Yeni Üyelik
18.
Bölüm

16.BÖLÜM

@yikizima

 

MERHABALAR

 

SİZİ BÖLÜM İLE BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM.

 

İYİ OKUMALAR...

 

😊😊😊

 

BÖLÜM ŞARKISI: FERHAT GÖÇER - AŞKIN MEVSİMİ OLMAZ Kİ

 

GÜNÜN SÖZÜ: CANIM CENNET ÇEKSİN DİYE SANKİ GÖZLERİN...

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Araba da defter elim de

 

" Ne! " deyip kalmıştım. Asil'e baktığım da gerçekten bu konuşmayı yapmıştı. Bana benim sevgilim olsana dedi. Asil dönüp

 

" Benim şuan dersim var ve dersten sonra konuşsak olur mu? " arabanın kapısını açıp inerken

 

" Tamam, Yaprak " dedi.

 

Cebimden okul kartımı çıkartıp hemen dersliğe doğru gittim. Emel'in yanına oturdum. Biraz yüzüm tuhaftı ve Emel bir şeyler anlamıştı.

 

Emel " Kuzum bir sorun mu var, yüzün soluk gibi bir tuhafsın." o sıra hoca gelmişti.

 

" Sonra anlatırım canım." Deyip kestirip atmıştım.

 

Ders dinliyordum ama bir andan da aklım ondaydı. Kafam çok karışıktı. Kafamı derse vermem gerekiyordu bu ders kaçarsa daha toparlanamazdım.

 

Ders bitmişti. Saat on iki idi. Derslikten çıkıp hızlı hızlı yürüyordum. Arkamdan Emel'in sesini duydum.

 

" Efendim Emel "

 

" Nereye gidiyorsun, hızlı hızlı"

 

" İşim var kuzum sonra görüşsek ne olur."

 

" Tamam, ama kendine dikkat et tuhaf gözüküyorsun." Elimi sallayıp okuldan çıkmıştım.

 

Hemen koşa koşa Asil'in fakültesine gittim. Daha yeni çıkmıştı Asil onu görür görmez bağırmıştım. " Asil " beni görür görmez şaşırmıştı. Koşarak gelmişti ve bana kaşlarını çatıp bakmıştı

 

" Yaprak yüzün çok solgun gözüküyor sen iyi misin? "

 

" İyiyim sadece beni çok sakin bir yere götür müsün? " dedim.

 

Asil beni arabaya oturtup yolu koyulmuştu. Ah be adam senden kaçmak isterken yine sana gelmiştim. Bazı durumlardan hiç kaçamıyorsun.

 

Asil beni kardeşler dağına çıkarmıştı. Hava almaya ihtiyacım vardı. Arabadan inip temiz havayı içime çekmiştim.

 

Asil " Yaprak sen iyi misin? "

 

" İyiyim evet çok iyiyim ben konuşalım."

 

" Konuşalım, Yaprak konuş rahatlayacaksan konuş yani " dedi.

 

" Asil bugün olanlar söylediğin cümle benim aklım çok karışık ben senle çok güzel anlaşıyorum. İçimde korku var ya dostlukla beraber yürüttüğümüz bu güzel şey sevgili olduğumuz da bozulursa ben çok korkuyorum içimdekileri dışa da vuramıyorum ben ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Öylece kaldım." Asil bana sarılıp durdu. Konuşmaya başladı.

 

" Sakin olur musun? Yaprak aynı biz değişen bir şey yok ki neler değişebilir ki sadece daha özgür olacağız neden kötü düşünüyorsun ki o güzel aklından geçenleri ben biliyorum. Ama o korkunu yenmelisin çekik göz ben aynı Asil sen aynı Yaprak olacaksın."

 

Asil benden ayrılıp ellerimi tutup gözlerime bakıp konuşmaya devam etti.

 

" Hem biraz böyle duralım illa sevgili olduk diye bir şey yok bu şekil de bakalım birbirimize oluyor muyuz? Diye he "

 

" Tamam, senin dediğin gibi yapalım zamana bırakalım ne dersin." Ellerimi yüzüme kapatıp oflayıp. Asil gülüp

 

" Tamam, şimdi rahatlıyoruz tamam mı? Sen yemek yedin mi hem aç aç gezmiyorsundur umarım." Kafamı sallayıp

 

" Yalan söyleyemem yemedim." Asil hem yürüyüp

 

" Hadi üniversiteye geçiyoruz o karnını doyuruyoruz." Dedi.
Telefonu eline alıp birini aramıştı. Neredesiniz hım tamam bizde Yaprak ile geliyoruz.

 

" Bizimkiler merkezi yemekhanedelermiş bizde oraya gidiyoruz sen de karnını doyuruyorsun."

 

" Tamam, da sen yemeyecek misin?"

 

" Tabi ki yiyeceğim bende açım." Dedi.

 

Beş dakika içinde yemekhaneye gelmiştik. Yukarı kata çıkmıştık. Bizimkiler cam kenarında oturuyordu. Emel de buradaydı. Asil " Selam gençlik " dedi. Ben sadece yemeği alıp oturmuştum

 

. Emel " Kuzum hala kötü müsün? " tebessüm ile

 

" Ya yok iyiyim sadece açım yemek yemenin derdindeyim kuzum." Ben yemeğe devam edince Emel bana yavaşça eğilip

 

" Yemedim bir şeyin var anlatacağın anı bekliyorum." Yan bakış atıp

 

" Gözünden bir şey kaçsın Emel " Emel gülüp

 

" Şu dediğine sen inanıyorsan sorun yok kuzum." Dedi. Beni aldı gülme resmen kahkaha attım. Bu kız ne yapıp edip beni güldürüyordu.

 

Konuşmaya şakalaşmaya devam ediyorduk. Asillerin dersi iptal olmuştu. Kafeteryaya inip muhabbet etmeye devam etmiştik. Aslın da ben konuşmaktan ziyade Asil'i izliyordum. İnanmadığı bir şey olduğun da kafasını eğip yan bakışı vardı. Öyle çok kahkahası olmazdı Asil'in sadece güler geçerdi. Güldüğün de ise kimse onu durduramazdı. Öyle saçma şeylere gelemezdi, yerini bilirdi ve yerine göre konuşur ona göre kahkaha atardı. Değişik bir kişiliği vardı. Ben bu adamı seviyordum evet ama bir andan da korkuyordum, ya eskisi gibi olmaz daha kötüsü olur diye. Bazen içinizdeki sevgiye aşkı durduramıyorsunuz bende o durduramadığım mantığımın yitirdiği anda idim.

 

Can " Yaprak sen gerçekten iyi misin? " artık pes etmiştim.

 

" Ya cidden ben iyiyim konuşmaya eğlenmeye devam " deyip yarım bir bakış Asil'e atmıştım ve göz kırpmıştım.

 

Konuşmaya devam etmiştik. Ortam baya şenlenmişti. Can'ın saçma teorileri Nur'un he çocuğum sen haklısın değişleri Emel'in seni tanımak istiyorum yiğidim değişi ile daha çok komik bir ortam olmuştu. Masamızda kahkahalar havada uçuşuyordu. Bu ortam hiç bozulmasın.

 

Artık akşam olmuştu ve herkesin işleri olduğu için dağılmıştık. Asil ile çocuklarla beraber olduğumuz yerde ayrılmıştık. Biraz daha kafamı toparlayıp tek başıma yurda gelmiştim. Duşumu alıp bugün aldığım notları tekrardan çalışmıştım bugünkü ders önemli idi. Gece olmuştu ve benim uyumam gerekiyordu. Telefonumu elime aldım bildirim vardı. Yatağıma yatıp bildirim Asil'den idi. " İyi geceler çekik göz." Demişti. Bende duramayıp hemen " İyi geceler kuzum." Demiştim.

 

###############

 

Kasım ayının sonundaydık. Herkes deli gibi vizelere çalışıyordu bizde öyle tabi kütüphanede sabahlama dönemi diye bir dönem vardır. İşte tam da biz onun üstüne basıyorduk. Bu arada Asil ile tam sevgili olmuştuk. Zamanı çok da uzatmamıştım. Bazı şeyler uzatmaya kesinlikle gelmiyordu. Ve bizde uzatmadık. Sadece bizim grup sevgili olduğumuzu öğrenip çok sevinmişti.

 

O günün ertesi günü tabi ki Emel üstüme gelmişti olanları ona anlatmıştım. Kızım sen de var mı birazcık kabul niye etmiyorsun demişti. Az da ondan azar işitmiştim ama bana hak vermişti. Daha sonra en çok o mutlu olmuştu. Biz çok mutluyduk böyle devam etmesi için de çok çabalıyorduk.

 

Kafamı gömmüş sınav çalışıyordum. Gözlerim kapanmıştı. " Oy benim biricik sevgilim ders mi çalışıyormuş." Ellerini indirip

 

" Evet hayat meselesi sınavlar sevgilim benim" Asil elimi tutup avuç içimi öpmüştü.

 

" Peki, bana vaktin var mi kumsalım, sana ihtiyacım var."

 

" Çok isterim beyefendi ama sen çizip geçiyorsun ben yazıp not alıp çalışmam lazım." Deyip sakalını sevmiştim.

 

" Şaka yapmıştım ama sana ihtiyacım olduğu doğru hayatım, renklerle ilgili vizem var boş vaktin varsa çizim benden boyaması senden ki ben boyamayı beceremiyorum senin o küçük ama başarılı ellerine ihtiyacım var."
Asil'in yanaklarını sıkıp

 

" Oy oy senin bana ihtiyacın mı varmış, en son teslim tarihi ne zaman peki sevgilim." Yanıma sandalye çekip

 

" Üç gün sonra kumsalım " tebessüm edip

 

" İki gün sonra benim vizeler bitiş hayatım, sen çiz iki gün sonra ben boyarım merak etme sevgilim." Asil yerin de zıplayıp

 

" Oley be iyi ki sen kadın sabahtan beri nasıl yapacağımı düşünüyordum. "
" Tamam, düşünme ben halledeceğim." Deyip sarıldım. Kalbim adam iyi sen iyi ki....

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Kocaman kalplerinizden öpüyorum.

 

Lütfen oy vermeyi unutmayalım. 😊

 

Bir daha ki bölüm de görüşmek dileğiyle..

 

Hoş çakalın...

 

😊😊😊

Loading...
0%