Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@yesim16

"sakin ol..." Dediğimde hıçkırarak ağlamaya başladı ve kafasını omuzuma daha da gömdü. Hiç böyle bir durumda kalmadığından ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Sadece sırtına sıvazlayıp duruyordum. Beni de anlaması gerekir daha önceden hiç arkadaşım olmadı ve bu durumda da kalmamıştım fakat o bunu bilmiyordu. Bilmesi gerektiğini düşünüp "biliyor musun..." Diye başlayan cümlen onun kafasını omzundan kaldırmasıyla yarım kaldı. Devam etmem için beklediğini belli eden baş sallamalarıyla gözlerimin içine bakmaya başladım o da bir şey söyleyecekmiş gibiydi, biraz daha bekleyip ona fırsat vermek istemiştim fakat konuşmayınca devam ettim.

"İlk arkadaşımsın." Dediğimde benimle birlikte aynı şeyi onun da söylediğini fark ettim ve duraksadım. Benim de gözlerim dolmaya başlayınca o daha çok ağlamaya başlamıştı.

Beril kollarını benim bedenime sarınca ben de kollarımı onun beline sardım.

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum şu an ona destek olmam gerekiyordu. Ne için destek olacağımı bilmiyordum ama ağlamasını da istemiyordum.

Bir süre sonra burnunu çekerek ağlamasını durdurdu ve "yarın şehir merkezindeki lunaparka gidelim mi?" Dedi. Az önce sadece sümük ağlayan birisinin bu kadar hızlı bir teklif beklemiyordum. Değişken ruh hali ile beni şaşırtmıştı. Yine cevap verme konusunda geç kaldığımı fark ederek "olur." Dedim ve gülümsedim.

Kızarıklığı geçmeyen gözleri ile gülümsese de beni gerçekten mutlu olduğuna inandıramazdı. O gözleri her şeyin açıklaması gibi duruyordu ve mutlu olmadığı da belliydi.

Ne olduğunu sorup anlatmasını ve bir daha hatırlamasını istemiyordum.

" Haydi artık eve git ve uyu..." Dedim gülümseyerek.

Onaylar anlamda başını sallayıp kenara fırlattığı elbisesini eline aldı ve ayağa kalktı. Onunla birlikte ben de ayağa kalkmıştım Beril hızla yürüyerek yola çıktı ve yürümesine orada devam etti.

O gittikten sonra yerdeki ayakkabılarımı elime alıp yürümeye devam ettim.

***

Bugün yatağımın içinden çıkmama kararı aldım ve günlerdir hayalini kurdum dizi izleyip kocaman bir kutu dondurma yiyerek gün geçirme planımı bugün icraata dökecektim.

Mor ve ayıcıklı pijamalarımı üzerinden çıkarmayarak aşağı kata inip geçen gün aldığım dondurmanın kutusunu ve bir de tatlı kaşığını alıp geri merdivenlerden çıkarak odama girdim bilgisayardan izlemeyi sevdiğim ve sürekli takip ettiğim dizilerden herhangi birini açarak izlemeye başladım.

Dizideki karakterlerin tavırlarına ve konuyu kavramaya odaklanmışken, kutuya kaşığı daldırdığında kaşığın boşa gelmesiyle kutuya göz attım.

Daha 15 dakika bile olmamıştım ve kocaman bir kutuyu bitirmiştim.

Diğer bölümleri nasıl izleyecektim şimdi...?

Bölümün ortalarında durdurduğumda kaşığı kutunun içine bırakıp kutuyu da yatağın köşesine bıraktım.

Herhangi bir şey yemeden dizi izlemeniz zevki çıkmazdı. Yine mi dışarı çıkacaktım!

Sıkıntı ile nefesimi dışarı üfledim ve yataktan kalkarak mor pijamamı yukarı doğru çektim.

Koşturarak patır patır sesler eşliğinde aşağı indim ve kapımızın girişindeki anahtarlığı içinde duran paradan az miktar alıp dışarı çıkacakken annemin sesini duydum.

Duraksayarak annemi beklediğimde mutfaktan elindeki havlu ile ellerini kurulayarak çıktı ve "Pınar, söylemeden nereye?" Diye sorduğunda şaşırarak " alt tarafı sokağın sondaki markete gideceğim." Dedim ve bakkallığımın ifadesi olarak yanaklarımı şişirdim.

Yani annemin sadece şu ana mı radarına girmiştim? Ne olmuştu bu kadına? Acaba başına bir şey falan mı düşmüştü? Aksi takdirde bana böyle hesap sorar bir tonda konuşması görülmez şeydi.

"Pınar sen de ne kadar paspal birisi oldun çıktın!" Dediğinde neyi kastettiğini anlamadığım için yüzümdeki anlamayan ifadeyi ön plana çıkararak anneme bakmaya başladım.

Elleriyle üzerimi işaret edince yine pijamalarıma laf edeceğini anlayıp dışarı çıktım.

Ayaklarımdaki parmak arası terliklerim parmağımı hafif derecede acısada sadece birkaç adım atacağından dolayı dert etmeyerek markete doğru yürümeye devam ettim.

Sokaktan geçen birkaç insanın beni incelediğini fark ediyordum. Bu da beni rahatsız etmiyordu, daha çok gülme isteğimi artırıyordu.

Yoluma devam ederken, yine mahkeme duvarı suratının önünden geçmek zorundaydım. Bahçe kapılarının önünden geçiyorken, onun da kapıdan çıkmasıyla durdum ve az daha çarpışacakken bunu engelledim. Omzunun üstünden bana bakınca yolumdan çekilmesi gerektiğini göstererek birkaç göz işareti yaptıktan sonra sadece kafasını değil tüm vücudunu bana çevirmişti.

"Giyecek başka bir şey bulamadın mı?" Dediğinde yüzündeki küçümseyici ifadeyi yakaladım ve onunla konuşmak istemediğinden yoluma devam etmeye çalıştım. Çalıştım, çünkü önüme gelerek beni engellemişti.

"Geçebilir miyim?" Dedim dişlerimin arasından fakat o vücudunu 1 milim bile oynatmamıştı. Pes ederek ben de onun önünde dikilmeye başlamıştım.

Cevap ister gibi baktığı için seninle ayağımı yere vurarak "evet, giyecek başka bir şeyim yok!" Diye bağırdıktan sonra yolumdan çekilmesiyle aşağı doğru yürümeye devam ettim.

Tam anlamıyla sorunlunun tekiydi. Onun o meyveleri suratını görmek istemedikçe görüyordum. İstemediğin ot dibinde bitermiş ya hani o hesap veya iti an çomağı hazırla gibi bir şey işte.

Elimdeki kağıt 20'liği sıktığımı avücudumun içi terlediğinde anlıyordum. Avucumu serbest bırakarak yürümeye devam ettim.

Markete geldiğinde hızlıca dondurmayı alıp kasaya gitmiştim. Önümdeki bayanın kısa işleminin bitmesini bekliyorken etrafa göz attığında 2 kasa ileride onun olduğunu görerek arkama dönüp beklemeye başladım.

Öndeki kadın kredi kartı şifresini yanlış girince bir daha rakamları tuşlamaya başlamıştı.

Beklemekten sabrımın tükendiği vakit sıranın bana gelmesiyle şükrederek kasadaki işimi bitirdim, kendimi dışarı attım ve koşan adım uzaklaşmaya başladım.

Marketin açık otoparkından gelen konuşma sesi ile duraksadım ve gelen tanıdık sesle konuşulanları dinlemeye başladım.

Kişileri göremiyordum ama fısıltı kadar ses düzeyinde konuşma sesleri geliyordu. Sağdaki kırmızı arabanın arka tekerinin dibine çökerek gelen konuşma seslerine odaklandım.

Şu merak huyumdan oldum olası nefret etmişimdir fakat gelen ses fazla tanıdık olunca kendimi engelleyemiyordum.

Kafamı tekerleğin uç kısmından çıkardım ve ses gelen yöne baktığımda mahkeme duvarlı suratın orada bir adamla konuştuğunu gördüm.

Poşeti olduğum yere bırakarak, arabanın arka tarafından emekleyip aynı zamanda ses çıkarmamaya Özen göstererek kırmızı Arabanın önünde fark edilmiş Siyah arabanın arka tekerinin yanına çömeldim ve daha yakın olduğum için konuşmaları artık net duyuyordum

"O mekanda işimiz bitti. Büyük ihtimalle adamlar oraya bir daha uğramazlar." Dedi Mert'in karşısındaki adam. Mekan dedikleri yer ev olabilirdi belki de kafe falan, o tarz yerler.

Bilemiyordum, sonuç olarak onun tek in bir insan olmadığı gayet ortadaydı ve dediklerinin altında safça fikirler yatmayacağına emindim.

Kalkıp gitmem ve bu konuşmayı hiç duymamış gibi davranarak sıkıcı tatilime devam etmem gerekiyordu.

Mahkemin duvarı suratı adam konuşmaya başlayınca geri dönme fikrimi bir kenara atarak dinlemeye devam ettim.

"Adamın köpeklerini toplamasını öğrenmesi gerekiyor." Dedi meymenetsiz.

Adamın köpekleri mi? Bahsettikleri adamın kaç köpeği vardı acaba veya bahsettikleri köpekler hayvan mıydı? Tamam, bu çok saçma oldu.

Gerçekten anlamaz zorluğu çekiyordum. Ne işler çevirdiğini de merak etmiyor değildim. Sürekli sadece tatile gelmesine şükretmem gerektiğini söyleyip ödümü koparıyordu. Tatile girmesini gerektiren iş neydi?

Eminim işsizim ve babam parası yeni tekiydi. Benim ödümü koparmak için saçma sapan şeyler söylüyordu

Bir dakika!

Saçma sapansa bu konuştukları da ne demek oluyordu?

"Hiç uğraşmadan adamların köklerini kazıyabiliriz." Dediğinde bu işlemin öldürmek olduğunu anlayın gözlerimi hayretle arayarak kalbimin kısa süreli atmayı bıraktığını hissetmiştim.

Gerçekten seri katil falan olamazdı öyle değil mi?

Arkasına saklandım arabanın önünde konuşuyorlardı ve dinlemeyen birinin onların konuşmalarına dikkatinin kayacağını sanmıyordum. Yani gerçekten beni tehdit ettiği gibi biri miydi?

"Gidiyoruz!" Derince olduğum yere daha çok sindim ve oradan gitmelerini bekledim.

Kafamı arabanın kapısına daha çok gömdüm. Ufak bir hareketinde veya ses çıkarışından beni fark edebilirlerdi. İki elimi de ağzımın üstünü örttüm ve beklemeye başladım. Adım sesleri uzaklaşmaya başlayınca nefesimi dışarıya verdim ve olduğum yerden elimde destek alarak ayağa kalktım.

Diğer arabanın arkasında bıraktın dondurma poşetini de aldığında koşar adım eve gitmek için yola koyuldum.

Yolda onu benim az ileride yürüyorken görmüştüm. Onu gördüğümde bile korkutan kalbim hızlıca atmaya başlıyordu. Dediklerini düşünmeye başladığım andaki korkumdan bahsetmiyorum bile.

Evine girmeyip yürüme devam etmişti. Hızlı adımlarla bizim evin önünden geçerek yoluna gitmişti. Belki de bahsettiği kökünü kazımaişlemini yapmaya gidiyordu. Merak ettiğimden dolayı biraz takip edersen bir sorun olmayacağını düşünerek hemen dondurmayı bırakmak için evimizin ziline bastım ve annemin kapıyı açmasını bekledim.

Annem kapıyı açınca elinde dondurma kutusunu tutuşturarak bahçenin kapısından çıkmak üzere kapıya yöneldiğinde annem "yine nereye?" Diye sormuştu. Aklıma bir şey gelmediğinden "arkadaşımın evine gidiyorum hemen şu yukarıda." Dedim ve bahçe kapısını kapatacakken annemin sesini duydum.

"Senin arkadaşın falan yok. Geldiğinde evde olmam, bunu akşam eve geldiğimizde konuşacağız." Dediğinde aklıma bir şey gelmiş gibi hızla bahçe kapısını açarak annemi daire kapısının önünden ittirip anahtarı elime aldım ve dışarı çıktım. Henüz bahçe duvarımızı geçmemişken anneme el sallayıp "görüşürüz." Demeyi ihmal etmemiştim.

Görünürlerde yoktu. Elimdeki anahtarlığın ses çıkarmamasına Özen göstererek koşmaya başladım.

Yol boyunca hızlı koşmaya Özen gösterdim çünkü hala onu göremiyordum. Üzerinde bulunduğum yolun sağ ve solunda sokak yoktu bu yüzden şanslıydım.

Aksine şanssız da olabilirdim, beni yakalarsa neler olacağını tahmin bile edemiyordum. Tahmin etmesi aslında zor değildi.

Beni sadece bıçakla deşerdi başka bir şey olmazdı.

Bacaklarımın hissizleştiğine kanaat getirerek yavaşladım ve küçük adımlarla yürümeye devam ettim.

Devam edicek...

ASIL OLAYLAR BU BÖLÜMDEN SONRA BAŞLIYOR TAKİP EDİN KAÇIRMAYIN✨

 

 

Loading...
0%