@yesim16
|
Normalde yapmayacaktım bir kişi merakla bekliyor diye süpriz yapmak istedim İYİ OKUMALAR Dua et sadece buraya tatile geldim yoksa canını okurdum diye beni tehdit edince umursamadan kitabımın kaldığım sayfasını açıp okumaya devam ettim kitabımın gözümün önünde kayboluşuyla fırlattığı tarafa doğru kafamı çevirdim o az önce benim kitabıma tekme mi atmıştı? Ben konuşurken yüzüme bak diye Emir verince sen "konuşuyor muydun ah pardon ya dinliyorum evet?" Dedim sağ elimi çeneme dayayarak onu dalgaya almaya başlamıştım tamam korkuyor olabilirdim ama kitabıma tekme atmıştım kitabım olduğu yerde duruyor mu diye kontrol etmek için arkama kısa süreli döndüğümde orada olduğunu görünce tekrar mahkeme surata döndüm. "Kardeşime her ne bok yaptıysan seni görmek istiyor!"dedi tersleyerek yani kardeşi beni görmek istiyorsa ben ne yapabilirdim bana ne yani çocuk fazla şeyinde ama bu mahkemesi suratın kardeşi olduğu için gitmeyebilirdim E yani ne yapayım dedim tereddüt eden sesimle Sence söylememe gerek var mı diye ezici ve aşağılayıcı bir şekilde soru sorduğunda kendimi geri zekalı gibi hissetmiştim bana böyle hissettiriyorsa bu onun geri zekalılığıdır Hışımla oturduğum yerden çantamı çekerek aldım ve o küçük çocuk için geliyorum diye tavrımı belirttim tekme attı kitabımı da ileriden alıp çantamın içine tıkıştırdım çantayı sağ omzuma atıyorken hızlı önden yürümeye devam ettim beni geriye doğru çeken bir güçle dengimi bozulması an meselesiydi. Ne yapıyorsun sen dedi bağırarak Yürüdüğümü sanıyordum Kafasını yavaşça sağa doğru çevirdi ve derin bir nefes alıp sabır ister gibi o tarafa bir süre baktı bana döndüğünde nefesini bıraktım Benden önde yürüyemezsin dediğinde Senden önde yürüyemez miyim dedim şaşırarak ve devam ettirdim bu nasıl bir egodur Gerçekten sadece tatile geldiğim için dua etmelisin diye 2 sıkı uyarısını da yaptı ve yürümeye devam ettim bizim evin önüne gelince o tarafa bakmadan yoluma devam ettim bu mahkeme suratın evin bilmesini istemiyordum. Bilekliğimdeki mor lastik tokanlı saçımı toparlayıp benim önümden yürüyen adamın o ihtişamlı evinin bahçe kapısından içeri girdim o küçük çocuk elindeki oyuncak arabasını yere atıp bana doğru koşmaya başlayınca Elif bana göre fazla sıkı sarıldı aynı şekilde ben de onu sarmaladım kollarımı sırtımdan çekmeden ayağa kalktım ve etrafımda dönmeye başladım her çocuğun hoşuna giderdi bu benim bile hala hoşuma gidiyordu tabii yapan biri olsaydı... Çocuğun kahkahası atmosfere karışırken ben de kahkaha atmaya başladım belimin hala az da olsa ağrısı vardı kollarımın yorulduğunu hissederek onu yere indirdim çocuk Bir hayli kısa boylu yüzünden kafası benimle konuşmak için yukarı kaldırmıştım bana bakarak çok da düzgün olmayan peltek konuşması ile abla dedim bana abla demesi hoşuma gittiğinden gülümsedim ve ona tekrar sarıldım . Çocuğun boynu da benim belim gibi tutulmasın diye onun hizasında dizlerimin üzerine çöktüm ve konuşmaya başladım "adın ne bakalım" "Benim adım Mete senin adın ne"dediğini biraz duraksadın ve dizlerimin üzerinden kalkmayarak arkama döndüm o mahkemeye surat burada ismimi duyabilirdi ondan garip bir şekilde tırsıyordum ve ismimi öğrenmesini istemiyordum "Mete sen bana abla de olur mu" dedim gülümseyersöylemiştim!..." Sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi işaret parmağını havaya kaldırdı ve "oynayalım mı?" Dedi. "Tabii ki ne oynamak istersin"diye sorduğumda "araba yarışı yapalım mı bak benim arabam orada" dedi ilerideki oyuncak arabaları göstererek. Daha iyi bir fikrim var dedim ve Mete birden heyecanlanarak el çıkmaya başladı metin'in omzunun arkasındaki hareketlenmeyi gördüğümde mahkeme suratın buraya daha dikkatli bir şekilde baktığını görüyordum hem beni buraya çağırıyor hem de organ mafyasıymışım gibi beni izleyip duruyordu sadece çocuk heyecanlandı. "Neymiş abla neymiş?"dedi ve sırıtmaya başladı. "Seninle ben gerçek yarış yapalım" dedim ve aynı onun gibi sırıtmaya başladım. Nasıl yani arabalarla mı? Dedi şaşırarak. "Hayır sahilde koşalım" dedim gülümseyerek birden ufak kollarını boynuma sarınca şaşırıp bir sürü ellerimi onun sırtına dolamayı akıl edememiştim boynumdaki kollarını daha da sıkınca sevgi kelebeği olduğunu hissedip bendim onun küçük bedenini ellerimi sardım. "Ağabeyinden izin almam lazım ama"deyince adamın yanına koşturmaya başladım Mete ile koşturduktan sonra meymenetsiz suratıyla bana bakmaya başlamıştı mete'nin gülmesi ile izin verdiğini anlamak pek uzun sürmemiştir çocuğun elinden tutup arka bahçenin kapısından kumsala çıkmak üzere ilerlemeye başlayınca ağabeyi kolumdan beni tutup geriye çekti ve o gün marketteki gibi yapıp ağzını kulağımala aynı hizaya getirdi. "Eğer ona bir şey olursa seni öldürürüm tatil demeyip işini bitiririm" dediğinde hızla onaylar anlamda başımı salladım ve mete'yi bahçenin kapısından kumsala çıkardım. Tatilde olduğuna göre bunun işi adam öldürmekte yani katil miydi kitaptaki gibi? Kafayı sıyırıyor olabilirim sanırım annem ve babam ben lisedeyken bu yüzden bana kitap okuma yasağı koymuştum evet hepsi cinayet romanları olunca paranoya yaşamam kaçınılmaz oluyordu Mete ile sahil boyu koşturduktan sonra yorulup bir kayanın üzerine oturmuştum Mete ise yanıma getirdiği arabasıyla kumda yol açıyordu yeniden kalkıp arabasına havaya kaldırdı ve daireler çizerek koşturmaya başladı ufak bir rendelenmeden sonra hemen yanına gittim ''Ne oldu Mete bir sorun mu var?" "Hayır sadece eve gitmeliyiz" Sağa sola attı oyuncakları topladığımdan emin olduktan sonra arkama döndüğümde mete'yi yerde bulunca elimdeki oyuncakları fırlatıp yanına koştum kollarımı mete'nin başının ve bacaklarının altından geçirip kucağıma aldığım anda evlerine doğru koşturmaya başladım gözünden düşen tek damla yaş mete'nin yüzüyle buluşuncaya kadar eve varmıştım bile içeri girdiğimde bahçe koltuklarına oturan adamın yüz ifadesi anında değişmiş bana doğru gelmeye başladığında korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım birden ses bombası gibi bağırmaya başlayınca "oksijen maskesini getirin hemen!"diye ortalığa Emir savurarak bağırmaya başladı makinesini getirdiklerinde kucağından mete'yi alıp bahçe koltuklarından bir tanesine yatırdı ve oksijen maskesini yüzüne yerleştirdi ağlamama engel olamıyordum birkaç kaşık kırık çıkarıp tekrar mete'nin yattığı koltuğa döndüğümde gözlerinin kapalı olduğunu gördüm fakat hareket eden göğsünden nefes alıp verebildiğini anlamıştım. Abi iyileştiğinden emin olduktan sonra hışımla ayağa kalkıp üzerime doğru yürümeye başlamıştı onun da eş zamanlı olarak geri geri yürüyordum ödümü koparacak şekilde yavaş yürüyerek üzerime psikolojik baskı uyguluyordu. Ben sana ne söylemiştim ona bir şey olduğunda seni öldüreceğimi söylemiştim! Dedi ve üzerime yürümeyi bıraktı. "Be-ben bir şey yapmadım birden yere düşünce ben de çok şaşırdım."dedim ve sağ gözümden seçim gibi boşalan yaşları engel olamadım arkamdan gelen mırıltı sesi ile ikimiz de o tarafa doğru odaklandık Mete bize doğru gelmeye başlayınca ağabeyi onu hemen kucağına aldı ve kafasını kendi boynuna gömerek kokusunu aldığını duyacağım şekilde nefesini içine çektim Mete yere atlayınca bana geldi aynı şekilde de bana sarıldı diğer kolonu o da ağa beyine uzattı kısa kolları yüzünden adamla mesafemiz daha fazla yakındı olması gerektiğinden fazla yakın. Ben gideyim dedim ve mete'yi yere indirdim saatime göz atıp ön kapıdan çıkacağım sırada dur diye söylendim topuklarımın üzerinde geriye döndüm ne var dercesine yüzüne baktıktan sonra biraz daha yaklaşıp elini cebine attı çıkardığı parayı bana uzattığında bu ne için dedim ve o mahkeme duvarı suratına bakmaya başladım. Mete ile ilgilendiğin için dediğinde duraksadım ne yapacağımı bekliyormuş gibi bana bakmaya başlamıştı elindeki parayı aldım ve avucumda kavrayarak suratının tam ortasına fırlattım ben bakıcı değilim diye bağırıp bahçeden koşarak çıktın ve demir kapıyı hızla vurduğumda çıkan şiddetli sesle kendimi kumsala attım. Devam edicek...
|
0% |