok ısrar edince sizleri kıramadım napayım işte." Yüzümü ekşitip kafamı olumsuz anlamda salladım "Ah ah lanet olsun bu insan sevgime. Kıymetimi bilin." Bu hareketimle gülmeye başlamışlardı.

"Neyse onu bunu bırakalım da, benim sıram ne zaman abi?" Salih abi masada duran tablete bakıp konuştu. "Valla güzelim tam vaktinde gelmişsiniz. Senin sıran bu yarıştan sonra." Deyip yarış pistinde ki iki yarışmacıya baktım. "Biri tanıdık geldi. Hatırladığım kadarıyla Şimşek'ti adı ama diğerini ilk defa görüyorum." Turan'da benim gibi yarışçıydı.

Turan ile başka birinin düzenlediği yarışta tanışmıştık o zamanlarda rakiptik ve birbirimizden pekte haz etmezdik. Sonra Salih abinin düzenlediği yarışlarda tekrar karşılaştık ve yavaş yavaş arkadaşlığa doğru ilerlemiştik, şimdi ise hal buydu. Kardeşten farksızız.

"Doğru bildin Casus. O Şimşek, diğeri ise daha yeni geldi buraya onun da adı Kılıç." Bana bakıp devam etti. "Bizim deli Okyanus Mavisine yeni rakip çıktı." İkimizin de dudaklarında alay dolu bir gülümseme vardı. "Eminim ki yine Mavi kazanacak. Her zaman olduğu gibi." Genellikle hep böyle olurdu, kim çıkarsa çıksın alırdım. Belki bu farklı olabilir bilemeyiz. Gözüme iyi bir sürücü izlenimi bile vermişti şimdiden.

----------------------------------------------------

Şimşek ve Kılıç denen elemanın yarışı bitmişti kazanan Kılıç olmuştu. İstediğimde buydu zaten. Kılıç denen elemanla yarışmadan şuradan şuraya gitmem. 10 dakikalık bir mola vardı ve bende bu süre içinde hazırlanmaya gitmiştim. Ben hazırlanırken kullanılacak olan motorlara son kontroller yapılıp yerleri hazırlıyorlardı.

Zamanında çok kavgalar ve hastanelik, karakolluk olaylar olmuştu. Motorcular kendi getirdikleri motorlarda hileye başvuruyorlardı. Bunun önlemini almak içinde Salih abi ve diğer yarış kurucuları kendi garajlarından getiriyorlardı.

Hazırlanmam bitince kaskımı takıp başlangıç çizgisine gittim. Motoruma yerleşince sağıma dönüp Kılıç denen elemana baktım, onunda bana baktığını görüp baş selamı verdim o da aynısını yaptıktan sonra aynı anda önümüze döndük.

Karşımıza bir kadın çıkmıştı, yine her zaman dediği cümleleri söyledi ve elinde tuttuğu bayrağı kaldırdı. Geri sayım başladı ve izleyiciler bir yandan bizim üstümüze iddiaya girerken bir yandan da geri sayım yapıyorlardı.

Geri sayım bitince hemen ilerlemeye başladık. Bu seferki yarış sivillerin içerisindendi Yol fazla kalabalık değildi ama yine de az da olsa zorluydu. Fazla zikzaklıydı ve kimseye zarar vermemek içinde çabalıyorduk. Korna sesleri git gide artıyordu ama bu beni daha da gazlıyordu nedense.

Üstümüzde bir kaç tane drone vardı ve izleyiciler yarışın başladığı yerde ki büyük ekrandan bizi izleyebiliyorlardı.

Kılıç tam arkamdaydı. Beni geçmesine izin veremem ama daha da hızlanamam. Az ileride alt geçitten geçmemiz gerekiyordu, belki o sırada hızlanabilirdim. Galiba bugün şanslı günüm çünkü hızlanmak için bir açık fark etmiştim.

Burada ki ilk kaybedeceğin yarış olacak Kılıç. Cidden iyi bir rakipmişsin dostum.

Açığa geldiğim an planımı gerçekleştirip fazlasıyla hızlandım. Bir arabaya çarpmamak içinde çok dikkatli olmalıyım. Arkamdan beni takip eden Kılıç'a baktım o da hızlanacak noktayı fark etmiş olacak ki benim tam arkamdaydı. Alt geçide geldiğimizde eski hızıma geri döndüm.

Aynadan Kılıç'a baktım bana çok yakındı demeye kalmadan aynı hizaya geldik. Alt geçit bittiğinde bomboş bir yol vardı, biraz ileride ise tünel. Yukarıya kısa bir bakış attım ama drone göremedim. Biraz geride kalmışlardı. Yarışa daha fazla odaklanmaya başladım, yenilmek istemiyordum hele hele böyle iyi bir rakibe karşı asla. Belki o da benim gibi düşünüyordur.

----------------------------------------------------

Kaybeden yoktu çünkü berabere bitirmiştik. Buralarda neredeyse ilk gibi bir şeydi ve ben ilk defa berabere bitirdim. Ama saha içindeyken cidden baya çekişmeliydi ve bu bana uzun zaman sonra hırs ve heyecan hissettirdi.

Üzerimize yapılan iddialar sahiplere geri verilmişti. Hoş o parayı alsam harcamaz başka şeylere kullanırdım. Ben hep böyleydim.

Motordan inip Kılıç'a doğru döndüm. O da kaskını çıkarmıştı, yakışıklı bir yüzü vardı. Eminim ki burada ki bir çok kişinin gönlünü çalmayı başarmıştır.

Ona doğru yaklaşıp elimi uzattım. "Gerçekten iyi bir yarıştı Kılıç. Gerçekten eğlenceliydi. Uzun zamandır böylesine keyif almamıştım bir yarıştan." Bunu söylerken samimi bir tebessüm vardı dudaklarımda. O da elini uzatıp elimi sıktı. Onun da dudaklarında samimi bir gülüş vardı. "Benim içinde aynısı geçerli Mavi."

Ellerimizi ayırıp baş selamı verdim, benimkine karşılık o da baş selamı verdi. Bizimkilere doğru ilerlemeye başladım. İlerlerken fısıldaşmaları duyuyordum ama aldırış etmiyordum.

"Bir ilk demek ha?" Salih abiye kafamı salladım. Herkese bu durum garip geliyordu nedense. "Neyse en azından kaybetmedin bu da iyi bir şey öyle değil mi?" Yıldız'ın sorusuna Salih abi cevap verdi. "Yani evet iyi bir şey sayılır."

Orda oturup biraz daha sohbet ettikten sonra Salih abiye veda edip eve gitmek için yola koyulduk.

----------------------------------------------------

2713 kelime.

Bir çok kez kontrol ettim hatalarım varsa aldırış etmeyin lütfen.

Eğer Turan yerine Talha ismini görürseniz şaşırmayın lütfen bir kaç bölüm yazdıktan sonra ismini değiştirdim. (ilk 3 bölüm için geçerlidir.)

Loading...
0%