Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.Bölüm: "Gözlerdeki Parıltı"

@yesimevreniii

2.Bölüm: "Gözlerdeki Parıltı"


Elimde tuttuğum bezle mutfak masasının üstünü yavaşça silerken çalan kapının sesi kulağımda bir anda yankılandı. Bezi tutan ellerim gevşerken ağabeyimin kapıyı açtığını ve dostuna sıkıca sarılıp güldüğünü duydum. Önce derin bir nefes alıp verdim sonra ise elimdeki bezi masanın üstünde bırakıp ellerimi çabucak yıkadım.


Cihangir yaklaşık bir haftadır ortalıkta görünmüyordu. Bu evlilik olayı ortaya çıktığı günden beri hiç konuşmamıştık. Evlilik olayı öncesinde de pek konuşmadık. O yüzüme bile bakmazdı. Sadece ağabeyim ile sohbet ederdi. Sonra da bize baş selamı verip giderdi. Ancak bazen göz göze gelirdi onunla. Öyle derin derin bakardı ki nedensizce onun gözlerinde kaybolurken bulurdum kendimi.


O gittikten sonra da kendime gelirdim ve Sinem hep bu halime gülerdi. İkimizde bugünü tahmin edemezdik. Ona karşı bir duygum ya da hissiyatım yoktu. Onu sevmiyordum da. O sadece ağabeyimin yakın arkadaşıydı benim için. Ama şimdi bir mecburiyetti. Zorunluluktu. Onunla evlenmek zorundaydım. Çünkü ağabeyim bizden bunu istiyordu. Onu hiç kıramazdım. Yine bu isteğine her ne kadar karşı gelsem de yine dediğini yaparken bulmuştum kendimi.


Cihangir benim aksime ağabeyimin isteğini normal karşılamıştı. Benimle evleneceğini söyleyip sonra da şehir dışına çıkmıştı. Onu gerçekten anlamakta güçlük çekiyordum. Nasıl olurda böyle bir zamanda ortalıkta kaybolurdu? Bu olanlar sadece benim için mi tuhaftı? O niye normal karşılamıştı? Kafayı yiyecektim. Bugün ise düğün tarihini ayarlamak için gelmişti.


"Rüveyda sen halâ burada mısın?" Diyen Sinem'in sesini duyar duymaz irkildim. Ekledi." Gidip üstüne güzel bir şey geçir. Cihangir'de geldi. Ayıp olmasın."


Bakışlarımı kaçırarak, " ne varmış üstümde?" Diye homurdandım." Gayet iyiyim bence."


"İnat yapma Rüvü," dedi Sinem." Haydi odana."


Ofladım." Onu görmek istemiyorum."


"Ama o seni görmek hatta seninle konuşmak istiyor Ruveyda."


Yutkunarak, " benimle mi?" Diye sordum. " Benimle ne konuşacak ki Cihangir?"


"Bilmiyorum." Omuz silkti." Ağabeyine söylerken duydum."


Gözlerimi kapatıp açtım." Anladım."


"Bu arada," dedi Sinem bana bakıp."Cihangir'in seni gerçekten mutlu edeceğini düşünüyorum. Niye bilmiyorum ama o gerçekten güven veriyor."


"Keşke aynı şeyi bende düşünseydim." Diye mırıldandım. "O yüzüme bile bakmazdı Sinem. Şimdi ne değişti?"


Sinem tebessüm etti." Belki de sana karşı duygularını farketti olamaz mı?"


"Duygu mu?" Diyerek çıkıştım." Yapma lütfen. O birini sevecek bir adam gibi görünüyor?"


Sinem şaşkınlıkla sordu." Bilmem. Nasıl görünüyor?"


"O egoist bir adam Sinem. Hem zengin hem de ukala. O bırak birine bağlı kalmayı evliliği bile kaldıramaz." Dedim kendimden emin bir duruşla." Göreceksiniz o hepimizi hayal kırıklığına uğratacak."


Sinem," ah Rüveyda." Dedi gözlerini devirerek." Cihangir değil kusura bakma ama asıl egoist bence sensin."


Afalladım." Ne? Ben miyim?"


"Aynen öyle." Dedi Sinem." Cihangir'i istemiyorum diyorsun çünkü kendini onunla denk görmüyorsun."


Güldüm." Ne alaka ya? Sence denk miyiz biz? Ben yurtda büyümüşüm o ise saraylarda. Bizim neremiz denk. Ezerler beni bunlar."


"Seni eğer ezmek isteseydi ağabeyin bu teklifi sunduğunda olmaz derdi ama o ne yaptı? Anında kabul etti. Sen ister evet de istersen de hayır de lakin gerçekler bundan ibaret."


Gözlerim buğulandı." Ben giyinsem iyi olacak."


Sinem tek kelime etmediğinde odama aceleyle geçip giyindim. Üzerime siyah bir elbise gecirmiş, saçlarıma şekil vermiştim. Mutfakta temizlik yapan halime oranla şimdi çok daha iyi görünüyordum. Son kez aynaya yansıyan görüntüme baktıktan sonra içimden ona kadar sayıp oturma odasına geçmek için yürümeye başladım.


Kapının tam eşiğine geldiğimde bakış açıma ilk giren kişi uzun bir süredir görmediğim Cihangir olmuştu. Bakışları başta ağabeyimin üzerinde gezinirken ayak sesimi duymuş olmalı ki aniden koyu kahvelerini bana doğru çevirdi. Göz göze geldik. Nefesim içime kaçtı.


Uzun kıvrımlı kirpikleri, her zaman ki gibi ifadesizce bakan gözleri ve keskin yüz hatları ile oldukça etkili görünüyordu. Bakışları gözlerimden ağırca boyun girintime oradan da oyalanarak açıkta kalan bacaklarıma kaydığında derin bir nefes alıp vererek boğazını temizledi. Hemen ardından bakışlarını acelesi varmış gibi benden çekti. Lakin ben ona bakarak oturma odasına girip ilk adımımı attım. Bunu yaparken nefes anlamamıştım. Bu normal mi? Yoksa ben mi her şeyi gereksiz yere abartıyordum?


Zihnim giderek koyulaşırken," Rüveyda'm." Diyen ağabeyime doğru çevirdim gözlerimi." Sen çok güzel olmuşsun."


"Niye önceden çirkin miydim?" Diye saçma sapan bir soru sordum.


Ağabeyim öksürdü." Olur mu öyle şey? Sen hee zaman güzeldin yüreğimin incisi. Öyle değil mi Cihangir?"


Bakışlarım ağabeyime bakan Cihangir'e kaydı. Hafiften dudaklarını araladı." Ergenliğini hesaba katmazsak öyle."


Ağabeyim gülmeye başladı." Cidden ha? Bitişik kaşlarını hatırlıyor musun? Recep İvedikle aynıydı."


Cihangir göz ucuyla bile bana bakmadan konuştu." Unutmak ne mümkün."


Gözlerimi devirdim." Hiç komik değilsiniz."


Cihangir doğrudan bana baktı kısa bir an. Daha önce hiç böyle olmamıştı. Yemin ederim ki nefesim kesildi. Nutkum tutuldu. Böyle olmaması gerekiyordu. Ağabeyim de bunu farketmiş olmalı ki biz göz göze geldiğimizde boğazını temizledi ve ona bakmamıza neden oldu.


"Bir şey mi oldu ağabey?" Diye sordum. " Şu getirmemi ister misin?"


Kafasını iki yana salladı." Yok canım. Sen geç otur Cihangir'in yanına. Sinem'de gelsin. Şu düğün tarihini artık netleştirelim."


Bir şey demeden Cihangir'in hemen yanına oturdum. Aramızda çok az bir mesafe vardı. O mesafeyi bilerek yaratmıştım. Cihangir'de bunu anında farketmişti. Ancak bozuntuya vermemişti. Hatta umursamazlıktan gelmişti. Onun bu ağır ağabey halleri gözlerimi devirmeme neden olurken Sinem de yanımıza kucağında yeni uykusundan uyanmış olan Buket ile gelmişti. Buket başını annesinin göğsüne yaslamış, ağzında ise emziği vardı. O kadar tatlı görünüyordu ki onu ısırmamak için kendime zar zor engel oldum.


"Aklında herhangi bir gün var mı?" Diye soran kişi ağabeyim olmuştu. "Ne düşünüyorsun bu konu hakkında Cihangir?"


Bakışlarımı kaçırarak ellerime kenetledim. Cihangir," eğer Rüveyda'da isterse haftaya pazartesi günü düğünü yapalım diyorum." Dedi ve ekledi." Fuzuli bir beklemeye gerek yok diye düşünüyorum açıkçası."


"Benim için uygun değil." Deyip lafa atladım." Çok erken."


Cihangir," neden erken olsun ki?" Diye sordu bana bakarak." Önümüzde daha üç gün var. Her şeyi hallederiz."


"Bencede erken değil." Diyen ağabeyim oldu." Gönül işleri ertelemeye gelmez. Ne kadar erken o kadar iyi."


Yutkunarak," yalnız konuşabilir miyiz biz?" Diye sordum ağabeyime." Cihangir ile."


"Sakince konuşacaksan neden olmasın?" Diye karşılık verdi ağabeyim. "Müsaade sizin."


Cihangir'e bakmadan ayağa kalktım ve hızlı adımlarla odama geçtim. Hemen ardımdan gelen adım sesleri duydum fakat arkama dönüp bakmadım. Çok geçmeden odamın kapısını tıklatıp içeri girdi ve onunla sanki ilk kez göz göze geliyormuşuz gibi birbirimize baktık. Gözlerinden gözlerime tatlı bir duygu akıp geçti, bakışlarını benden çekmeden kapıyı kapatıp aramızdaki mesafeyi bitirdi.


Tam karşımda durup, " sorun ne?" Diye katı bir sesle sordu. " Benimle neden yalnız konuşmak istedin?"


"Sence?" Diye soludum şaşkınlıkla." Sence seni neden çağırdım?"


"Bende sana soruyorum." Dedi." Sorun ne?"


Yutkundum." Neden bu kadar acele ediyorsun?


"Hangi konuda?"


"Evlilik." Dudaklarımı dişledim. " Evlilik konusunda bana sorarsan çok acele ediyorsun. Ben böyle bir şey istemiyorum."


Cihangir kelimeleri bastırarak konuştu." Ona bakılırsa sen benimle evlenmek de istemiyorsun Rüveyda."


Durdum. Duraksadım. Ne diyeceğimi şaşırdım." Bunu da nereden çıkarttın? Biri mi sana söyledi?"


"Bunu bilmem için birisinin söylemesine gerek yok. Gözlerin her şeyi ele veriyor."


Alnım şaşkınlıkla kırışırken, " maden her şeyi biliyorsun o zaman neden hala benimle evlenmek istiyorsun?" Diye sormadan edemedim." Bunun bir nedeni olmalı?"


"Elbette bir nedeni var." Deyip bana doğru bir adım attı. Göz göze geldik. Parmak ucuyla bir anda yanağıma dokundu ve dokunduğu yeri ben donarken yaktı." Tüm bunlara katlanmamın tek nedeni ne biliyor musun?" Dedi Cihangir yüzüm alev alırken." Sadece her şeyden daha çok istiyor oluşum."


"Neyi?" Diye sordum titrek çıkan bir sesle. "Neyi her şeyden daha çok istiyorsun?"


Ağırca yutkunurken kısa ve net bir yanıt verdi bana." Seni...Seni her şeyden daha çok istiyorum Rüveyda."


Bölüm Sonu ✖️


Buraya minik kalpleri alabilir miyim?


♡♡♡


Loading...
0%