Yeni Üyelik
17.
Bölüm

15.BÖLÜM

@yikizima

 

 

MERHABALAR BEN GELDİM..

İYİ OKUMALAR...

😊😊😊

 

BÖLÜM ŞARKISI: TUĞKAN - CİVCİV

 

 

SILA - KAFA

 

 

GÜNÜN SÖZÜ: ELBETTE KORKUYORUM. SANA BİR GELECEK VAAD EDEMEM, SADECE BENİMLE NEFES ALMANI DİLEYEBİLİRİM.

 

 

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

 

Birden beşe kadar ders vardı ve ben ders dinliyordum. Kafam hala Asil'in anlattıklarındaydı. Bir çocuğu neden babasız bırakırlar neden kötü anlatırlar bilmem. Ya adam cidden kötü ya da Asil'in kötü bilmesini istiyorlar. Ben bunları düşünürken çoktan gün bitmişti.

 

Ders bitmişti Emel'e sarılıp okuldan çıkmıştım. Sessiz sedasız bir şekilde Asil'in fakültesinin önüne gelmiştim. Asil'in dersten çıkmasını bekledim. Benim dersim erken bitmişti. Ayağımı yere sürtüyordum. Hava biraz soğumuştu. Kot ceketimi üstüme giymiştim.

 

Fakültenin girişin de Asil görmüştüm.

 

" Asil " diye seslenmiştim. Azıcık sola doğru döndüğün de beni gördü. Yanıma doğru geldi. Yanında da bir kız vardı.

 

" Yaprak ben gelecektim sen gelmişsin." Ellerimi cebime koyup

 

" Hoca erken saldı bende yavaş yavaş gelip sana sürpriz yapayım, dedim."

 

Asil " Yaptın zaten hoş geldin bizim kız."

 

" Hoş buldum bizim oğlan." Yanında ki kıza dönüp

 

" Bu Yaprak " dedi. Kız bana dönüp elini uzatıp

 

" Bende Nur " dedi. Elini sıktım bende

 

" Memnun oldum." Dedim.

 

Asil " Nur yarın görüşürüz." Bende

 

" Tanıştığımıza memnun oldum, Nur "

 

Nur da " Bende memnun oldum görüşürüz." Dedi.

 

Asil bakıp " Asil şuraya oturalım mı? "

 

" Tamam." Dedi. Bende karşısına oturdum.

 

" Asil ben düşündüm ve sen de istersen bu konuyu araştırayım sende konuları ailene sor ona göre ilerleyelim ne dersin."

 

" Olur, kuzum." Deyip konuyu kapatmıştık. Biraz daha sessiz sedasız oturduk.

 

Asil " Hadi gel araba ile gezelim hem en sevdiğin şey hem de kafa dağıtmış oluruz." Hemen ayağa kalkıp

 

" İşte bu tam benlik be " deyip Asil'in elinden tutup arabaya doğru resmen koşturdum. Arabaya oturup kemerimi takıp ve müzik bendendi. Kafamız nereye eserse oraya gittik araba ile deli gibi bağıra bağıra şarkı söyledik. Sivas da çevre yolunda son ses Sıla Kafa açmıştım.

 

İlk başlarını susmuştuk.
Aşkıydı işiydi
İhtirası düşüydü,
Yere batsın faturası malı mülkü
Bağlasalar durmam.
Kaşıydı gözüydü
İntikamı gücüydü
Ayıp denen bir şey var ya
Hasbin Allah
Ağlasalar durmam.
İnsanım insan

 

Ve benim yerim gelmişti bağıra bağıra söylemiştim bana Asil de eşlik etmişti. Normal Türkçe şarkı dinlemeyen adama ben Türkçe şarkı dinletiyor ve söylüyordum.

 

Hadi kalk gidelim hemen şu anda
Kapa telefonunu bulamasın arayanda
Açarız radyoyu yol nereye biz oraya

 

 

İyi gelmez mi hiç deniz havası?
Bir göz oda bulur sokarız başımızı
Bir de koyarız iki kadeh
Kafa nereye biz oraya
Kafa nereye biz oraya
Aşkına da işine de Viran olmuş düşüne de
Yerli yersiz sözüme de dövmediğim dizime de
Pişmanım pişman
Kaşıydı gözüydü intikamı gücüydü
Ayıp denen bir şey var ya hasbin Allah
Ağlasalar...

 

Şarkı bitmişti. Bizde bitmiştik. Yollar bana ve Asil'e iyi gelmişti. Denizi olmasa da bu şehrin havası ve yolları uçsuz bucaksızdı. Deli gibi dolaşmaktan saat akşam sekiz olmuş. Yarın benim boş günümdü ama Asil'in dersi vardı. Yurda dönmek istemiştim ama Asil yemek yemeden olmaz demişti. Bizde iki dürüm alıp yanına soğuk çay gömülüp yemiştik.

 

Asil'e dönüp " Kuzum yarın senin dersin var benim yok ben dinleneceğim. Artık gidelim."

 

Asil " Benim için fark etmez ama sen dediysen seni yurda bırakayım."

 

" Tamamdır." Deyip yola koyulduk. On dakika sonra yurtta olduk.

 

" Görüşürüz bizim oğlan teşekkür ederim çok eğlenceli bir gündü."

 

" Her zaman ansızın bir yerlere gitmek çok güzel ve bu senle daha da güzel oluyor. Görüşürüz kedine dikkat et."

 

" Tamam dikkat ederim. Görüşürüz " deyip yurda geçtim. Saat dokuz idi ben bugün de yorulmuştum. Yatağa geçip direk yatışa geçmiştim.

 

############

 

Üç haftadır Asil'in babasını bulmaya çalışıyorum. Birini buldum sadece ulaşmak kalmıştı. Biraz da Asil'i alıştırmak gerekiyordu. Baba kavramı sıfır idi ayrıyeten babayı hep kötü bilmiş çocuğa al bu senin baban demek çok zordu. Üç haftadır anlatıyorum ve söylüyorum belki de bizim bildiğimiz gibi değildir dedim ama ona da hak veriyorum. Tamamen dümdüz birine inanmak çok zordu.

 

Ve bu üç hafta içinde yeni arkadaşlık kurmuştuk. Asil'in arkadaşları Can ve Nur Can'ın sevgili Sedef de vardı. Aramızda tabi ki Emel de vardı. Bazen Emel'in sevgilisi de bize takılıyordu. Ortam şahane idi. En çok da Asil ile beni sevgili zanneden sevgili olun artık diyen çok vardı.

 

Hatta Nur'un benden çekindiği günü hiç unutmuyorum. Kız ben tanışmaya korkmuş çok da naif bir kızdı. Tanıştığım çok güzel insanlardan bir tanesi idi. Neyse ki zaman baya geçmişti. Ben bu süre zarfında neredeyse Asil'in babasını buldum. Bunu hemen Asil'e söyleyemezdim. Biraz susmam gerekiyordu. Günlerden cumartesi idi. Bugün de tüm gün araştırmaya devam ettim. Artık uyuma vakti idi.

 

#############

 

Saat sabahın altısında beni kim arıyordu. Kim eceline susadı acaba telefonu direk açtım.

 

" Sabahın bu saattin beni kim aramaya cüret eder diye düşüyorum şuan." Ses gelmesini bekliyorum.

 

" Bendim arayan Yaprak Hanım "

 

" Asil sen misin? "

 

" Evet, benim şimdi yataktan kalkıp hazırlanıyorsun seni bir yere götüreceğim. "

 

" Sen ciddi misin bu saatte iyi misin Asil sen ya "

 

" Gayet iyiyim ve hazırlanıp geliyorsun, kapatıyorum." Dedi ve telefonu kapattı gerçekten bu çocuk deli ya of ya benim uykum vardı ya uyumak istiyordum ben ya. Neyse kalkayım yoksa Asil yurdu basabilirdi.

 

Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Dar kot pantolon, üstüne sarı tuniğimi, siyah şal taktım hava ne olur bilmiyorum siyah spor ayakkabımı giydim. Küçük çantamı içine sadece cüzdanımı ve telefonu koydum. Elime krem sürüp bilekliğimi taktım. En son güneş gözlüğümü çantama attım.

 

Saat yedi idi. Her şeyimi elime alıp kahvaltı için yemekhaneye çıktım. İki tane meyve suyu ve üç tane poğaça alıp aşağı indim. Dışarı çıktığım da araba da Asil beni bekliyordu. Arabaya geçip oturdum.

 

" Bu saatte kalkıp yanına geldim, inşallah kalktığıma değer bizim oğlan " dedim. Asil bana yan bakış atıp

 

" Tokat'a gidiyoruz." Şaşkın bir şekil de ona bakıp

 

" Şaka demi Asil " bana ciddi ciddi

 

" Hayır, değil gerçekten gidiyoruz." dedi. Kemeri takıp yola koyulduk.

 

Şaşkınlığımı atlattıktan sonra bir buçuk saatlik bir yol vardı ve sıkıcı olmasın diye kısık seste şarkı açmıştım. Yola bakmaya devam ettim. Ben bir Karadeniz kızıydım. Orman ağaçlık görmek ayrı bir duygu idi ama buranın bozkırı kıpkırmızı toprakları çok değişik ve ayrı huzur veriyor. İnsan baktıkça bir umudu oluyor. Şarkılar devam ederken Tuğkan'dan küçük civcivim şarkısı çıkmıştı. Şarkıyı çok seviyordum.

 

Sessiz sedasız Çamlıbel'e kadar gelmiştik. Aşağı doğru iniyorduk ve manzara çok güzeldi. Aşağı da çok güzel göl vardı. Asil'e bakıp " Kuzum aşağıdaki göl çok güzel durmuyor mu oraya gidelim mi? " dedim.

 

Asil " Tamam, olur yol kenarında dururuz." Dedi ve ben havalara uçtum alkış yaptım. Aşağı göle kadar inmiştik. Anayol kenarında durduk. Ben hemen arabadan inmiştim.

 

Göl kenarına geldik. O kadar güzeldi ki yeşillik su hepsi bir arada çok hoş durmuştu. Asil ile fotoğraf bile çekilmiştik. Oradan ayrılıp. Tokat merkeze gelmiştik. Bir mahalle arasına arabayı park etmiştik. Yeşilırmak kenarına doğru yürüdük. Yeşilırmak kenarında gezmek bana bir an deniz kenarında olduğumu hissettirdi. Asil ile turlamıştık elimizde çay bardakları keyif yapıyorduk.

 

Asil " Yaprak başka şehire geldik biz elimizde çay poğaça takılıyoruz. Hadi bakalım nerelere gidebiliriz." Ben bir şey demeden hemen internete girip bakmıştı. Nerelere gidebiliriz. O internette araştırma yaparken ben Asil'i izlemiştim. Saçları uzun kıvır kıvırdı. İşin komik tarafı ben uzun saçlı erkeklerden hiç haz etmem. Hayat bana şaka yapıyor. İyi şeyler olunca yüzündeki tebessümü bir şeyler anlatırken susup kalması değişikti. O kadar Asil düşünmeye dalmışım ki Asil kaç kez bana seslenmiş.

 

Asil " Yaprak " bir an kendim gelip

 

" Efendim Asil " Asil bana bakıp

 

" Diyorum ki Ballıca mağaralarına gidelim mi? "

 

" Olur gidelim vaktimiz yeterse neden olmasın."

 

" Yeter yeter hadi gidelim." Diye beni ayağa kaldırdı.

 

Arabaya gelmiştik. Binip yola devam ettik aşağı yukarı kırk kilometre yolumuz vardı. Güneş gözlüğümü takıp yolu izlemeye başladım.

 

Asil " Yaprak sanki biraz sakinleştin ben bilmeden bir şey mi yaptım." Asil'e bakıp vitesteki elini tutup.

 

" Yok, sen beni üzecek bir şey yapmazsın ki kuzum sadece daldım öyle hem baksana yollara ağaçların güzelliğine çok güzel değil mi? " Asil yola ne kadar odaklansa da elinin üstündeki elime şaşkındı.

 

" Evet, her yer çok güzel sen ile beraber daha güzel." Tebessüm edip o şekil de mağaralara kadar gittik.

 

Son yere gelmiştik. Arabayı park edip aşağıya inmiştik. Çantayı bırakıp elime telefonu alıp yola devam ettik önümüz de biraz merdiven vardı. Günlerden Pazar olunca burası gerçekten baya kalabalıktı. Tam yukarı doğru çıkarken elimde bir sıcaklık hissetmiştim. Kafamı eğdiğim de Asil'in eli ile karşılaştım. Şaşırmıştım ama bende onun elini tutmaya devam etmiştim. Kafalarımızı kaldırıp ikimiz tebessüm etmiştik.

 

İkimiz o şekilde mağarayı gezmiştik. Rehberlerin yanında durup mağara hakkında bilgi almıştık. En zevklisi de o idi. Bedavadan bilgi öğrenmek gibisi yoktu. Mağaranın sonuna kadar inmiştik. Asil'in kafasında kask vardı. O şekilde şakalaştık bulduğumuz yere çömmüştük ve baya eğlenmiştik. En son mağaradan çıkmıştık. Biraz da mağara dışında gezmiştik ve etraf hep yeşillikti, fotoğraf çekinmiştik.

 

Oradan çıkıp yolda ağaçların arasın da fotoğraf çekinmiştik. Tokat merkeze geçtiğimizde biraz da orada gezmiştik. Navigasyon sağ olsun bir kaleye çıkamamıştık. Ama benim uğraşlarım sonunda o kaleye çıkmıştık. Artık akşam beş olmuştu ve acıkmıştık. Alışveriş merkezine gidip orada pizza yemiştik. Tıka basa yediğim yemeklerden bir tanesi idi.
Sivas yoluna geri dönmüştük. Hava artık kararmıştı. Karanlık uçsuz bucaksız elim yine Asil'in elindeydi. Havadan sudan muhabbet ediyorduk. Günün yorgunluğu şimdiden beni sarmıştı.
Sivas'a gelmiştik. Yurda gideriz diye bekliyordum ama " Asil nereye gidiyoruz. "
" Bir avmye gidelim, oyun atalım ne dersin."
" Olur " dedim.

 

Avmye girmiştik. Hemen en üst kata çıkıp o yorgunluğa oyun oynamıştık. Çok zevkliydi. Avmye gelip de kitaplara bakmadan olur mu? Hiç, her yeri gezmiştik değişik oyuncaklara bile bakmıştık. Zevkli ne varsa onları yapmıştık.

 

Artık yurda dönme zamanı idi. Yurdun önüne gelmiştik. Eşyalarımı topladım.

 

" Asil bugün için teşekkür ederim. O kadar mutlu oldum. Kafamı toparlamam lazımdı ve bana çok yaradı gerçekten sen çok iyisin." Kafasını eğip tebessüm ile

 

" Asıl sen mutlu olduysan gerisi mühim değil, sen iste yeter ki her zaman yaparız arada kaçamak yapmak her daim iyidir." Asil sözünü bitirir bitirmez Asil'e sarılmıştım.

 

" Çok çok teşekkür ederim. İyi ki varsın kuzum iyi ki." O da bana sarılıp

 

" Sen de iyi ki varsın." Dedi. Artık gitmem gerekiyordu.

 

" Görüşürüz." Dedim. Asil de

 

" Görüşürüz." dedi. Arabadan inip el sallayıp yurda girmiştim. Direk duşa attım kendimi ondan sonra kendimi yatağıma attım.

 

#############

 

Dört günde göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Pazartesi günü artık Asil'in dersleri yoktu. Bizde Emel ile vakit geçiriyorduk diğer günler hep Nur, Can, Emel, Asil geçiriyorduk. Bazen aramıza Sedef bazen de Emel'in sevgilisi katılıyordu. Grup halinde iyi anlaşıyorduk.

 

Sabah benim dokuz da dersim vardı. Asil'in on da idi. Perşembe günleri beni araba ile alıp okula bırakıyordu. Kasım ayında olduğumuz için sabahları artık daha fazla soğuk oluyordu. Üşümeden okulda oluyordum. Bu sabah yine Asil bekliyordum.
Gelmişti. Arabaya bindim,

 

" Günaydınlar kuzum." Bana gülümseyip

 

" Günaydınlar hanımefendi." Dedi ellerimi ovuşturdum. Ekim aynın sonundaydık ama burası Sivas idi ve hava çok soğuk oluyordu. Fakülteye çok az kamıştı ben defterimi ayarlamaya çalışıyordum. Asil birden elimi tutup, " Artık benim sevgilim olsana " dedi. Bir an da ağzımdan çıkan tek kelime " Ne !!! " olmuştu.

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Kocaman kalplerinizden öptüm.

 

Lütfen oy vermeyi unutmayalım. 😊

 

Bir dahaki bölüm de görüşmek dileğiyle...

 

Hoş çakalın...

😊😊😊

Loading...
0%