@ygitklc
|
Sabah olmuştu ilk önce ben, sonra Ata ve en son ise Sude uyandı. Ata ile beraber elimizi ve yüzümüzü yıkmaya gittik. Hemen ardından Ata sakalını kesti ve odaya geri çıktık. Dünkü giyindiklerimizi giyindik. Giyinirken Ata bana bir şeyler anlatıyordu üstümü giyindiğim için Ata’yı pek duyamadım. Sude’de odaya geldi ve o da üstünü giyindikten sonra beraber aşağıya kahvaltı için indik. Kahvaltıda; zeytin, peynir, reçel ve yumurta yedikten sonra Ata ve Sude’yi bekledim. İkisi de kahvaltısını yaptıktan sonra odamıza çıkıp çantalarımızı aldık ve aşağı inip bahçede bizi bekleyen servislere bindik. Yaklaşık on dakika sonra okuluma gelmiştim. Caner’i bahçede gördüm beni orada bekliyordu. Yanına gittim ve beraber sınıfa çıktık. Sınıfa girdikten sonra zil çaldı yaklaşık üç dakika sonra öğretmen sınıfa girdi “Günaydın çocuklar” “Günaydın öğretmenim” dedikten sonra yerimize oturduk. Öğretmen ders anlatmaya başladı ders matematikti. Dün Ata’nın bana anlattığı sadece sayılardı bugün ise öğretmen çarpma ve bölme işlemi yapıyordu daha ben sayıları öğrendiğim için zorlanıyordum. Çarpım tablosunu ezberlememizi istedi bize iki hafta süre verdi ve iki hafta sonunda sözlü yapacağını belirtti. Bugün Ata bana toplama ve çıkarma işlemini öğretecekti. Tam soru bitince zil çaldı Caner bana dönerek “Kantine gidelim mi?” “Olur gidelim” dedikten sonra sınıf kapısından çıktık ve kantine doğru ilerlemeye başladık. İlerlerken dün neler olduğunu anlattım. Caner gülmeye başladı Caner’le samimi olmuştuk aşırı iyi insandı. Kantine girdik Caner kantinci abiye “Abi bir tanen kaşarlı tost verir misin?” dedikten sonra parayı abiye uzattı. Abi ise tostu hazırlamaya başladı. Tost hazır olunca abi “Kaşarlı tost” diye bağırdı Caner tostunu aldıktan sonra sınıfa doğru ilerledik. Sınıfa girip ikinci olan sıramıza ilerledik. Caner bana tostunun altını bölüp verdi ve böylece beraber yedik. Tostu yedikten sonra beraber dışarıya çıktık ders beden eğitimiydi. Beraber gidip futbol oynadık ben pek oynayamasam da erkekler beni dışlamıyordu. Top bana gelince benim takımdaki herkes birden “HADİ ATAKAN GOL ATT” dediler. Herkese baktım ve etraflarında karşı takımdan oyuncular vardı bir tek ben boştum topu aldım ve hemen kaleye koşmaya başladım. Topu sağa atacakmış gibi yapıp sola vurdum ve gol oldu, birden benim takım bana koşarak: “GOLLLL” diye bağırıyorlardı. Bana hepsi sarılıp “ATAKAN (alkış) ATAKAN (alkış) ATAKAN” Hayatımda ilk defa futbol oynadım ama aşırı eğlendim benim artık favori sporum futboldu. Caner karşı takımdaydı gelip beni tebrik etti ve benden daha çok mutlu oldu. Maç bitti, zil çaldı ve sınıfa gittik. Sınıftaki kızlar ise hâlâ dışarıda oturuyordu çünkü ikinci derste bedeni suyumuzu içtikten sonra Caner ile beraber yeniden dışarıya çıktık. Yürümeye başladık sohbet ettik. Bana ailesini anlattı bende sustum sadece dinledim. Ailesi Caner’e bir sürü hediye alıyormuş mesela rengarenk boya kalemleri ailem ise bana mor ve kırmızı rengi vardı. Bana verdikleri hediye buydu bunu nasıl küçük bir çocuğa anlatabilirdim bende Canerin hayattı gibi bir hayat yaşamam lazımdı. Birazcık da hayvanlar hakkında konuştuk “En sevdiğin hayvan ne Atakan?” “Köpek, senin?” “Kediyi daha çok seviyorum hatta bir tane kedim var ama köpekte çok severim aslında tüm hayvanları çok severim ayrım olmadan.” “Ne güzel” dedim sadece. Sınıfa çıkıp yeniden su içtik ardından yeniden aşağıya indik birden “Atakan hadi gel koşalım” demişti Caner, bende başımı salladım “Atakan üç deyince koşacağız bir, iki, üçç” Üç kelimesini duyunca hemen koşmaya başladım Caneri açık ara farkla geçmiştim arkama bakınca uzakta olduğunu gördüm hemen yeniden koşmaya başladım ve yarışın kazananı bendim. Caner koşmaya devam etti yaklaşık on saniye sonra yanım vardı ve bana “Ne kadar hızlı koşuyorsun Atakan” dedi. Bana şaşkın bir şekilde bakıyordu bende sadece gülümsemeyle yetindim. Zil çaldı sınıfa gittik bir sonraki ders Türkçe dersiydi. Kitaplarımızı masaya koyduk. Zil çalana kadar konuşmadık, zil çaldı öğretmen sınıfa geldi “İyi dersler” “Sağ ol” dedikten sonra yerimize oturduk. Türkçe dersini işlemeye başladık. Metin okuyorduk ben okumuyordum alfabeyi tam öğrenmediğim için. Öğretmen herkese okuttuktan sonra “Atakan hangi harflere kadar öğrendin söyler misin ödev vereceğim sana” “A,B,C ve Ç harflerini öğrendim öğretmenim” “Tamam Atakan hepiniz serbestiniz ,Atakan sen benim yanıma gel çalışalım.” Defterimi aldım ve hocanın yanına gittim. Bana D,E,F,G,Ğ ve H harflerini öğretti. Sadece iki tekrar yaptıktan sonra harfleri ezberliyordum. “Aferin sana Atakan hemen öğreniyorsun, bu ödevleri yap yarın getir ben kontrol edeceğim sen sadece yap olur mu?” “Tamam öğretmenim” dedikten sonra yerime oturdum. Ödevlerimi zarf dosyama yerleştirip Caner’in yanına gittim. İki erkekle arkada bir şeyler yapıyorlardı. Yanlarına gidince oyun hamuru ile oynadıklarını fark ettim. Bir ara Ata ödevi için oyun hamuru almıştı bana da vermişti bende hayatımda ilk defa o gün oyun hamuru ile oynamıştım. “Sende oynamak ister misin Atakan?” demişti Caner. “Olur” dedikten sonra dolaptan fazladan olan oyun hamurunu bana veri hep birlikte oynamaya başladık. Oyun hamuruna bir sürü şekil verdim ama hepsini her seferinde geri bozdum. Birazcık daha oyun hamuru ile uğraştıktan sonra canım sıkıldı ve oyun hamurunu dolaba koydum. Sırama geçtim ve biraz uyumaya karar verdim. Yaklaşık on dakika uyuduktan sonra zil sesi ile uyandım ve elimi yüzümü yıkamak için tuvalete gittim. Tuvalette girip elimi yüzümü yıkadıktan hemen sonra sınıfa geri döndüm. Acıktığım için çantamdaki beslenmemi yemeye başladım. Birazcık yedikten sonra yeniden çantama koydum ve zilin çalmasını bekledim. 1 SAAT SONRA Okul bitince servise bindim ve servis yurtta dönmeye başladı. Yurtta döndükten sonra odama çıktım. Ata ve Sude gelmemişti üstümü değişip elimi yüzümü odaya çıkmadan önce yıkadığım için direkt yatağa uzandım ve sadece gözlerimi dinlendirmek için göz kapaklarımı kapattım. Uykum vardı ama uyumak istemiyordum ödevlerimi yaptıktan sonra uyuyabilirdim. Biraz daha gözlerim kapalı durduktan sonra odaya Ata ve Sude girdi. Gözlerimi açıp ikisine de baktım. İkisi de bana bakıyordu Sude birden “Atakan bir şey mi oldu neden uyuyordun hasta mısın yada halsiz mi hissediyorsun hemen ilaç getiriyim mi içeriden?” diyerek beni soru yağmuruna tutunca Ata’ya yardım etmesini istiyormuş gibi baktım. Ata bana göz kırptı ve “Sude sakin ol sadece yorulmuş ve dinlenmek istemiş” dedi. Sude Ata’yı dinlemedi ve yanıma gelip avuç içi ile ateşime baktı, ateşim olmadığını anlayınca Ata’ya kafasını salladı. Ve yeniden Ata’nın yanına geçti. Destek almak ister gibi Ata’nın kolundan tutundu sonra içeriye gidip üstünü değiştirdi. Sude üstünü değişince Ata’da içeriye gitti ve o da üstünü değişti ardından kendi yatağına geçip Sude ve beni izlemeye başladı. Sude çantasından bana bir hediye çıkarıp verdi. Hediye paketini açınca içinde evimde olan ama asla okuyamadığım kitabın olduğunu fark ettim. O kitap kimse evde yokken evi dolaştığım zaman kalın kitapların arasında bulmuştum ve okumaya çalışmıştım ama okumam olmadığı için okuyamamıştım. Bu kitabı görünce hemen Sude’ye sarıldım, Sude de karşılık vermişti. Ata uzaktan görüp “Bensiz bir sarılma olur mu Atakan?” diye sordu gülerek ve ben birden “OLMAZZ” diye bağırdım ve Ata gelip ikimize birden sarıldı. BU hayatı bence artık hakketmiştim yeniden diyorum iyi ki buraya gelmişim yoksa bu kadar mutlu olamazdım. Sude’ye “Bana bunu akşamları okur musun?” dedikten sonra Sude sarılmayı bitirip “Tabi ki de okurum Atakan yeter ki sen iste.” Dedikten sonra bana tekrar sarıldı. |
0% |