Yeni Üyelik
10.
Bölüm

8.BÖLÜM

@yikizima

 

MERHABALAR BEN GELDİM. ÇOK DEĞİŞİK BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM.

 

İYİ OKUMALAR 😊😊😊

 

BÖLÜM ŞARKI: MUSTAFA CECELİ - SEVGİLİM

 

GÜNÜN SÖZÜ: YAPILAN HİÇ BİR ŞEY BOŞA YAPILMAMIŞTIR. İLLA Kİ BİR SEBEBİ VARDIR.

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Bir hafta çabuk geçmişti. Çünkü konserler havada uçmuştu. Hepsine de Asil ve kızlarla gitmiştik. En son Mustafa Ceceli konseri vardı. O bile başka güzel geçmişti.

 

Sınavlar gelip kapımızı çalmıştı. Emel ile deli gibi çalışmıştık. Hafta sonu sınav olmaz demeyin bizim hafta sonu bile sınavımız vardı. Bugün ilk sınav günü idi. Çalışma kâğıtlarımı alıp yurttan çıktım. Binaya geldiğim de kartımı okutup içeri girdim.

 

Emel görüp

 

" Kuzum " deyip bağırdım.

 

Biraz korkutmuş olabilirim. Kız sıçradı resmen Emel kafasını çevirip tek kaşını kaldırıp

 

" Yaprak ne diye bağırıyorsun ." Biraz korkmuş olabilirim, elimi sallayıp.

 

" Korkacağını düşünmemiştim ki " deyip koşamaya başladım.

 

Emel " Buraya gel Yaprak Hanım " ya Allah haydi bre sınav salonuna doğru koşamaya başladım.

 

En son Emel beni tutmuştu. Ona gülüp beni affet demiştim ve benim sevmediğim şeyi yapıp beni öpmüştü. Çok kötü idi ya. Sınav salonuna girip yerime oturmuştum. Hocalar beni Emel ile farklı yere oturtmadan ben farklı yere oturmuştum.
Bir sınavı daha atlattım. İlk sınav ve baya başarılı idim. Yaşasın geçmiştim. Nerden biliyorsun derseniz demeyin. Artık neyi ne kadar yaptığımı biliyorum.

 

Bir hafta geçmişti. Sınavlarda bitmişti. Bu bir hafta içinde Selim den gram haberim yoktu. Arasam açmıyordu. Artık o kadar bunaltmıştı ki beni onu sallamıştım. Ama herkes Selim ile buluştuğumu düşünüyordu. Yurttan Selim diye çıkıp başka yere kafa dinlemeye gidiyorum.

 

Bilet almıştım. Bir hafta Samsun yapıp gelecektim vizelerden sonra hak etmiştim. Valiz hazırlamaya başladım. O an telefonum çaldım. Bakmadan açtım.

 

" Alo "

 

" Yaprak "

 

" Efendim Asil "

 

" Ne yapıyorsun diye bir sormak istedim. Sınavlar falan "

 

" Sınavlar bitti ya şükür hepsi iyi geçti. Bu akşam da Samsun'a geçeceğim. Valiz hazırlıyorum."

 

" Hım kolay gelsin bende öyle aramıştım."

 

" Sorun değil ben şu valizi hazırlasam daha sonra görüşsek olur mu? "

 

" Olur, hadi görüşürüz." Telefonu kapattım.

 

Valizimi artık hazırlamıştım. Yurttan çıkıp otogara geçecektim. Yurttan izin alıp güvenlikten parmağımı okutup geçtim. Otobüs durağına doğru ilerledim, terminal otobüsüne bindim.

 

Altı saat sonra Samsun otogarına varmıştım. Annemi görmüştüm. " Anne " bağırıp sarıldım. Az ileri de babam vardı. " Baba " deyip bağırıp babam sarılıp atladım.

 

Babam " Nasılsın boncuğum "

 

" İyiyim sen babam "

 

" Bende iyiyi kuzum benim " arabaya atlayıp köye gitmeye koyulduk.

 

Samsun'un merkezine yakın bir köyde yaşıyorduk. On dakika sonra eve gelmiştim.

 

Babam " Hadi kuzum odana geçte uyu rahatlarsın yol yorgunluğunu atlatırsın."

 

" Tamam, babacığım " yanağını öpüp odama yatağıma geçmiştim.

 

Sivas da akşam binince şimdi gece Samsun da olmuştum. Oh yatağım deyip kendimi attım ve uyudum.
Sabah babamın sesi ile uyandım " Boncuğum sabah kahvaltısı hazır hadi " babam asla odama girmezdi. Bir kızın odasına hiçbir koşulda ondan izinsiz girilmez derdi. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa geçmiştim. Ailecek gülüp oynayıp kahvaltı yapmıştık.

 

Bu evin en küçüğü ben idim üç ablam vardı. Üçü de evli idi hatta yedi tane yeğenim vardı. Ben onlara çok sonradan katılmıştım. Ama dünyaya bir daha gelsem yine kendi ailemi seçerdim.

 

Samsuna geleli iki gün olmuştu. Bugün en küçük ablamın yanına gidecektim. Ondan bir tane yeğenim vardı. Biraz da orada vakit geçireceğim. Ablamı arayıp

 

" Kız ben geliyorum. Çay yap."

 

" Tamam, kuşum hadi görüşürüz." Telefonu kapattım. Merkeze gelmiştim. Arabadan inip ablama doğru gitmeye başladım.

 

O ara telefonum çaldı. Arayan Derya idi. Hayırdır inşallah telefonu açıp

 

" Efendim Derya "

 

" Sana bomba haberim var aslında grupta yazmıştık ama sen görmedin."

 

" E ne oldu bir şey mi oldu Derya "

 

" Biz Asil ile sevgili olduk."

 

" A öylemi ne güzel sizin adınızı sevindim."

 

" Teşekkür ederim." Dedi telefonu kapattım.

 

Derya ve Asil ne alaka bilmiyorum ama yolları açık olsun ne deyim. Ablamın evine gelmiştim. Beraber çay içip muhabbetin dibini etmiştik. Akşama doğru eve geçmiştim. O sıra telefonum çalmıştı. Arayan Asil'di

 

" Efendim Asil "

 

" Nasılsın Yaprak "

 

" İyiyim bu arada hayırlı uğurlu olsun. Derya ile sevgili olmuşsunuz. "

 

" Evet olduk. Bu şekilde olması gerekiyordu."

 

" Benim için sorun değil mutluluklar dilerim. Derya çok kıskanç biri bana patlar falan konuşmayalım biz en iyisi dedim."

 

" Tamam görüşürüz."

 

" Görüşürüz." Deyip telefonu kapattım.

 

Üç gün daha geçmişti. Sabah otobüsü ile Sivas'a gidecektim. Kahvaltı edip arabaya bindim. Otogara geldik. Babam ve annem bana sarılmıştı. Onlara elimle öpücük gönderdim. Otobüste yerimi bulup oturdum. Altı saat geçmişti. Öğlen bir olmuştu. Sivas terminale gelmiştim. Otobüsten inip otobüs durağına oradan yurda geçmiştim.
Güvenlikten parmak basıp yurda girip odama geçtim. Ben odama girer girmez. Derya odaya girmişti.

 

" Yaprak hala şaşkınım Asil sevgiliyiz."

 

Derya'ya gülüp " Senin adına cidden sevindim."

 

" Teşekkür ederim." Arkamı dönüp

 

" Canım ben valizi yerleştireceğim de ister otur."

 

" Yok, ben gideyim." Derya'ya dönüp

 

" Sen bilirsin "

 

" Görüşürüz " dedi ve gitti. Tuhaftı bu kız gerçekten.

 

Valizi boşaltmıştım. Her şeyi yerleştirdim. Acıkmıştım. Yemekhaneye çıkıp yemek yedim. Eşofman takımı giyip elimi su şişesi alıp kulaklığımı takıp yürüyüşe çıktım. Kampüs iyi geliyordu. Eskisi kadar o kadar soğukta yoktu. Tek akşamları bir soğuk oluyordu. O da yavaş yavaş geçer.

 

Artık Mayıs ayını geçmiştik. Ben Selim ile konuşmayı kesmiştim. Hatta belki de artık bitirmiştik. İkimiz de farkında değildik. Artık oruç tutmaya başlamıştık zorlansam da okul ile beraber yine tutmaya devam ettim. Odama geçecekken Derya gelmişti.

 

" Yaprak Asil'in ailesi bu akşam iftara çağırıyor Asil'in arkadaşlarını falan Asil seni de çağırmamı istedi."

 

" Sağ olsun da benim gelesim hiç yok siz gidin."

 

" Sen bilirsin." Deyip Derya gitmişti. Akşam beş olmuştu. Telefonum çalmıştı.

 

" Efendim Asil "

 

" Bu akşam gelmiyormuşsun da ben de bir arayıp söyleyeyim dedim belki ben dediğim de gelirsin."

 

" Yok ya Asil hiç havam da değilim. Size iyi eğlenceler "

 

" Yok öyle yağma ben seni de istiyorum."

 

" Üsteleme lütfen "

 

" Yaprak kalkıyorsun ve hazırlanıyorsun bu iftara geleceksin."

 

" Of of ben miyim? Laz yoksa sen misin? Başka zaman gelirim."

 

" Hayır geleceksin."

 

" Tamam geleceğim."

 

" Tamam, sen hazırlan ben sizi almaya geleceğim arabayla uğraşma."

 

" İstesem de otobüsle gelemem evini bilmiyorum sonuç da " Asil kahkaha atmıştı.

 

" İyi oldu sana akşam almaya geleceğim." Deyip telefonu kapatmıştı.

 

Akşam saat yedi olmuştu. Hazırlandım ve Asil bekliyordum. Telefonumu çaldırmıştı. Bende dışarı çıktım. Ülkü Derya yan yana duruyordu bende yanlarına gittim.

 

Derya " Bana gelmeyeceğini söylemiştin."

 

" Zaten gelmeyecektim ama Asil arayıp rica da bulundu. Kabul etmek zorun da kaldım." Asil araya girip

 

" Neyse haydin gidelim iftara az kaldı." Ben arkaya geçip oturdum.

 

Ülkü de yanıma oturdu. Derya öne oturmuştu. Yola devam ettik. Eve gelmiştik.

 

Asil'le beraber eve girmiştik. Herkes selamlayıp yerime oturdum. Sessiz bir şekil de konuşanları diniliyordum. Bir anda da kendimce düşünüp burada ne işim olduğumu sorguluyordum. Derya'nın zaten ne yapmaya çalıştığını anlamadım. Enteresan zaten kendini benden iyice soğuttu. Ortam da baya yok olmuştum. Sadece kendimi tanıtmıştım o kadar.
Ezan vakti yaklaşmıştı. Herkes sofraya geçmişti. Ben Ülkü ve Derya'nın arasın da kalmıştım. Ezan okunmuştu. Azıcık su içip çorba içmeye koyulmuştuk. Artık her şey yenmişti. Sofrada kalıp çay içmeye devam edilmişti. Her halde bu hayatta en sevdiğim şey çay içmek.

 

Asil dedesi o sıra bana laf atmıştı. Ben azıcıkta olsa konuşmaya başlamıştım. Bu adam gerçekten ilginç biri idi. Baya konuşup çay içmiştik. Hatta kızlar çayı çok sevdiğimi bildiği için bir demlik daha olsun deyip dalga geçmişti. En son muhabbeti yapıp son çayımı da içip kalkmak istemiştim. Saat zaten çok geç olmuştu.
Masadakilere dönüp

 

" Artık ben gideyim." Asil araya girip

 

" Ben aldım sizi ben bırakacağım."

 

" Tamam, o zaman kalkalım, ben erkenden okula gideceğim." dedim.

 

Asil ayağa kalkıp arabanın anahtarını almıştı. Hep beraber evden çıktık ben en son arkamı dönüp

 

" Her şey için teşekkürler ellerinize sağlık hakkınızı helal edin."

 

Asil'in annesi " Ne demek helal olsun." Dedi. Ben apartmandan çıktım.

 

Arabaya doğru ilerledim. Arka kapıyı açıp oturdum. Araba şarkı ile yurda kadar konuşmadan gelmiştim.

 

Asil'e " Her şey için teşekkür ederim." Deyip arabadan indim.

 

Yurda doğru gittim. Hemen içeri girip odama yatağıma kendimi attım.

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Bir bölüm sonuna daha geldik biraz beyin karışıklığı oldu. Bir kaç bölüm sonra olayların yerine oturduğunu göreceksiniz önemli olan bölümleri sindire sindire okuyun.

 

Oy veren ellerinizin dert görmesin. 😊

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere...

 

Kocaman kalplerinizden öptüm.

 

Hoşça kalın

 

😊 😊 😊

Loading...
0%