Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. Bölüm: "Işkılar

@yesimevreniii

3. Bölüm: "Işkılar"


Duyduğum sözlerin etkisinden çıkmam oldukça uzun bir süremi almıştı. Cihangir gibi bir adam benimle evlenmek istediğini dile getirmişti. Hemde gözlerimin içine bakarken bunu söylemişti. Bu beni oldukça şaşırtmıştı. Herkesten beklerdim bunu ancak ondan asla beklemezdim. Ben onun en yakın arkadaşının kız kardeşiydim ve yanlış anlamadıysam bana karşı bir şeyler hissediyordu.


Şaka gibi. Nasıl atlatacaktım bilmiyorum ama Cihangir Vurgun kolay kolay aşılacak biri değildi. O zihnimin en ücra köşesine şimdiden sinmişti. Kendine orada bir yer bulmuştu bile. Şimdi gel de onu aş. Bu imkansız gibi bir şeydi benim için. Cihangir zor ve ulaşılması sıkıntılı biriyken şu an öyle değildi. O benimle gerçekten kendi istediği için evlenmek istiyordu. Fakat ben ağabeyim istedigi için onunla evlenecektim. Bu çok kötü bir durumdu ve bende bu durumun tam merkezinde ne yazık ki yer alıyordum.


"Rüveyda, " Duyduğum sesle beraber düşüncelerim yerle yeksan oldu. Bakışlarımı sesin sahibine doğru çevirdim. Sinem'e." Rica etsem Buket'i beş dakika tutabilir misin? Hemen geleceğim."


Cihangir ve ağabeyim sohbet ederlerken ayağa kalktım ve Sinem'in kucağında duran Buket'i alıp," gel bakalım halacığım." Dedim." Beni özledin mi?"


Buket ağzının içinde bir şeyler söylediğinde ağabeyim, "maşallah." Deyip bakışlarını bana çevirdi." Kucağına da çok yakıştı."


Gülümsedim." Teşekkür ederim."


Buket'in emziğini ağzından çıkartıp onunla bir süre oyun oynadım. Ve Buket her yaptığım harekete karşı gülüyordu. O gülünce herkesin yüzünde tatlı bir tebessüm yer ediniyordu. O hariç. Cihangir. O sadece bize arada yandan bakışlarını gönderiyor sonra da ağabeyime kısık sesle bir şeyler sorup duruyordu. Ağabeyim ise henüz altı aylık olan bebeğine bakıp gülüyor, çok bekletmeden yakın arkadaşına karşılık veriyordu. Bir ara Cihangir'in ne yapacağımı hiç bilmiyorum dediğini işittim ancak bunu ne için söylediğini anlamamıştım. Ağabeyim onun aksine çokça rahattı fakat o her daim diken üstünde gibi duruyordu.


Bir süre sonra Sinem gelip bebeğini benden almıştı. Onu uyutup geldiğinde ise hep beraber yemek yemiş, sonra da kahvelerimizi içmiştik. Cihangir çok az bana bakmış, hatta gerekmedikçe ağabeyim ile bile konuşmamıştı. Her göz göze gelisimizde ise ben bakışlarımı ondan önce kaçırmıştım. Zaten çok durmamıştı. Henüz kahvesini bitirmemişken telefonu çalmış, eve gitmesi gerektiğini güzel bir dille ifade etmişti. O gider gitmez Sinem ile evi toparlayıp ağabeyimin yanına oturma odasına geçmiştik.


Her birimiz bir köşeye çekildiğinde," ne konuştunuz Cihangir ile ?" Diye ilk soran her zaman olduğu gibi ağabeyim olmuştu.


Ona yavaşça dönüp, " düğün hakkında konuştuk." Dedim." Tarihi netleştirdik."


"Anladım." Diyerek gülümsedi ağabeyim." İyi yapmışsınız."


Sinem," pazartesi günü düğünümüz var o zaman." Deyip güldü." Ben ne giyeceğim?"


"Ne istersen onu giy," diyerek eşine sarıldı ağabeyim." Zaten ne giyse yakışır benim karıma."


Sinem kıkırdadı." Bal mısın sen?"


Gözlerimi devirdim." Aile var burada. Ona göre hareket ederseniz sevinirim."


"Seni de göreceğiz Rüveyda," diyerek kaşlarını çattı Sinem." O zaman bende seni uyarıp duracağım."


Somurttum." Öyle bir şey olmayacak Sinem."


"Onu bunu bırakında düğüne kimleri çağıracağız, nerede yapacağız bir fikriniz var mı?"


Kafamı iki yana salladım." Cihangir bir şey demedi hiç."


"O zaman sonra onu arayıp sor. Bizde ona göre tanıdıkları çağıralım."


Boğazımı temizleyip, " aslında sade bir nikah mı yapsak?" Diye sordum." Öyle abartı bir şey istemiyorum."


"Senin fikirlerin bizim için çok önemli ancak bu tek başına alabileceğimiz bir karar değil. Cihangir'e sor eğer onaylarsa bizim için sorun yok."


Gülümseyerek, " ben onunla konuşur ikna ederim." Deyip başımı yavaşça kaldırdım." O da beni kırmaz diye umuyorum."


Ağabeyim gözlerini gözlerime doğru kaldırdı." İnşallah."


✨️


Ertesi sabah uyanır uyanmaz Cihangir'e mesaj atmış, onunla görüşmek istediğimi söylemiştim. O da tamam demişti. Ona gelmesi gerektiği yerin konumunu atmış, sonra da hazırlanıp evden çıkmıştım. Ağabeyim ve Sinem'de düğün için alışverişe gitmiştiler. Buket'i de ben dışarı çıkıyorum diye kendileri ile götürdüler. Daha fazla durmayıp onların gitmesi ile birlikte bende her zaman gittigim kafeye geçmiştim.


Zaten çok geçmeden Cihangir'de gelmişti. Şu an beraber karşılıklı hem oturuyor hem de kahve içiyorduk. Aslında Cihangir bir şey içmek istemediğini söylemişti. Ancak ben çok ısrar edince beni kıramamıştı. Beni kırmak istemeyişi hoşuma gitmiş olsa da bunu ona belli etmemiştim.


Bir süre aramızda sessizlik oluştu. Geldiğinden beri adamakıllı konuşmamıştık. O da bundan sıkılmış gibi, " benimle konuşmak istediğin konu ne tam olarak?" Diye sordu. "Önemli bir şey olmasa çağırmazsın."


"Ben," deyip ekledim." Aslında seninle konuşmak istediğim bir konu var. O yüzden seni çağırdım."


Kafasını hafifçe yana yatırdı." Seni dinliyorum."


"Ben abartı bir düğün istemiyorum. Eğer senin için de uygun olursa sade bir nikah töreni ile evlenmek istiyorum."


Cihangir'in yüzünde tek bir mimik oynamadı." Nasıl istiyorsan öyle olsun. Önemli olan her zaman senin isteklerin."


Dudaklarından dökülen sözler beni şaşırtırken, " ciddi misin sen?" Diye sordum." Nasıl istersem öyle mi olacak? Bu serin için sorun olmaz mı?"


Cihangir," olmaz." Deyip kestirip attı." Dediğim gibi nasıl istiyorsan öyle olsun."


"Ya ailen?" Diyerek ona baktım." Onlar büyük bir düğün isteyebilir?"


Cihangir sırtını sandalyeye yaslayıp bana anlamlı bakışlarla bakarak," ailem düğünümde olmayacak." Diye bir cevap verdi." O yüzden problem yok."


Afalladım." Neden olmayacaklar?"


"Gerçekten umrunda mı Rüveyda?" Diye sordu." Merak ettiğin ben miyim yoksa sadece ailem mı?"


Bakışlarımı kaçırdım." Seni neden merak edeyim ki?"


"Biz seninle evleneceğiz Rüveyda," dedi Cihangir." En azından eşin olacağım için merak edebilirsin."


Kafamı salladım." Önemli olan benim seni ne olarak gördüğüm."


"Beni ne olarak görüyorsun?" Diye sordu.


Tereddüt etmeden cevabını verdim." Ağabeyimin yakın arkadaşı."


"Sadece bu kadar mı?" Dedi pürüzlü bir sesle.


Zoraki bir gülümseme ile mırıldandım." Sana aşık olduğumu falan düşünmüyorsun değil mi?"


Cıkladı."Şu an olmasan bile olacaksın. Belki de olmuşsundur ama farkında değilsindir."


"Öyle bir şey yok." Diyerek iç çektim." Seni asla sevmeyeceğim Cihangir."


Duraksadı bir an." Neden? Yoksa kalbinde bir başkası mı var?"


Sonlara doğru sertleşirken sesi dişlerini sıktı ve bunu net bir şekilde gördüm. Ona inat," bunu seninle konuşmak istemiyorum." Dedim." Bu seni ilgilendirmez."


Ayağa kalkmak için tam hareket etmiştim ki Cihangir bileğimden tutup buna engel oldu. Bakışlarım elektrik çarpmış gibi ona döndüğünde, " sorun ne?" Diye sordum." Neden durdurdun beni?"


"Henüz konuşmamız bitmedi." Diye karşılık verdi bana." Ben son sözümü söylemedim."


Sinirlendim." Ne diyeceksen de. Geç olmadan eve gitmem gerekiyor."


Cihangir,  "aklında ya da kalbinde kimin olduğu umrumda değil. Senin hayatında olacak olan tek kişi benim." Dediği gibi onunla göz göze geldik. Ona büyük bir hırsla baktım. Devam etti." Bedenin, kaderin, aşkın sadece bana ait Rüveyda. Eğer benim dışımda birini seversen o zaman olacaklardan ben sorumlu değilim. Andım olsun ki inşa ettiğim bu düzeni yine kendi ellerimle yakıp geçerim."


Bölüm Sonu ✖️


Buraya minik kalpleri alabilir miyim?


♡♡♡


Loading...
0%