Yeni Üyelik
12.
Bölüm

10.BÖLÜM

@yikizima

 

MERHABALAR BEN GELDİM.

 

 

SİZLERİ GÜZEL SEVEN ASİL İLE BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM. 😊

 

 

İYİ OKUMALAR

 

 

GÜNÜN ŞARKISI: TUĞKAN - KUSURA BAKMA

 

 

GÜNÜN SÖZÜ: ELLERİNİ HİÇ TUTMAMIŞTIM. AMA KALBİ GÖĞSÜM DE ATIYORDU.

 

 

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Asil 'den Devam;

 

 

Nisan ayına girmiştik. Hala da kurslarla uğraşıyordum. Bir andan da Yaprak'ı nasıl görürüm diye düşünmeye başlamıştım. Odamdan çıkmıyordum kulaklığım kulağım da şarkı, yazılım, oyun falan derken vakit öldürmeye çalışıyorum. Bir andan da gidebileceğim her kursa gidiyordum. O kadar zoruma gitmişti ki üniversiteden geri dönmek. Resmen beni bulmuştu.
Bugün günlerden Çarşamba idi. Akşam kampüs içinde grup toplaşıp okey oynayıp eğlenceli ortam oluşturacaktık. Yaprak hiç cevap vermemişti. Dersteydi her halde neyse ben akşam gidim ayrıca kampüs içi belki o da gelirdi.

 

 

Akşam olmuştu. Hazırlanıp bizimkilere güle güle deyip yola koyuldum. Arabanın anahtarını Allah'tan almıştım. Arabaya binip yola koyuldum. En kısa sürede kampüse gelmiştim. Denilen kafeye adım attım. Gruptakiler oturuyordu. Etrafına odaklandı ama Yaprak yoktu. Olsun belki sınavı falan vardır iyi düşünelim iyi olsun demi yani. İçimdeki ses bana iyi olacağını diyordu.
Okey oynamaya koyulmuştuk. Sıkılıp yüz bire döndük. Bir saat sonra kafenin kapısından içeri Yaprak girmişti. " Herkese merhabalar gençlik " demişti. Yüzü tuhaftı ama öylesine gülüyormuşçasına gülümsüyordu. Olsun yine de gülüyordu ya o bana yeter.

 

 

Etrafıma baktım benim yanım boştu. Yaprak yanıma oturdu. Ah kalbim bir susar mısın? Acaba, belli edeceksin. Ne olur belli etme ben onu kaybedemem. Az çok konuşuyoruz. Hemen kaybedemem.

 

 

Yaprak oynamasını bilmiyorum ama kuralları biliyorum demişti ve ben baya şaşırmıştım. Sonuç da insan oynayamadığı şeyin kuralını bilmesi değişti. Aradan baya zaman geçmişti ve ben artık öne geçmiştim Yaprak'ın sayesin de bu kız tuhaftı bu kadar bilgiye rağmen nasıl olurdu da oynayamazdı bu da bir ayrı şaşırtıcı idi.

 

 

O sıra arkadaşlardan biri işlek atmıştı. Yaprak " İşlek attı." Diye bağırmıştı. O sevinçle bardağı da devirmişti. Bu kız gerçekten deliydi. Ama o benim delim olmalıydı. Sadece benim sevdiğim olmalıydı. O sıra taş gelmişti ve taşı koymuştum biz yenmiştik.
Yaprak bana bakıp " Hadi gel fotoğraf çekinelim." Bana mı demişti o, yüzüne bakıp " Olur " dedim dümdüz olur dedim lan. Benim telefonumu vermiştim. Ve biz zafer pozumuzu vermiştik. Yaprak kolundaki saate bakmıştı. Masaya dönüp " Millet iyi hoşta artık kalkmamız gerek yurda geç kalacağız." Hepimiz Yaprak'ı onaylamıştık. Hep beraber kalkıp kasaya ödeme yapmıştık.

 

 

Hep beraber dışarı çıkmıştık, vedalaşıyorduk. Yaprak'a sıra gelmeden

 

 

Yaprak " Haydin ben kaçar gençler " demişti. İçimden görüşürüz.

 

 

İnşallah bir gün hoşça kal deyip sarılmak dileğiyle o sıra Mehmet bağırarak

 

 

" Yaprak yarın semaver yakacağız Ethem Bey Park'ın da sen de gel." İçimden ne olur gel demiştim ne olur. Bir kez daha seni görmüş olurum.

 

 

Yaprak " Gelirim de ben Ethem Bey parkını bilmiyorum ki ya " oley be hemen araya atlamam gerekiyordu. Yaprak'a bakıp

 

 

" Beraber gidelim. Hem sen orayı da öğrenmiş olursun." Ne olur kabul etsin ne olur ya. Bana dönüp şöyle bir bakıp

 

 

" Olur, grup da numaram var sabah ararsın beni " oley be Yaprak'a bakıp

 

 

" Tamam hadi görüşürüz." demiştim.

 

 

Yüzümde güzel bir sırıtma ile arabaya doğru yürüdüm. Arabaya binemiyordum baya heyecan yapmıştım. Anahtar elimde titriyordum resmen. Derin nefes alıp arabaya binip. Eve geçmiştim. Direk eve girip anahtarı anneme verip odama geçtim.
Üstümü değişip hemen yatağa kendimi attım ve Yaprak numarasını kayıt ettim. Bu zamana kadar sevsem de ondan izinsiz numarasını kaydetmemiştim ama sosyal medyadan bulup resimlerine bakmışlığım çoktu. Hemen kaydedip profil resmine bakmıştım o kadar güzeldi ki, Rabbim nasip eder mi? Acaba.

 

 

Hemen galeriye girip bugün fotoğraf çekinmiştik. O kadar heyecan yapmıştım ki bu fotoğraf bana yeterdi, yan yana o kadar tatlı çıkmıştık ki Allah'ım ya. Telefona sarılıp kulağım da kulaklık uyumalıyım. Yarın arayıp parka götürecektim.
Sabah olmuştu. Dünyanın en güzel sabahına uyanmıştım. Ben hayatım da deliksiz uyuduğumu hatırlamıyorum. Erken kalkıp acaba Yaprak'a mesaj atsam mı diye düşünüyorum. Ya uyuyorsa arim mi aramayayım mı? Diye diye saati on bir etmiştim hazırlanıp evden çıktım yerimde duramıyordum. Valiliğin arkasına gelene kadar on iki olmuştu. Artık aramam gerekirdi diye düşündüm.

 

 

Telefonumu açıp Yaprak'ı aramaya koyulmuştum. Artık dördüncü arayışımdı. Telefon açılmıştı. İçimden çok şükür demiştim.

 

 

" Yaprak orda mısın? " demiştim. Ses soluk yoktu.

 

 

" Efendim Asil kusura bakma tanıyamadım bir an yeni uykudan kalktım." İçimden şükür deyip

 

 

" Asıl sen kusura bakma rahatsız ediyorum ama saat on iki ve bugün semaver gidecektik. Bir de başlayacaktı bizimkiler, haber edeyim dedim."

 

 

" A o kadar olmuş mu? Ben seni beklettim asıl sen kusura bakma sen git istersen bana konum atarsın ben bir şekil de gelirim."

 

 

" Yok, dün söz verdim. Ben götüreceğim valiliğin arkasındayım hadi hazırlan gel gidelim."

 

 

" Ay çok sağ ol hazırlanıp geliyorum. Hemen hadi görüşürüz."

 

 

" Görüşürüz." Telefonu kapatmıştım.

 

 

Ben ömrümün sonuna kadar onu beklerdim. Yeter ki o gelsin. Bu kız bu saatte kalktığına göre kesin kahvaltı yapmaz. En iyisi şu pastaneden sandviç alayım. Hemen sandviç alıp geri döndüm. Beklemeye devam onu beklerken saat geçmek bilmiyordu. Otobüs durağın da oturuyordum. Saat bir olmuştu. Nereye de bu kız başına bir iş gelmemiştir inşallah. O sıra bir otobüs durmuştu. Otobüsten Yaprak inmişti. Beni görüp bana doğru gelmişti.

 

 

" Merhaba kusura bakma Asil ya resmen seni beklettim. Özür dilerim bu kadar uyuyacağımı düşünmemiştim." Yaprak biraz yüzü düşmüştü. Onu toparlamak için.

 

 

" Yok, olur öyle şeyler dert etme hem bak geldin hadi gidelim." Yola koyulmuştuk. Yaprak bana bakıp

 

 

" Asil uzak mı? Gideceğimiz yer." Diye sormuştu.

 

 

" Yok ya uzak değil merak etme on dakikaya oradayız herkes bizi soruyor. Bir de sana sandviç ekmek aldım. Sormadan aldım ama aç geleceğini düşündüm o acele ile." Bakıp gülmüştü. Gülmüştü be ben bu kızın gülüşüne hasta idim.

 

 

" Ay düşünmen yeter Asil ya öyle şey mi? Olur, hem çok teşekkür ederim." Bende ona gülümseyip

 

 

" Ne demek " dedim.
Yola devam ve parka geldiğimizde etrafa bakmıştım ve bizimkileri görmüştük. Başkan da burada idi. Yaprak araya girip

 

 

" Kusura bakmayın ya ben uyuya kalmışım. Bugün boş günüm de dalmışım öyle " Başkan " Sorun değil. Yaprak Hanım, haydin gelin çay için." Demişti Yaprak'a

 

 

Ben boş yere oturmuştum. Yaprak iki bardak alıp çay doldurmuştu. Tam karşıma oturup bardağın birini bana vermişti. Yaprak'a bakıp göz kırpmıştım. Hemen çantamdan sandviç ekmeğini çıkartıp ona vermişti. Gülümseyip çayla beraber ekmeğini yemişti.

 

 

Orta da çekirdek vardı. Ben avcuma çekirdek alıp çayla beraber yemiştim. Yaprak dalmıştı. Fazla konuşmaya katılmıyordu. Her halde kafası karışık sadece bana böyle geliyor da olabilirdi. Bir de o kadar çay içmişti. Acaba midesi delik mi ki bu kadar çay nereye gidiyor diye düşünmedim değil yani demek ki çayı çok seviyordu.

 

 

Bir kız Yaprak'a dönüp

 

 

" E Yaprak bizler söyledik bir şeyler de sen dalmıştın baya var mı? Bir sevgilin " kalbim deli gibi atıyordu. Ne diyecekti acaba Yaprak baya düşünüp cevap vermişti.

 

 

" Evet, var." Dünyam başıma yıkılmıştı.

 

 

Nevrim dönmüştü ama belli etmemeliydim. Kesinlikle belli etmemeliydim. Yüzümdeki endişeyi hemen gülümsemeye çevirmiştim.

 

 

Baya muhabbet koyu olmaya başlamıştı. Yaprak çay içerken çantasından gözlük çıkarmıştı. Gözüne takmıştı. Mor bir rengi var. Ben mor rengini çok severdim. Gözlüğü istedim ve bana çıkartıp vermişti. Biraz da olsa özüme dönmüştüm. Komiklikler yapmıştım. Hatta Yaprak bile gülmüştü.

 

 

Yaprak'ın telefonu çalmıştı ve Yaprak uzaklaşmıştı. Yüzü asık konuşuyordu. Acaba gerçekten sevgilisi var mıydı? Varsa da uzaktan severdim yine yanında arkadaşı olurdum. Baya resim çekinip sohbet etmiştik. Telefonu kapatıp yanımıza gelmişti. Kaldığımız yerden devam etmiştik. Yaprak kolundaki saate bakmıştı ve bana bakıp Yarım bir gülüş atıp

 

" Ben yavaştan üşümeye başlıyorum şimdi kalkacağım sen de gelecek misin? "

 

" Olur hadi gidelim."

 

Hazırlanmaya koyulmuştum. Birkaç şeyi çantama atmıştım. O sıra Yaprak bizimkilere dönüp

 

" Oy oy kurban olduklarım artık ben kaçar. Asil de benle gelecekmiş haydin görüşürüz." Demişti. Bizimkiler hep bir ağızdan

 

" Görüşürüz " demişti.

 

Parktan çıkıp az ilerde Yaprak'a yarım bakıp

 

" Sevgilin olduğunu bilmiyordum eğer sorun olacaksa yanında gelmeyebilirdim." Dedim. Kaşlarını çatıp

 

" Hayır, ne sorunu olabilir. Edebimle bir erkekle arkadaş olabilirim. Bunu bir şey demeye kimsenin hakkı yok." Ne değişik bir kızdı ve bence mantıklı konuşuyordu. Önüme dönüp hafif gülüp

 

" Senlik sorun yoksa benlik hiç olmaz." Deyip yol boyu susmuştuk.

 

Valiliğin önündeki durağa gelmiştik üniversiteye giden otobüsü beklemeye başladık. Yaprak kartını çıkartıp. Bana dönüp

 

" Bugün için çok sağ ol çokça teşekkür ederim ."

 

" Ne demek ayrıca teşekküre gerekte yok habire teşekkür etme." Demiştim. Otobüs gelmişti ve Yaprak el sallayıp

 

" Görüşürüz." Dedi.

 

Kulaklığımı takıp eve gitmeye başladım. Kalbim çok kötü idi. Şarkı listeme dokunup her hangi şarkıdan başlamıştım. Eve gidene kadar ağlamıştım. Bu içimdeki şeyi bu şekilde atabildim. Eve sessiz sedasız girmiştim.

 

Odama geçip çantamı açıp içindekileri yerlerine koyacaktım. Kafamı dağıtmam gerekiyordu. Çantamın en dibinde gözlük kılıfı bulmuştum. Bu Yaprak'ın idi. Onu arayıp söylemem gerekirdi herhalde aramasın hem lazım olurdu belki telefonum da rehbere girip Yaprak'ı aramıştım. İlk çalıştı açmıştı.
" Yaprak "

 

"Efendim Asil "

 

" Bende gözlük kılıfın kalmışta onu sana ne zaman verim diyecektim."

 

" Yarın benim birden akşam altıya kadar dersim var. Altıdan sonra işin yoksa kampüse gelebilirsin ya da sende kalsın illa ki bizimkilerle yine buluşuruz."

 

" Sana lazım olabilir. Dersin varmış hem bak ben yarın altı buçuk gibi kampüse gelirim."

 

" Tamam, yarın görüşürüz." Deyip telefonu kapatmıştım.

 

Ben bu acı ile nasıl uyuyacaktım. Geçerdi be ama ben sevmeye devam edecektim. Masama oturup defterimi önüme açtım. Kalemi elime alıp yazmaya başladım. O gözleri unutmam mümkün değildi ki. Ne kadar sevgilisi de olsa ondan uzak durup sevebilirdim. Ayrıca sevmekten vazgeçmemek gerek. Seviyorsanız her gördüğünüz de sanki son kez görüyormuşçasına sevin sevin ki içinize işlesin her bir zerresine kadar. Bir gün olup yazımı bitirdiğim gün mutlu olduğum gün olması dileğiyle. Defteri kapatıp yerine koymuştum. Başıma ağrı çıkmıştı. En iyisi kulaklığı takıp yatmaktı.

 

Sabah erken kalkmıştım. Bilgisayar başına geçmiştim. Biraz bilgisayara bakmak kafamı dağıtıyordu. Teyzem kahvaltıya çağırmıştı ama ben gitmemiştim. Biraz daha bilgisayarla uğraşıp bırakmıştım. Öğlene kadar test çözeyim.
Kafam baya gitmişti. Saat öğlen olmuştu ve ben Yaprak hangi fakültede bilmiyordum. Onu sormam gerekirdi. Telefonu elime alıp Yaprak'a mesaj atmıştım.

 

" Yaprak hangi binada idin." Hemen mesaj atmıştı.

 

" Cumhuriyet Meslek Yüksekokulun dayım. Bir problem mi var."

 

Ne gibi problem olabilirdi ki acaba

 

" Yok, problem akşam gözlük kapını getireceğim ya " deyip yazıp Yaprak'a gönderdim.

 

" He evet ya bir an aklımdan çıkmış tamam akşam görüşürüz." Bende kısa ve öz

 

" Görüşürüz " göndermiştim.

 

Yaprak'ın akşam altıya kadar dersi vardı. Bende biraz atıştırıp test çözmeliyim. Mutfağa geçmiştim bir bardak çay ve kahvaltılık yemeğe devam. Kahvaltımı yapıp çay alıp odama geçmiştim. Ver elini YKS testleri...

 

Kafamı testten kaldırdığım da saat beş olmuştu. Masamdan kalkıp hazırlanıp arabanın anahtarını alıp yola koyulmuştum. Kampüs içine gelmiştim. Hastanenin oraya arabayı park etmiştim. Çantamı sırtıma takıp telefonu cebime koymuştum. Yukarı doğru çıkıp fakülteyi bulmaya çalıştım.

 

Biraz dolaşıp fakülteyi bulmuştum. Saat altıyı beş geçiyordu. Acaba çıktımı Yaprak'ı arayıp

 

" Alo Yaprak "

 

"Efendim Asil "

 

" Binanın önündeyim de haber vereyim dedim."

 

" Tamam, ben de geliyorum." Binanın kapısına doğru bakıyordum.

 

Yaprak binadan çıkıp etrafa bakıyordu bende seslenmiştim.
" Buradayım Yaprak " bir arkadaşı ile bana doğru gelip

 

" Hoş geldin Asil seni de yordum ya başka zaman alırım demiştim zahmet oldu sana da "

 

" Yok ya öyle şey mi olur, hem ne zahmeti."

 

" İyi madem o zaman sana bir kahve ısmarlayayım ya da her hangi bir şey olur."

 

" Yok, kendini öyle bir şey için zorlama lütfen." Bu kızdaki inat vallahi tavandı ya

 

" Ya yok hadi gel merkezi kafeteryaya gidelim hem benim de beynim yanmıştı bir kahve içmek şart oldu." Arkadaşı bana bakıp

 

" Kimse beni tanıştırmayacak her halde ben Emel " yaprak baya mahcup olmuştu hemen araya girip

 

" Ya Emel dalmışım vallahi " ben hemen

 

" Sorun değil bende Asil " Yaprak bir kaşını kaldırıp ikizimize bakıp

 

" Şimdi siz tanıştığınıza göre haydin hep beraber merkezi kafeteryaya " üçümüz kafeteryaya geçtik.

 

Boş bir masa bulup oturduk. Yaprak hırkasını çıkartıp bana bakıp

 

" Asil ne istersin ne alayım içecek aç isen başka bir şey de alabilirim." Bu kız gerçekten inattı ya

 

" Yok, aç değilim hem sen otur ben alayım bu böyle olmaz." Hemen hızlıca

 

" Hayır dedim bana ne istediğini söyle " artık gardımı indirmiştim.

 

" Tamam, o zaman meyveli soda alabilirsin." Gülümseyip

 

" Tamamdır, kuzum sana da kahve alıyorum. Ben gittim hemen geliyorum." Yaprak hemen koşarak dediklerimizi almaya girmişti. Bu kız baya inattı gerçekten bunu bugün tam anlamıştım.

 

Yaprak yanımıza gelip elindeki tepsiyi masaya bırakmıştı. İçindeki meyveli sodamı elimi aldım.

 

Emel " E Asil ne yapıyorsun."

 

" Ne yapayım baştan üniversite sınavına çalışıyorum."

 

" Hım anladım inşallah olur tüm hayallerine kavuşursun." Hafifçe kafamı yan yatırıp yarım gülüp

 

" İnşallah " dedim.

 

Yaprak'a bakıp " Baya yorgun gözüküyorsun."

 

Yaprak " Evet, vallahi dersler baya kafa yaptı. Zorlayacaklar işte bizi uğraştırıyorlar." Hafif gülüp

 

" Doğrudur. Dikkat et kendine " dedim.

 

Yaprak " Teşekkürler ederim." Emel araya girip

 

" Kuzum Selim'den bir haber var mı? " Yaprak sinirli bir şekil de

 

" Yok, vallahi aman olmasında bu saatten sonra hayatımı alt üst etmekten başka yaptığı bir şey yok ki onun "

 

Emel " Tamam kuzum sinirlenme bir sorayım demiştim." Yaprak Emel'e elini salmıştı bir nevi boşver demişti.

 

Emel " Vallahi gençler biraz daha sizle otururdum ama benim gitmem gerek sevgilim beni bekler."

 

Yaprak " Tamam, kuzum dikkat et kendine kocaman öpüyorum."

 

Emel kızgın şekil de " Aman zaten gerçekten sakın öpme tamam mı? " Yaprak biraz deli bakış ile

 

" Sanki huyumu bilmiyorsun. Çok konuşma " o sıra Emel bana dönüp

 

" Neyse Asil tanıştığımıza çok memnun oldum." Tebessüm ile

 

" Bende çok memnun oldum."

 

Yaprak " Görüşürüz " deyip Emel'e uzaktan öpücük attı.
Haline gülüp

 

" Öpmeyi sevmiyorsun her halde " dedim. Anın da

 

" Aynen ya hiç sevmem yılışık gibi geliyor uzaktan öpmek her zaman iyidir ya " dediğin de baya güldüm ve tepkime baya sohbet etmiştik.

 

Yaprak " Asil artık gidelim. Ben buradan yurda gidene kadar donmamak için elimden geleni yapacağım." Üşümesine kıyamam ki

 

" E iyi madem hadi gidelim." Beraber kafeteryadan çıkıp yurda doğru yürüdük. Yurdu en azından yakındı.
Yaprak " Yurdun oraya kadar zahmet etme sen buradan otobüse bin ben yurda hemen giderim." İnadına gitmeme gerektiğini bugün öğrenmiştim. O yüzden

 

" Tamam, Yaprak hadi görüşürüz." Demiştim.

 

" Bu arada ben yine teşekkür ederim görüşürüz." Deyip kaçarcasına el sallayıp gitmişti.

 

Yurdun orası buradan gözüküyordu. Yurda dönene kadar bakmıştım.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bölümün sonuna gelmiş bulunmaktasınız. Kocaman kalbinizden öpüyorum.

 

Oy veren elleriniz dert görmesin 😊

 

Bir daha ki bölümün de görüşmek dileğiyle

 

Hoşça kalın

 

😊 😊 😊

 

Loading...
0%